Create Your Own Countdown

Google

   
  *** İYİLİK İÇİN KOŞANLARIN YERİ***
  Aaron KOHEN
 











Türkiye Yahudilerinin tarihinde ilk defa bir din adamı ailesiyle birlikte müslüman oldu. Aaron Kohen, ekim ayı başında eşi Flori Kohen ve kızı Meira ile birlikte Beyoğlu Müftüsü Recai Albayrak’ın huzurunda kelime-i şahadet getirerek Müslümanlığı seçti. Aynı zamanda müzisyen olan ve "Maftirim"in ardından geçtiğimiz hafta "Allah’a Övgüler / İbrani Aryaları" adlı albümü de yayımlanan Kohen, dul bir kadınla evlendiği için Yahudi şeriatına göre cemaatten dışlanmıştı.

TÜRK Yahudilerinin tarihinde ilk kez Yahudi bir din adamı, eşi ve çocuğuyla birlikte müslüman oldu. 36 yıl boyunca muhtelif sinagoglarda ve son olarak Neva Şalom’da hazanlık (müezzin) yapan Aaron Kohen, Ekim ayı başında Beyoğlu Müftülüğü’ne başvurdu. Kohen Ailesi, Beyoğlu Müftüsü Recai Albayrak’in huzurunda kelime-i şahadet getirerek İslam’a geçmiş oldu.

Çocukluğundan beri sinagoglardan sonra ailesiyle birlikte cami ve kiliseleri de gezip dua ettiğini söyleyen Aaron Kohen, "Benim üç dine de saygım var. İslam, üç dini de kapsayan mütekamil bir din. Kur’an-ı Kerim’de üç dinin de temel özellikleri mevcut. Ben Tanır’nın huzuruna dini bütün bir mümin olarak çıkmak istediğim için İslam’ı seçtim. Hz. Muhammed’e de çok büyük sevgim ve saygım var" dedi.

Türkiye Yahudi cemaatinin müslüman olmasına çok şaşırdığını da ifade eden Aaron Kohen, "Müslüman olduğumu duyanların bir kısmı çok sert tepki gösterdi, bir kısmı kampanyalar başlattı. Öfkelenenler de hiç az değildi. Ama benim için önemli olan insanın iç huzuru. Artık insanların tepkilerine pek fazla aldırmıyorum" diye konuştu.

Türkiye Yahudi cemaatinin kendisini çok yalnız bıraktığını da belirten Aaron Kohen, şunları söyledi: "Ben cemaatten çok zulüm gördüm. Aç kaldım, parklarda yattım. Sadece istemedikleri bir kadınla, eşim Flori ile evlendim diye yaptılar bunu. Ben parkta yatarken Hahambaşılık ve cemaat sadece seyretti. 36 yıllık hizmetimi bir köşeye atıp ’bardak kırıldı’ dediler."

Beyoğlu Müftüsü Recai Albayrak ise Aaron Kohen, Flori Kohen ve kızları Meira Kohen’in müslümanlığı seçmesinden son derece mutlu olduğunu belirterek, "Kendisine tepkilerden çekinip çekinmediğini sorduğumda, ’Hayır hiçbir şeyden çekinmiyorum’ diye konuştu. Musiki ile ilgilendiği için mistik yönü çok güçlü bir insan" dedi.

Kohen soyadının gizemi

Aaron Kohen, bir Fransız lisesinde öğretmenlik yapan Flori ile tanışıp áşık olduğu zaman Yahudi şeriatının katı kuralları ile karşılaştı. Flori duldu ve öyle altı dil bilmesi, entelektüel donanımının sağlam olması hiç de önemli değildi. Yahudi şeriatına göre, soyadı Kohen olan bir din adamı, dul bir kadınla evlenemezdi. Ama onlar her şeyi göze alarak evlendiler ve cemaatin büyük bir bölümü tarafından dışlanmalarına, çok güç günler geçirmelerine rağmen mutlu bir yuva kurdular. Küçük yaşlardan itibaren sesinin güzelliğiyle herkesin ilgisini çeken, Yahudi din müziği kadar Türk müziğini de gayet iyi bilen Aaron Kohen, 2002’de kalan Müzik’ten çıkan "Maftirim" albümüyle adını duyurdu. Maftirim, Edirne’deki Yahudi sinagoglarında hahamlarla Mevlevi dervişlerinin ortaklaşa ürettikleri bir müzikti. Aaron Kohen’in ikinci albümü, "Allah’a Övgüler, İbrani Aryaları" da geçtiğimiz hafta yine Kalan Müzik tarafından yayımlandı.




Yahudiydiler Müslüman oldular, kapılar yüzlerine kapandı  
Aaron Kohen'in güzel sesiyle okuduğu dualar dinleyenleri büyülerdi, yaptığı albümler Museviler arasında çok popülerdi. Bir gün aynı cemaatten dul bir kadına, Flori Kohen'e aşık oldu.
 
 

Tam anlamıyla hayatı değişti! İşinden ve cemaatten kovuldu. Derken Flori Kohen, geçtiğimiz yıl Müslüman oldu; ondan etkilenen kocası Aaron Kohen de ekim başında İslamiyeti seçti. Ve Yahudi cemaatinde kıyamet koptu!

Aaron Kohen, Yahudi din adamıydı. Yahudi şeriatına göre, soyadı Kohen olan bir dinadamının dul bir kadınla evlenmesi yasak! Neve Şalom Sinagogu'nda hazanlık (müezzin) yapan ve aynı zamanda müzisyen olan Aaron Kohen, bu yasağı çiğneyip dul bir kadınla evlendiği için işinden oldu. Sonra da Fransızca öğretmeni olan eşi Flori, işsiz kaldı. Yahudi cemaatinden dışlandıkları için hiçbir yerde iş bulamadılar. Ev kiralarını ödeyemeyince parkta yattılar. Flori'nin ailesinden rica minnet aldıkları az bir parayla Arnavutköy'de küçük bir eve taşındılar. Haftalar boyunca su ve ekmekle karınlarını doyurdular. Flori, bir buçuk yıl önce, gece gördüğü bir rüyadan çok etkilendi ve sabah Müslüman oldu. Geçtiğimiz ay da Aaron Kohen kızıyla birlikte İslamiyet'i seçti. Evlendikleri için kendilerini dışlayan Yahudi cemaati, Kohen'ler Müslüman olduktan sonra onları aşağılamaya başladı. İşte Kohen'lerin acı, gözyaşları ve açlıklarla dolu; ama inadına tutkuyla çevrili hikâyesi...

Eşinizle tanışana kadarki süreci anlatır mısınız?

Aaron Kohen: Çocukluğum sinagoglarda geçti. Oralarda dinsel müzikle tanıştım, çok iyi duahanlar vardı ve İbrani ilahiler Türk musikisiyle okunuyordu. O yaşlarda Tanrı'ya, zengin Türk makamlarıyla yakarmak beni çok cezbetmişti. 1979 yılında Neve Şalom Sinagogu'na duahan (müezzin) olarak atandım. Toplam 36 yıl çok iyi duahanlarla çalıştım.

Flori Kohen: Ben iki çocuk annesi bir bayandım ve Fransızca öğretmeniydim. Özel Saint Michel Fransız Lisesi'nde 10 küsur yıl çalıştım. Sonra İTÜ'de konuk öğretim görevlisi olarak davet edildim. Ardından Galatasaray Üniversitesi'nde hocalık yaptım. Özel Saint Benoit Lisesi'ndeyse 3 yıl hocalık yaptım.

Birbirinizle ne zaman tanıştınız?

Flori Kohen: O zamanki eşimle bir boşanma sürecine girmiştim. Aaron, üçüncçü çocuğuma hamileyken kutsama için bize gelmişti. Eşimden boşandıktan bir süre sonra Aaron Kohen Bey ile aramızda bir etkilenme oldu. Büyük bir sevgiyle birbirimize bağlanınca evlenmemiz gerektiğine karar verdik. Hahambaşı, Kohen soyadını taşıyan bir din adamının dul bir bayanla evlenemeyeceğini söyledi.

Ama siz her şeye rağmen evlendiniz!..

Flori Kohen: Evlenir evlenmez eşimi görevden aldılar. Beş parasız kaldık. Bir maaş ile Aaron Bey ve kızım Çiçek'e bakmak durumunda kaldım. Sonra çalıştığım özel okul, işime son verdi.

Hepten parasız kaldınız yani!..

Flori Kohen: Aynen öyle, parasız pulsuz kaldık ortalıkta. Yıl 2005, aylardan Nisan. Çok kötüydü! Kira borcu birikince bütün eşyalarımızı bir günde sattık. Ondan sonra Cihangir'de küçücük bir kapıcı dairesine taşındık. Fakat oranın parasını da ödeyemedik. Yahudi cemaati bizi dışladığı için burada iş bulamadık ve İsrail'e gittik. Orada bizi bir dil okuluna koydular ama Allahlık. Sağmalcılar Cezaevi oradan daha bakımlıdır. Oradan da, buradaki cemaatin baskısı nedeniyle kovulduk ve bir daha da iş vermediler. Baktık ki bize orada da iş vermiyorlar, öleceksek hiç değilse doğduğumuz topraklarda ölelim, dedik. 4 kredi kartım vardı. Eşim ve çocuğum açlıktan ölmesin diye bütün kredimi çektim. Döndüğümüz ilk 5 gün Bebek Parkı bizim mekânımız oldu. Yıl 2006, aylardan Mayıs.

Parklarda mı yattınız?

Flori Kohen: Evet. Sonra beni kovan okula, 'insanlık namına bana kapılarınızı açın, beni bu parktan çekip kurtarın' dedim. 'İki ay kalabilirsiniz' diyerek bizi kabul ettiler. 'Öğretmenlere ayrılan lojmanlarda yaşarsınız, size para vermeyiz, yemek de buzdolabında bulursanız yersiniz' dediler.

Peki bunca olan biten arasında İslamiyet'e geçiş fikri nasıl oluştu?

Aaron Kohen: Eşim gördüğü bir rüya sonrasında İslamiyet'i seçti. Ben de geçen hafta ikinci albüm bittiğinde; Hz. Muhammed'i gönülden sevdiğim ve zarar gördüğüm o insanlarla bir olmamak için, çok sevdiğim Türkler ve tüm Müslümanlarla beraber toprağın altında Tanrı'ya ulaşmak istediğim için İslamiyet'i seçtim.

Rüyanızda ne gördünüz?

Flori Kohen: O zorlu günleri yaşarken, hep bir çare ararken bir gece kendimi bir camide pembe, ipekten kapalı bir kıyafetin içinde namaz kılarken gördüm. Aynı anda yanımda daha önceki dinime ait, yine pembe giyinmiş kızlar dua ediyordu; fakat birbirleriyle gülüşüyordu. Yani benim duamı bölüyorlardı. O an bir ses geldi, 'sen onlara bakma, duana devam et' dedi. Ben baştan sona namazımı ve duamı bitirdim. Ve huzur içinde dışarı çıktım. Sabah rüyamı eşime anlattım. 'Anladığım kadarıyla seni İslamiyet'e çağırıyorlar.' dedi. Zaten o sıralar Hz. Muhammed'in hayatını okumaya başlamıştım. Kur'an-ı Kerim'in de Bakara Sûresi'ndeydim. Muhtarlıktaki formaliteleri halledip Beyoğlu Müftülüğü'ne gittik. Orada çok güzel karşıladılar bizi. Kendi isteğimle ve eşimin de onayıyla Kelime-i Şehadet getirerek ailemizden Müslümanlığa geçen ilk kişi ben oldum. Bir buçuk yıl sonra ikinci albüm ortaya çıkıp tamamlandığında, Ekimin 1'i ya da 2'siydi, tam hatırlamıyorum. Yahudilerin oruç günleri vardır, kutsal af günleri... O gün kocam oruçluydu ve sabahleyin 'kalk' dedi, gidiyoruz. O, hazırlıklarını çoktan yapmış, camiye gittik. Çok, çok, çok duygulandım. O da Kelime-i Şehadet getirdi, kızım da... O zaman tam anlamıyla bir hafifleme oldu huzurla doldum.

Kelime-i Şahadet getirirken neler hissettiniz?

Aaron Kohen: Huzur... Mutluluk ve mütekamil olmuş bir insan...

İslamiyet'e geçerken Yahudi cemaatinin tepkisinden çekinmediniz mi?

Flori Kohen: Hiç çekinmedim; çünkü kötü bir şey yapmadım ki! Müslüman ne demek, Allah'a inanan demek. Ben imanımı değiştirmedim ki, ben İslamiyet'le evrenselleştim. Ben duamda bütün peygamberlerin sevgisini kazandığıma inanarak dua ediyorum artık. Onların arasında da, 'Bütün peygamberleri severek ve onlara saygı duyarak dua ediyorum' diyenler var. Bu, söyleyerek olmaz, fiiliyata dökmek ve biraz yürekli olmak lazım. Son peygamberi seviyor ve saygı duyuyorsan İslamiyet'e geçmek lazım. Ben işte onu yaptım.

Aaron Kohen: Şöyle bir söz vardır Tevrat'ta: 'Önemli olan Allah'ın gözünde lütuf bulmaktır, kulun gözünde değil'. Diğer kişilerin davranış ve tutumları beni enterese etmiyor. Benim için önemli olan Allah'ın gözünde doğru olanı yapmam. Bir insan öldüğünde Tanrı'nın karşısında yaptığı doğrular ve yanlışlarla tektir. Dolayısıyla ben İslamiyet'e canı gönülden inanarak, Hz. Muhammed'e ve tüm peygamberlere inanarak insan-ı kamil olmaya çalıştım. İslamiyet'e geçtiğim için Tanrı'nın önüne geçtiğimde kalbim, vicdanım ve zihnim huzur içerisinde olacak. Mutluyum, eksik bir insan olmadım.

Peki, aşk ile İslamiyet arasında nasıl bir bağlantı kuruyorsunuz?

Flori Kohen: Beşeri aşkımız bizi İslamiyet'e taşıdı. Tanrı lütuf buyurmasaydı eğer, ben kesinlikle eşimle karşılaşmayacaktım. Aşk ve sevgi Yüce Rabb'imizin bir hediyesidir. Ne mutlu ki bizi karşılaştırdı ve kesiştirdi.

Aaron Kohen: Bütün dinler; aşkı, sevgiyi, merhameti, güzelliği, iyi ve mutlu bir evliliği, sadakatli bir evliliği her zaman öngörmüşlerdir.


Aaron Kohen (solda), Flori Kohen (sağda) ve kızları Çiçek Kohen.

İlk fırsatta ilahi okumak isterim

Yahudi'yken çıkardığınız iki albümde de İbrani ilahileri okudunuz. Şimdi ise Müslüman'sınız, bundan sonraki albümünüzü İslam ilahilerinden oluşturmayı düşünür müsünüz?

Aaron Kohen: Neden olmasın, tabii ki ilk fırsatta İslam ilahileri okumak isterim. Şu an kaybolmuş bir insan olabilirdim. Tanrı'ya şükrediyorum, bana elverdi, çalışmamı dinledi, gelecek kuşaklara aktarmam için bana olanak sağladı, sonra da karşıma Hasan Saltık Bey'i çıkardı. Ben yüce Rabb'imize şükrediyorum.

Bundan sonra ne yapmayı düşünüyorsunuz.

Aaron Kohen: Yaşantımıza İstanbul'da devam etmeye çalışacağız. Çok zorluklar içinde yaşıyoruz. Geçimimizi sadece eşimin emekli maaşı sağlıyor.

Flori Kohen: Ben bir ressamım. 6 dil biliyorum. Fransızca ve İtalyanca öğretmeniyim. Ben şu anda hocayım, ressamım, gidip de tezgahtarlık yapamam ki! Herkesin bir mesleği var.

Aaron Kohen: Eski din kardeşlerimizden şu ana kadar gelen işler, hep komik rakamlarla aşağılayıcı işlerdi.

Nedir mesela?

Bana diyorlar ki 'Hamallık yapar mısın?' Ben nasıl hamallık yaparım! Ya da 'Bir tekstil fabrikasının tuvalet temizliğini yapar mısın?' diyorlar. Bunları aşağılamak için yapıyorlar.

Flori Kohen: Ben doktora seviyesinde iki üniversite bitirdim. Çok güzel bir araştırmanın sonucunda tezimi Prof. Dr. Tahsin Yücel'den aldım. Bana diyorlar ki 'Sana manikürcüde iş bulduk.' Ben manikürcü de olurum, nefis yaparım. Bir makyaj uzmanı gibi makyaj da yaparım; ama olay o değil ki! Her meslek kendi erbabına... Bana iş vermediler, biz açız şu anda!.. Bu ayıp!..

***

Yüce Rab, Cumhurbaşkanımızı korusun!

O zorlu günlerde Kalan Müzik'ten Hasan Saltık'ın yanına gittim. Anoten Duası projemden bahsettim. Yani 'Cumhurbaşkanımızı kutsama duası'. Bu dua, Osmanlı topraklarına gelen Museviler tarafından şükretmek için yapılmış. Bu dua, Osmanlı devlet erkanının Tanrı tarafından güçlü olması, ülkeyi sıhhatli idare etmesi, Tanrı'nın onların yollarını açması ve güç vermesi, onları koruması için okunan bir duadır. 500 yıl boyunca padişahların ismi zikredilerek okunsa da unutulmuştu. Bu albüm yeni çıktı. Hasan Bey'e bu projeyi anlattığımda bana kol kanat gerdi. Durumumun zorluğundan bahsettim, bana yardımcı oldu, cebime para koydu. Her zaman yardım etti, kapılarını açtı, insanca yaklaştı. Benimle üzüldü, benimle sevindi.

SERKAN KARA
08 Kasım 2008, Cumartesi
 






Aaron Kohen

1963 yılında İstanbul’da doğan sanatçımız Aaron Kohen yaklaşık 26 yıl süresince İstanbul’da Galata’daki Edirneliler Kuledibi’ndeki  Neve-Şalom Ortaköy, Şişli ve Kuledibi’ndeki İtalyanlar, Karaköy’deki tarihi zülfaris sinagoglarında sinagog müezzinliği yaptı.
İslamiyet’i kabul ettiği 2008 yılının mart ayından bu yana Neyzen, mutasavvıf, solist Ender doğan ile birlikte çalışmalarını sürdürmekte solist-Udi İbrahim Karaoğlu ile birlikte Türk Tasavvuf Musikisi çalışmalarını konserler eşliğinde devam ettirmektedir.

 
  *** SİZİ KUTLUYORUZ *** BUGÜN 1909110 ziyaretçi (4182743 klik) MİSAFİRİMİZ OLDUNUZ ***  
 
haberler haberler


Google Arama
Sitemde Arama
Yaşam ve İnsanlar

İstanbul Servisleri Neden Pahalı ? burakesc
Namaz Kılan Minik ile burakesc
GİMDES Helal Gıda Ramazan Buluşması burakesc
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol