Gökhan Barın

ÖSS’de ilk 100 arasına girerek Bilkent Üniversitesi Ekonomi bölümünü burslu olarak 1997 yılında tamamlayan Erzurumlu Gökhan Barın, İngilizcesi yetersiz olduğu gerekçesiyle Atatürk Üniversitesi’ne asistan olarak alınmamasının ardından 1998 yılında gittiği Çin’de kurduğu firmayı, 15 ülkeyle iş yapan bir marka haline getirmeyi başardı.

Çok iyi derecede İngilizce bilmesine rağmen “İngilizcen yetersiz” diyerek asistan olarak üniversiteye kabul edilmediğini ifade eden Gökhan Barın, Çin’de yakaladığı başarı öyküsünü AA muhabirine anlattı.

“Kuzenimin ortağı olduğu seyahat şirketi ile Çin’e geldikten sonra gördüğüm fırsatları değerlendirmek için burada kaldım” diye konuşan Barın, 2003 yılında da kardeşi Burak’ı yanına aldığını belirterek, şunları söyledi:

“Kuzenim Metin’in fikriyle Çin’de Guangzhou’ya kentinde bir ofis açtık. Önce Türk iş adamlarına hizmet verecek bir kalite güvence ve danışmanlık şirketi kurduk. Sistemi kendi potansiyel müşteri kitlemizin ihtiyaçlarına cevap verecek uygun bir takım değişimlerden geçirerek kalite denetimi, sertifikasyon ve lojistik hizmeti veren Hong Kong Merkezli bir şirket olarak çalışmaya başladık. Çin’den ithalat yapan iş adamlarımıza lojistik, ürün kalite kontrolü ve ürün araştırma anlamında hizmet vermeye başladık.”

Birkaç yıl içinde 20′den fazla sektörde “her sektörde sadece bir müşteriye hizmet verme” prensibiyle çalışmaya başladıklarını anlatan Barın, “Kısa sürede müşteri sırlarının ve haklarının korunması konusunda ve servis kalitesiyle öne çıkan ve tanınan bir firma haline gelmeye başardık” diye konuştu.

Geçen zaman içerisinde denetim konusunda verdikleri hizmetlerin nihai hedefleriyle örtüşmediğine karar verdiklerini vurgulayan Barın, denetim konusunu ikinci planda bırakıp, alım satım yapan ve bu konuda aracılık eden bir ticari şirket profilini öne çıkarmaya başladıklarını kaydederek, şöyle devam etti:

“Küçük ve dinamik bir firma olmanın avantajları ile işlerin hareketli ve ithalatla ilgili düzenlemelerin müsait olduğu dönemde önce tekstil daha sonra mevzuatların değişmesinin ardından da inşaat malzemeleri ve dekorasyon ürünleri konusunda yoğunlaştık.”

Büyüyen şirket yapısı içinde değişik firmalarla stratejik ortaklıklar kurduklarını anlatan Barın, Hong Kong merkezli şirketin Guangzhou kentinde ofisi bulunduğunu kaydederek, “Almanya Köln’de yerleşik bir showroomumuz var. Ayrıca Antalya, İstanbul, Macaristan’ın ve Rusya’da partner ofis ve showroomlarımız bulunmakta. Önümüzdeki yıl da Ukrayna showroomumuzu açacağız.”

Türkiye dışında yaklaşık 15 ülkede 100′e yakın önemli projeye tedarikçi olarak malzeme sağladıklarını anlatan Barın, “Dış cephe, granit, seramik, vitrifiye, aydınlatma, mobilya, duvar kağıdı, mozaik, inşaat makineleri tedarik ettiğimiz önemli kalemleri oluşturuyor” diye konuştu.

Başta otel projeleri olmak üzere, toplu konutlar, alışveriş merkezleri, stadyum projelerine tedarikçi firma olarak katkı sağladıklarını ifade eden Barın, “Kurduğumuz şirket iş yaptığımız alandaki firmalar içerisinde artık bir marka olduğunu rahatlıkla ifade edebilirim. Özellikle Türkiye, Rusya ve Kazakistan pazarında ciddi işler yapıyoruz. Ayrıca Amerika’dan Almanya’ya, İngiltere’den Türkmenistan’a bir çok noktada projelerde katkı sağlıyor, tedarikçilik yapıyoruz” diye konuştu.

“Türkiye’de bilinen birçok büyük gruba tedarikçi olarak hizmet veriyoruz. Ülkemizdeki 60′ın üzerinde çoğunluğu beş yıldızlı olan otellere hizmet veriyoruz. Biri Türkiye’de diğeri Kazakistan’da iki stadyum projesi ile Ukrayna, Kazakistan, Rusya ve yine Türkiye’de çeşitli alışveriş merkezleri ile Moldova ve Almanyada çok sayıda konut ve rezidans projesine ayrıca Dubai, Kazakistan, Azerbaycan, Macaristan, Türkmenistan, Ukrayna, Hırvatistan gibi ülkelerde yine önemli otel projelerine tedarikçilik yaptık. Bizim başarılı kılan doğru mal, doğru üretici, doğru fiyat, doğru yöntem, doğru kalitedir.”

Çin’de karşılaştıkları yemek sorunu üzerine Türk restoranı zinciri kurmaya karar verdiklerini ve Boğaziçi anlamındaki Bosphoros ismini verdikleri restoran zincirinin ilk ikisini Guangzhou ve Yiwu kentlerinde kurduklarını anlatan Barın, Shanghai ve Pekin’de restoran açmak için çalışmalarının sürdüğünü söyledi.
Türk restoranlarının bulundukları kentlerde büyük ilgi gördüğünü kaydeden Barın, “Kendi yemek sorunumuza çözüm ararken restoran açma fikri bize yeni ivme kazandırdı” dedi.

TÜRK MALLARINI SATMAK İÇİN MARKET AÇTILAR

Türkiye’nin artan ithalat rakamlarının kendilerini rahatsız ettiğini anlatan Barın, Türk mallarını Çin’de satmak için 5 market açtıklarına dikkat çekerek, şöyle devam etti:

“Yıllarca Türkiye’den buraya neler getirebiliriz diye düşündük. Şimdi ilk asmada 5 marketle çalışmaya başlayan 2010 yılı sonuna kadar 7 şehirde 25 markete ulaşmayı hedeflediğimiz ithal ürünler satan Store-X isimli marketler zinciri kurduk. Ana hedef kitlesi Çin’de yaşayan yabancılar olan ancak Çinlilere de özellikle Türk ürünlerini sevdirmeyi amaçlayan bir girişim bu. Önümüzdeki dönemde sayısı artacak marketlerimizin ihtiyacını karşılamak amacıyla Türkiye’den özellikle gıda ürünlerinde ciddi bir ithalat planımız var.”

Çin’de elde ettikleri başarıyla yıllık cirolarının 10 milyon dolarlara ulaştığını da sözlerine ekleyen Barın, şirketler grubunun dış ticaret biriminde Türk, Alman, Rus ve Çinli olmak üzere toplamda 80 kişilik bir ekiple çalıştıklarını ayrıca restoran ve marketlerde ise çalışanlarının sayısının 150 olduğunu söyledi.