Create Your Own Countdown

Google

   
  *** İYİLİK İÇİN KOŞANLARIN YERİ***
  Hsan KUNDAKÇI
 


Yiğit Paşamızı bir daha hatırlatalım... Neden onu emekli ettiler dersiniz?
Hatırlayın, Rumlar KKTC sınırında Türk bayrağını indirmeye çalışırken Rum'un bir   tanesi vurularak öldürülmüştü...
Hasan Kundakçı Paşa o günü anlatıyor:
‘‘Ben orada Türk kuvvetleri komutanıydım ve oradaki Türk toplumunu ve KKTC sınırlarını korumakla yükümlüydüm. Rumların sınırı ihlal etmelerine izin veremezdim. Hele hele Rumların bayrağımızı indirmelerine, yerine Rum bayrağı çekmelerine ölümüm pahasına sessiz kalamazdım. Böyle bir küstahlığı göze alan doğal olarak sonuçlarına da katlanırdı. Katlandılar da...
Onlarla onların anladığı dilden konuşmak gerekir. Biz o gün çekingen davranıp, o eyleme izin verseydik Girne'ye kadar gidecekler, oraya Yunan bayrağı çekecekler, Türk bayrağını da yakacaklardı. Ben görevde olduğum sürece böyle bir şeye izin veremezdim. Ankara'dan emir de gelse o direğe tırmanan ve Türk bayrağını indirmeye kalkan adama engel olurdum.’’
14 Ağustos 1996'da KKTC topraklarında Türk Bayrağını yere indirmeye çalışan Rum'un başına geleni ve Türk destanını; "11 Ağustos 1996 yılında yolculuğa Batı Almanya'dan başlayan; Batı Avrupalı, Rum ve Yunanlı motosikletliler Kıbrıs'ta sınırları delip, Türk topraklarına girerek, Türk bayrağını indirip yerine Rum bayrağı çekeceklerini açıklıyorlar.
Motosikletlilere Rum-Yunan Ortodoks kiliseleri destek veriyor. ABD Büyükelçisi de iki günde bir Hasan Kundakçı Korgeneral'e gelip, "Motosikletliler sınırınızı geçip bayrak direğinize bir bez parçası (Rum bayrağını kastediyor) asacaklar, bundan bir şey olmaz" diyor.
Kundakçı Paşa da ABD Büyükelçisine, "Öyleyse Rauf Denktaş Bey'den izin alın, ben sessiz kalayım"diyerek onlara zekice bir tuzak kuruyor.
Fakat bu tuzağa düşmeyen Büyükelçi de diyor ki; "O zaman KKTC'yi tanımış oluruz". Bunun üzerine Kundakçı Paşa, "O halde bizi zorlamayın. Bizim sınırımızı geçmeye kalkan kim olursa olsun kurşunlarım. Onun için sakın sınırda bulunan bayrak direğine çıkıp Türk Bayrağı'nı indirmeye ve Rum bayrağı çekmeye yeltenmesinler" çıkışını yapıyor.
Hasan Kundakçı Paşa, Türk askerlerine şunu söylüyor; 'Eğer sınırlarımızı bir kişi geçer, Bayrağımızı indirirse ben Türkiye'ye dönmem, dönemem. Alnıma tabancayı dayar, dokunurum tetiğe'.
11 Ağustos 1996 günü, işin ciddiyetini anlayan motosikletlilerden en az yarısı bu işlerden vazgeçiyor, ortada sadece Rum ve Yunanlılar kalıyor.
14 Ağustos 1996 günü 35-40 fanatik Rum ve Yunanlı, hududumuzu delip Bayrağımızı indirmeye kalkınca, bayrak direğine tırmanan bir Rum, Türk Bayrağına dokunamadan tek kurşunla yere indiriliyor. Bu fanatiklere destek veren iki İngiliz askeri de kalçalarından vuruluyor.
Korgeneral Hasan Kundakçı anlatır:
- Olaydan on dakika sonra odamda oturuyordum, BM Barış Gücü Komutanı Tuğgeneral ve BM Kurmay Başkanı İngiliz Albay geldi:
- Sayın Generalim, çok kötü şeyler oldu. Bayrak direğine çıkan bir kişi öldü ve iki de İngiliz askeri kalçasından yaralı.
- Onlara dedim ki; 'Sizi kaç gündür uyarıyorum. Bu işe mani olabilirdiniz, olmadınız, üstelik o vurulan İngiliz askerleri de motosikletli fanatiği direğe doğru yönelttiler. Engel olabilirlerdi, olmadılar. Merak etmeyin Albayım, biz iki İngiliz askerini uyardık. İsteseydik öldürebilirdik, sadece uyardık, öldürmedik. Onun için kalçalarından kurşunladık.'
BM Kurmay Başkanı Albay:
- Ölebilirlerdi Generalim, diye yüksek sesle konuştu.
İngiliz Albay küstahlaşınca, Kundakçı Paşa odadaki havalı tabancayı alır. Albaya der ki; 'Yan taraftaki hedefi yenile'. Albay şaşkındır ama hedefi yeniler. Paşa, 25 metreden 5 el ateş eder, 'Oku puanları Albayım'.
Puanlar okunur 50 üzerinden 5 kurşun da 49'a isabet etmiştir. Biraz önce küstahça konuşan İngiliz Albay şaşırır ve susar.
Korgeneral Kundakçı devam eder, 'Şimdi anladınız mı?.. Türk Bayrağını indirmek isteyeni şah damarından vurup öldürmek istedik, öldürdük.
Sizin iki İngiliz'i öldürmek istemedik, sadece uyardık'..."
Büyük Devlet vizyonunun gereği; sağı solu ağlama duvarı haline getirip salya-sümük ondan bundan medet ummazsınız. Gereğini gerektiğinde yapar geçersiniz!..
Zahide Engin Uçar sayfasından alınmıştır /
































 

Yiğit Paşamızı bir daha hatırlatalım... Neden onu emekli ettiler dersiniz?

Hatırlayın, Rumlar KKTC sınırında Türk bayrağını indirmeye çalışırken Rum'un bir tanesi vurularak öldürülmüştü... 

Hasan Kundakçı Paşa o günü anlatıyor: 
‘‘Ben orada Türk kuvvetleri komutanıydım ve oradaki Türk toplumunu ve KKTC sınırlarını korumakla yükümlüydüm. Rumların sınırı ihlal etmelerine izin veremezdim. Hele hele Rumların bayrağımızı indirmelerine, yerine Rum bayrağı çekmelerine ölümüm pahasına sessiz kalamazdım. Böyle bir küstahlığı göze alan doğal olarak sonuçlarına da katlanırdı. Katlandılar da... 
Onlarla onların anladığı dilden konuşmak gerekir. Biz o gün çekingen davranıp, o eyleme izin verseydik Girne'ye kadar gidecekler, oraya Yunan bayrağı çekecekler, Türk bayrağını da yakacaklardı. Ben görevde olduğum sürece böyle bir şeye izin veremezdim. Ankara'dan emir de gelse o direğe tırmanan ve Türk bayrağını indirmeye kalkan adama engel olurdum.’’

14 Ağustos 1996'da KKTC topraklarında Türk Bayrağını yere indirmeye çalışan Rum'un başına geleni ve Türk destanını; "11 Ağustos 1996 yılında yolculuğa Batı Almanya'dan başlayan; Batı Avrupalı, Rum ve Yunanlı motosikletliler Kıbrıs'ta sınırları delip, Türk topraklarına girerek, Türk bayrağını indirip yerine Rum bayrağı çekeceklerini açıklıyorlar.
Motosikletlilere Rum-Yunan Ortodoks kiliseleri destek veriyor. ABD Büyükelçisi de iki günde bir Hasan Kundakçı Korgeneral'e gelip, "Motosikletliler sınırınızı geçip bayrak direğinize bir bez parçası (Rum bayrağını kastediyor) asacaklar, bundan bir şey olmaz" diyor.
Kundakçı Paşa da ABD Büyükelçisine, "Öyleyse Rauf Denktaş Bey'den izin alın, ben sessiz kalayım"diyerek onlara zekice bir tuzak kuruyor.
Fakat bu tuzağa düşmeyen Büyükelçi de diyor ki; "O zaman KKTC'yi tanımış oluruz". Bunun üzerine Kundakçı Paşa, "O halde bizi zorlamayın. Bizim sınırımızı geçmeye kalkan kim olursa olsun kurşunlarım. Onun için sakın sınırda bulunan bayrak direğine çıkıp Türk Bayrağı'nı indirmeye ve Rum bayrağı çekmeye yeltenmesinler" çıkışını yapıyor.
Hasan Kundakçı Paşa, Türk askerlerine şunu söylüyor; 'Eğer sınırlarımızı bir kişi geçer, Bayrağımızı indirirse ben Türkiye'ye dönmem, dönemem. Alnıma tabancayı dayar, dokunurum tetiğe'.
11 Ağustos 1996 günü, işin ciddiyetini anlayan motosikletlilerden en az yarısı bu işlerden vazgeçiyor, ortada sadece Rum ve Yunanlılar kalıyor.
14 Ağustos 1996 günü 35-40 fanatik Rum ve Yunanlı, hududumuzu delip Bayrağımızı indirmeye kalkınca, bayrak direğine tırmanan bir Rum, Türk Bayrağına dokunamadan tek kurşunla yere indiriliyor. Bu fanatiklere destek veren iki İngiliz askeri de kalçalarından vuruluyor.
Korgeneral Hasan Kundakçı anlatır:
- Olaydan on dakika sonra odamda oturuyordum, BM Barış Gücü Komutanı Tuğgeneral ve BM Kurmay Başkanı İngiliz Albay geldi:
- Sayın Generalim, çok kötü şeyler oldu. Bayrak direğine çıkan bir kişi öldü ve iki de İngiliz askeri kalçasından yaralı.
- Onlara dedim ki; 'Sizi kaç gündür uyarıyorum. Bu işe mani olabilirdiniz, olmadınız, üstelik o vurulan İngiliz askerleri de motosikletli fanatiği direğe doğru yönelttiler. Engel olabilirlerdi, olmadılar. Merak etmeyin Albayım, biz iki İngiliz askerini uyardık. İsteseydik öldürebilirdik, sadece uyardık, öldürmedik. Onun için kalçalarından kurşunladık.'
BM Kurmay Başkanı Albay:
- Ölebilirlerdi Generalim, diye yüksek sesle konuştu.
İngiliz Albay küstahlaşınca, Kundakçı Paşa odadaki havalı tabancayı alır. Albaya der ki; 'Yan taraftaki hedefi yenile'. Albay şaşkındır ama hedefi yeniler. Paşa, 25 metreden 5 el ateş eder, 'Oku puanları Albayım'.
Puanlar okunur 50 üzerinden 5 kurşun da 49'a isabet etmiştir. Biraz önce küstahça konuşan İngiliz Albay şaşırır ve susar.
Korgeneral Kundakçı devam eder, 'Şimdi anladınız mı?.. Türk Bayrağını indirmek isteyeni şah damarından vurup öldürmek istedik, öldürdük.
Sizin iki İngiliz'i öldürmek istemedik, sadece uyardık'..."
Büyük Devlet vizyonunun gereği; sağı solu ağlama duvarı haline getirip salya-sümük ondan bundan medet ummazsınız. Gereğini gerektiğinde yapar geçersiniz!.. 


 
  *** SİZİ KUTLUYORUZ *** BUGÜN 1921168 ziyaretçi (4205698 klik) MİSAFİRİMİZ OLDUNUZ ***  
 
haberler haberler


Google Arama
Sitemde Arama
Yaşam ve İnsanlar

İstanbul Servisleri Neden Pahalı ? burakesc
Namaz Kılan Minik ile burakesc
GİMDES Helal Gıda Ramazan Buluşması burakesc
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol