Create Your Own Countdown

Google

   
  *** İYİLİK İÇİN KOŞANLARIN YERİ***
  Nalburluktan-Sağlık Zincirine. Eray KAPICIOĞLU
 



Dünya Göz’ün patronu banka kuruyor!
Dünya
                                                Göz’ün patronu banka kuruyor!
 
Dünya Göz Hastanesi Başkanı Eray Kapıcıoğlu, banka kurmak üzere Bakanlığı’na başvurdu. İşte o banka..
 
22 Nisan 2010 Perşembe 13:58

İdil Taraklı'nın haberi/Para Dergisi

Dünya Göz Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Eray Kapıcıoğlu, bir “göz bankası” kurmak üzere Sağlık Bakanlığı’na başvurdu. Kapıcıoğlu, izin alabilirse ABD’deki bir kornea bankasının know-how’ını Türkiye’ye getirecek...
DÜNYA Göz Hastanesi, Türkiye sağlık sektöründe sadece bir alanda ihtisaslaşarak da hızlı büyüme sağlanabileceğinin canlı bir kanıtı. Ancak sektördeki birçok örneğin aksine bu başarının ardında bir doktor yok...
Artık birçoğumuzun bildiği üzere, Dünya Göz Hastanesi’nin kurucusu Eray Kapıcıoğlu, inşaat malzemeleri ticaretiyle uğraşırken, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in teşvikleriyle bu alana adım atmış. Kendi deyimiyle nalburluğu bırakıp sağlık sektörüne adım atmış...
Eray Kapıcıoğlu, sağlık sektörüne 1992 yılında adım atmış. Öncesindeki işi ticarete ise 16 yaşında atılmış. Yıllarca inşaat malzemeleri sattıktan sonra 1988’de inşaat müteahhitliğine soyunmuş. Türkiye’deki pek çok tatil köyünde, iş merkezinde, konut projesinde onun imzası var.
Kapıcıoğlu, sağlık sektörüne 1991’de inşa ettiği Avrupa Hastanesi’yle adım atmış. 1993’te İstanbul Gayrettepe’de, Çocuk Esirgeme Kurumu’na ait binayı kiralayarak orayı da hastaneye dönüştürmüş. Böylece iki hastanesi olmuş. Ancak 1995’te bu iki hastaneyi büyük bir sağlık grubuna satarak sektörden çıkmış. Yeniden inşaat sektöründeki işlerine ağırlık vermiş. Ancak sağlık sektöründeki geleceği gören Kapıcıoğlu, bu alandan daha fazla ayrı kalamamış ve 1996’da İstanbul Levent’te, Türkiye’nin tam teşekküllü ilk branş hastanesi Dünya Göz’ü hizmete açmış...
Hikayeniz daha önce bizim dergi de dahil basında birçok kez yer aldı. Ancak bilmeyenler ya da yeniden hatırlamak isteyenler için kısaca bu sektöre giriş öykünüzü anlatabilir misiniz?
İş hayatına, 1972’de 10 bin dolar sermayeyle babamın nalbur dükkanında başladım. 8 yıl nalbur dükkanı işlettim. Ardından “nalburun ağabeyi” inşaat malzemeleri işine girdim. Bir 7 yıl da bu alanda çalıştıktan sonra, inşaat malzemesiyle ilgili tüm yatırımımı, depolar dahil her şeyimi nakde çevirdim ve “inşaat malzemelerinin babası” olan müteahhitlik işine başladım. Elimdeki parayla Marmara Ereğlisi sahilinde 15 dönüm arsa alarak üzerine 79 tane villa yaptım. Bu villaları satarak İstanbul’da çeşitli araziler aldım. Ardından iş hanları, iş merkezleri ve lüks konutlar yapmaya başladım. Arazilere yatırım yaptım. Hala elimde tuttuğum araziler var. Belirli iş merkezlerini de kira geliri için elimde tutuyorum. 1990’da sağlık sektörüne girdim. 1991’de Fulya’da Avrupa Hastanesi binasını yapıp ardından işletmeye başladım. 1993’te Çocuk Esirgeme Kurumu’ndan Gayrettepe’deki binasını alıp hastaneye çevirdim. Ağustos 1994’te ikisini de Florence Nightingale zincirine satıp yeniden inşaata odaklandım. Ancak fazla uzak kalamadım ve 1995’te Dünya Göz Hastanesi’nin altyapı çalışmalarına başladım...
Peki neden gözü tercih ettiniz ?
Yaklaşık altı ay boyunca ciddi araştırmalar yaptım ve bir ihtisas hastanesi kurmanın çok daha akılcı olacağına karar verdim. Ardından da Türkiye’de o dönemde pek gündemde olmayan ‘göz’ konusunda yatırım yapmaya karar verdim.
Şu an ulaştığınız seviye nedir?
Bugüne kadar Dünya Göz’e 250 milyon dolarlık yatırım yaptım. Dünya çapında 19 göz branşı ve 200’ün üstünde tedavi yöntemi var. Biz tüm branşlarda bütün yöntemleri kullanarak hizmet veriyoruz. 80 bin metrekare kapalı alanda 150 göz hekimiyle tam gün hizmet veriyoruz. 1000’e yakın personelimiz var.
Bu yıl ne kadarlık yatırım planlıyorsunuz?
Şu anda devam eden yatırımımız yok. Son olarak Antalya’daki hastanemizi açtık. Yeni satın alma ve devralmalarla büyümeyi planlıyoruz. Bu da yaklaşık 15-25 milyon dolar aralığında olur. Halen Ankara, Antalya ve İzmit’te 1’er, İstanbul’da da 7 olmak üzere 10 ayrı noktada varız. Adana, Antep, Kayseri, İzmir, Samsun ve Bursa’da arayışlarımız sürüyor. Çok kısa bir süre içinde bu saydığım illerin hepsinde olacağız. Yeni yatırımlarla en az 500 kişiye daha iş imkanı yaratmış olacağız.
Sağlık Bakanlığı yeni hastane ve klinik açma ruhsatlarını durdurdu. Siz hedeflediğiniz büyümeyi nasıl gerçekleştireceksiniz?
Yeni açılacak hastanelerin hepsini ruhsatlarıyla, binalarıyla birlikte devralmayı planlıyoruz. Sadece içlerine teknolojik yatırım yapacağız.
Sağlık turizminin payını artırmak için bir “VIP” çalışmanız vardı. Şu anda ne aşamada?
Dünya Göz’ün halen Amsterdam (Hollanda), Berlin, Köln (Almanya), Belçika ve Tiran’da (Arnavutluk) klinikleri var. Bu ay Bükreş’te (Romanya), nisanda Londra’da (İngiltere), mayısta Moskova’da (Rusya), haziranda da Kiev’de (Ukrayna) klinikler açacağız. 2011’de Bahreyn’de açacağımız klinikle birlikte yurtdışında 10 noktaya ulaşmış olacağız. Antalya’da 7 ve 5 yıldızlı otellerle anlaşmalar yaptık. 7 ve 14 günlük tatil ve ameliyatı içeren paketler oluşturduk. Geçen yıl bu kapsamda 97 ülkeden 20 bin hastaya hizmet verdik. 2011’de Antalya hastanemiz ve yurtdışında açılacak yeni kliniklerimizle birlikte bu sayıyı 40 bine çıkarmayı hedefliyoruz. Böylece ülkemize 80 milyon euro’luk sağlık turizmi katma değeri yaracağımızı düşünüyoruz. Bazı hastalarımız randevu alarak bizzat geliyor. Otel-uçak-transferler-ameliyat gibi tüm hizmetleri paket olarak alıp gelen hastalarımız da var. 2 bin euro’luk bu paketlerin yarıdan fazlasını uçak, otel gibi kalemler altında Türkiye turizm sektörü kazanıyor.
Bu yıl ne kadar ciro hedefliyorsunuz?
2009’da 100 milyon TL ciro elde ettik. Bunun 8 milyon euro’su (16 milyon TL) sağlık turizminden geldi. Tabii bu rakamın yarısı da turizm sektörüne gitti. Bu yıl sanırım 200 milyon TL ciroyu yakalarız.
Nasıl yani? Ciroyu yüzde 100 artırmayı mı hedefliyorsunuz?
Evet. Çünkü Dünya Göz Hastanesi olarak SGK (Sosyal Güvenlik Kurumu) ile anlaşma imzaladık. Bu anlaşma çerçevesinde sosyal güvenceli hastalara yeniden hizmet vermeye başladık. Bu yıl sağlık turizmi kaynaklı cironun ise toplamda yüzde 15 civarında pay oluşturacağını tahmin ediyoruz.
Peki SGK kaynaklı artan talebi karşılayabiliyor musunuz?
Evet. 11 Şubat’tan itibaren sosyal güvenceli hastalara da hizmet vermeye başladık. Daha önce çağrı merkezine günde 4 bine yakın telefon geliyordu. Şimdi 10 binlere ulaştı. Kapasite ve altyapımızın geniş olması sayesinde en geç 10 gün sonrasına randevu veriyoruz.
Daha önce bir yabancı ortaklık söz konusuydu. Bu konuda bir gelişme var mı?
Evet, National Bank of Kuwait (Kuveyt) kontrolündeki Swan Holding’le görüşmelerimizde son aşamaya geldik. Hisselerimizin yüzde 30’unu bu gruba satıyoruz. Ocak ayında onay için Rekabet Kurulu’na başvurmuştuk. Şubatta onay geldi...
Yabancı ortaklık yerine halka arzı neden düşünmediniz?
Yeni teknolojileri, dünya standartlarını yakaladığınız ve büyümenizi zamanında gerçekleştirdiğiniz sürece varsınız. Bizim de Dünya Göz olarak bu kapsamda ciddi hedeflerlerimiz var. Yabancı ortak sayesinde yatırımlarımıza daha hızlı kaynak bulabileceğiz. Ancak kurumsal kimliğimizi güçlendirmek için tabii ki halka açılmayı da planlıyoruz. Hatta bu yılın üçüncü çeyreğinde düğmeye basıyoruz. Şirketimizin en az yüzde 25 hissesini halka açacağız.
Birkaç yıl önce kornea bankası kuracağınızı açıklamıştınız. Ancak sonrasında bırakın bankasını kurmayı, ithalinde bile sıkıntı yaşanmaya başladı. Bu konuda bir gelişme var mı?
Kornea ithali çok ciddi ve sıkıntılı bir konu. 2006’ya kadar ithal edebiliyorduk. 250 milyonun üstünde nüfusa sahip ABD’de çok büyük bir kornea bankası var. Kornea verecekleri yeri oldukça titiz bir değerlendirme sonucu seçiyorlar. Gerek hekim kadrosu gerekse teknolojik altyapısını uygun buldukları yerlere kornea veriyorlar. Bu konuda bizi de tetkik ettiler ve kornea vermeyi uygun gördüler. Sağlık Bakanımız da geçenlerde ithalat için talimat vereceğini söyledi. Bekliyoruz. Şu anda ithalatın önünü açmak için çalışıyorlar. Diğer yandan, bakanlığa bir göz bankası kurmak için de talebimizi ilettik. İzin alabilirsek ABD’deki bir göz bankasının know-how’ını Türkiye’ye getireceğiz.
Son dönemlerde bazı kesimlerde göz estetiğinin yaygınlaştığı yönünde haberler var? Sahi gözün de estetiği olur mu?
Olmaz mı? Hemen her gün 25-30 arası göz estetiği ameliyatı yapılıyor. Tabii bunların bir kısmı sağlık amaçlı. İnsanlar genelde göz estetiği için estetik cerraha gidiyor. Aslında bu işin uzmanı, “okuloplastik cerrah” denilen ama aslen göz hekimi olan kişilerdir. Bu branşta örneğin, kırışıklıklar için yapılan botoks nedeniyle kaybedilmiş bir gözün yerine diğer sağlam gözden görüntü ve hareket olarak ayırt edilemeyecek protez gözler yapılıyor. Kozmetik amaçlı olanlarsa genelde göz kapağı düşüklüğü, gözaltı torbalarının alınması ve botokstan oluşuyor. Bu ameliyatların genel operasyonlar içindeki payı yüzde 20-25 civarında.
Kilyos’ta manej yeri arıyor
Eray Kapıcıoğlu’nun en önemli hobisi ata binmek. Kemer Country’de “Kont” adında bir atı var. “Kont”un kendisini çok dinlendirdiğini belirtiyor. Şimdilerde Kilyos’ta imarsız, tarla vasıflı bir yer arıyormuş. Orada ata binmek için bir “manej” yapmayı planlıyor. “Böyle bir arazi bulursam içine 4-5 at koymak istiyorum. At kaygan bir hayvan. Üstüne bindiğinizde bütün beyninizi boşaltabiliyorsunuz. Sizi dinlendiriyor. Vaktim olsa haftanın 7 günü ata binerim” diyor.
3 milyon lira rekabet cezası ödedi!
Dünya Göz Hastanesi, yayınladığı reklamlar nedeniyle Rekabet Kurulu’na çok fazla ceza ödeyen bir kurum. Eray Kapıcıoğlu, şimdiye kadar 3 milyon liraya yakın ceza ödediklerini vurguluyor. Kapıcıoğlu, neden ceza ödediklerini ve bu cezaları ödemeseler o paralara neler yapabileceklerini şöyle anlatıyor:
“Bu cezaları, insanlara ameliyat oldukları yerlere dikkat etmeleri konusunda yaptığımız uyarılar nedeniyle aldık. Artık gerek demeçlerimizi gerekse ilanlarımızı çok ciddi bir hukuki süreçten geçiriyoruz. Tabii kendimizi tam anlatabilmemiz için bazen cezayı da göze almak durumundaydık. Çünkü tek bir branşta hizmet veriyoruz ve bir idealin peşinde koşuyoruz. Bir yerde, sağlık konusunda halkı bilinçlendirmek için mecburduk bu bedeli ödemeye.
Bu kadar büyük bir rakamla neler yapabileceğimize gelince... Halen iki mobil tır kliniğimiz var. Bütün Anadolu’yu gezerek, kurum garantisi olmayanlara ücretsiz poliklinik hizmeti ve ameliyat imkanı sunuyoruz. Ceza olarak ödediğimiz 3 milyon lirayla 6 bin tane daha ameliyat yapabilirdik. Ya da 3 klinik daha açabilirdik.”
Para Dergisi

 



 
  *** SİZİ KUTLUYORUZ *** BUGÜN 1922939 ziyaretçi (4210888 klik) MİSAFİRİMİZ OLDUNUZ ***  
 
haberler haberler


Google Arama
Sitemde Arama
Yaşam ve İnsanlar

İstanbul Servisleri Neden Pahalı ? burakesc
Namaz Kılan Minik ile burakesc
GİMDES Helal Gıda Ramazan Buluşması burakesc
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol