Create Your Own Countdown

Google

   
  *** İYİLİK İÇİN KOŞANLARIN YERİ***
  SARI TAKSI UBER
 



Küreselleşen Uber eylemlerinin son ayağı İstanbul... Bu otoyolda kavga var






TAKSİ ODA BŞK YAHYA UĞUR









UBER Mİ   SARI TAKSİMİ


Erem Şentürk
Diriliş Postası

Dün yayımlanan “Uber mi, Sarı Taksi mi?” yazısına gelen tepkilere baktım ve şunları gördüm.
1) “Haklısınız” diyen müşteriler
2) “Hepimiz kötü değiliz, aramızda iyiler de var” diyen taksi şoförleri
3) Sövüp sayan plaka sahipleri ve
oto sanayide plaka tekelciliği yapan mafyalar
Uber mi Sarı Taksi mi?

İktisat Birinci grup, zaten benim.
Ama ikinci grupta olan taksi şoförleri için şunu ifade etmeliyim;

evet, az sayıda da olsa aralarında iyi olanlar var.
Ben şu ana kadar hiç denk gelmedim;

yani yaklaşık 25 senedir iyi bir taksi şoförüne rastladığımı hatırlamıyorum;
ama bana denk gelmemiş diyelim.
Duyduğuma göre iyi ve çalışkan taksi şoförleri de varmış.

“Bir kişinin yaptığı için binlerce taksi şoförünü toptan mahkûm etmek doğru değil”
savunması yersiz,
üstelik geçersizdir.
Bu laf eskindendi;
şimdi hiçbir anlamı yok artık.

10 sene, 15 sene önce söyleniyordu bu laf;
ama aradan geçen zaman içinde bir adım düzelme olmamış,
giderek artmış bir rezalet sarmalındayız.

Taksiciler bana “Aramızda iyiler de var” derse ben de onlara
“O halde aranızdaki kötüleri temizleyin, bir düzene girin de görelim” derim.

Anayasa’ya aykırı,
kısa mesafe ücretini bile sabitlediniz güzel abim siz.
Sesimizi çıkarmadık,
kapınızı açar açmaz en az 10 lirayı sorgusuz sualsiz alıyorsunuz,
bir de sizin suratınızı çekiyoruz.
Müşteri olarak hâlâ kendimizi size beğendiremedik.

“Plaka sahibine 8 bin lira topla,
gaz parası topla, durak parası topla, sanayideki mafyaya hava parası biriktir,
bir kaza olsa cebinden öde”

derken dönen sömürü düzeninin farkındayım ama
o çilenin sorumlusu müşteriler değil.
Kulis faaliyeti yapan plaka tekeli mafyalar.
Adı Uber olur, başka bir şey olur,
belediye kendisi yapar ama
her ne yapılacaksa bu mücadele,

plaka tekeli kurmuş mafya sömürüsüne karşı mücadeledir.

Bu sistemi adaletsiz ve kötü hale getiren onlar.
O halde siz de onlara karşı mücadele etmelisiniz.

Taksiciler aralarından kaç kişiyi eleyebilmişler şu ana kadar?
Hangi sistemle eliyorlarmış.
Hani meslek kuralları?

Gelelim Uber ile adı anılan bu mücadelenin önemine

1986 yılında çıkan 10553 nolu Bakanlar Kurulu Kararı ile
o zamanki taksici esnafı,
kimse onlar
Trafik Komisyonu’nun açtığı ihaleye katılıp taksi plaklarını aldılar.

Yani daha işin başında bir kanun yok.
Bugün yürürlükte olan taksi ticaretini düzenleyen bir kanun değil
1986 yılında o günün şartlarında ortaya çıkmış eski tarihli bir Bakanlar Kurulu kararı.

İstanbul'un nüfusu 6 Milyon bile değilken yani.
Şimdi bu şehirde 15 milyondan fazla insan yaşıyor.

Üstelik gelen turist sayısı 1986’ya göre 12 kat artmış.
Ayrıca Bakanlar Kurulu kararları kanun değildir.

İşte 1986 yılında ihale bedeli olarak yatırdıkları paralar da 1 ay sonra %10 kesintiyle hepsine geri iade edildi.

Yani plakalar neredeyse bedelsiz sayılacak kadar düşük üç kuruşluk ücretlerle hayatımıza girmiş oldular.

O zamanlar sayı 12 bin küsürdü.
Daha sonra 1991 yılında son ihale yapıldı ve yine 5 bin küsür daha plaka dağıtıldı.
1991 yılında yapılan ihalede ise yine plaka rakamları altın ve döviz kuru üzerinden hesaplarsak
bugünün parasıyla en fazla 10 bin lira edecek rakamlara satılmış oldular

. O gün plaka konusu kapandı ve
1991 yılından beri toplam 17.395 plakaya sabitlenerek tekel kurulmuş oldu.

Bu açık tekeli elinde tutanlar
o günden beri

her ay suni fiyat artırmayla

plaka fiyatlarını 2 milyon TL’ye kadar yükseltti.

Plaka fiyatları tekel karaborsasında 2 milyon liradan fazla işlem görmesine rağmen

satış yapılırken noter devirleri sırasında asla bu rakamlar kayda geçmedi.
Satışlarda plakalar yine değerinin çok altında gösterilerek

vergi kaçırma suçu işlenmeye halen devam ediliyor.

17.395 plakanın her biri için ortaya çıkan 1.7 milyon liralık suni fiyat ne kadar biliyor musunuz?

Hesap makinesine sığmaz ben buraya yazayım;

29.571.500.000. Yeni parayla Yirmi dokuz milyar 571 milyon lira.

Yeni parayla yaklaşık 30 milyarlık bu şişirme farkının hepsi
taksi şoförleri ve vatandaşın cebinden çıkıyor.

Eğer yerli ve milli olmaktan söz edeceksek,

“Uber gâvur malı” diye kuru hamaset yapmasın kimse,


milli dava bu plaka tekelini yıkmaktır.


Yerli milli taksiciler,
sizi milli davayı savunmaya çağırıyorum;
hadi buyurun!

Taksi plaklarının yetkisi eskiden İl Trafik Komisyonu’ndaydı.

2004 yılında belediyelere geçti.

Şehrin ulaşımında yetkili olan belediyelerin bu yetkiyi de alması normal ve olması gerekendi.

Peki ne oldu düzeltebildiler mi bu tekel adaletsizliğini?
Çok teşebbüs ettiler,
çok toplantı yaptılar,
çok niyetlendiler

ama elleri kolları bağlıydı; hep sonuçsuz kaldı. Sonuç alamadılar çünkü

önlerinde 2004 yılında İçişleri Bakanlığı tarafından UKOME sözleşmesine eklenmiş bir madde var.


O madde belediyeleri bu konuda köşeye sıkıştırıyor

* ULŞ BAK İZİNLİ ÜLKEDE HAVAALANLARINDA HİZMET VEREN 
   HAVAŞ  I UKOME İSTANBULDA ÇALIŞTITMADI

*ULŞ BAK SERVİS ARAÇ YAŞINI  OKUL 12 PERS SINIR BELİRLEMEZKEN 
İST UKOME OKUL 12  PERS  15  UYGULAYABİLİYOR


Biz belediye başkanı seçiyoruz yetki veriyoruz ama
belediye başkanları şehirdeki taksi ulaşımı konusunda yetkisizler.

Büyükşehir Belediyesi Yasası’na dayanılarak büyükşehir belediyeleri bünyesinde kurulmuş ulaşım ve trafiğin düzenlenmesi,
yolcu taşıma ücretlerinin ve toplu taşıma araçlarının hat belirlenmesinde karalar alan

Ulaşım Koordinasyon Merkezi (UKOME) vardır.

2004 yılında taksiciler bu UKOME Sözleşmesi’ne eklenen 29 maddeye göre

taksiciler belediyeye karşı koruma altındalar.

Çünkü 29. Madde “Kazanılmış hakların korunması kaydıyla…

” diyor. İşte bundan dolayı belediye, taksilere dokunamıyor.

Bu tekel durumu aslında 1996 ve 1998 yıllarında iki defa Danıştay’dan geri dönmüş.

Üstelik hem Teftiş Kurulu hem de Rekabet Kurulu iki rapor hazırlayarak taksi plakası tekeli için

“Anayasa’ya aykırıdır” diye görüş bildirmiş.

Görüş bildirmişler ama kulis faaliyetleriyle konu kapanmış.

*CB DÜNÜRÜNÜN TAKSİCİ OLMASI
* ODA BŞK  AKPLİ OLMASI

Ben en başta, kamuoyu adına,
vatandaşların menfaati adına Anayasa’nın 167. maddesinden gelen hakkımızı talep ediyorum.

Anayasa’nın 167. maddesi
“Devlet tekelleşmeyi önleyici her türlü tedbiri alır.” diyor.

Yine kamuoyu adına, vatandaşların menfaati adına yine başka bir anayasal hakkı talep ediyorum

. “Uber’e binemezsin”
diyerek ceza kesen polisler, müşteri aldığı için uber şoförlerine saldırıdan hatta bıçaklayıp tutuklanan taksiciler, tüketicinin tercih hakkını engellemektedir.

Tüketicinin tercih hakkı anayasal haktır ve bu engellenemez.

Bunu engelleyen her düzenleme tekelciliktir.

Israrla ve tekrarla söylüyorum;

bu işe belediye el atsın,
kendi sistemini kursun.
Bu işe yatırımcılar el atsın yatırım yapsın,
sistemler kurulsun.
Rekabet başlasın ve iyi olan ayakta kalsın,
kötü olan elensin...

Bu tekelciliktir,
tekelcilik anayasaya aykırıdır.
Erem Şentürk/
Diriliş Postası

*  Servis Sendikası Notu


 
  *** SİZİ KUTLUYORUZ *** BUGÜN 1923441 ziyaretçi (4212200 klik) MİSAFİRİMİZ OLDUNUZ ***  
 
haberler haberler


Google Arama
Sitemde Arama
Yaşam ve İnsanlar

İstanbul Servisleri Neden Pahalı ? burakesc
Namaz Kılan Minik ile burakesc
GİMDES Helal Gıda Ramazan Buluşması burakesc
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol