80 yaşına yaklaşmış bir büyüğüm vardır. 15 yıl önce büyük bir sevgiyle bağlı olduğu eşini kaybetmişti. Hiç kurtulamadığı keder, üzüntü ve özlem onda önemli sağlık sorunları yaratıyordu. Midesinde kramplar, tansiyonunda oynamalar, kalbinde teklemeler, sırtında tutulmalar ve daha bir çok rahatsızlık …..Bir gün bana, “Herhalde artık ben de çok yaşamam” diye dert yandı. Rengi solmuş, zihni dağılmış, hareketleri ağırlaşmıştı. Dünya ile bağları git gide zayıflıyor, evden pek dışarı çıkmıyordu. Depresyona girmiş gibi bir hali vardı. Hafta sonları buluşur birer kahve içerdik. Buluşmalarımızda tek konu hastalıkları olurdu. Her hafta bir öncekinden daha solgun görünürdü. En önemli işi doktorlara ve hastanelere gitmek olmuştu. Her gün ayrı bir tarafında sorun çıkıyor, doktordan doktora koşuyordu. Eşinin vefatından üç yıl sonraydı, bir pazar günü yine buluştuk,

yüzünde farklı bir ışıltı vardı,
gözlerinin içi gülüyordu.
Ne olduğunu sordum. “Yaşamımda bir değişim ihtimali var” dedi. Hafta içinde katıldığı bir sosyal toplantıda eğitimli, entelektüel görünümlü bir hanımefendi ile karşılaşmış. “Ses tonu, kültürü, davranışları beni çok etkiledi. Hemen parmaklarına baktım, alyans göremedim. Toplantıda çay ikramı için verilen arada çayımı alıp onun bulunduğu masaya doğru yöneldim. İzin isteyip çayımı o masaya koydum. Toplantıda konuşulanlar ile ilgili bir konu açtım. Kendine güveni, zarafeti, sözlerindeki seçiciliği, içtenliği ve gülüşleri çok muhteşemdi. Bizim toplantılara yeni katılıyordu ve çok fazla tanıdığı yoktu. Verilen ikinci arada yine çayı birlikte içtik. O günden beri unutamıyorum. Telefonunu bile istemeye cesaret edemedim, yalnızca müdürlük yaptığı şirketin adını öğrendim. Bir fırsat yaratıp mutlaka işyerinde ziyaret edeceğim. Onu tanımak bile yaşamıma bir hafiflik, tatlı bir serinlik, umut ve heyecan kattı. O günden beri kendimi farklı hissediyorum” dedi.
Düşündüğü fırsatı yaratıp onu işyerinde ziyaret etmiş. Sohbet arasında kariyer tutkusu nedeniyle evlenmeye cesaret edemediğini bu yaştan sonra da evlenme düşüncesi içinde olmadığını öğrenmiş. Birkaç ziyaretten sonra ona arkadaşlık önerisinde bulunmuş. “Kabul edişinde öyle bir asalet vardı ki, hayranlığım bir kat daha arttı” dedi.

Arkadaşımda olan değişiklik akıl almaz düzeydeydi.
İki yıldan beri kendine bakmayan insan, yeni elbiseler, kravatlar, parfümler alıyor, ilk flörtünü yaşayan delikanlılar gibi heyecan duyuyordu. Yaşamı renklenmiş, her buluşma günü farklı bir sevinç gününe dönüşmüştü. Bir akşam eşimle birlikte onları yemeğe davet ettik. Hanımefendi ile karşılaşır karşılaşmaz arkadaşıma hak verdim. Şık bir gözlük arkasından ışıl, ışıl parlayan açık renk gözleri, pembe beyaz teni, çok yakışan hafif makyajı, bakımlı saçı, elleri, tırnakları, her şeyi muhteşemdi. Kıyafeti sanki saygınlığı, zarafeti ve şıklığı simgeliyordu. İlk bakışta yaklaşılamaz veya ulaşılamaz gibi bir görüntü sergiliyordu. Birkaç dakika konuştuktan sonra içtenliği, sıcaklığı ve alçak gönüllülüğü ile tüm engelleri ortadan kaldırıyordu. O akşam masada çok üst düzey, güzel bir samimiyet kuruldu. Biz de çok etkilendik ve sevdik. Hâlâ da aynı saygıyla seviyoruz.
Arkadaşlıklarının başladığından bu yana tam on iki yıl geçti.

*Arkadaşımın sağlığı günden güne değişti.
*Şimdi seksen yaşında ama
performansı,
davranışları,
yaşama bağlılığı
eşiyle mutlu olduğu altmışlı yaşlar gibi.*

Bir gün arkadaşımın oğlu, “Annemin ölümünden sonra babamın kötüleşen sağlığı bizde büyük üzüntüler yaratıyordu.

***Allah hanımefendiden razı olsun. ***

***Sevgisiyle onu yaşama bağladı,***

***hastalıkları şifa buldu. ***

Yalnız onlar değil, biz de bu sevgi sayesinde huzur bulduk” diyordu.

Mutlu olduğunu hisseden birini görürseniz
biliniz ki o sağlıklıdır.

Mutluluğun koşulu
sevgidir.

Sevgisiz
mutluluk olmaz

. Sevgi bizim
yaşam kaynağımızdır.

Sevgi ortamında
rahatlar,

sevgiyle
şifa buluruz.

Vücudumuzun dengesini bozan,

hücrelerimizin yenilenmesini engelleyen,

hücrelerimizi yanlış geliştirip
kansere
ve daha ileri hastalıklara neden olan şeyler,

sevgisizlik

ve sevgi yollarımızı tıkayan

kıskançlık,

hasislik,

kin,

nefret gibi

kötü huy ve alışkanlıklarımızdır.

***Allah bizi
sevgisinden
yaratmıştır. ***

Özümüz sevgidir.

Özümüze uygun davranınca

her şey iyiye gider.

***Sevgiyle hücrelerimiz yenilenir, ***

***kalbimizin ritmi düzelir,***

***ruhumuz aydınlanır, ***

çevremizde mutluluk ve sevinç dolu bir dünya oluşur.