Create Your Own Countdown

Google

   
  *** İYİLİK İÇİN KOŞANLARIN YERİ***
  OYAK GERÇEĞİ .
 














  
BİRİLERİ 

***   KALELERİ  KAYBETMEMEK İÇİN   BİZİ ***

     ****
GÖZETLİYOR
.*** 

  ****  ORGANİZE ÇALIŞIYOR***



           *** KUL HAKKI YİYENLERİN ***

               ***    GÖZÜ BİZDE...
***


                        ***YILMAK YOK   

         *** PARAYI  VEREN  ÜYELER  ***

      ***  DÜDÜĞÜ ÇALINCAYA -  ***

      *** YÖNETİME    GELİNCEYE  KADAR***

          *** DÜNYADA  VE TÜRKİYEDE
       - İŞ BANKASI- MERKEZ BANKASI    VAKIFBANKTA                OLDUĞU  GİBİ -


           ****UYGULANAN DEK , ***

              ****YOLA DEVAM****





                               *** D İ K K A T ***

                   ANA   BAŞLIKLARIN 

                ALT  SAYFALARINI  

              TIKLAMAYI UNUTMAYINIZ  !!!

                                                                                                                       

  








OYAK Hakkında 10 Söylem 10 DoğruHalk Finansal Kiralama A.Ş. Hakkında16 Mayıs 2011 Tarihli Yeni Akit Gazetesinde Yayımlanan Bir Haber Hakkında AçıklamaERDEMİR Grubu Rekor Kâr AçıkladıOYAK Çimento Grubu'ndan HaberlerZaman Gazetesi'ne Gönderilen Cevap ve Düzeltme MetniYeni Akit Gazetesi'ne Gönderilen Cevap ve Düzeltme MetniMaaş Promosyonları Hakkında ERDEMİR AçıklamasıMedyada Çıkan Bazı Haberler Hakkında Açıklama












OYAK

 

 

Serbest piyasada faaliyette bulunmak üzere, özel bir kanunla kurulmuş, kamu tüzel kişiliğine sahip;

 

-Sigorta hukuku ilkelerine göre düzenlenmiş, kendisini sigorta olarak görmeyen,

 

-Milli Savunma Bakanlığına bağlı, ama her türlü eylem ve işleminde bağımsız,

 

-Karşılıklı yardımlaşma ve dayanışmayı hedeflediği halde, zorunlu üyelere yönetimde yer verilmeyen,

 

-Tasarruf amaçlı, ama üyeliği üç yıl içinde sona eren üyelerden aldıklarını iade etmeyen,

 

-Her türlü gelir, gider ve gitmez (!) vergisinden muaf,

 

-Son zamanlardaki yöneticilerinin, mevsimsel gelgitlerle, ulusalcılıktan küreselliğe geçişlerini en mutena tatil köylerinde büyük salon gösterileri ve özel kıyafetlerle sergileyen,

 

-Mal ve alacaklarına devlet malı statüsü tanınmış, genellikle Fransızlarla işbirliği yapan, belki de onların etkisiyle Türkiye meselelerine Fransız kaldığı malumken, daha fazlasından çekindiğinden olacak Hollandalılarla iş tutmaya başlayan, İflas etmesi mümkün olmayan özel bir CUMHURİYET.

 

Hollanda ve ulusalcılıktan küreselciliğe kısmı hariç, arka kapaktaki son satırlarım böyle idi Oyak Hakkında yazdığım kitabımın*.  

 

15 yıla varan bir zaman zarfında bu kuruluşun Evrensel hukuk ilkelelerine uygunluğunu bırakalım, bizim Anayasal sistemimizin bile (!) özüne aykırılığını iddia edegeldim.

 

Çok ağır eleştiriler aldım, özel nemalandırdığı beslemelerden. Yüz bin lira gibi bir emekliden istenebilecek en büyük meblağ konulu tazminat davası açtılar anında şahsıma.

 

İddiaları ise, kitabımdan seçtikleri:

 

-"Siz ve sistem, ne kadar kabul etmesenizde Oyak Kurumu; her yönüyle toplumsal gerçeklere, evrensel hukuka ve insan haklarına aykırıdır"

 

 

 

-"Bu davranışa şerefli dersek caz konserlerine ne dememiz gerektiğini de sizin takdirlerinize bırakıyorum"  

 

-"Oyak bize çok katlı gecekondu inşaa ettiğini göreceksiniz, bizden lüks konut parası alarak gecekondu teslim edebilme becerisini gösteren OYAK yöneticilerini de tebrik ediyorum".

 

-"Oyak o işi çoktan unutturmuş kendi dalgasına bakıyordu", "Oyak yönetimi bunu alabildiğince az üyeye, mümkün olduğu kadar küçümencik ev yaparak bunu da pahalıya satmak olarak algılamaktadır".

 

-"Mega köyün çok katlı konduları ve Rüşvetin Apartmanları", "Oyak bazılarına kıyak", "Oyma ve oyulmanın tekniklerini sistem yaklaşımı ile bir değerlendirme ve OYAK".

 

-"Yapılan iş, günümüz TİTAN'cılarının yaptıklarıyla aynı, tek farkıyla Titancılar böyle yıldızlı yalanlara sığınmıyorlar ve bir gün batacaklarını tescilli isimlei ile açıkca ve mertçe ilan ediyorlar, Titancılara yapılan muameleye bakınca bizimkiler asılmayı çoktan hak ediyorlar".

 

-"Zirvelere yapacakları özel konutları şimdilerde iplikleri pazara çıkan rüşvetçilerle, hortumcu yalakalarına sattılar".

 

-"Babalarının özel ve güzel görevlere yerleştirdikleri yalakalar sayesinde her yerde suit odaları emre amadedir".

 

-"Fırladınız yırtık fondan"".

 

-"Adam niyeti bozmuş, illa sarf edecek, biriktirip büyütmek, yatırım yaparak geleceğe bir şey bırkmak gibi bir niyeti yok. Bir an önce yemek...... Evet en önemlisi teşkilat, teşkilatlı yiyince helal olur tüm haramlar".

 

-"Parayı o zamandan hesaplamış belli. 60 milyon geliri olan kurum. Eğer akıllıca ve az çok dürüstçe yönetilebilseydi bugün özel bir banka kadar başarılı ve kazançlı olurdu her halde. Ama olmadı. Türkiye'de hiç kimsenin bilmediği bir otomobil ürettiler. Salça yaptılar, turizme girdiler, zarar eden kuruluşların kurtarıcısı oldular ama nedense mafya kadar olup o karlı döneminde bir banka kuramadılar. Kursalar kurabilseler kimlerin tekerine taş koyarlardı acaba?"

 

-"Şarkta garpta çok küçük ve mahrumiyet içindeki bölgelerde görev yapan insanlardan alınan haraçlar ülkeye ve üyelere ne kazandırdı?"

 

-"Adamlar toplantlarını en az Ayda yapacaklarmış, Keşke Ay yerine Güneşte yapıp daha ilk toplantıda cayır cayır yansaydınız".

 

-"Emekli sandığı uygulaması yetmiyormuş gibi, yönetime katılma imkanları sağlanmadan bir de OYAK'a kesinti yapılması gasptır. Ben de buna Kanuni Gasp diyorum".

 

-252 sayfada yer alan OYAK ile ilgili 6 Ocak 2002 tarihli Hürriyet Gazetesinin "OYAK Ucuz Amerikan Villası Yapıp Satacak, başlıklı haber ile ilgili olarak metnin tam altında büyük puntolarla, YALANCININ..."

 

İfadeleri Oyak Kurumu'nu aşağılayıcı, ticari itibarını ve saygınlığını sarsan, manevi zarara yol açan ifadelerdir.

 

Şikayetleri böyleydi.

 

Yargılandım ve beş bin lira tazminata mahkum oldum. Mahkemenin gerekçesini çok merak ediyorum ve de bekliyorum.

 

Ama yine de mutluyum, az bile demişim, hele bu günleri gördükten sonra....      

 
*Oyakın Dava açtığı Kitap*
*OYAK, Garnitürler ve Organize İşler.
*
 E.Alb.Avukat Durmuş TÜREMEN


 
 
 
Donate
Paylaş
 
ChatDestek
Videos

Çok kıymetli www.kamuemekcileri.org okuyucuları sizlerden gazetemize gelen sürekli ve yoğun e-mail ve telefonlarla OYAK kurumunda ki son gelişmelere dair bilgi istenmektedir.

Tabi ki bu durum siz değerli okuyucularımızın en doğal hakkı ve bu düşünceden yola çıkarak,OYAK kurumundaki son gelişmeleri ve düşüncelerimizi paylaşalım.

OYAK HAKKINDAKİ SON GELİŞMELER

16.04.2012 tarihinde TBMM Dilekçe Komisyon Başkanlığı ile yaptığımız son görüşmede OYAK kurumunda yapılan mali denetleme ve incelemenin devam ettiği, bu incelemeyi yapan SPK-SGK-MALİYE-HAZİNE-SAYIŞTAY müfettişlerinin konularında uzman olduğu, OYAK mağduriyetlerinde sunduğumuz iddialarımızın titizlikle incelendiği ve her kurumun TBMM Dilekçe Komisyonuna sunacağı raporların beklendiği tarafımıza iletilmiştir. Bu denetleme ve incelemenin uzun soluklu olduğu, 1.5 aydan fazla süreceği tüm okuyucularımızın sabırlı olması gerektiği ayrıca tarafımıza ifade edildi.

Hükümet tarafı ise; OYAK YOLSUZLUK dilekçelerimizin, OYAK TASFİYE dilekçelerimizin, OYAK kurumu ile ilgili her ne kadar evrak, dosya, açılmış ve devam eden mahkeme varsa hepsinin TBMM’de tek çatı altında toplanması için çalışma başlatmıştır.

Bu arada STAR GAZETESİ, SAMANYOLUHABER, CİHAN HABER AJANSI, ZAMAN GAZETESİ, ve bazı ulusal basın kuruluşları ile OYAK kurumu hakkında bilgi ve belge alış verişimiz son hızla devam etmektedir. Bu sebepten dolayı OYAK mağduriyetlerimiz konusunda bizleri yalnız bırakmayan, her zaman yanımızda olduklarını ifade eden tüm gazeteci dostlarımıza teşekkürü bir borç biliriz.

Aynı zamanda TARAF GAZETESİNDE çok değerli köşe yazarı NAMIK ÇINAR hocamızdan da telefonla yaptığımız görüşme neticesinde bizlere OYAK MAGDURİYETLERİMİZ konusunda destek vereceğini bildirmesi biz gazete yönetimini çok mutlu edip daha da cesaretlendirmiştir.

Bu arada OYAK YÖNETİCİLERİ bir takım ayak oyunları ile artık kendilerini BİREYSEL EMEKLİLİK ŞİRKETİ olarak ifade edip KONSEPT değişikliğine gitmeye başladılar. Geriye dönük olarak OYAK SİSTEMİNDEN birikimlerini çekerek çıkan tüm personele telefon açarak tekrar para yatırmaları karşılığında OYAK SİSTEMİNE girebileceklerine dair görüşmeler yapıldığı yine bizim gazete yönetimine gelen haberler arasındadır. Her zaman söylediğimiz gibi şerif efendinin bu tilki oyunlarına gelmemek için BEKLE-GÖR politikasını her okuyucumuz çok iyi tahlil etmelidir.


Tabi ki www.kamuemekcileri.org gazetesi okuyucuları olarak biz, birilerinin bizlere bir şeyler vermesini beklemeden nasıl bir güç olduğumuzu göstererek almasını öğrendik.

OYAK’ın TİRİLYONLARCA LİRA kar ettiğini açıklayarak GÜDÜK ve PISIRIK kar payları dağıtması, bizleri mağdur etmesi birikimlerimizi YEDD-İ EMİN sıfatı ile yönettiklerini ifade eden şerif efendi ve yıldırım efendinin inandırıcılığını rafa kaldırmıştır. OYAK kurumunda generallerin tüm akrabalarının çalışması, yine dağıtılan nemaların RÜTBEYE göre dağıtılması, bundan 12-13 yıl önce kayıp 112 TRİLYONUN hesabının sorulmaması, sorumlularının mahkeme önünde hesap vermelerinin üstü ört pas edilmesi, Almanya’da ki OYAK ANKER BANK’tan verilipte alınmayan 40 MİLYOM DM’nin hala mahkeme kanalları ile alınmaya çalışılması ( ne kadarı alındı, kimler mahkemeye verildi, hangi ticari kuruluşlar mahkemeye verildi bir sır, muamma, gizli işler, kirli işler, illegal işler ) OYAK KURUMUNUN bir takım zümreye hizmet ettiğinin, onların menfaatine çalıştığının, yine subayların geleceğini tesis etmek için kurulan bir İLLEGAL YAPI olduğunu ispatlamaz mı Sayın okuyucularımız.

Bu İLLEGAL yapı olan, beş kurum tarafından mali denetleme ve incelemesi yapılan, subayların ve OYAK YÖNETİCİLERİNİN lüks içinde yaşamalarını tesis etmek için kurulan OYAK KURUMUNUN tasfiye zamanı gelmedi mi? 18 sayfa ekleri ile birlikte 100 sayfayı aşkın OYAK YOLSUZLUK dilekçemizde belirttiğimiz iddialarımız bu kuruma ve kurumun yöneticilerine inanmadığımızın, bizleri kandırdıklarının ve dolandırdıklarının açık ve su katılmaz bir ispatıdır.

Siz cesur hak arayıcı okuyucularımıza düşen tek sorumluluk, hiç kimsenin bizlere ulufe vermesini beklemeden zaten bizim olan OYAK’tan hakkımızı almak için tek yapacağımız dilekçelerimizi son hızla ilgili yerlere göndermek olmalıdır.


OYAK BANK’ın satışından kalan ve yatırım yapacağız safsatasıyla hakkımız olan ve bizlere verilmeyen GASP EDİLEN %70 nemamız, AYAS enerjinin satışından yine bizlere verilmeyip GASP edilen %100 nemamız, HALK leasing’in satışından yine bizlere verilmeyen ve GASP edilen %100 nemamız nerde?

OYAK’ın mali yönden incelenmesi sonrası bizlere verilmeyip kasada tutulan nemaların ortaya çıkacak olması birilerinin eteklerini fena tutuşturacak

OYAK YOLSUZLUKLARI karşısında dik duruşunu yitirmeden silahlı saldırıya uğrayan Ercan DOĞAN beyin mahkemesi sonuçlanmış olup sanık şahıs 3 yıl hapis cezası ile cezalandırılmıştır. Oyak yöneticilerini OYAK YOLSUZLUKLARI karşısında zaman aşımı kurtarmıştı, Ercan DOĞAN bey bu savcılık kararına Sincan Ağır Ceza Mahkemesine itiraz da bulunmuş, itirazın sonucu henüz belli olmamıştır. Eger itirazımız kabul olursa- ki kabul olacağı çok yüksek bir ihtimal- o zaman OYAK YOLSUZLUK davası başka bir boyuta taşınacaktır. OYAK YÖNETİCİLERİNİDE kara kara düşündüren en büyük olay budur. Davanın kabul olmasıyla yüzbinlerce OYAK ORTAGININ davaya MÜDAHİL olacakları kendi taraflarından da çok iyi bilinmektedir.

Aynı zamanda 5 yıl zaman aşımına uğrayıp dava açılamayan ve OYAK YÖNETİCİLERİNE göbek attıran OYAK YOLSUZLUK dilekçesi ekleri ile birlikte YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’ na ve ADALET BAKANLIĞINA’ da gönderilmiş olup zaman aşımına uğrayan bu OYAK YOLSUZLUK dosyasının yeniden açılarak soruşturma izni verilmesi için girişimlerimiz 1 ay önceden başlamıştır.

OYAK kurumundan birikimlerini çekerek çıkanlara dahil herkese hakları iade edilene kadar bu ölümüne mücadelemiz sürecektir.

KORK BİZDEN ŞERİF EFENDİ KORK, URGAN BOYNUNDA İSKEMLEYE TEKMEYİ “ HAKİR VE HOR GÖRDÜĞÜN BU TİTAN SAADET ZİNCİRİ OLAN YAPIYI ORTAYA ÇIKARAN” ASTSUBAYLAR VURACAKTIR.

Siz okuyucularımızın manevi olarak bizlere verdiği desteğe layık olup, sizlere hizmeti HAKKA hizmet olarak gördüğümüzü bir kere daha hatırlatmak isteriz.

OYAK BİLĞİLENDİRME TOPLANTISINA KATILAN BAZI OKUYUCULARIMIZ ŞUNLARI PAYLAŞMIŞ

1- Şimdi de emekli albay cengiz tavukçuoğlu birlik birlik gezip OYAK kurumunun kaybolan imajını düzeltmeye çalışıyor.Ama kim inanır bu yalancı albay'a. Nasıl yalancı OYAK bireysel emeklilik fonu imiş. Yalan külli yalan git oku BİREYSEL EMEKLİLİK KANUNU cahil kalma cengiz efendi.
Ayrıca AKP hükümetini kötülemek sana ne kazandırıyor.28 şubat sürecinin devamımı bu yaptıkların.

Aklını başına al. Piyon olmayı bırak. Kendin söylüyorsun OYAK bu yıl sonu tüm mal varlıkları satılıp üyelere dağıtılacak bireysel emeklilik fonu kalacak.Bizim anladığımız OYAK kurumu bireysel emeklilik fonu olacak isteyen parasını bu fona yatıracak. Cengiz Tavukçuoğlu Astsubaylar okumuş insanlar. Onlara masal anlatma.CUNTA ÜRÜNÜ 205 SAYILI YASA İLE KURULAN OYAK KURUMU TASFİYE EDİLMELİ.

2-Emkeli albay her defasında ben emekli albayım oyak kurumu askeri bir kurumdur.OYAK KURUMUNA AKP HÜKÜMETİ karşı.Bari siz subaylar oyak kurumuna sahip çıkın diye harp okullarına ayrı seminerler vermektedir.

Hatta bu toplantıya sivil katılan bir asb arkadaşımız ona oyak kurumundaki yolsuzları da anlat ,oyak kurumunu biz savcılığa verdik bunlardan da bahset deyince asb kapı orada çık ,toplantıyı terk et diyecek kadar askerlik hastası bir şahıstır.O asb ona çıkışta sen kimsin ki beni bu toplantıdan kovmaya kalkıyorsun deyince ben albayım toplantı benim diyecek kadar pervasızdır.


Bu zavallı emekli albay cengiz tavukçuoğlu kamuemekcileri sitesini devamlı takip etmesi için oyak kurumundan emir aldığını dile getirmiştir.

Konuşlarından da oyak kurumunun bu sene sonunda tüm mal varlıklarının satılıp dağıtılacağını anladık.Bu daığtılıcak paranın oyak kurumunda kalması için oyak emeklilik fonu ilerde bizde bırakın mesajını üstü kapalı olarak vermektedir.

3-oyak bizden kestiği parayı 45 gün nerede değerlendirip 45 gün sonra içinden %10 personel maaşlarını ,elektrik su paralarını ödemek için %10 paramızdan kesiyor. cunta ürünü oyak kurumu kapatılmalı.ve 2000 -2005 yılında Almanya’daki OYAK ANKER bankta paramızı batıranlar kanun önünde hesap vermeli. coşkun Ulusoy istifanı ver artık. seni o kurumun başında görmek istemiyoruz.

4-OYAK Kurumunun emekli fonu yalanını söyleyip aman oyak kurumundan asla çıkmayın diyecek kadar yalanlarına yalan katan bu şahıs sana kim inandı bu toplantılarında ?Kara havacılık sınıfındaki çoğunluk bir kısmı oluşturan asb bu yalanlara gülüp geçmiştir.

İşine gelmeyen konularda bu emekli albay askerlik çekmeyi de ihmal etmemiş. Köşeye sıkıştığında asb'ra yaranmak için benim de babam emekli diyecek kadar güzel kıvırtıyor. Kendisinin danışmanlık şirketi olduğunu, kendisinin oyak tarafından insanları oyak kurumunun bireysel emeklilik şirketine dönüşüm yalanını anlatıyor.2012 yılı sonunda akp hükümetinin 205 sayılı yasasını iptal edip tüm varlıklarının 268 bin ortağa dağıtılacağını amacının ise bu paranın oyak bireysel emeklilik fonunda kalması için şimdiden birlik birlik insanların beynini yıkamaya başladığını açık ve net olarak anladık. Hatta harp okulu yeni mezun subaylara ayrı ve özel bir konuşma yapıyor. Her konuşmasında AKP hükümetini kötülemekten de geri kalmıyor. AKP polsan denen polislerin kuruluşuna destek olurken OYAK’a karşı olduğunu dile getirmiştir. savcı ve hakimlerin sandığı olduğu , onlar savcılıktan vukuat öğreneği alırken bu derneğe bağış yapıp hakim ve savcıları bu fondan yararlandıklarını dile getirmiştir. Albay yasak yere park eden araçları çeken trafik vakfının polsan ait olduğunu belirtmiş ve Trafik vakfını da kötülemekten geri kalmamıştır.

HELALLEŞMEYECEĞİZ HESAPLAŞACAĞIZ 






OYAK’a bağlı şirketler vergilerini ödemekte, ancak OYAK’ın kendisi her türlü vergiden (gelir, kurumlar, veraset ve intikal vergileri, damga vergisi) muaf tutulmaktadır.
MAAŞ KESİNTİLERİ Üyelerin maaşlarından yapılan zorunlu kesintiler maliyetsiz sıcak para kaynağı oluşturmaktadır. Bu nakit girişi özellikle kriz ortamlarında büyük avantaj sağlamaktadır. NEMA ÖDEMELERİ Yedek subay maaşlarından yapılan kesintilerin hiçbir hizmet karşılığı yoktur. Yapılan kesintilere verilen nema, enflasyon altında tutuldu. OYAK’IN MALLARI Yasa gereği OYAK mallarının “devlet malı statüsünde” olması haczedilemeyecekleri anlamına geldiğinden, bu da ayrıcalıklı bir durumdur. ASKERî İDARî YARGIYA TABİ Üyeleriyle olan ilişkileri Askerî İdarî Yargı yetkisine alındığından, zorunlu üyeliğin iptali talebi veya astsubaylara emeklilikten sonra da nema ödenmesi talebi reddedildi. oyak, demokrasi önünde engel Ordu Yardımlaşma Kurumu (OYAK)… Bir yardımlaşma sandığı şeklinde kurulan bu kurum, Türkiye demokrasi tarihinde derin izler bırakmaya namzettir. Ve demokrasiyi nasıl yaralı hale soktuğu ise gün geçtikçe daha net bir şekilde görülüyor. Ancak, bugün bile, OYAK’ın gerçek kimliği tartışılamaz durumdadır. Bunun sebebi, ekonomik bir güç olduğu kadar, Askeriye’yi de arkasına alması mıdır dersiniz? Dünyanın ekonomik kriz yaşadığı bir dönemde, Türk ekonomisinin, neredeyse önde giden aktörüne müdahale etmek ne getirir? Ancak tartışılması gereken bir gerçek varsa, o da OYAK’ın yapısı ve Türkiye’ye üzerindeki etkileridir.
Biz de bu hafta OYAK’ı yakından inceleyen Yıldız Teknik Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi İsmet Akça’nın makalelerinden yola çıkarak, OYAK’ı tanıtan bir yazı çalışması yaptık. Ortaya koyduğumuz soruların cevapları Akça’nın OYAK üzerine yazdığı yazılarından alıntılanmıştır. Yani bir röportaj değildir. İsmet Akça’ya askerî harcamalar konusunda yaptığı titiz çalışmalarından dolayı teşekkürü bir borç biliyoruz.
OYAK MEŞRÛİYETİNİ NERDEN ALMIŞTIR?
OYAK, cumhuriyet tarihinin 27 Mayıs 1960’ta gerçekleştirilen ilk askerî darbesinin hemen ardından, 3 Ocak 1961’de Millî Birlik Komitesi tarafından kabul edilen 205 Sayılı Yasa ile kurulmuştur. Yani varlığını olağandışı bir dönemin yasama faaliyetine borçludur. Buna rağmen, söz konusu yasa Türkiye tarihinin en dokunulmaz yasalarından biri konumunda olduğu gibi, OYAK’ın varlığı da o günlerden bugünlere olağanlaştırılmıştır.
27 Mayıs darbesinin toplumsal destek tabanını oluşturan kesimlerden askerler, bürokrasi, entelijansiya ve dönemin burjuvazisi, OYAK’ın kurulma sürecini–her biri farklı rasyonellerle de olsa–desteklemiş ve ilk dönemde yetkili kurullarda görev almışlardır. Dönemin askerî iktidarı, OYAK Kanunu’nu bu şekilde gerekçelendirmiştir: Ordu mensuplarına emekli olduklarında “ancak mütevazı geçim şartları” sağlanabilmesi, “kendi içtimaî seviyelerine uygun bir hayat seviyesi temin edememe”leri sebebiyle ve “istikbal endişesinden kurtularak maddî ve manevî huzura kavuşmaları” için OYAK kanunu hazırlanmıştır. Bu gerekçeler, Türkiye’de ordu mensuplarının kendilerini “ayrıcalıklı bir zümre olarak görme” hallerini yansıtmaktadır.
OYAK SİVİL BİR KURULUŞ MUDUR?
Kurumun orduyla bağını silikleştirme adına sivilliği vurgulayan söylemleri, son yıllarda, özellikle dikkati çekmekte… Ancak, kurumun üyelerine ve idarî yapısına bakıldığında askerlerin hâkimiyeti açıktır. Kurumun daimî üyeleri aslen TSK kadrolarında görevli subay, astsubay ve askerî memurlardır. Bunların üyelikleri mecburidir ve mevcut 250 binin üzerindeki üyenin büyük çoğunluğunu oluşturmaktadırlar. Zorunlu askerlik hizmetindeki yedek subaylar ise geçici üyedirler.
2001 yılına kadar OYAK faaliyetlerinin denetimi sadece kurum kanununda öngörülen denetleme kurulunca yapılmışken, 2001’den itibaren buna ek olarak özel denetleme şirketlerine de malî denetim yaptırılmaktadır. Bu noktada, şunu da belirtmek gerekir ki, OYAK’a bağlı şirketler sivil profesyoneller tarafından yönetilmektedir, Şirketlerin yönetim kurullarında emekli subaylar da yer almakla birlikte, sayılarına dair tam bir bilgi elimizde bulunmamaktadır.
OYAK SOSYAL GÜVENLİK KURULUŞU MU, YOKSA HOLDİNG Mİ?
OYAK, bir sosyal güvenlik kuruluşundan çok, üretim, ticaret, hizmet ve finans sektörlerindeki yatırımları üzerinden işleyen bir sermaye grubudur. Bu durum daha kuruluş yasasından itibaren öngörülmüştür. Emekli Sandığı, SSK, Bağ-Kur gibi diğer sosyal güvenlik kuruluşlarıyla karşılaştırıldığında, serbest fonların kullanımında gelir gayeli yatırımlar yapma açısından diğerlerine tanınmayan serbestlik OYAK’a tanınmıştır.
Kurumun gelir kaynakları ve harcamaları açısından da iktisadî yatırımları başta gelmektedir. Aslında, OYAK’ı OYAK yapan aslî faaliyetin holding gibi çalışması olduğu, kurum tarafından da açıkça dile getirilmektedir. OYAK’ın misyonu şöyle tanımlanmaktadır: “OYAK, bir yandan üyelerce arzulanan hizmetleri bir şirket anlayışı içinde en üst standartlarda sağlarken, diğer yandan da üyelerine en çok nemayı sağlamaya yönelik olarak […] bir holding yaklaşımı çerçevesinde portföy ve iştirak yatırımları yapan, tüm faaliyetlerinde aktüeryal dengeyi öncelikle gözeten bir sosyal yardımlaşma kurumudur.” Sonuç olarak, üye yapısı, karar alıcı organlarının yapısı ve başlıca faaliyet alanı gözönüne alındığında, OYAK’ı, öncelikle bir “askerî holding” olarak tanımlamak yanlış olmayacaktır.
ASKERÎ HOLDİNG OLARAK OYAK’IN İŞ YAPTIĞI ALANLAR NELERDİR?
Bugün OYAK, 29’u doğrudan olmak üzere, toplam 60 şirketi bünyesinde barındıran dev bir holding yapısıdır. OYAK yatırımları ve gelirleri hiçbir biçimde askerî harcamalar ve projeler için kullanılmamakta, OYAK ekonominin sınaî üretim, finans ve hizmet sektörlerinde yatırım yapmaktadır. OYAK’ın yatırımları bugün itibariyle başta otomotiv, çimento, demir-çelik olmak üzere finans, enerji, madencilik, ziraî ilâçlar, gıda, inşaat, nakliyat-lojistik, iç ve dış ticaret, özel güvenlik, teknoloji-bilişim, turizm gibi sektörlere yayılmıştır. Bu şirketlerden birçoğu, Türkiye’nin en büyük ve en kârlı iktisadî kuruluşları arasında yer almaktadır. OYAK, kuruluşundan bugüne, yerli ve yabancı büyük sermaye gruplarının yanı sıra, kamu iktisadî teşekkülleriyle de çeşitli düzeylerde ortaklıklar kurmuştur. Şu anki ortaklıkları arasında Renault, STEAG-AG, Nuh Holding, Eti Holding, Halkbank ve SSK yer almaktadır. Geçen 49 sene zarfında ortaklık ilişkisine girdiği şirketler arasında, Axa, Goodyear, Elf gibi dünya sermaye devlerinin yanı sıra, Sabancı, Koç, Yaşar Holding, Gama, Yapı Kredi Bankası, Garanti Bankası, Kutlutaş Holding, Alarko, Cerrahoğulları gibi büyük yerli sermaye grupları ve Ziraat Bankası, TPAO, Petkim gibi kamu iktisadî teşekkülleri de yer almıştır. OYAK’ın Türkiye’nin ilk beş büyük holdingi arasında olduğunu söyleyebiliriz. 2001-2004 yılları arasında OYAK, KOÇ ve SABANCI arasında yapılan kârlılık karşılaştırmasında OYAK’ın Türkiye’nin en kârlı holdingi olduğu ilân edilmiştir.
EKONOMİK AKTÖRLER ARASINDA OYAK’IN İMTİYAZLI TARAFLARI VAR MI?
OYAK’ın bazı yasal ayrıcalıkları, hiç şüphe yok ki, OYAK için bazı avantajlar oluşturmuştur.
Birincisi, “vergi muafiyetleridir.” OYAK’a bağlı şirketler vergilerini ödemekte, ancak OYAK’ın kendisi her türlü vergiden (gelir, kurumlar, veraset ve intikal vergileri, damga vergisi) muaf tutulmaktadır.
İkincisi, üyelerin maaşlarından yapılan zorunlu kesintiler maliyetsiz sıcak para kaynağı oluşturmaktadır. Bu nakit girişi özellikle kriz ortamlarında büyük avantaj sağlamaktadır.
Ayrıca, yedek subay maaşlarından yapılan kesintilerin hiçbir hizmet karşılığı yoktur. Buna ek olarak, yapılan kesintilere verilen nema, 1990’ların ortalarına kadar enflasyon altında tutulduğundan, bu da ayrıca bir avantaj sağlamıştır.
Üçüncüsü, yasası gereği OYAK mallarının “devlet malı statüsünde” olması haczedilemeyecekleri anlamına geldiğinden, bu da ayrıcalıklı bir durumdur.
Dördüncü olarak da, üyeleriyle olan ilişkileri askerî, idarî yargı yetkisine alındığından, zorunlu üyeliğin iptali talebi veya Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği’nin (TEMAD) emeklilikten sonra da nema ödenmesi talebi gibi dâvâlarda kurum lehine verilen kararlar, üyelerin eleştirilerine karşı korunma sağlamaktadır.
ASKERÎ HOLDİNG OLMASI PSİKOLOJİK OLARAK EKONOMİ ALANINDA BİR BASKIYA NEDEN OLMAKTA MIDIR?
İktisadi ilişkilerin siyasal güç ilişkilerinden bağımsız olmadığı düşünüldüğünde, OYAK’a has bir başka avantaj, ordunun siyasî gücünün iktisadî alana etki potansiyelinin yüksek oluşudur. Bu çerçevede, batık şirketlerinin kamu iktisadî kuruluşlarına devri, kamu kuruluşlarıyla ortaklıklar, bu sayede kamu ihaleleri kazanma ve kamu kaynaklarından faydalanma, bu etkinin görüldüğü mekanizmalardır. Meselenin bu boyutunu ampirik olarak her durumda göstermek, zor olmakla birlikte, hem bazı açık örnekler mevcuttur, hem de bazı örnek olaylarda buna dair güçlü karineler bulunmaktadır.
LİBERAL BİR EKONOMİDE AT KOŞTURAN OYAK MİLLÎ ÇIKARLARI NE KADAR
DÜŞÜNMÜŞ OLABİLİR?
Bütün bu süreçte OYAK, neoliberal birikim stratejileriyle kendi tikel çıkarlarını azamileştirirken, bunu ulusal güvenlik, ulusal çıkar retoriğiyle de bezemiştir. Özelleştirme kapsamında 2005 sonunda Erdemir’in satın alınma süreci buna dair çarpıcı bir örnektir. Bu süreçte hem OYAK yönetimi, hem de kamuoyu Erdemir’in ulusal güvenlik açısından stratejik öneminden dem vurmuş, özelleştirilse bile Erdemir’in ulusal sermayenin elinde kalması gerektiği ileri sürülmüş, kısacası Erdemir’in OYAK tarafından alınması, gerek TOBB’dan Maden-İş’e çeşitli kurumlar tarafından, gerekse medyada coşkuyla karşılanmıştır. Ulusalcı retorik neoliberal sermaye birikim stratejisinin hizmetine sokulmuş ve böylece 2003 kârı OYAK’ın o dönemdeki 40 şirketinin toplam kârına eşit olan Türkiye’nin en kârlı üçüncü şirketi, kamudan OYAK’a geçmiştir. Eylül 2005’te Antalya’da gerçekleşen OYAK İş Ortakları Toplantısı’nda kırmızı beyaz tişört giyerek ulusal açıdan stratejik önemi haiz şirketlerin yabancılara satılmaması teziyle milliyetçi mobilizasyon oluşturan OYAK, demir-çelikte kısa bir süre sonra Arcelor ile ortaklık görüşmelerine soyunmuş, bankacılıkta ise, Türkiye finans sektörünün “topyekûn gayri millileşmesini” pek de dert etmemiş ve Sümerbank’ı çok ucuza alıp Oyakbank’ı büyüttükten sonra bu bankayı 2,7 milyar dolara (o güne kadarki en yüksek meblağlı banka satışıdır) Hollandalı ING grubuna satmıştır.
ASKERÎ BİR HOLDİNG OLARAK OYAK
TÜRKİYE’DE NE GİBİ SORUNLARA SEBEP OLMUŞTUR?
İfade edilmesi gereken ilk nokta; orduların iktisadî aktör olarak var olmalarının, modern ekonomilerin en temel özelliklerinden biri olan, silahı tutan güç ile iktisadî faaliyette bulunan güç arasında tarihsel olarak kurulmuş ayrıma aykırı bir durum teşkil etmesidir. Sonuçta orduların şu ya da bu kurumsal yapılanma üzerinden doğrudan bir iktisadî aktör olarak kendi aslî işlevlerinin dışındaki alanlarda var olmaları, çağdaş demokrasinin asgarî gerekliliklerine aykırıdır.
İkinci sonuç; OYAK’ın, Türkiye’de askerlerin özellikle “12 Eylül sonrasından günümüze kadar, giderek daha fazla kendi içine kapalı ve kendi kendini üreten bir toplumsal zümre” haline gelmelerinde önemli bir rolü olmasıdır. Bir başka deyişle, OYAK etkisiyle (emeklilik yardımı, ucuz konut ve borç kredileri) askerî personelin, özellikle de subayların, gündelik hayat pratikleri orta ve üst orta sınıf hayatlara tekabül etmektedir. OYAK yetkilileri bu hayatı, üyelere “bir ev, bir araba” formülüyle özetlemektedirler. Bir toplumsal zümre olarak varoluşu besleyen başka iktisadî mekanizmalar da devrededir: Orduevleri, sosyal tesis, lojman gibi, askerlere diğer kamu personeline kıyasla daha geniş imkânlar tanıyan “aynî ayrıcalıklar”dır bunlar. Bu açıdan OYAK, 1960 ve 1970’lerde bozulmuş olan askerî iç hiyerarşi, disiplin ve bütünlüğü yeniden tesis etmeye yönelik sosyoekonomik bir araç işlevi de görmüştür.
Neoliberal iktisadî ve sosyal politikaların 1980 sonrasında derinleştirdiği yoksulluk ve yoksunluk bağlamında TSK’nın ayrıcalıklı toplumsal zümre halinin pekişmesi, pretoryen ordu modelini güçlendirmekte ve Türkiye’de demokrasinin normalleşmesini engelleyici bir unsur olarak durmaktadır.
Üçüncü sonuç; OYAK’ın paradoksal etkileriyle ilgilidir. OYAK’ın üyelerine yukarıda dile getirdiğimiz malî imkânları sunması, ilk bakışta ordu içinde belirli bir entegrasyonu sağlar gibi görünse de, ayrıcalıklı zümre avantajlarından bütün ordu mensuplarınca eşit şekilde faydalanılamadığı dikkate alındığında, tam tersi bir etkiyle ordu içinde yeni bölünmelere de yol açmıştır. OYAK’ın temsil ettiği büyük ekonomik pasta, bu pastadan pay alma noktasındaki çatışmaları da tetiklemektedir. Meselâ, alt ve orta rütbeli subayların OYAK yönetimini kontrol altında tutan üst rütbeli subaylara yönelttikleri, kurumun üye istekleri dışında faaliyet gösterdiği, sosyal hak ve hizmetlerin yetersiz olduğu, sosyal hizmetten ziyade holding yatırımlarına ağırlık verildiği, emeklilikten sonra kurum nemalarından faydalanılamadığı şeklindeki eleştiriler, yıllar zarfında hep gündemde kalmıştır.
Bir başka örnek ise; “ordunun proleterleri” olarak adlandırılan astsubayların OYAK’a yönelik eleştirileridir. TEMAD (Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği) üzerinden eleştirilerini son yıllarda açıkça kamusal alana taşıyan emekli astsubaylar, OYAK üyelerinin dörtte üçünü kendilerinin oluşturmasına ve yasal kesintilerin % 55 ila 60’ının astsubaylardan yapılmasına rağmen, astsubayların kurumun imkânlarından faydalanamadıklarını belirtmekte, OYAK ve iştiraklerinin yönetim kurullarında yer almayı talep etmektedirler. Bunun yanı sıra, emeklilikle beraber kurumla ilişkinin kopması sonucu, eski üyelerin ileri tarihli OYAK kazançlarında sahip oldukları haklardan faydalanamamalarını da eleştirmekteler. TEMAD’ın sivil idarî yargıda açtığı dâvâlar askerî, idarî yargıya havale edilmiş ve bir sonuç alınamaması üzerine TEMAD 10 Eylül 2007’de AİHM’e şikâyette bulunmuş ve mahkeme bir süre önce dâvâ başvurusunu kabul etmiştir.
Dördüncüsü; OYAK’ın varlığı üzerinden TSK sosyoekonomik iktidar ilişkilerinin içine daha fazla çekilmekte ve bu ilişkilerde açıkça ve doğrudan bir taraf olarak yer almaktadır.
Nasıl ki, ordunun politik aktör olarak siyasal süreçlerde yer alması politik tarafsızlık iddiasına halel getiriyorsa, doğrudan iktisadî bir aktör olarak da sosyoekonomik iktidar ilişkileri içinde yer alması sosyoekonomik aktörler nezdindeki tarafsızlık iddiasına halel getirmektedir.
OYAK’ın varlığı üzerinden ordu, Türkiye’deki sermaye grupları arasındaki çeşitli bölünme eksenlerinin de doğrudan parçası olarak görülmektedir. Bu bölünmeler, şirketler, sektörler, küçük-orta ve büyük sermaye, “İslâmî-laik” sermaye gibi çeşitli eksenlerde olabildiği gibi, OYAK kendisini başka holdinglerle kıyasladığında da tezahür edebilmektedir. Kısacası, ister siyasî, ister iktisadî alanda olsun, TSK’nın pretoryen pratikleri, kendi meşruiyet söyleminde sıklıkla yinelediği “partiler üstü, sınıflar üstü, siyaset üstü” olma iddiasının altını doğrudan oymaktadır. TSK’yı dar sosyopolitik ve sosyoekonomik iktidar ilişkilerinin içine çeken bu pratikler, kendi iç işleyiş ve yapılanmalarını da olumsuz etkilemektedir.
AB-OYAK İLİŞKİSİ NE DURUMDADIR?
OYAK’ın oluşturduğu sonuçların AB ile uyum süreciyle ilişkisinden bahsetmek önemlidir, zira Türkiye’deki pretoryen yapının liberal demokratik asker-sivil ilişkileri doğrultusunda reforme edilmesi adımlarında AB uyum reformları önemli bir kaldıraç işlevi görmüştür. Bu gerçeğe rağmen, AB ilerleme raporlarının hiçbirinde OYAK gündeme gelmemiştir. 2005 yılında AB’nin beş ana kurumundan biri olan Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi (iş adamları, işçiler, çiftçiler, kooperatifler üzerinden sosyal grupların temsil edildiği 222 üyeli bir komite), AB Konseyi Aralık 2004 toplantısına yönelik olarak hazırladığı bir raporun ilk taslağında askerî harcamaların denetiminin yanı sıra, OYAK’ı da üyelik sürecinde reforma ihtiyaç gösteren alanlardan biri olarak tanımlamıştır; ancak daha sonra hem OYAK’ın, hem de dönemin İSO Başkanı Hüsamettin Kavi’nin, Avrupa Birliği Ekonomik ve Sosyal Komitesi, Karma İstişare Konseyi (KİK) Eşbaşkanı sıfatıyla yaptığı girişimler sonrasında OYAK kısmı rapordan çıkarılmıştır. Ayrıca OYAK, 2003 yılından beri, AB Ek Emeklilik Fonları Dernekleri Federasyonu European Federation for Retirement Provision’ın da üyesidir. Herhangi bir AB ülkesi ordusunun OYAK gibi bir yapıya sahip olması tahayyül bile edilemezken, bu konunun, orduların demokratik denetim ve düzenlemelere tâbi tutulması gereğinin bir parçası olarak görülmemesi ya tutarsızlıkla, ya da güç ve çıkar ilişkileriyle açıklanabilir. OYAK’ın başta Renault ile onyıllardır süren ortaklığı, AXA grubuyla uzun yıllar sürmüş ortaklığı, Almanya savaş sanayiinin ihracatında ’lik payla Türkiye’nin birinci sırada yer alıyor oluşu, bu çıkar ilişkilerinin en göze çarpanlarıdır.
H. HÜSEYİN KEMAL
hhkemal@yeniasya.com.tr


YORUM

yazar Abdurrahim BARIN, Aralık 16, 2010
Cefakar Kardeşlerim.
Aşağıdaki OYAK hakkındaki yazısından dolayı,ön yargısız olarak,kendisini şahsen tanımadığım,Yazara teşekkür anlamında mail gönderilmesinin;hem yazarı onore etmesi,hem de OYAK'ın durumunu ortaya koyan medyanın genişlemesi açılarından uygun olacağı kanaatini taşıyorum.

*Yılmak yok,az kaldı*
*her alanda,sürekli mücadeleye devam.*

Sağlık Başarı dileklerimle.

Saygılar.

Abdurrahim BARIN
Gn.Bşk.
Türkiye Ulaş İş
www.ulasissendikasi.com
--------

Selçuk İÇER     16 Aralık 2010 20:07 | Kadıköy / İSTANBUL
 
Bu e-Posta adresi istek dışı postalardan korunmaktadır, görüntülüyebilmek için JavaScript etkinleştirilmelidir
Sayın BARIN;Gazeteci Sn HASAN HÜSEYİN Beye teşekkür ederiz. Assubayların mağduriyetini dile getirmiş.Sağolsun varolsun.TEMAD Yönetimi OYAK yan şirketlerine yönetici/ denetici gönderdi AİHM deki davayı rizke sokarak.Bu acıyı yaşayan bir E.Assubay olarak,OYAK yönetimini eleştiren bir yazımdan dolayı 6.Sulh Kukuk Mahkesinde hakkımda 5.000 Tl. tazminat davası açtı 2 nci duruşmada mahkeme suçlamaları kısmen kabul ederek 1.000 TL tazminata mahküm etti karara itiraz ederek yargıtaya gönderdim.Bu yargılanma sürecinde TEMAD yönetimi AİHM deki dava zarar görür diye davayı almadı ve avukat desteği dahi vermedi.Sağolsun E.Assubay Ramazan TEKELİ' nin E.Assubay arkadaşı meslektaşımız Avukat Sn Fevzi COŞKUN bedelsiz olarak davayı üstlendi ve devam ediyor.Şahsıma açılan dava sürecinde maddi ve manevi kayıplarım oldu.Derdimiz mücadele olduğu için önemsemiyorum.Siz sendika başkanı olarak çok iyi değerlendirirsiniz.Şahsen sizinde desteğinizi bekledim.Her alanda mücadeleye devam diyorsunuz söylem olarak haklısınız.Yılmadan mahkeme koridorlarında mücadeleye devam ediyoruz.Üç beş fedakar E.Assubay olarak.Sn gazeteciye tavsiyeniz üzerine teşekkür mesajı göndereceğiz.Saygı ve selamlar.










Selçuk İÇER     24 Aralık 2010 12:46 | Kadıköy / İSTANBUL
oylamaoylamaoylamaoylamaoylama
Bu e-Posta adresi istek dışı postalardan korunmaktadır, görüntülüyebilmek için JavaScript etkinleştirilmelidir
MAO'NUN ASKERLERİ VE ASSUBAYLAR.
1970 Baharında Askeri Personel Kanunu bazı maddelerinin Assubaylar aleyhine uygulamaları hoşnutsuzluk yarattı. Birliklerde iş yavaşlatma eylemi sürdüren Assubaylar, dışarıda da eşleri vasıtası ile gösteri ve yürüyüş düzenlediler. Ankara, İstanbul, Diyarbakır, Konya, İzmir gibi Assubayların yoğun olduğu kentlerde ki gösterilerde polis ve assubay eşleri sürtüşme içine girdiler. Ankara da ise caddelerde Assubay eşleri ve çocuklar ile toplum polisi çatıştı. Polislerin kadınlara saldırısını kenardan izleyen bazı Assubaylar da olaylara karşı tepki gösterdi. Daha sonra bu Assubaylar tutuklandı. Hv. K. K.lığının Jet Üslerinde uçak makinistlerinin pasif direnişinden dolayı uçaklar havalanamaz olur. Bunu üzerine, tek parti özlemcisi dönemin Hv. K. Komutanı Orgeneral Muhsin Batur birliklere bir emir yayınlayarak; Assubayların karıların arkasına saklanan Maonun askerleri gibi davranmakla itham eder. Olaylarda öncü gözüken 73 Uçak Makinist Assubayı rütbe tenzili ile Kara ve Deniz Kuvvetlerine gönderilir. Personel kanununda geri adım atılır ve özlük hakları kısmen iade edilir...(İsmail ONARLI)
*Bu makale; Toplumsal Barış Dergisi, Yıl: 1, Sayı: 5, Eylül 2004, s.16-18de yayınlanmıştır.
 












Sitemizde yer alan yazı ve  makaler
tamamen bilgi amaçlı olup
kesinlikle  idari hukuki amaçlı kullanım için 
tavsiye edilmez, 
sitede yer alan bilgileri 
ilgili kurum ve hukuk uzmanına danışmadan uygulamanız
beklenmedik sonuçlar doğurabilir, 
www.hiziracil.tr.gg sitesinde 
yer alan haberler ,yorumlar, bilgilerden dolayı 
hiç bir şekilde sorumlu tutulamaz,
sitede dolaşım yapan kullanıcılar 
bu uyarıyı kabul etmiş sayılırlar.. 
Hoşça kalın. 
Saygılarımızla

<a href="https://twitter.com/hiziraciltr1" class="twitter-follow-button" data-show-count="false" data-lang="tr" data-size="large">Takip et: @hiziraciltr1</a>
<script>!function(d,s,id){var js,fjs=d.getElementsByTagName(s)[0];if(!d.getElementById(id)){js=d.createElement(s);js.id=id;js.src="//platform.twitter.com/widgets.js";fjs.parentNode.insertBefore(js,fjs);}}(document,"script","twitter-wjs");</script>

<script type="text/javascript">
 
  var _gaq = _gaq || [];
  _gaq.push(['_setAccount', 'UA-35901013-1']);
  _gaq.push(['_trackPageview']);
 
  (function() {
    var ga = document.createElement('script'); ga.type = 'text/javascript'; ga.async = true;
    ga.src = ('https:' == document.location.protocol ? 'https://' : 'http://') + 'stats.g.doubleclick.net/dc.js';
    var s = document.getElementsByTagName('script')[0]; s.parentNode.insertBefore(ga, s);
  })();
 
</script>


 
  *** SİZİ KUTLUYORUZ *** BUGÜN 1592707 ziyaretçi (3545265 klik) MİSAFİRİMİZ OLDUNUZ ***  
 
haberler haberler


Google Arama
Sitemde Arama
Yaşam ve İnsanlar

İstanbul Servisleri Neden Pahalı ? burakesc
Namaz Kılan Minik ile burakesc
GİMDES Helal Gıda Ramazan Buluşması burakesc
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol