BU GENÇLİK NEREYE GİDİYOR Milattan önce 4000-2000 yılları arasında yaşayan Sümerlere ait Sümer tabletlerinde "BU GENÇLİK NEREYE GİDİYOR ?" yazısını gördüğümden beri, gençleri sorgulamıyorum diyen Sümerolog , Muazzez İlmiye Çığ, aslında, değişimin çok eski çağlardan beri var olduğunu değişimin en dinamik unsuru olan gençlerin değişimdeki rolünün geçmişten günümüze kadar çok önemsendiğini hatta toplumları endişelendirdiğini ifade ediyor. Değişim iyi yöndeyse endişeye mahal yoktur. Değişim istemediğimiz yöndeyse hem endişelenmeliyiz hemde sebeplerini düşünmeliyiz. KONDA Araştırma kuruluşunun , 2018 yılında, açıkladığı, 15-29 yaşları arasındaki gençlerin son 10 yıl içerisin deki değişimini konu alan araştırmasının çok çarpıcı sonuçları var. 2008 yılında, gençlerden " dindar muhafazakar" hayat tarzına sahip olduğunu söyleyenlerin oranı yüzde 28 iken bu oran 2018 de yüzde 15 e gerilemiştir. Düzenli olarak namaz kılarım diyenlerin oranı azalmış, hayat tarzım modern diyen gençlerin oranı yüzde 34 den yüzde 43 e çıkmış, akıllı telefon kullanan gençlerin oranı artmış, gazete okuma oranı yüzde 72 den yüzde 22 ye düşmüş, bu yaşlarda evli olanların sayısı düşmüştür. Aynı dönemde, Türkiye genelinde , gençlerdeki öğrenci sayısı iki katına çıkmıştır. Bu değişimi değerlendirdiğimizde vardığımız sonuçlar: 1. Öğrenci sayısı 2 katına çıkmasına rağmen dindar, muhafazakar genç oranı yarı yarıya azalmıştır. 2 Namaz kılan, oruç tutan, gazete okuyan ve evlenen genç oranı azalmıştır. 3. Gençler darbelere karşı daha duyarlı hale gelmiştir. 4. Akıllı telefonların kullanım oranı artmıştır. Bu sonuçlarda şunu gösteriyor okullaşma oranı ile internet ve akıllı telefon kullanım oranı dindar ve muhafazakar gençlerin sayısını azaltıyor. Gebzede, babası İmam Hatip Lısesi mezunu, mühendislik fakültesinden mezun olan başörtülü bir genç kızımız, ben yanlarındayken, babasının(kızının oy verdiği parti sebebiyle) yakınması ve üzüntüsünü ifade etmesi üzerine, babasına " baba zaten okumuş kesim AK Partiye oy vermiyor" demişti. Gençlerdeki değişimin ülke siyasetine yansımasını son seçimlerde gördük. Toplumları değiştirmek isteyenler hep sihirli bir değnek ararlar. Toplumlarda değişim kaçınılmazdır. Değişim hangi yönde olacak, hangi yöntemler kullanılacaktır. Bu hep tartıştışılmıştır. Okul çağındayken eğitimde, okul mu ailemi daha etkili ? Çok gezen mi , çok okuyan mı bilir? hep bunun tartışmaları yapılırdı. Şüphesiz bu tartışmaların hepsinin amacı gençlığın eğitimi ve dönüşümünü sağlamaktı. Ama günümüzde internet, sosyal medya, akıllı telefonlar ve yapay zekâ geçmişteki tüm tartışmalara nokta koydu. Eğitim de yeni bir dönem başlattı. Adeta bir dönem "tüfek icat oldu mertlik bozuldu" dendiği gibi internetle birlikte eğitim ve gençlik küresel güçlerin, Soros vs.uluslararası vakıf ve kuruluşların müdahalesine açık hale geldi. En az okul kadar küresel güçler ve sosyal ağlar gençleri etkiledi. Toplumdaki bir çok olay, yeni mevzuatlar, savaşlar, tabiat olayları ve teknoloji alanındaki gelişmeler değişimi kamçılar hale geldi. Başkanlık sisteminin de toplumsal değişimi tetikleyeceğini müşahade ediyoruz.Bu değişimin müsbet yönde ve sosyal kültürel değerlerimizi temel elan kritik analitik düşünme yeteneğini geliştiren değişim olmasını temenni ediyoruz. Cumhuriyetin kurulduğu ilk yıllarda devleti ve milleti dönüştüren değiştiren devletin tek bir siyasal partisi vardı. Bu parti , son yıllara kadar , siyasal alanda (bürokratik oligarşi ) kazandığı mevziler nedeniyle değişime direniyordu. Tek parti yönetiminde o dönemin şartları ve parti felsefesine uygun eğitim politikaları belirlendi.Bu eğitim politikaları doğrultusunda mevzuat hazırlandı. Günümüzdeki ders müfredatlarını 1940 yılların tek parti felsefesi belirledi. Öğretmenler tek parti döneminin seküler anlayışı çerçevesinde yetiştirildi. Eğitımdeki kalıplaşmış bu seküler sisteme bu güne kadar kimse dokunamadı. Sekülarizmin ve Laisizmin en katı uygulandığı ülkelerden biri olan Fransa da dahi okulların en az üçte biri Katolik kilisesine aittir. Türkiyenin 1940 yıllarında ( Îsmet İNÖNÜ dönemi) hamuru yuğurulan, seķüler eğitim kadroları ve seküler eğitim sistemi, Türk milletinin yüzyıllardan beri teşekkül ettirdiği , kültürel mirası ve kültürel değerleri , kültürel zenginlikleri yeni nesillere aktarmaya direniyor. KONDA nın verileri ve gençlerin son yıllardaki siyasal eğilimleri, son 10 yılda , Türkiyede okullaşma oranının iki kat artması ile birlikte tek parti felsefesinin de gençlik üzerinde iki kat arttığını göstermektedir. Bu da Türkiyede dindar ve muhafazakâr kitlenin daha fazla zayıflamasına sebep olmuştur. Bu değişimin etkilerini aile yapımız üzerindede görüyoruz.Ülkemizde TÜİK verilerine baktığımızda 2001 yılında her 5,9 evliliğe karşılık 1 evlilik boşanma ile neticelenmişken , 2018 yılında ise her 3,88 evlilikte 1 evlilik boşanma ile neticelenmiştir. Bu değişimden, toplumumuzun temel taşı olan ailede payını almıştır. Aile düzeninin bozulması gençleride eğitim sistemini de etkilemektedir. Son Belediye seçimlerinde aday olan Sosyal Demokrat bir arkadaşımızın tesbitlerine göre günümüzde ,bizim toplum, Belediye Başkanı olarak, sadece, cuma namazlarına gidecek kadar muhafazakâr olan içkisini içen arasıra Kur'an okuyan her zaman vatandaşın içinde olan başkan ve yöneticiler istiyor diyor. Başkanlık sistemi öncesi iyi organize olmuş yüzde otuzlar yüzde yirmibeşler dahi iktidarı belirlerken artık çıta yüzde elliye çıkmıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarından beri sekülerleşmiş eğitim anlayışımızda temel alınan felsefe pragmatizm olmuştur. Bizim Sosyal Demokrat siyasetçi arkadaşımızın söyledikleri J. Ş. Mill ve Jeremi Bentım ı haklı çıkarmıştır. Milli Eğitim Bakanlığının faydacı ve seküler eğitim anlayışı toplumu bugünkü konuma getirmiştir. Maalesef Türkiyedeki değişim bu yöndedir. Plânlı hedefe yönelik değildir. Milletimizin yüzyıllardır kazandığı değerleri ve hasletleri gençlerimize aktarılamamaktadır. Yeni eğitim öğretim yılında Milli Eğitim Bakanımızdan ve Talim Terbiye Kurulu Başkanlığımızdan çok ümitliyiz. Yeni eğitim ve öğretim yılının ülkemize öğretmen ve öğrencilerimize hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. Eğitimci ve Avukat Necmi ÖZEN