Create Your Own Countdown

Google

   
  *** İYİLİK İÇİN KOŞANLARIN YERİ***
  MAYMUN TUZAĞI
 

Maymun Tuzağı
 

Lüks Yaşam Stok Fotoğraf | FreeImages


4 Ways To Start Living A Luxury Lifestyle Right Now


PAYLAŞMA İLE İLGİLİ GÜZEL RESİMLER BULUN BUNUN GİBİ DOĞRU DÜRÜST RESİMLER  ŞİKAYET EDERİM !!!!!!!!! - Eodev.com
Paylaşmak Güzeldir


Amerika'nın son alışveriş trendi:

Alışveriş yapmamak!


Hatta eldeki mallardan da kurtulup, hayatı sadeleştirmek!

Kriz sonrası, çalışanlar,
gelirlerinin daha büyük bir bölümünü harcamayıp biriktirmeye başlayınca,

ABD'li üreticilerin etekleri tutuşmuş!
Şu ara yapılan çoğu tüketici araştırmaları

"Bu adamlar
ne satın alırlarsa mutlu olurlar?" la ilgili.


Ortaya çıkmış ki bir servis almak, mal almaktan daha faydalı insan doğasına.

Yani bir ayakkabı yerine
kutu oyunu,

pahalı bir çanta yerine
spor salonu üyeliği,

araba yerine seyahat,

ruj yerine sinema bileti,

insanları daha mutlu ediyor!

Bir tecrübe satın almak,
kişiye daha yoğun ve
uzun süreli bir tatmin sağlıyor.

Üstelik
'Mal edinmenin
mutluluk getirmediğini öğrenen


'dünyanın en çok satın alan halkı',

kocaman otomobillerini,
dört oda bir salon evlerini,
48 parçalık yemek takımlarını,
doğrayan parçalayan karıştıran
onlarca mutfak aletlerini satıp,

ayrı bir oda haline gelmiş gardıroplar dolusu giysilerini fakirlere bağışlayıp

hayatlarını sadeleştiriyor.

Bazı aileler 40 metrekare bir evde,
dört tabak, dört bardakla ve
işe bisikletle gidip gelerek yaşamanın onları hiç olmadıkları kadar mesut ettiğini iddia ediyor.

Bu esnada biriktirdikleri parayı yoga derslerine ve tatillere harcıyorlar.


YÜZ EŞYAYLA YAŞAMAYA DAVET!

Bir internet sitesi,
tüketicileri sadece ve sadece
100 adet kişisel eşyayla
yaşamaya davet ediyor!

Yani kıyafet, kozmetik, ayakkabı, kitap, kalem, her şey toplam 100 parça edecek.

Sitenin çağrısı büyük ilgi görüyor ve internet kullanıcılarından hatırı sayılır sayıda bir grup,

kişisel eşyalarını hayır derneklerine bağışlayıp

hayatlarındaki kalabalıktan kurtuluyor.


Hikâye, psikologlara göre şu:

İnsanlar, iyi ya da berbat,
yaşamlarındaki tüm değişikliklere çabucak alışıyor ve

doğalarında var olan
sabit mutluluk seviyesine
bir an önce ulaşmaya çalışıyorlar.


Ebeveynlerinden birini kaybeden
bir insanın bir süre sonra
eski mutluluk ve neşesine kavuşması da
bu yüzden,

yalı alanın
birkaç yıl sonra
yalıda oturmayı kanıksayıp
eskisi kadar 'mutsuz' olması da!

Yani para mutluluk getirmiyor denemez

ama parayla satın alınan mallar
mutluluk getirmiyor!

Şan dersleri, seyahatler, piknikler,
tiyatro oyunları filansa başka!

Farklı tecrübeler
hayatı zenginleştirip
memnuniyeti yükseltiyor!

Los Angeles'lı filmci Roko Belic
dünyayı dolaşıp *Happy *(*Mutlu*) isimli bir belgesel üzerinde çalışıyor.


> >New York Times
gazetesinin haberine göre 
San Fransisco'nun kalburüstü semtlerinden birindeki evini bırakıp, hayatını tamamen değiştirip,

Malibu plajında bir karavana taşınmış!

H aftada üç dört gün sörf yapabildiği için şu anda
ufacık karavanda çok daha mutlu bir hayat yaşadığını anlatmış.

Maymun Tuzağı


AVUCUNUZU AÇMAYI
DENEDİNİZ Mİ?

Asya'da maymun yakalamak için kullanılan bir çeşit tuzak vardır:

Bir Hindistan cevizi oyulur ve iple bir ağaca veya yerdeki bir kazığa bağlanır.

Hindistan cevizinin altına ince bir yarık açılır ve oradan içine tatlı bir yiyecek konur.
Bu yarık sadece maymunun elini
açıkken sokacağı büyüklüktedir.

Yumruk yaptığında elini dışarı çıkaramaz.

Maymun tatlının kokusunu alır,
yiyeceği yakalamak için elini içeri sokar,

ama yiyecek elindeyken
elini dışarı çıkarması olanaksızdır.


Sıkıca yumruk yapılmış el,
bu yarıktan dışarı çıkmaz.

Avcılar geldiğinde maymun çılgına döner, ama kaçamaz.

Aslında bu maymunu
tutsak eden hiçbir şey yoktur.

Onu sadece,
kendi bağımlılığının gücü tutsak etmiştir.


Yapması gereken tek şey,
elini açıp yiyeceği bırakmaktır.

Ama zihninde açgözlülüğü
o kadar güçlüdür ki

bu tuzaktan kurtulan maymun
çok nadir görülür.


Bizleri de tuzağa düşüren
ve orada kalmamıza neden olan şey,

arzularımız ve zihnimizde onlara
bağımlı oluşumuzdur.


Tüm yapmamız gereken;
elimizi açıp
benliğimizi, bağımlı olduğumuz şeyleri serbest bırakmak ve dolayısıyla
özgür olmaktır!

Bu örnekle benzeştirirsek;
ben,
sahip olduğumuzu düşündüğümüz
her şeyin
bizim için birer tuzak olduğunu fark etmediğimizi düşünüyorum:


- Çoğunlukla konuşmaktan fazla bir özelliğini kullanmadığımız
son model cep telefonlarına sahip olmak,

- Ortalama 15 m2´sini kullandığımız ama kullandığımız alandan
10-20 kat büyük evlere sahip olmak,

- Belki bir kez giydikten sonra
çok uzun suredolabımızın bir köşesinde unuttuğumuz günün modasına uygun giysilere sahip olmak,

- Okumadığımız kitaplara sahip olmak,

-Asla kadranın gösterdiği sürate ulaşamayacağımız
en süratli arabaya sahip olmak,

- Bize günde 3-5 kez zamanı,
başkalarına sürekli zenginliğimizi gösteren kol saatlerine sahip olmak,

- Vakit bulup gidilemeyen,
gidilse bile dinlendirmekten çok uzak; tabiri caizse yorgunluktan haşatımızı çıkaracak deniz kenarına yakın bir yazlık, bir dinlence evine sahip olmak,

- Vaktimize,
nakdimize,
aklımıza,
çenemize
zarar verse bile bir
futbol takımı taraftarlığına sahip olmak,

- Oturmadığımız koltuk takımları, izlemediğimiz dev ekran televizyonlar; kullanmadığımız, faydalanmadığımız daha nelere sahip olmak...

Ya da sahip olduğumuzu sanmak...

- Sadece çevre olsun diye bulunduğumuz ortamlar ve arkadaşlıklar!

 

O maymun gibi;
avucumuzda tuttuğumuz sürece (faydalanamasak bile)
sahip olduğumuzu sanmıyor muyuz?

Ve ancak parmaklarımızı gevşetip bunlardan vazgeçtiğimiz zaman
gerçekten özgür olup tüm yeteneklerimizi kullanabilir hale gelmeyecek miyiz?


Aslında biz bu dünyaya
sahip olmaya değil,
şahit olmaya gelmişiz.

Ah bunu bir anlayabilsek...

Doç. Dr. Erol ERÇAĞ


 
  *** SİZİ KUTLUYORUZ *** BUGÜN 1931843 ziyaretçi (4226684 klik) MİSAFİRİMİZ OLDUNUZ ***  
 
haberler haberler


Google Arama
Sitemde Arama
Yaşam ve İnsanlar

İstanbul Servisleri Neden Pahalı ? burakesc
Namaz Kılan Minik ile burakesc
GİMDES Helal Gıda Ramazan Buluşması burakesc
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol