Create Your Own Countdown

Google

   
  *** İYİLİK İÇİN KOŞANLARIN YERİ***
  Prof.Aziz -Gwen SANCAR
 

















1972

(Ayaktakiler): Yavuz Işık, Hasan Sancar, Tuncay Kozanlı.
(Oturanlar) Fahri Uzun, Aziz Sancar, Hamdi Uzun.”

“Koca Reis Fahri Uzun kitabını hazırlayan
genel cerrah Prof. Dr. Kenan Erzurumlu





Milliyetçilik moda değil ama ben milliyetçiyim

Nobel ödülünü aldıktan sonra
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın davetlisi olarak
Türkiye'ye gelen
Prof. Aziz Sancar'la
ABD'ye gitmeden hemen önce buluştuk.
Aldığı ödülle birlikte
tüm dünyanın tanıdığı bir bilim adamı haline gelen
Prof. Dr. Sancar
"Ben daha çok Nobel alacağımızı düşünüyorum.
Türkiye bilim insanını seviyor
ve çok başarılı Türk bilim adamları var"
diyerek
memleketine duyduğu inancı bir kez daha dile getiriyor

- Türkiye'ye dönmeyi,
çalışmalarınızı buradan yürütmeyi düşünüyor musunuz?


- Hayır...
Şimdilik Türkiye'ye dönmeyi düşünmüyorum.
Yaşım çok geç. 69 yaşındayım.
Şimdi Türkiye'ye gel,
yeni laboratuvar kur, yeni bir ekip kur en az 10 yıl alacak bir süre.
O zaman ben 80 yaşıma gelirim.
Bu 10 yıllık süreyi
orada devam eden çalışmaları sonlandırarak değerlendirmeliyim.
Hem orada bulunan
ortak çalışma arkadaşlarıma karşı da sorumluluklarım var.
Ben laboratuvarımda hep Türk öğrencilerle çalıştım.
Türk öğrencileri desteklemeye devam edeceğim.

O şekilde Türkiye'ye olan borcumu ödeyeceğim.


Milliyetçilik moda değil ama ben milliyetçiyim - Pazar Sabah ...
YAZININ TAMAMAI SAYFA SONUNDADIR


***  BİRLEŞMİŞ MİLLETLER  DÜNYA HİDROJEN ENERJİ MRK
BŞK. PROF.DR. T.NEJAT VEZİROĞLU
TÜRKİYEYİ ÇAĞDAŞ UYGARLIK DÜZEYİ ÜSTÜNE TAŞIYABİLECEK
EKONOMİK BAĞIMSIZLIĞINI SAĞLAYACAĞINI BELİRTTİĞİ
İSTANBUL B.M. HİDROJEN ENERJİ MRK  KURMAK ÜZERE
82 YAŞINDA  2004 -2008 ARASINDA 
TÜRKİYEYE B.M. NİN  
MRK Zİ 4 YILDA KURMA ŞARTIYLA ABD DEN GELDİ

ÇIKARILAN ENGELLERLE ,MRK 4 YILDA AÇILAMADI


*** İSTANBUL- BİRLEŞMİŞ MİLLETLER - HİDROJEN ENERJİ MRK *NASIL ENGELLENDİ* !!!

***   http://www.hidrojenenerjihareketi.tr.gg 

***ABD de Deha Türkiyede İşsiz.Prof.Dr.Ali ERDEMİR - Türkiye ULAŞ ...






Milliyetçilik moda değil ama ben milliyetçiyim - Pazar Sabah ...











Yıldız ekle  <aziz_sancar@med.unc.edu> 30 Haziran 2008 Pazartesi 01:15
Kime: Abdurrahim Barın <tugra113@gmail.com> CS_INSTRUCTION_3
Degerli Abdurrahim Bey,
Guzel sozleriniz icin tesekkur ederim.Yaptiginiz teklif beni cok duygulandirdi.Cogumuz elimizden geldigi kadar memleketimize hizmet etmege calisiriz.Bunu, Allah hikmet vere, san ve sohret icin yapmamaga calisiriz. Ama sizin gibi iyi insanlarin takdiri daha da guc veriyor ve daha fazla hizmet etme tesviki oluyor. Sagolun, varolun.
Bu yil maalesef islerimizin yogunlugundan dolayi Turkiye'ye gelemiyecegiz.Allah kismet ederse seneye gelmegi dusunuyoruz.O zaman sizin icten teklifinizi kabul etme olanagi olur.
Tekrar tesekkur eder sevgi ve selamlarimi iletirim.
Aziz Sancar


----- Original Message ----- From: "Abdurrahim Barın" <tugra113@gmail.com>
To: "Prof. Aziz SANCAR US" <aziz_sancar@med.unc.edu>
Sent: Sunday, June 29, 2008 2:31 AM
Subject: Kutlama



BU EV TÜRK ÖĞRENCİLERE VE AKADEMİSYENLERE YUVA OLACAK
Print E-mail
Saturday, 21 June 2008
ABD'de yaşayan Türklerin etkinliklerini yürüttüğü, önemli buluşmalara evsahipliği yapan ve Türk kültürünün korunması, geliştirilmesi, ABD yaşayan diğer halklara ve insanlara tanıtılması alanında önemli bir görev üstlenen Türk Evlerine bir yenisi daha eklendi.

Kuzey Carolina'da, Türkiye'den ABD'ye göç eden ve dünya çapında bilimsel çalışmalara imza atan Profesör Aziz Sancar ve eşi Profesör Gwen Sancar tarafından, bu kentteki üniversite bünyesinde bir Türk Evi açıldı. Şimdi amaç, hem buraya gelen ve burada yaşayan Türklere yabancılık hissi yaşatmamak hem de Türk kültürünü, dünya mirasına katkısını ABD'ye en iyi biçimde anlatmak...

1789’da ulus çapında hizmet vermek için tahsis edilen Chapel Hill Kuzey Carolania (UNC-CH) Üniversitesi 18. yy. üniversiteleri arsında diploma veren kamuya açık ilk üniversitedir. Üniversite, bünyesinde barındırdığı Türk toplumu ve Türk Evi’yle, 19 Mayıs 2008’de (Gençlik ve Spor Bayramı) türünün Birleşik Devletlerdeki ilk örneği olmuştur.

Kuzey Carolania’da hem üniversite kampusunda hem eyalet genelinde “Tar Heels” kısaltması çok olumlu karşılanır. Tabir, genel olarak, Caralonia’lıların başladıkları işi bitirdiği ve yaptıkları her işe damgalarını vurmaları anlamına geliyor. ATA-NC Türk Evinin gittiği yolda ve onun daima yanında yer alacak olan Carolina Türk Evi artık misafir ağırlamaya hazır. Yerleşke ana caddesi üzerinde bulunan ev, hem doktora öğrencilerini ağırlayacak, hem de bir Türk merkezi olarak hizmet verecek.

UNC-CH öğretim görevlileri Prof. Dr. Gwen ve Aziz Sancar’ın yaşamları boyunca düşledikleri Türk Evi projesinin geçmişi çok eskilere dayanıyor. “Texas Dallas’ta uçaktan indiğim gün üniversite kampuslarında böyle evler olması gereğini gördüm ve zaman içinde kendi kaynaklarımı bu türden bir projeye adamaya karar verdim” diyen Dr Sancar yaptığı yatırımdan ne kadar gurur duyduğunu ifade ediyor.

Prof. Aziz Sancar hakkında;

Aziz Sancar, Kuzey Carolina Tıp Okulu Üniversitesinde Biyokimya ve Biyofizik profesörü. Savur-Mardin'de, 1946 yılında doğdu. İlk ve ortaöğrenimini Savur ve Mardin'de tamamladı, ardından İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesinde eğitimini tamamladı. Savur'da iki yıl doktor olarak çalıştıktan sonra, Dallas'ta Teksas Üniversitesinde doktorasını, Moleküler Biyoloji dalında, DNA onarımı üzerinde 1977 yılında tamamladı. Dr. Sancar Yale Üniversitesi'nde yine DNA onarımı dalında doçentlik tezini tamamladı. 1982 yılında UNC Chapel Hill'de Biyokimya ve Biyofizik alanlarında çalıştı. Burada da DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve Biyolojik saat üzerinde çalıştı. 288 makale ve 33 kitap yayınladı. Prof. Sancar, ABD'de Ulusal Bilimler Akademesi ve Amerikan Sanat ve Bilimler Akademisi, Türk Bilimler Akademisi üyesi ve Vehbi Koç Vakfı'nda 2007 yılında ödül aldı. Sancar, Chapel Hill'de eşi Gwen Sancar ile yaşıyor ve UNC-Chapel Hill'de bir profesör.

Prof. Gwen Sancar hakkında;

Gwen Sancar da tıpkı Aziz Sancar gibi, Kuzey Carolina Üniversitesinde Biokimya ve Biyofizik profesörü. Teksas Waco'da doğan Gwen Sancar, Baylor Üniversitesinin Biyoloji bölümünden 1972 yılında mezun oldu. Sancar, 1972'de Teksas Üniversitesi'nde mezuniyet programına katıldı ve 4.5 yıl boyunca DNA çoğaltma mekanizması üzerinde çalıştıktan sonra 1977'de doktorasını tamamladı. Doktora sonrası çalışmalarını Brooklyn'deki Donwstate Tıp Merkezinde yürüttü. Afro-Amerikalılarda talasemi genlerindeki protein dizilimi üzerinde çalıştı ve E. coli'de DNA onarım çalışmalarına katıldı. Dr. Gwen Sancar 1982'de Chapel Hill'de Biyokimya ve Biyofizik Bölümüne dahil oldu. Yayınlanmış 40 orijinal makalesi ve bu konular üzerine kitaplarda ayrılmış bölümleri bulunuyor. Sancar, Türk Evi'nin Türkiye'nin, Türk insanının ve onların dünya mirasına yaptıkları kültürel katkının doğru anlaşılmasında katalizör rolü üstleneceğini umut ediyor.

TURKISHNY.









Prof. Aziz SANCAR Prof. Aziz Sancar hakkında; Aziz Sancar, Kuzey Carolina Tıp Okulu Üniversitesinde Biyokimya ve Biyofizik profesörü. Savur-Mardin'de, 1946 yılında doğdu. İlk ve ortaöğrenimini Savur ve Mardin'de tamamladı, ardından İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesinde eğitimini tamamladı. Savur'da iki yıl doktor olarak çalıştıktan sonra, Dallas'ta Teksas Üniversitesinde doktorasını, Moleküler Biyoloji dalında, DNA onarımı üzerinde 1977 yılında tamamladı. Dr. Sancar Yale Üniversitesi'nde yine DNA onarımı dalında doçentlik tezini tamamladı. 1982 yılında UNC Chapel Hill'de Biyokimya ve Biyofizik alanlarında çalıştı. Burada da DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve Biyolojik saat üzerinde çalıştı. 288 makale ve 33 kitap yayınladı. Prof. Sancar, ABD'de Ulusal Bilimler Akademesi ve Amerikan Sanat ve Bilimler Akademisi, Türk Bilimler Akademisi üyesi ve Vehbi Koç Vakfı'nda 2007 yılında ödül aldı. Sancar, Chapel Hill'de eşi Gwen Sancar ile yaşıyor ve UNC-Chapel Hill'de bir profesör. Prof. Gwen Sancar hakkında; Gwen Sancar da tıpkı Aziz Sancar gibi, Kuzey Carolina Üniversitesinde Biokimya ve Biyofizik profesörü. Teksas Waco'da doğan Gwen Sancar, Baylor Üniversitesinin Biyoloji bölümünden 1972 yılında mezun oldu. Sancar, 1972'de Teksas Üniversitesi'nde mezuniyet programına katıldı ve 4.5 yıl boyunca DNA çoğaltma mekanizması üzerinde çalıştıktan sonra 1977'de doktorasını tamamladı. Doktora sonrası çalışmalarını Brooklyn'deki Donwstate Tıp Merkezinde yürüttü. Afro-Amerikalılarda talasemi genlerindeki protein dizilimi üzerinde çalıştı ve E. coli'de DNA onarım çalışmalarına katıldı. Dr. Gwen Sancar 1982'de Chapel Hill'de Biyokimya ve Biyofizik Bölümüne dahil oldu. Yayınlanmış 40 orijinal makalesi ve bu konular üzerine kitaplarda ayrılmış bölümleri bulunuyor. Sancar, Türk Evi'nin Türkiye'nin, Türk insanının ve onların dünya mirasına yaptıkları kültürel katkının doğru anlaşılmasında katalizör rolü üstleneceğini umut ediyor





Vehbi Koç ödüllü Prof. Dr. Aziz Sancar kanserin 10 sene sonra çözüleceğini açıkladı.

'Biyolojik saati' düzenleyen genlerden birini bulan Prof. Dr. Aziz Sancar, kanser konusunda umutlu konuşuyor: Sorunun çözümüne her geçen gün yaklaşıyoruz

DNA onarımı konusundaki çalışmalarıyla tanınan, "biyolojik saati" düzenleyen genlerden birini bulan ve bu yıl 6. Vehbi Koç Ödülü'nün sahibi olan Prof. Dr. Aziz Sancar, "Kanserin mekanizması 10 yıl sonra tamamen çözülmüş olacak" dedi.

Kanseri tedavi etmek için DNA'yı onaran enzimler üzerinde çalıştıklarını belirten ABD'nin North Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü öğretim üyesi Sancar, "Ayrıca hücrelerin büyüyüp çoğalmasını kontrol eden proteinler üzerinde temel çalışmalarda bulunuyoruz. Bu mekanizmayı tam anlar ve çözersek, o zaman kansere de çare bulunacak. Bu sorunun çözümüne her geçen gün yaklaşıyoruz. DNA onarımında iki enzim sistemini ayrıntılarıyla inceledik. Artık sistemi iyi anlıyoruz. Sistemi çözüp anladıktan sonra bu hastalıkların tedavisi için yeni ilaçların geliştirilmesi gerekiyor. DNA'nın kendisini nasıl onardığını tam olarak anlayabilirsek, kanseri önleyici ve tedavi edici yöntemler geliştirebiliriz" diye konuştu.Kaynakwh: Kanserde son 10 sene !

08.00 - 10.00 arasına dikkat

Son olarak da insan vücudunun biyolojik saatini düzenleyen dört genden birini bulduklarını kaydeden Sancar, şunları söyledi:
"Bu genin patentini de aldık. Gene 'kriptokrom' adını verdik. Bilindiği gibi insanın 24 saatini düzenleyen bir biyolojik ritmi var. Biyolojik saat insan vücudunun bütün fonksiyonlarını kontrol ediyor. Vücut ısısından tansiyona, uykudan zihni ve fiziksel faaliyetlere kadar... Tansiyon mesela sabah saat 08.00 ile 10.00 arasında çok yükselir. Zaten kalp krizlerinin birçoğu da bu saatlerde meydana gelir. 'Kriptokrom'un kesin çalışma tarzını saptarsak, sözünü ettiğimiz hastalıkların tedavi yollarını açmış oluruz. Yani bu genin bulunması uyku ve ruh hastalıklarının tedavisinde önemli rol oynayacak."



Dünya çapında başarılar kazandı


DNA Onarımının Moleküler Mekanizmalarının Aydınlatılması: Canlıların genetik bilgilerini taşıyan DNA molekülü farklı nedenlere bağlı olarak, sıkça kimyasal anlamda yaralanmakta, bu yaralanmalar farklı onarım sistemleriyle ortadan kaldırılmakta. Sancar, hemen her türlü DNA yarasını onarımda kullanılan "nükleotid çıkarımlı tamir" (NER) sistemini tanımlayan bilim adamı. NER, altı farklı tamir faktörü tarafından gerçekleştirilmekte. Sancar, sistemin nasıl çalıştığını, yani DNA'nın nasıl onarıldığını gösterdi. Sancar'ın DNA onarımına diğer önemli katkısı ise bakterilerde, mavi ışığı kullanarak, morötesi ışığın yol açtığı DNA yarasını tamir eden "fotoliyaz" enziminin moleküler yapısının ve işlevinin aydınlatılması.
Biyolojik Saatin Düzenlenmesi: Gündelik ritim, organizmaların fizyoloji ve davranışlarında 24 saatlik dönemi ifade etmekte. Bu ritmi ayarlayan saate biyolojik saat denmekte. Sancar, bakterilerde DNA tamir eden fotolizaz enziminin benzeri olan bir proteinin insan hücrelerinde tamir yapamadığını saptadıktan sonra, bu proteinin memeli hayvanlarda biyolojik saatin düzenlenmesinde yer alabileceği hipotezini geliştirdi. Gerçekten de memeli hayvanların kriptokrom adını verdiği bir proteini kullanarak gündelik saati ayarladıklarını gösterdi.



Koç ailesi katıldı

Prof. Dr. Sancar, bu yılki Vehbi Koç Ödülü'nü, Rahmi M. Koç Müzesi'nde önceki gece Koç ailesi ve dostlarının katılımıyla düzenlenen törenle Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç'un elinden aldı. Sancar, "Üstün bilimsel nitelikleri ve insan sağlığına üst düzey katkıları" nedeniyle layık görüldüğü ödülün kendisini olumlu yönde daha da motive edeceğini belirterek, "DNA'nın kendisini nasıl onardığını anlayabilirsek, kanseri önleyici ve tedavi edici yöntemler geliştirebiliriz" dedi.






PORTRE
'Annem ve babam okuma bilmezdi'

Sancar, 1946'da Mardin'in Savur ilçesinde sekiz kardeşin yedincisi olarak dünyaya geldi. İlk ve ortaokulu Savur'da, liseyi Mardin'de okudu. "Annem babam okuma yazma bilmezdi. Ama eğitime önem verirlerdi" diyen Sancar, İstanbul Tıp Fakültesi'ni 1971'de bitirdi. Fakültede okuduğu yıllarda biyokimyaya ilgi duyunca bu alanda çalışma yapmak üzere ABD'ye gitmeye karar verdi.
Ancak daha önce, profesörü "Tıp diploması almış herkes uzmanlıktan önce birkaç yıl hasta bakmalı" dediği için, iki yılını Savur yakınlarında köy doktoru olarak geçirdi.


Hayalini gerçekleştirdi

Ardından da hayalini gerçekleştirerek, ABD'nin Teksas Üniversitesi'nde moleküler biyoloji alanında doktora eğitimine başladı. 1997'den bugüne ABD North Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü'nde görev yapan Sancar, 300'e yakın bilimsel makalesi ve bu makalelere yapılan 12 binden fazla atıfla, bilimsel araştırmada eşine az rastlanır bir başarıyı temsil ediyor.
"DNA Onarımının Moleküler Mekanizmalarının Aydınlatılması" ve "Biyolojik Saatin Düzenlenmesi" alanında dünya çapında çalışmaları bulunan Sancar, 2005'te dünyanın en prestijli kuruluşlarından Amerikan Ulusal Bilimler Akademisi'ne, 2006 yılında da Türkiye Bilimler Akademisi'ne asil üye olarak seçildi.


Nobel'de gözü yok

"Yıllar önce Ahmet Ayık ve Naim Süleymanoğlu altın madalya kazandıklarında çok sevinir, resimlerini odamda başköşeye asardım. 'Keşke ben de Türk milletine böyle bir şeref kazandırabilsem' diye düşünürdüm. Şimdi bu başarılarım Türk gençlerini bilim yapmaya teşvik edebilirse çok mutlu olurum" diye konuşan Sancar, Nobel Ödülü konusunda ise "Benim Nobel'de gözüm yok, onu da öğrencilerime bırakıyorum" dedi.






The Aziz & Gwen Sancar Foundation





Carolina Türk Evi - Turkish -
The Aziz & Gwen Sancar ...


 
A lifelong dream project for Drs. Aziz and Gwen Sancar, two professors at UNC-CH, the idea of a Turk Evi by a university campus goes back many years.  "The day I stepped off the airplane in Dallas-Texas, I essentially saw the need for such a house on college campuses and promised myself to eventually dedicate my resources to a project of this kind" said Dr. Sancar, proudly after the purchase of the property.
The Carolina Turk Evi is owned by the Aziz & Gwen Sancar Foundation (AGS Foundation) of Chapel Hill.  The mission of AGS Foundation is to establish a permanent Turkish Center in close proximity to the campus of UNC-CH.  The center will provide graduate housing for Four Turkish researchers at UNC-CH, as well as short term guest services for Turkish visiting scholars.  UNC-CH currently hosts approximately 100 Turkish students and scholars. These individuals often initially have difficulty adapting to American culture.  Carolina Turk Evi will facilitate their transition.  
About Prof. Aziz Sancar: 
Aziz Sancar, MD PhD is Sarah Graham Kenan Professor of Biochemistry and Biophysics at the University of North Carolina School of Medicine. He was born in Savur-Mardin, Turkey in 1946. He obtained his primary and secondary education in Savur and Mardin, and then received an M.D. degree in 1969 from the Istanbul University School of Medicine. After practicing medicine in Savur for two years he attended the University of Texas at Dallas and obtained a Ph.D. degree in Molecular Biology in 1977 with his work on  DNA repair.  Dr.Sancar conducted postdoctoral work at Yale university on molecular biology of DNA repair in the period 1977-1982. He joined the Department of Biochemistry and Biophysics at UNC Chapel Hill in 1982 where he has been conducting research on DNA Repair, Cell Cycle and cancer treatment, and the Biological Clock. He has published 288 research articles and 33 book chapters. Prof. Sancar is a Member of the National Academy of Sciences USA, a Member of The American Academy of Arts and Sciences, a Member of Turkish Academy of Sciences and the recipient of the Vehbi Koc Award from the Koc Foundation of Turkey in 2007. Aziz Sancar lives in Chapel Hill with his wife Gwen Sancar, also a professor at UNC-Chapel Hill.
About Prof. Gwen Sancar: 
Gwen Sancar, Ph.D. is Professor of Biochemistry and Biophysics at the University of North Carolina at Chapel Hill, School of Medicine.  Born in Waco , Texas , she attended public schools there, and in 1972 graduated with a B.S. in Biology from the Waco campus of Baylor University .  Dr. Gwen Sancar entered the graduate program at the University of Texas at Dallas in 1972 and, after 4.5 years of study on the mechanism of DNA replication in Physarum polycephalum, she was awarded the Ph.D. in 1977.  She performed postdoctoral research at Downstate Medical Center in Brooklyn , New York , for three years, during which she elucidated the arrangement of globin genes in alpha-thalassemia in African Americans and Ashkenazi Jews.  In 1980 she joined her husband, at Yale University , where they collaborated on studies on the regulation of DNA repair genes in E. coli.  Dr. Gwen Sancar joined the Department of Biochemistry and Biophysics at UNC Chapel Hill in 1982.  In addition to carrying out research in DNA repair enzymology and on the regulation of genes in response to DNA damage, and publishing over 40 original articles and book chapters on these topics, she has been very active in graduate and undergraduate education and in promoting research experiences for undergraduate student.  Dr. Gwen Sancar hopes that Turk Evi will be a catalyst to promote understanding of Turkey , its people , and its contributions to the cultural heritage of the world by her fellow Americans.

UNC-CH öğretim görevlileri Prof. Dr. Gwen ve Aziz Sancar'ın yaşamları boyunca düşledikleri Türk Evi projesinin geçmişi çok eskilere dayanıyor. "Texas Dallas'ta uçaktan indiğim gün üniversite kampüslerinde böyle evler olması gereğini gördüm ve zaman içinde kendi kaynaklarımı bu tür bir projeye adamaya karar verdim" diyen Dr. Sancar yaptığı yatırımdan ne kadar gurur duyduğunu ifade ediyor. 

Prof. Aziz Sancar hakkında; 
Aziz Sancar, Kuzey Karolayna Üniversitesi Tıp Okulu Biyokimya ve Biyofizik profesörü. Savur-Mardin'de, 1946 yılında doğdu. İlk ve ortaöğrenimini Savur ve Mardin'de tamamladı, ardından İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesinde eğitimini tamamladı. Savur'da iki yıl doktor olarak çalıştıktan sonra, Dallas'ta Teksas Üniversitesinde doktorasını, Moleküler Biyoloji dalında, DNA onarımı üzerinde 1977 yılında tamamladı. Dr. Sancar Yale Üniversitesi'nde yine DNA onarımı dalında doçentlik tezini tamamladı. 1982 yılında UNC Chapel Hill'de Biyokimya ve Biyofizik alanlarında çalıştı. Burada da DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve Biyolojik saat üzerinde çalıştı. 288 makale ve 33 kitap yayınladı. Prof. Sancar, ABD'de Ulusal Bilimler Akademesi ve Amerikan Sanat ve Bilimler Akademisi, Türk Bilimler Akademisi üyesi ve Vehbi Koç Vakfı'nda 2007 yılında ödül aldı. Sancar, Chapel Hill'de eşi Gwen Sancar ile yaşıyor ve UNC-Chapel Hill'de bir profesör.

Prof. Gwen Sancar hakkında; 
Gwen Sancar da tıpkı Aziz Sancar gibi, Kuzey Karolayna Üniversitesi'nde Biokimya ve Biyofizik profesörü. Teksas Waco'da doğan Gwen Sancar, Baylor Üniversitesinin Biyoloji bölümünden 1972 yılında mezun oldu. Sancar, 1972'de Teksas Üniversitesi'nde mezuniyet programına katıldı ve 4.5 yıl boyunca DNA çoğaltma mekanizması üzerinde çalıştıktan sonra 1977'de doktorasını tamamladı. Doktora sonrası çalışmalarını Brooklyn'deki Donwstate Tıp Merkezinde yürüttü. Afro-Amerikalılarda talasemi genlerindeki protein dizilimi üzerinde çalıştı ve E. coli'de DNA onarım çalışmalarına katıldı. Dr. Gwen Sancar 1982'de Chapel Hill'de Biyokimya ve Biyofizik Bölümüne dahil oldu. Yayınlanmış 40 orijinal makalesi ve bu konular üzerine kitaplarda ayrılmış bölümleri bulunuyor. Sancar, Türk Evi'nin Türkiye'nin, Türk insanının ve onların dünya mirasına yaptıkları kültürel katkının doğru anlaşılmasında katalizör rolü üstleneceğini umut ediyor.
 
 



Milliyetçilik moda değil ama ben milliyetçiyim
Nobel ödülünü aldıktan sonra Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın davetlisi olarak Türkiye'ye gelen Prof. Aziz Sancar'la ABD'ye gitmeden hemen önce buluştuk. Aldığı ödülle birlikte tüm dünyanın tanıdığı bir bilim adamı haline gelen Prof. Dr. Sancar "Ben daha çok Nobel alacağımızı düşünüyorum. Türkiye bilim insanını seviyor ve çok başarılı Türk bilim adamları var" diyerek memleketine duyduğu inancı bir kez daha dile getiriyor

33 yıldır ABD'de yaşıyan Prof. Aziz Sancar her fırsatta ülkesine duyduğu sevginin altını çiziyor: "Milliyetçilik moda değil ama ben milliyetçiyim. Bugüne kadar benim ismim, kimya alanındaki ders kitaplarında vardı, kimyacılar tanırdı. Ama ne Türkiye'de ne de dünyada kimse beni tanırdı. Şimdi bir Türk ödül aldı diye Hindistan'dan, İngiltere'ye kadar herkes tanıyor. Tüm bunlardan memleketim adıma gurur duyuyorum."

- Nobel ödülünü aldığınızda ne hissettiniz? 

- Ödülü alırken memleketim adına gurur duydum. Milliyetçilik moda değil ama ben milliyetçiyim. Bugüne kadar benim ismim, kimya alanındaki ders kitaplarında vardı, kimyacılar tanırdı. Ama ne Türkiye'de ne de dünyada kimse beni bilirdi. Şimdi bir Türk ödül aldı diye Hindistan'dan, İngiltere'ye kadar herkes tanıyor. "10 bin dolar verelim konuşmaya gelin" diye sayısız mail alıyorum. Bundan memleketim adıma gurur duyuyorum. Siz yeni nesil eleştiriyorsunuz, Cumhuriyet'i takdir etmiyorsunuz. Cumhuriyet mucizedir. Cumhuriyet Türkiye'nin her yerine okullar açtı. Ondan ziyade bize özgüven verdi. Benim idealist öğretmenlerim bizi öyle eğittiler ki benim Amerikalılardan daha iyi bir eğitimim ve daha çok özgüvenim vardı. 

- Nobel ödülü alırken Osmanlı tuğrası desenli kravatınız dikkat çekti? Özel bir mesajı var mıydı? 
- Evet Osmanlı torunu olmaktan da gurur duyuyorum. Kravatımda Osmanlı tuğrası, ceketimde her zaman Türk bayrağı rozeti vardır. Her zaman söylerim. Bizim burada Anadolu'da bin yıllık tarihimiz var. Selçuklu, Osmanlı, Türkiye Cumhuriyeti ortak medeniyetin sahibidir. ABD'ye gittiğimde kimse Atatürk'ü, Türkiye'yi bilmiyordu. Türkiye ile ilgili bildikleri tek şey Midnight Express rezaletiyle ilgiliydi. Bunların doğru olmadığını, Türklere haksızlık edildiğini anlattıkça çevremdekiler anladı. Biliyorsunuz eşim Gwen Amerikalı. Bunları öğrenince haksızlığı gördü. Şimdi o benden daha çok Türk milliyetçisi. 

DAHA ÇOK NOBEL ALIRIZ 

- Çalışmalarınız DNA onarımı dolayısıyla kanser tedavisinde umut olarak görülüyor? Sizce kanser bir gün önlenebilecek mi? 
- Ödülü almama neden olan araştırma DNA onarımıyla ilgili. İnsanlar bana "Kanseri ne zaman tedavi edeceksin?" diye soruyor, onlara "Sigara içmezseniz, buna gerek kalmaz. Kanseri önlemek kanseri tedavi etmekten daha kolay olur" diye cevap veriyorum. Tekrar tekrar söylüyorum. Sigara içmezseniz kanserin yüzde 50'si gider. DNA tahribinden kaynaklı kanserler var onları önlemek için yeni yöntemler geliştirilebilir. Bugün, kanser tedavisinde kullanılan ilaçların belli başlıları, kanser hücrelerinin DNA'sını tahrip ederek öldürüyor. Ancak buna karşılık kanser hücresi de kendi DNA'sını onarıyor. Biz kanser hücrelerinin DNA'yı onarmasını önlemeye çalışıyoruz. Bu ilk safha. Gelecekte mutlaka bir tedavi olacaktır. 

- Sizce Türkiye Nobel alabilecek başka birileri var mı? 
- Türk milleti bilim insanına önem veriyor. Bu harika bir şey. Mesela diyorlar ki Mardin'in Savur ilçesinde büyümüş bir çocuk Amerika'ya gidip Nobel kazanıyor, bizim çocuğumuz da kazansın. Ama acıklı bir durum var. Bu ödülü ilk defa ben aldım diye üzüldüm memleketim adıma. Türkiye'den küçük ülkeler kaç nobel almışlar... Türkiye'den daha çok Nobel çıkacağına inanıyorum. Yurtdışında genetik ve biyoloji alanında araştırma yapan, çok iyi araştırmacılarımız var. Onların da gelecek yıllarda Nobel ödülü almalarını bekliyorum. Ben laboratuvarımda hep Türk öğrencilerle çalışıyorum. Mesela Nuri Öztürk, Halil Kavaklı çok önemli çalışmalar yaptılar, çok başarılılar. Nuri geçen hafta Cumhurbaşkanlığı'ndan bir teşvik ödülünü almış. Çok mütevazılar, görüştüğümüzde söylemediler bile. 

- Nobel'de size karşı bir haksızlık oldu mu? Üç yıl önce araştırmanızı yaptınız, ödülün geciktiğini düşünüyor musunuz? 
- Kimsenin benim Nobel ödülümü önlediğini sanmıyorum. Bu alanda Nobel ödülü verilir mi verilmez mi o bilinmiyordu. Bu alanda çalışan 100'e yakın başka laboratuvar var, O nedenle bu bir soru işaretiydi. Ama bu alanda Nobel ödülü verilecekse bunu üç kişinin alacağı malumdu. Nobel Komitesi, bu alanda da ödül vermeliyiz diye karar aldı. Dolayısıyla ödül için üçümüz seçildik. 

Ödülümü Genelkurmay'a teslim ettim


Neden Nobel ödülünüzü Genelkurmay Başkanlığı'na verdiniz? - Ödülümü Genelkurmay'a vermedim, onlara teslim ettim. 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Spor ve Gençlik Bayramı'na kadar. Ödül bu süre içerisinde Genelkurmay Başkanlığı'nın kasasında saklanacak. Ödül, madalya ve sertifikayı hepsini teslim ettim. İnsanlar merak ediyor niye diye? Anlayamıyorlar. Çok basit, çünkü bu Atatürk'ün ve Cumhuriyet'in madalyasıdır. Mardin Savurlu Aziz başka türlü o ödülü alamazdı.

Cumhurbaşkanına sözüm var: Lütfen sigara içmeyin!

- Yeni çalışmalarınız ne yönde? Yeni bir Nobel daha gelebilir mi? 
- Mayıs ayında bir yayın yaptık. Buna göre bir insan genomunun DNA onarım haritasını çıkarabiliyoruz. Buna dayanarak kansere karşı daha iyi tedavi yöntemleri bulabiliriz. Şimdi, bu araştırmayı yapmalıyız ama dediğim gibi kanserden korunmak tedaviden çok daha kolay. Bence her şeyi oranında yemeli. Hiç bir şeyi aşırı yapmamalı. Sigara gibi içki de zararlı. Çevre kirliliğinin de kansere neden olduğu ispatlandı. Ayrıca aşırı kilo kanseri tetikliyor. Türkiye'de kapalı alanlarda sigara yasağının uygulanması çok önemli. Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu konuya çok önem veriyor. Tahammül edemiyor sigaraya. Bana dedi ki, "Hocam ben Cumhurbaşkanı olarak söylüyorum ama bir bilim insanı olarak belki sizi daha çok dinlerler. Ne olur katıldığınız programlarda, yayınlarda sigaraya karşı uyarın." O nedenle şimdi buradan tüm insanları tekrar uyarmak istiyorum: Lütfen, sigara içmeyin. Sigara en çok size zarar veriyor!

Müslüman bir Türk olarak rahatsızım

ABD başta olmak üzere Batı'da Müslümanlara yönelik yaşanan İslamofobiye karşı ne hissediyorsunuz? 

- IŞİD başta olmak üzere kendini sözde, İslam ile özdeşleştiren bazı terör örgütleri nedeniyle dünyadaki tüm Müslümanların töhmet altında bırakılması, dışlanması ya da potansiyel terörist muamelesi görmesi kabul edilemez. Ben 1982 yılından bu yana Amerika'da yaşayan Müslüman bir Türk olarak bu durumdan rahatsızım. Son olarak gördünüz işte, ABD Başkan Adayı Donald Trump çıktı ve "Ülkeye Müslümanlar alınmasın" dedi. Her ne kadar ABD hükümeti karşı çıktığını, kabul etmediğini söylese de ABD halkının yüzde 50'sinde bu düşünce taban buldu. Yani sadece marjinal bir fikir olarak kalmadı. Bir şekilde İslamofobik, Müslüman karşıtı düşünceler destek bulabiliyor hâlâ. Bu son derece tehlikeli bir durum. 

- Bir Müslüman olarak ayrımcılığa uğradığınızı hissetiniz mi? 

- Ben şahsen böyle bir ayrımcılığı yaşamadım çünkü benim yaşadığım bölge farklı kültürlere olan saygısı ve özgürlükçü tavırlarıyla tanınıyor. Nobel ödülünü kazandıktan sonra yaşadığım yer olan Kuzey Carolina eyaleti Chapel Hill Belediye Başkanı beni onurlandırmak için şehrin anahtarını hediye etti. Orada yaptığım konuşmada, Chepell Hill'in farklı kültürlere hoşgörü gösteren ve özgürlüklere saygı duyan bir şehir olduğunu ancak bu durumun tüm Amerika için geçerli olmadığını söyledim. Ben bir Müslüman olmaktan gurur duyuyorum ancak son günlerde devam eden tartışmalar nedeniyle bunu Amerika'nın birçok yerinde söyleyemem dedim. Bu sözlerim birçok gazetede yer buldu. Hatta benim bir karikatürümü bile yapmışlar. Umuyorum ki aldığım Nobel ödülü, farklı kültürlerin, farklı dil ve dindeki insanların birbirini anlamasını yardımcı olur.


Türkiye'nin havasını, suyunu ama en çok insanını özlerim


- Memleketin en çok neyini özlediniz? 
- Türkiyenin suyunu, havasını, en çok insanını özlerim. Biz özel insanlarız. Samimiyiz. Bu özlenmez mi? Ankara simitini çok severim. İzmir incirine bayılırım. Gelen tüm arkadaşlardan isterim. Mardin yemekleri burnumda tüter. Zaman zaman başka vesilelerle yeriz. Kısaca İnsan vatanının herşeyini özlüyor... 

- Türkiye'ye dönmeyi, çalışmalarınızı buradan yürütmeyi düşünüyor musunuz?

- Hayır...

Şimdilik Türkiye'ye dönmeyi düşünmüyorum.

Yaşım çok geç. 69 yaşındayım.

Şimdi Türkiye'ye gel, yeni laboratuvar kur, yeni bir ekip kur en az

10 yıl alacak bir süre.

O zaman ben 80 yaşıma gelirim.

Bu 10 yıllık süreyi orada devam eden çalışmaları sonlandırarak değerlendirmeliyim.

Hem orada bulunan ortak çalışma arkadaşlarıma karşı da sorumluluklarım var.

Ben laboratuvarımda hep
Türk öğrencilerle çalıştım.
Türk öğrencileri desteklemeye devam edeceğim.

O şekilde

Türkiye'ye olan
borcumu ödeyeceğim.



 
  *** SİZİ KUTLUYORUZ *** BUGÜN 1923666 ziyaretçi (4212659 klik) MİSAFİRİMİZ OLDUNUZ ***  
 
haberler haberler


Google Arama
Sitemde Arama
Yaşam ve İnsanlar

İstanbul Servisleri Neden Pahalı ? burakesc
Namaz Kılan Minik ile burakesc
GİMDES Helal Gıda Ramazan Buluşması burakesc
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol