Create Your Own Countdown

Google

   
  *** İYİLİK İÇİN KOŞANLARIN YERİ***
  Türkiye Bilim Tarihi
 




“Dünyada her şey için, maddiyat için, maneviyat için, muvaffakat için en hakiki yol gösterici ilimdir, fendir. İlim ve fennin dışında klavuz aramak gaflettir, bilgisizliktir; doğru yoldan sapmadır.”
Mustafa Kemal ATATÜRK


OCAK
Ordinaryüs Prof. Dr. Aydın Sayılı (1913-1993) Harvard Üniversitesi’nde ve bilindiği kadarıyla dünyada, Bilim Tarihi alanında verilen ilk doktora derecesinin sahibidir. Türklerin, İslam dünyasının, Mısırlıların, Mezopotamyalıların ve diğer medeniyetlerin bilime ve batı medeniyetinin oluşumuna yaptığı katkıyı ortaya koyan Sayılı, çalışmalarında ilk kaynaklara ulaşmaya, ön yargısız ve nesnel davranmaya özen göstermiştir. Bilim tarihi araştırmalarını kesintisiz sürdürürken, diğer yandan da yükseköğretimimizde bilim tarihini, bağımsız bir akademik kürsü biçiminde resmiyete kavuşturup yerleştirmekte öncü hizmetleri gerçekleştirdiği gibi, bilim tarihçilerimizi yetiştirmekte de yıllarca süren özverili bir emek vermiştir.

Atatürk gerçeğini, Atatürkçülüğün özünü, aydınlanma hareketimizi en doğru biçimde kavramış ve anlatmış insanlarımızdan olan Aydın Sayılı, Atatürk’ün “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” özdeyişini, başlık olarak da kullandığı bir kitabında büyük bir yetkinlikle yorumlamıştır. Birinci baskısı 1948 yılında yapılan bu kitap, bilimi bütün boyutları ile inceleyen Türkçe yayınların en önemlilerinden biri olma niteliğini korumaktadır.


ŞUBAT
Felsefe, matematik, astronomi, fizik, kimya, tıp ve müzik alanlarında çalışmış olan İbn-i Sina (980-1037), matematik ve matematiksel terimlerin tanımları ve astronomi alanında hassas gözlemlerin yapılması konularıyla ilgilenmiştir. Astroloji ve simyaya itibar etmeyen İbn-i Sina, Dönüşüm Kuramı’nın doğru olup olmadığını, yapmış olduğu deneylerle araştırarak doğru olmadığı sonucuna ulaşmıştır.

Eserleri Avrupa’daki üniversitelerde 600 yıl temel kitap olarak okutulan İbn-i Sina’nın tıp bilimine katkıları büyüktür: hastalık yayan küçük organizmalar, cıva ile tedavi, Pasteur’e ışık tutacak çalışmaları, dış belirtilere bakarak koyduğu teşhislerin yanı sıra ilaç bilimiyle de uğraşmış, botanik, zooloji, fizik ve jeolojide zamanının ötesinde adımlar atmıştır.


MART
Robotik biliminin babası olarak kabul edilen sibernetik üzerine çalışmalar yapan Ebû’l İz El Cezerî Diyarbakır’da yaşamış ve 6 bölümden oluşan yayını “Kitab-ül Hiyel”de de örneklerini verdiği bir çok otomatik makine üzerinde çalışmıştır.

Cezerî, otomatik kontrollü makinelerin ilki sayılan Jacquard’ın otomatik dokuma tezgahından 600 yıl önce değişik haznelerdeki suyun seviyesine göre ne zaman su dökeceğine, ne zaman meyve ve içecek sunacağına karar veren otomatik hizmetçiyi geliştirmiştir. Bazı makinelerinde hidro-mekanik etkilerle denge kurma ve harekette bulunma sistemine yönelen Cezerî, bazılarında ise şamandıra ve palangalar arasında dişli çarklar kullanarak karşılıklı etkileme sistemini kurmaya çalışmıştır. Kendiliğinden çalışan otomatik sistemlerden sonra, su gücü ve basınç etkisinden yararlanarak kendi kendine denge kuran ve ayarlama yapan sistemi oluşturması, Cezerî’nin otomasyon konusundaki en önemli katkısıdır.


NİSAN
Osmanlı'nın en güçlü çağında yaşayan ve Kanuni Sultan Süleyman, II. Selim ve III. Murat olmak üzere, üç padişah döneminde mimarbaşılık eden Mimar Sinan, imparatorluğun gücünü simgeleyen mimarlık başyapıtlarının tasarlanıp uygulanmasında en büyük rolü oynamıştır. Aynı zamanda İstanbul'un su sorununu çözmekle de görevlendirilen Sinan’ın mühendis yanı su yolları ve köprüleri yaparken ortaya çıkmış; bentleri, tünelleri, su yolları ve su yolu kemerleriyle, biriktirme ve dağıtma yapılarıyla, uzunluğu 50 kilometreyi aşan ve Kırkçeşme adıyla anılan su yapıları inşa eden Sinan, bu yapıların bazılarında zamanın mühendislik bilgilerini de aşan çeşitli tasarımlara imza atmıştır.

Yapım yöntemlerinin, yapı malzemeleri ve yerel-iklimsel koşullarla uyum içinde olduğu Mimar Sinan döneminde ortaya çıkan biçimler, toplumun büyük bir çoğunluğunca benimsenen simgelere dönüşmüş ve mimarlığı uyumlu ve kendi içinde tutarlı bir birleşime götürme yolundaki çalışmaları, yapıya katkıda bulunan öteki sanatları da etkileyerek, imparatorluğun her yerindeki yapı eylemleri için yol gösterici olmuştur.


MAYIS
Türk dermatoloji uzmanı Hulusi Behçet (1889- 1948), 1937 yılında bir kan damarı enflamasyonu (vaskülit) hastalığı olan ve bugün uluslararası tıp literatüründe kendi adıyla anılan Behçet Hastalığı ya da Behçet Sendromu’nu tarif eden ilk bilim adamı olmuştur. Behçet Sendromu, genelde deri altı, göz, beyindeki kan damarlarının iltihaplanmasına yol açan, sebebi bilinmeyen, nadir görülen, bağışıklık sistemi ile ilgili bir hastalıktır ve bulaşıcı değildir.

Tıp alanında bir diğer çalışma ise geçtiğimiz yıllarda Hüseyin Cahit Fırat’ın aile mirası bir bitkisel formülle başvurması üzerine Hacettepe Üniversitesi Hemotoloji Bölümü tarafından önemi kanıtlanarak geliştirilmiş kanamayı durdurucu bir ara ürün olan Ankaferd’dir. T.C. Sağlık Bakanlığı’ndan ruhsatlı ilk Türk ürünü olan Ankaferd, vücut dışı yaralanmalar, travmatik kesikler, diş operasyonları, spontan ya da cerrahi girişimler sonrası oluşan minör ve majör kanamaların durdurulmasında kullanılmaktadır.


HAZİRAN
Moleküler biyoloji ve genetiğin babası olarak tanınan akademisyen kuramcı Oktay Sinanoğlu (1935- ), atom ve moleküllerin çok-elektronlu kuramını geliştirmiş ve 28 yaşında "tam profesör" unvanını alarak 20. yüzyılda Yale Üniversitesi'nde bu sanı kazanan en genç öğretim üyesi olmuştur.

Dünyada yeni kurulmaya başlayan Moleküler Biyoloji dalının ilk profesörlerinden biri olduğu gibi, DNA sarmalının çözelti içinde o biçimde nasıl durduğuna açıklama getirmiş ve dünyanın pek çok yerinde buluşları ve kuramları ile ilgili konferanslar vermiştir.

Yaşamı boyunca Kuantum mekaniğine birçok katkıda bulunmuş olan Sinanoğlu, "Kuantum mekaniğinde Hilbert uzayının topolojisi ve içerdiği yüksek simetriler"i çözmüş ve kimya bilimini bu topolojik inceleme ile sağlam bir temele oturtmuştur.


TEMMUZ
Kendi adıyla bilinen teoremleriyle dünya çapında tanınan matematikçimiz Cahit Arf (1910-1997) cebir konusundaki çalışmalarıyla ün kazanmıştır. Sentetik geometri problemlerinin cetvel ve pergel yardımıyla çözülebilirliği konusunda çalışmalar yapan Arf, cisimlerin kuadratik formlarının sınıflandırılmasında ortaya çıkan değişmezlere ilişkin "Arf Değişmezi" ve "Arf Halkaları" gibi kavramların yanısıra "Hasse-Arf Teoremi" ile anılan teoremleri matematik dünyasına kazandırmıştır.

Matematiği bir meslek dalı olarak değil, bir yaşam tarzı olarak gören Cahit Arf hakkında yazılmış bir yazıda şöyle denmiştir: "...Bir zamanlar integrali bilen kimselerin matematikçi, üstel fonksiyonu bilenlerin ise büyük matematikçi sayıldığı ülkemizde derin matematik konularının tartışılacağı hayal bile edilemezdi. Cahit Arf, Türkiye'de matematiğin o günlerden bu günlere gelmesinde en büyük rolü oynamıştır."


AĞUSTOS
Ülkemizde siyasi kişiliği biliminsanlığından fazla tanınmış olan Prof. Dr. Erdal İnönü (1926-2007) fizik alanında geliştirdiği "İnönü-Wigner Kontraksiyonları" ile bilim literatürüne adını yazdırmıştır. Bu yöntem, grup teorisi ve fizikteki uygulamalarda önemli bir temel olarak kabul edilmiş ve İnönü, Grup Teorisi aracılığıyla matematiksel fiziğe yaptığı önemli katkılardan dolayı, iki yılda bir verilen ve fizik alanında Nobel’den sonra gelen en önemli ödül olarak kabul edilen Wigner Madalyası’na layık görülmüştür.

Gezegenlerden en küçük atom altı parçacıkların hareketlerine kadar tüm etkileşimleri açıklayacak kuramların "sicim" ve "zar" olduğu, hayli güçlü bir olasılık olarak bilim dünyasında son yıllarda önem kazandı. Sicim ve zar kuramlarının değişik yönleri arasındaki bağlantıları anlayabilmek için de İnönü-Wigner Kuramı’nın kullanılması gerekiyor.


EYLÜL
Akışkanlar Mekaniği konusunda eser veren Türk bilim adamları arasında, Navier-Stokes Denklemleri ile ilgili yetkin çalışmaları ile İ.T.Ü. Makine Mühendisliği Fakültesi kurucusu Ratip Berker ve türbülansla ilgili ilginç çalışmaları ile Tuncer Cebeci, akla gelen ilk isimlerdir.

Tuncer Cebeci, başka bir biliminsanı ile yaptığı ortak çalışmasıyla, sonlu farklar esasına dayalı Cebeci-Smith türbülans modelini oluşturmuş ve hemen hepsi Science Citation Index’e girmiş çok sayıda kitabı ve makale yayımlamıştır. Geliştirdiği bazı matematik modellerinde Türkçe isimler kullanmış olan Cebeci’nin “Meçhul Function Approach” ve “Zarf Concept” modelleri literatüre geçmiştir.


EKİM
“Karbon film kaplama”, malzeme bilimi, yüzey mühendisliği ve triboloji üzerine yaptığı araştırmalarla tanınan Türk bilim adamı Dr. Ali Erdemir’in buluşudur. Yaptığı sürtünme deneyleriyle alanında rekor kıran Dr. Erdemir’in üzerinde çalıştığı ve teflondan 40 kat daha kaygan olan karbon kaplama ile sürtünme katsayısı 20 kat düşürülmüş ve bu sayede motor ve makinelerde enerji kullanımı azaltılmış, sessiz çalışma sağlanmış ve dişlilerin ömrü birkaç kez artırılmıştır. Bu buluş, füze rampalarından uzaydaki uyduların hareket edebilen aksamlarına kadar birçok hassas alanda da kullanılabilmektedir.

Argonne Laboratuvarı'nı triboloji alanında önemli bir araştırma merkezi haline getiren Erdemir, 1991, 1998 ve 2003'te R&D (Ar&Ge) ödülü de dahil olmak üzere birçok uluslararası ödül almış, son olarak yağın içine borik asit parçacıkları katarak sürtünmenin azalmasını ve yakıt tasarrufu sağlayan bir buluşa imza atmıştır.


KASIM
Nanokristaller ile ayarlanabilir beyaz ışık üretimi dünyada ilk kez, Bilkent Üniversitesi Fizik ve Elektrik-Elektronik Mühendisliği bölümleri öğretim üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Hilmi Volkan Demir ile araştırma grubu tarafından gerçekleştirilmiştir.

Günümüz ampulleri ısıyı ışığa dönüştürürken, nanoteknoloji ile üretilen nanokristalli LED’lerse elektrik enerjisini direkt ışığa çevirdiğinden %90 oranında bir enerji tasarrufu sağlanmaktadır. Yine ampul ile LED’lerin ömürlerini kıyaslamak gerekirse; günlük 12 saat tüketim sonunda 23 yıl ömür biçilen LED’lerin üstünlüğü göze çarpmaktadır. Bu nedenlerden ötürü, nanokristal katkılı beyaz ışık kaynaklarının geleceğin iç mekan ve otomotiv aydınlatma sistemleri için temel oluşturacağı ön görülmektedir. Ayrıca küresel ısınma sorununa da alternatif çözüm getirebileceği belirtilen bu buluşun tasarımı, modellemesi, fabrikasyonu, deneysel karakterizasyonu ve kuramsal analizi de dahil olmak üzere tüm basamakları Bilkent Üniversitesi'nde gerçekleştirilmiştir.


ARALIK
Kanserle mücadelede çalışmalarını sürdüren Prof.Dr. Mehmet Toner’in buluşu ‘Mikroçip’ klinik çalışmalarda başarı gösterdi. Kanserde erken teşhisin de ötesine geçerek kanserli hücreyi daha kandayken tespit edebilecek olan ‘Mikroçip’ sayesinde kanser artık kronik bir hastalığa dönüşmek ve öldürücülüğünü kaybetmek üzere.

Kanserli hücrenin aslında organlardan önce kanda oluştuğu 1869 yılında tespit edilmişti fakat 1 milyar kan hücresi içerisinde 1 tane kanserli hücre olduğu için bunu bulabilecek teknoloji bu zamana kadar geliştirilememişti. Mikroçip testi sayesinde kanserli hücre daha kandayken tespit edilebilecek ve tedavi yöntemi çok önceden belli olabilecek. Bunun yanı sıra kanserin türüne ve yapısına göre ilaçların geliştirilmesi de mümkün olacak.


ARKA KAPAK
“Gözlerimizi kapayıp tek başımıza yaşadığımızı düşünemeyiz. Memleketimizi bir çember içine alıp dünya ile alakasız yaşayamayız... Aksine yükselmiş, ilerlemiş, medeni bir millet olarak medeniyet düzeyinin üzerinde yaşayacağız. Bu hayat ancak ilim ve fenle olur. İlim ve fen nerede ise oradan alacağız ve her millet ferdinin kafasına koyacağız. İlim ve fen için kayıt ve şart yoktur.
Hiçbir tutarlı kanıta dayanmayan birtakım geleneklerin, inanışların korunmasında ısrar eden milletlerin ilerlemesi güç olur; belki de hiç olmaz. İlerlemede geleneklerin kayıt ve şartlarını aşamayan milletler hayatı, akla ve gerçeklere uygun olarak göremez. Hayat felsefesini geniş açıdan gören milletlerin egemenliği ve boyunduruğu altına girmeye mahkumdur.”
Mustafa Kemal ATATÜRK


“Bilim tarihi konusu, milli kültürümüzün zenginleşmesi açısından bizim için olağanüstü önemde olan bir konudur. Kültür dağarcığımızın böyle temel önemde bir kültür öğesi ile beslenip geliştirilmesinin Atatürk ilke ve düşünceleri ile tamamiyle uyumlu ve ahenkli olduğuna hiç şüphe yoktur.”
Ord.Prof.Dr. Aydın SAYILI

 
 
  *** SİZİ KUTLUYORUZ *** BUGÜN 2047044 ziyaretçi (4500767 klik) MİSAFİRİMİZ OLDUNUZ ***  
 
haberler haberler


Google Arama
Sitemde Arama
Yaşam ve İnsanlar

İstanbul Servisleri Neden Pahalı ? burakesc
Namaz Kılan Minik ile burakesc
GİMDES Helal Gıda Ramazan Buluşması burakesc
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol