Diğer dinlerin iç çekişmelerini detaylı bilemem ama İslamcıların “Kutsal savaşları”nın nihayet başladığını söyleyebilirim.
Bu kutsal savaşta, tek ekol ve tek cemaatin tahakkümü söz konusu olacak.
Bu savaşta tüm dinci gruplar üzerinde hegemonya oluşturmak söz konusu olacak.
Bu savaşta her alanda yegâne koloniyi oluşturmak ve öteki dincilerin sermayesine çökmek söz konusu olacak..
Tabii ki Recep Erdoğan’ın bu süreçte kendi cemaatinin ve İmam Hatip ekolünün karşısında yer alan ya da onlarla tek vücut olamamış rakiplerini saf dışı bırakmak için düğmeye basmadaki kararlılığı da söz konusu olacak.
Önemli olan noktayı en başta söyleyerek konuya gireyim.
Birkaç gün önce Adnan Oktarcıların devre dışı bırakılmasını iyi okuyamayanlar, aslında FETÖ ile AKP arasındaki iktidar savaşını da en başından iyi okuyamayanlardı.
Açıkçası, mukadder olan mağlubiyeti bekleyen ama nasıl olacağını kestiremeyen birçok tarikat ve cemaatin sırada beklediğini bilmenizi isterim.
CEMAAT VE TARİKATLAR İÇİNDE LİDERLİK İSKENDERPAŞA’DA
Cemaat ve tarikatlar içinde kazanan taraf sadece İskenderpaşa olacak.
Bu tezimin en önemli gerekçesi, Hilafet destekli Mehdilik rolüne tek aday konumundaki Recep Erdoğan’ın İskenderpaşa’ya siyaseten intisabıdır. Öyle ya, Recep Erdoğan’ın hocası Necmettin Erbakan ve her zaman referans yaptığı Turgut Özal, İskenderpaşa Cemaatinin şeyhi olan Mehmet Zahit Kotku’nun müridi idi. Aynı zamanda Turgut Özal’ın kardeşi Korkut Özal ile birlikte Özal ailesi de Kotku’nun öğrencisiydi.
Recep Tayyip Erdoğan ve Özal ailesince İskenderpaşa Cemaatine dair bağlılık ve sadakatte hiçbir zaman eksilme görülmedi. Öyle ki, Avustralya’da geçirdiği trafik kazasında ölen İskenderpaşa Cemaatinin şeyhliğine Mehmet Zahid Kotku’dan sonra geçen Mahmud Esad Coşan’ın 2001’deki cenaze töreninde Recep Erdoğan ile Korkut Özal yan yana oturmuş, aynı cenazede öteki cemaat ve tarikatların önde gelen isimleri de (Cübbeli Ahmet dahil) bulunmuştu. Bu fotoğrafları çektiğimde şimdi böylesi bir yazıda kullanacağımı bilemezdim.
Mahmud Esad Coşan’ın cenaze töreninde Recep Erdoğan ile Korkut Özal
Mahmud Esad Coşan’ın cenaze töreninde Cübbeli ve diğer cemaat önderleri
MENZİL TARİKATI (METÖ) İLE SÜLEYMANCILAR TASFİYEDE İLK SIRADA
Başkanlık sisteminin Bakanları belirlenirken Menzil tarikatı ile Süleymancılık tarikatı mensuplarının yoğunlaştığı Sağlık Bakanlığına, Medipol Üniversitesi ve Hastahanesi’nin kurucusu, aynı zamanda Recep Erdoğan’ın aile hekimi olan Fahrettin Koca’nın getirilmesi manidardı.
Sağlık Bakanlığı’nda etkin olarak yapılanan Menzil tarikatının, Menzil’e yakınlığı ile bilinen Recep Akdağ’ın yeni Bakanlar arasında yer almamasından dolayı tasfiye edileceğini hep beraber göreceğiz. Öte yandan uzun süredir Sağlık Bakanlığı Müşteşarı olarak görev yapan ve Menzil tarikatına yakınlığı ile bilinen Eyüp Gümüş’ün de görevden alınabileceği de ihtimal dahilinde.
Süleymancılara gelince…
İmam Hatip okullarına tarih boyu düşman olan, aynı zamanda efsanevi kurucu şeyhleri Süleyman Tunahan’ın “Beklenen Mehdi” olduğuna iman eden ve böyle inanmayanları dinî sapık olarak yaftalayan Süleymancılar daha çok Tıp fakültelerine gitmeyi ve Sağlık Bakanlığını fethetmeyi amaçlayan yapıdır. Bugün Menzilcilerle Sağlık Bakanlığı bünyesinde kapışan ve Nurcular gibi Amerika’da yoğun örgütlenen Süleymancıları, tamamen silip atılacakları bir darbe beklemektedir.
GELENEKÇİ İSMAİLAĞA CEMAATİ YOK EDİLECEK
Mehdilik itikadının en zararsızı İsmailağa Cemaatidir. Tarikat liderliği her ne kadar Mahmut Efendi denilen kişide olsa da Cübbeli Ahmet adlı medyatik şahıs tarikatın en bilinen ismidir.
İsmailağa Cemaati, AKP ve dolayısıyla Recep Erdoğan’a sempati besleyen ve seçimlerde destekleyen konumdadır ama yine de güven vermeyen özelliğe sahiptir, çünkü İskenderpaşa Cemaati gibi onlar da Nakşiliğin Halidiye kolundan gelseler bile birbirlerine rakiptirler. Şu unutulmamalıdır ki, “Müminler kardeştir” ayeti dindarlar için romantik bir söylemdir ama pratiğe yansıyan etkinliği yoktur ve dolayısıyla “Hilafete dayalı Mehdi”yi bünyesinden çıkartma idealinde her cemaat kendi yapısını üstün görür ve diğer dinî yapıların yok olmasını arzular.
Hatırlayanınız varsa, İsmailağa Cemaatine bağlı Marifet Derneğince yapımı üstlenilen, Beykoz Çavuşbaşı'ndaki Mahmud Efendi Külliyesi AKP’li yetkililerce yıkılmıştı. Esasında bu tavır onlara Recep Erdoğan tarafından atılan ilk uyarı ateşiydi. Eğer İsmailağa Cemaati, Recep Tayyip Erdoğan’a teslim olmaz, hatta gizli gizli Saadet Partisi’ne yönelik destekleyici çalışmalar yaparsa örgütsel çöküşe de hazır olmalıdır.
IŞIKÇILAR HELAK OLMAYI BEKLİYOR
Eyüp’teki Piyer Loti tepesinde bulunan Kaşgari Tekkesi’nin en önemli şeyhi Abdülhakim Arvasi idi. Onun müritleri arasında şair Necip Fazıl Kısakürek ve Hüseyin Hilmi Işık isimleri çok önemliydi. Kaşgari tekkesine dikkatleri bu iki kişi çekmişti. Abdülhakim ile Said Nursi arasındaki çekişme onların ölümünden sonra da müritleri arasında sürüp gitti. Abdülhakim öldükten sonra şeyhlik postuna Hüseyin Hilmi Işık oturdu. Onun ölümünden sonra da Türkiye Gazetesi’nin ve İhlas Holding’in sahibi Enver Ören tarikatın liderliğini üstlendi.
Işıkçılar, nurcularla düşmanlığı liderleri Abdülhakim ve Said gibi hep sürdürdü.
İslamcı grupların birbirlerinden nefret etme özellikleri, bu cemaatlerde de tezahür etti.
Her iki cemaat de, İmam Hatiplileri sevmiyordu.
Her iki cemaat de, askeriye içine müritlerini yerleştiriyordu.
Her iki cemaat de, Amerika’da üs kuruyor, ticari kuruluşları risk altına girdiğinde bir Amerikalı sermayedar bulmakta güçlük çekmiyordu. Mesela TGRT’nin, Enver Ören’in oğlu Mücahit Ören’ce Amerikalılara satılması gibi.
Recep Erdoğan’ın nurculara indirdiği darbe Işıkçıları fazlasıyla sevindirmekte ve alternatif kaldıklarına dair güven duymalarına fırsat vermiştir. Lakin her siyasi atmosferde iktidarın yanına yapışan ve nemalanan Işıkçılar, bu kez başarılı strateji kutlaması yapamayacak ve İhlas Holding’in tıpkı Jet Fadıl örneğindeki gibi iflas bahanesiyle halka verdiği zarar gerekçe gösterilerek başlarına inecek olan Recep Erdoğan’ın yumruğuyla silinip gidecektir. Ayrıca Amerikalı ortaklarla geliştirdikleri ilişkilerin gerçek boyutu Erdoğan’ın ölümcül yumruğundan sonra ortaya çıkacaktır. Işıkçıların maddi varlıklarına getirilecek haciz ise bu yapının ölüm ilanı olacaktır.
NAKŞİ RECEP ERDOĞAN KADİRİ HAYDAR BAŞ’I SİLECEK
Haydar Baş’ın başında olduğu tarikat, Kadirî tarikatının İcmal koludur.
Karadeniz’in korkusuz dindarı ve Atatürk’ün yılmaz savunucusu olan Haydar Baş’ın tarikat üyeleri sayıca az olsa da, inatla sürdürdükleri milli çizgi takdir toplamaktadır. Nakşiliğe layık görülen Mehdilik pozisyonuna en büyük tehdit elbette Kadirî tarikatının muhalifliğidir. Bu yüzden, Haydar Baş cemaatinin başına örülebilecek bir plan senaryosu neticesinde Haydar Baş bertaraf edilecektir.
CERRAHİ TARİKATINA İSLAMCI CERRAHİ MÜDAHALE GELİYOR
İstanbul’un Edirnekapı semtinde tekkesi bulunan Cerrahi tarikatının bilinen en meşhur ve en hoş sohbet şeyhi Muzaffer Ozak idi. Beyazıt Caminin yanındaki Sahaflar çarşısında sahhaflık eden Ozak’ın Amerika’da şirketler kurduğu bilinmekteydi. Musikişinas bir kişiliğe sahip olan Muzaffer Ozak bazen İstanbul gecelerinde kimi gazinolarda boy gösteriyordu bazen de tarikatına kattığı, Ahmet Özhan gibi ünlü kişiler dolayısıyla adından söz ettiriyordu.
Cerrahi tarikatının başında şimdilerde “Hamile kadın sokakta yürümemeli” ve Atatürk ile milli kahramanların yaptığı devrimler için “İnkilab (köpekleşme”) diyen Ömer Tuğrul İnançer bulunmaktadır.
Tarikat bünyesine son dönemde yine ünlü isimler katılmıştır. MFÖ grubunun elemanlarından Mazhar Alanson, Athena grubundan Gökhan Özoğuz ve karikatürist Hasan Kaçan, Cerrahi tarikatına intisap eden ve her Perşembe akşamı tekkede meşk eden meşhurlardandır. Aşağıdaki fotoğrafları 2 Mayıs 2009 tarihinde ben çekmiş ve bugüne kadar saklamıştım.
Medine’de müezzinlik yapan Muhammed Emin’in Eyüp mezarlığındaki cenazesine Mazhar Alanson ile Athena'dan Gökhan Özoğuz da katılmıştı
Muhammed Emin’in cenazesine Hasan Kaçan da katılmıştı
KUTSAL SAVAŞTA KAZANAN RECEP ERDOĞAN OLACAK
Bu işin kaçarı yok, kazaya bırakılması da yok…
Ben size zorlamalı senaryo da yazmıyorum…
Yakın gelecekte bütün cemaat ve tarikatlara operasyon değil, bildiğiniz darbe üstüne darbe gelecek.
Nazif Ay