Bu zamana kadar Veysi KURT ismine inanıp
onunla birlikte yürüdüğünüz bu yolda,
maddi manevi ona destek olduğunuz için
öncelikle sizlere sonsuz teşekkürlerimizi sunarız.
Maalesef çok değerli aile büyüğümüzü
ani bir kalp krizi sonucu kaybettik.
Bilim ve ilim adına günlerini, aylarını, senelerini vermiş;
bu uğurda biz ailesine bile çok fazla zaman ayıramamıştır.
Ve maalesef bu değer görmesi gereken deprem cihazını da
Veysi KURT ile birlikte kaybettik.
Tekrar siz değerli üyelerine
onu bu yolda yalnız bırakmadığınız için
sonsuz teşekkür ediyoruz.
Haklarınızı helal edin.
SAYGILARIMIZLA
VEYSİ KURT'UN AİLESİ
* 17 AGUSTOS 2018 CUMA GÜN
40 NCI MEVLİDİ
OLUP DUALARINIZI BEKLERİZ *
VEYSİ KURT -PROF İŞIKARA TV PROĞRAM DEPREM TARTIŞMASI
Arım Balim Petegim Işık Ara ile
Veysi Kurt Arasındaki Deprem Tartısması
Subject: DİKKAT!!!!!!!!!!!!DİKKAT!!!!!!!!!!! DEPREM KÜTAHYA DA TEDBİRLİ OLSUN
Date: Mon, 11 Jun 2012 07:46:47 +0000
UZMAN VERİSİ .
DEPREMİN NET BÜYÜKLÜĞÜ DOĞU ANADOLU(VAN CİVARI)
"6.2 "DİR.
*** 9 KASIN 2011 17:20:33 ***
GERÇEKLEŞEN DEPREM YER -TARİH
*** VAN
09 KASIM 2130
5.7 ***
UZMAN VERİSİ
***13 Kasım 2011 Pazar 11:10:47
DOĞU ANADOLU(AGRI,BİNGÖL VE HAKKARİ ÜÇGENİNDE)"5.3" OLMASSA MUTLAKA:"5.9" OLUR. GENE VAN CİVARINA DİKKAT
Saat 20.29'da merkez üssü Van Kelle olan 4.3 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi.
***14.11.2011 - 20:06 Saat 18.47'de merkez üssü Van Gölü olan 4.5 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi.
***15 Kasım 2011 Salı 06:51:15*** RASATHANE,EMSC VE LATEST EARTH QUKAES SİSMOLGİCAL CENTRE: BU DEPREM E ***5.2 ***DEDİ.
28 Kasım 2011 Pazartesi 14:57:11
VAN CİVARI GENE DİKKAT!
30.11.2011 - 02:51
Van'da 5.0 büyüklüğünde deprem
Van'da 5.0 büyüklüğünde deprem meydana geldi.
04 Aralık 2011 Pazar BİLDİRİM SAATİ:17 14
Depremin büyüklüğü arttı, yani :"4.9" oldu. marmara sınırlarında olmassa mutlaka doğu anadolu veya iyon denizi ile girit arası olur.25 saat içinde
Van'da 4,9 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi
05 Aralık 2011
Boğaziçi niversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Ulusal Deprem İzleme Merkezi'nden alınan bilgiye göre, saat 00.15'te merkez üssü Van'ın merkez ilçesine bağlı Kavurma köyü olan 4.9 büyüklüğünde deprem kaydedildi.
BİLDİRİM SAATİ:21 55 VEYSİ KURT 1)EGE DENİZİ DAHİL(AYDIN,RODOS VE ANTALYA ÜÇGENİNDE)"4.6" BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM
2)BU DEPREMİN DİĞER KOORDİNAT KARŞILIĞI İÇ ANADOLU(KIRIKKALE,KASTMONU VE TOKAT ÜÇGENİDİR.)
3)BU DEPREMİN YAKIN ÖRÜNTÜSÜ DOĞU ANADOLU; VAN CİVARI:MİNİ:"4.6"OLMASSAMAX:"5.1" OLUR.
1)BİLDİRİMDEN:15 SAAT SONRA:EMSC:4.7 RASATHANE:4.9 DEDİ.
2)BENİM CİHAZIMDA:4.8 ÇIKMIŞTI.
3)HANGİSİ DOĞRU? KARAR DEĞERLİ HALKIMIZINDIR.
30 Ekim 1983'te Koyunören'de meydana gelen depremde, Türk annenin 5 çocuğunun ölüsünü gördüğün andaki tepkisi yürekleri parçaladı
I
veysikurt@veysikurtdeprem.com.
Van-Bakırköy umut hattı
GÜRHAN SAVGI
Sayı: 888 / Tarih : 12-12-2011
‘Cankurtaran’ adını verdiği cihazıyla Bakırköy’den dünyanın nabzını tutan Veysi Kurt, Van depreminden sonra artçıları ve 4,9’luk İzmir depremini de bildi. Artık Van’da birçok kişi, Kurt’un verilerine göre hareket ediyor.
Van’daki bazı depremzedelerin gözü kulağı bugünlerde İstanbul Bakırköy’deki küçük bir elektronikçi dükkânında. Çünkü bu iptidai ticarethanede Veysi Kurt, ‘Cankurtaran’ adını verdiği deprem bildirim cihazını takip ediyor. Deprem belirtisi gördüğünde web sitesinden anında duyuruyor. Van depreminden sonraki artçılar ve son olarak Ege Denizi’ndeki sarsıntı bu merkezden haber verildi.
Emekli Füze ve Radar Astsubayı Veysi Kurt’u kamuoyu, Aksiyon’un 883. sayısındaki “Van depremini de bilen mucit ilgi bekliyor” başlıklı haberden sonra daha da yakından tanıdı. Elektronik teknisyeni Kurt, bazı kanallarda canlı yayına katılarak çalışmalarını anlattı. Deprem mucidi, Ege’de meydana gelen depremi sadece önceden haber vermekle kalmadı; büyüklüğünü, daha sarsıntı olmadan, Kandilli Rasathanesi’nden daha doğru bildirdi. Kandilli, 5 Aralık 2011’de Karaburun Körfezi ile Midilli arasında, yerin 6 km altında meydana gelen depremin 5,1 büyüklüğünde olduğunu ilan etti. Oysa Kurt, bu depremi, 3 Aralık 2011 günü saat 15.22’de ilgili kurum temsilcileri ve gazetecilere attığı maille 4,3-4,4 olarak bildirmişti. Kurt, bir gün sonra yeni bir mail atarak “Depremin büyüklüğü arttı, yani 4,9 oldu.” dedi. Bu son mesajın ardından 5 Aralık 2011 günü saat 10.17’de bildirilen sarsıntı vuku buldu. Avrupa-Akdeniz Sismoloji Merkezi (CSEM-EMSC), bu depremin büyüklüğünü 4,9 olarak ölçtü. Bir depremi uzak sismoloji merkezlerinin daha isabetli ölçtüğü ilmî olarak kabul edilen bir gerçek. Bu durum da Kurt’un bildiriminin, Kandilli’ninkinden daha doğru olduğunu ortaya koyuyor.
Tabii olarak Kurt’un takipçilerinin sayısı da hızla artıyor. O, çalışmalarını daha fazla yankı uyandıracak sosyal medyaya (Facebook, Twitter gibi) taşımayı prensip olarak uygun görmüyor. Kendi web sitesinden bildirimlerini sürdürüyor. Kurt’un tek hayali, kendisiyle birlikte yok olacağından endişe ettiği buluşu ve hesaplama metotlarını, bir üniversite veya sponsor desteğiyle daha da geliştirebilmek. Kurt’un büyük bir maddi beklentisi de yok. ‘Cankurtaran’ adı verilen elektronik cihaz, bir anlamda yer altındaki ve atmosferdeki elektrik değişimini, bulunduğu yerin sabit değerine kıyaslayarak izliyor. Cihaz, ulusal patent almış durumda. Uluslararası incelemeli patent prosedürü ise son aşamada.
Kurt’un, uluslararası tescil alabilmek için de maddi desteğe ihtiyacı bulunuyor. Kurt, cihazdan, Anadolu’nun belirli noktalarına yerleştirilmiş 3 adet daha olması hâlinde yer, büyüklük ve zaman vererek isabetli bildirim yapılabileceğini iddia ediyor. Kurt, “Tamamen jeoloji, jeofizik ve elektronik ilmi kaidelerine göre çalışan cihazımı inceleyecek bilimsel cesareti olanları arıyorum.” diyor.
Milletçe deprem yaralarının sarılmasına çalışılan Van’da Kurt’un web sitesi ilgi odağı olmuş durumda. Vanlı Muzaffer Anlı, cep telefonundan Kurt’a attığı mesajda, çocuklarının artçı depremlerde zarar görmesini önlediği için teşekkür ediyor. Depremzede vatandaş, mesajında, evinin bahçesine kurduğu çadır soğuk olduğu için çocuklarını ahırda yatırdığını ifade ediyor. Veysi Kurt’un 9 Kasım 2011 gecesi olan ve Bayram Oteli’nin de yıkıldığı sarsıntıyı önceden bildirmesi üzerine o gece çocuklar çadırda sabahlamış. Deprem meydana geldiğinde hayvanlar ahırda huysuzlanarak koşuşturmuş. Muzaffer Vanlı, çocuklarının ahırda bulunmaları hâlinde zarar görebileceklerine dikkat çekerek Kurt’a teşekkür ediyor.
Veysi Kurt, binlerce mailin bulunduğu e-posta kutusunu bizimle paylaştı. İletiler arasında takdirler, eleştiriler, hatta az da olsa hakaretler dahi bulunuyor. Kurt’a iletilen mesajlardan bazılarını haberimizin kutusunda okuyabilirsiniz.
Veysi Kurt’a gönderilen maillerden bazıları
Taha Hakan (Van, 6 Aralık 2011): Hocam, kesinlikle ilk zamanlarda ben de pek inanmamıştım yazdıklarınıza; ama Van’da kalan biri olarak en son haber verdiğiniz 4,9’u yaşadıktan hemen sonra sitenize geri dönüp baktım ve şok oldum! İnanılmaz, büyüklüğünü bile önceden verebilecek kadar iyisiniz. Allah sizden razı olsun. Şu anda çadırdan telefonla atıyorum bu maili. Ne olur bildirimlere devam edin. Lütfen!
Uğur Önay (Van, 6 Aralık 2011): Sayın Veysi Kurt, depremler olduğundan beri Van’dayım. Büyük depremlerin hepsini gördüm. Deprem yorumcularını da takip ediyorum. Gerçekten söylediğiniz gün tedbirimizi aldık ve o gün deprem oldu. Şu an sizden başka kimseyi takip etmiyoruz. Allah sizden razı olsun ve Allah size yardım etsin. Sizden ricam; bundan sonra ne olur, nasıl devam eder, kısaca bizi aydınlatmanız. İnanın çok tedirgin olmuşuz. Saygılarımla.
Ayfer Koçkapan (İstanbul, 6 Aralık 2011):Veysi Bey, sizi uzun zamandır takip ediyorum. Duruma bakılırsa depremler peş peşe gelecek gibi görünüyor ve bizlerin tutunacak bir dalı yok. İstanbul gibi bir yerde (ki çok büyük bir afet yaşayacağımız su götürmez bir gerçek) kendi başımızın çaresine bakmak zorundayız. Lütfen bildirimlerinize devam edin. Bilgisayar bilmeyenleri okuduğum yazılarınız ve bildirimlerinizle sürekli uyarıyorum. Hatta inanmayanları ikna etmeye çalışıyorum.
Zafer Can (İzmir, 5 Aralık 2011): Merhabalar Veysi Bey, deprem tahmini yapan kişilere hiç inanmayan, hatta dalga geçen biri idim. Ama yaklaşık 1 yıldır sessiz sedasız sizi ve diğer bildirim yapanları takip ediyorum. Ve şu anda artık size inanıyorum. Cihazınıza da güveniyorum. ‘Deprem tahmini’ gibi çok zor bir konuda, sizin çok yol kat etmiş olduğunuzu gördüm. Ben de bir bilim adamıyım, kolay kolay da inanmam, ikna olmam; ama sizin bu yönteminiz beni gerçekten ikna etti. 1 yıl her gün sürekli takip ettim. Deprem tahmini çok ama çok zor bir konu ve en azından şunu kesinlikle söyleyebiliyorum: siz bu konuda oldukça öndesiniz.
Ahmet Sönmez (Van, 5 Aralık 2011):TSK mensubu olarak Van merkezde görev yapmaktayım. Sitenizi yakinen takip ediyorum ve verdiğiniz bilgilere şaşırmamak elde değil. Önceden inanmamıştım ama şu an her şey size bağlı. Eşim ve çocuğum Adana ilinde. Sizi takip ederek onları getirip getirmemeye karar veriyorum. Eve bile sizin sitenizde yaptığınız araştırma ve bildirimlere bakarak girip çıkıyorum. Deprem öncesi böyle bilgiler veriyorsunuz ve yüzde yüz tutuyor. Büyüklerimiz nasıl fark etmiyor? Umarım araştırma ve gözlemlerinize devam edersiniz.
Ali Kılıçer (Van, 5 Aralık 2011):Ben yüksek jeoloji mühendisiyim Doktora yapıyorum, sizi tebrik ve takdir ediyorum. Dünyada milyonların yapamadığını tek bir cihazla bu kadar kesin sonuçlar vererek yapmanız kalitenizi, zekanızı ortaya koyuyor. Veysi Bey, sizin gibi değerlerin kıymeti maalesef geç biliniyor; özellikle bizim ülkemizde. Çok iyi bir yoldasınız ve gerçekten yer bilimlerinde ve dünyada devrim sayılacak bir iş yapıyorsunuz.
Bülent Denizoğlu (Ayvalık-Balıkesir, 10 Kasım 2011):Sayın Veysi Kurt, sitenizi takip ediyorum. Ben de emekli astsubayım. A Haber’deki programınızı izledim. Açıkça ifade etmem gerekirse anlatımlarınızdan tatmin olamadım. Öncelikle cihazı tanıtmanız gerekirdi. Nasıl bir çalışma yaptığınızı, verileri nasıl işlediğinizi ve sonuca nasıl ulaştığınızı anlatabilirdiniz. Deprem olacak yerde mutlaka elektriksel bir değişim ölçülebilir; ancak siz, Bakırköy’den onlarca kilometre uzaklıkta deprem olacak yerin ölçümünü nasıl yapabiliyorsunuz, anlamış değilim. Bir de sitenizdeki deprem yorumlarında kesinlik yok. Şu olursa burada, şu olursa orada olacak diye yazıyorsunuz. Çalışmalarınız doğru da olabilir; ancak bunu iyi anlatmalısınız. Başarılar dilerim. Saygılarımla.
12.12.2011
GÜRHAN SAVGI
I.S.E.P.
7 Marshe Close
Potters Bar
Herts EN6 5NR
UNITED KINGDOM
şadamı Ali Ağaoğlu, daha önce katıldığı ve Ahmet Hakan'ın sunumuyla ekrana gelen Tarafsız Bölge'de sarf ettiği sözlerini yineledi.
Ağaoğlu, özellikle İstanbul'u kastederek 1998 öncesi yapılan binaların tamamının yeniden yapılandırılması gerektiğini ileri sürdü.
Geçtiğimiz hafta yine CNN Türk ekranlarında "İstanbul'daki binaların yapımında deniz kumu kullanıldığı" itirafında bulunan Ağaoğlu'nun bu sözleri tepki toplamıştı.
1998 ÖNCESİ YAPILAN BİNALAR TEHLİKELİ
Sözlerinin itiraf gibi değerlendirilmemesi gerektiğini kaydeden Ağaoğlu, "Ben gerçekleri konuşuyorum. Özellikle İstanbul'da 1998 öncesi yapılan tüm binalar tehlikelidir" şeklinde konuştu.
Ali Ağaoğlu, Cüneyt Özdemir'in konuğu olarak katıldığı Soru-Yorum programında, daha önce canlı yayında İstanbul'daki binalara ilişkin sarf ettiği sözlerini tekrarladı.
İşte Ali Ağaoğlu'nun açıklamaları;
BUNU BAŞBAKAN DA SÖYLÜYOR
Bunu sadece ben söylemiyorum. Başbakanımız da söylüyor. Türkiye'de yaklaşık 19 milyon konut stoğumuz var, bunun 10 milyonunu değiştirmemiz lazım. Üniversitelerimiz de bunu söylüyor. Sadece ben söylemiyorum. 1999 depreminden 10 yıl sonra biz binalarımızı yenileme anlamında bir şey yapamadık. Kentsel dönüşüm yasasını taşıdık ama bunu işletemedik. Zamanı boşa harcamamamız lazım. Binalarımızı yinelememiz lazım. Ben 80'li senelerde de inşaatlar yaptım. O zaman yaptıklarımızla bugün yaptıklarımız arasında ciddi farklar var. Bugün çok sağlam binalar yapılıyor.
2000'Lİ YILLARIN ÖNCESİNDE PROBLEM VAR
Deprem yönetmeliği büyükşehirlerimizin 1. derece deprem bölgesi olduğunu biz yeni yönetmelikle kabul ettik. Bu da binalardaki emniyet katsayısını 5-6 kat artırmak demek oluyor. 1975 senesinde çıkan yönetmeliğe göre inşaatlar inşa edilmedi.
O GÜNÜN TEKNOLOJİSİ ÇOK FARKLIYDI
70'lerde İstanbul nüfusu 1 milyondu, şu an 15 milyon civarında. Aşırı göç, aşırı binalaşmayı getirdi. Devlet zamanında bu göçü görüp ön planlamasını yapamadı. O zaman teknoloji de yoktu, malzeme de kötüydü. Kum denizden çıkarılıyordu ama yıkanmıyordu, çünkü teknoloji yoktu. Günde 50 ton beton dökmek için canımız çıkıyordu. Yani o günün teknolojisi buydu.
İstanbul'daki 1998 öncesi yapılan binalar, kaçak olsun ruhsatlı olsun, çoğu tehlikelidir. Çünkü 1975 yönetmeliğine göre dahi yapılmadı. Teşhisi doğru koymak lazım
VAN'DAKİ DEPREMİ 20 SAAT ÖNCEDEN BİLEN GENÇTEN YİNE KÖTÜ HABER!
20 Kasım 2011 Pazar 17:03
Zonguldak'ın Ereğli ilçesinde, sekiz yıldır jeoloji bilimiyle ilgili araştırma yapan Timuçin Özat, ilerleyen aylarda Van'da yeni depremlerin yüksek olasılıkla yaşanacağını iddia etti. Özat, 23 Ekim 2011 günü 7.2 büyüklüğünde meydana gelen Van depremini aylar önce tahmin etmişti.
Zonguldak,EreğLi'de doğdum. Endüstri Meslek Lisesi Elektronik Bölümü mezunuyum. Yenihaber Gazetesinde yıllardır muhabir olarak görev yapıyorum. (ama istifa ettim.) Yaklaşık 10 yıldır jeoloji bilimiyle uğrşıyorum.
ozat67@hotmail.com
HASAN HAŞIL
ZONGULDAK (İHA) - Timuçin Özat, İHA'ya 10 Kasım 2010 ve 11 Şubat 2011'de demeç vermişti. 9 Kasım'da Edremit Van'da meydana gelen 40 kişinin ölümüne yol açan 5.6 büyüklüğündeki depremi de sosyal paylaşım sitesinde 20 saat önceden duyurduğu ortaya çıkan Özat, son verilere göre önümüzdeki aylarda yeni depremlerin yüksek olasılıklarla yaşanabileceğini iddia etti. Kdz. Ereğli'de yerel bir gazetede sayfa editörü ve muhabir olarak görev yapan 25 yaşındaki Timuçin Özat, Van depremini yüzde 80 olasılıkla aylar öncesinden tahmin
ederek iki kez demeç vermiş ve yıkıcı nitelikte beklediği sarsıntının 2011 yılının sonlarına doğru yaşanabileceğini işaret etmişti. Elindeki deprem verilerine göre, yeni sarsıntılar beklediğini iddia eden Özat, şöyle konuştu: "7.2'lik deprem ve ardından yaşanan orta büyüklükteki hareketlenmeler bölgede sismik bir kriz oluşturdu. Bölge fay demetiyle dolu ve kırık hatları bazı günler anormalleşen sarsıntılarla uyarılıyor. En geç Mart 2012 tarihine kadar Van Bitlis hattında orta şiddetin üzerinde münferit bir
deprem olasılığı oldukça yüksek gözüküyor."
2012 ve 2013 yıllarının deprem yılları olacağını belirten Özat, 2012-2013 yıllarında İç Ege, Doğu Anadolu ve İran'da depremlerin zirveye ulaşacağını bunu bir çok bilimcinin de söylediğini kaydetti.
Bazı dönemler magmanın etkinliğinin arttığını anlatan Özat, sözlerini şöyle sürdürdü: "O zamanlarda depremlerde de artış yaşanıyor. Ülkemizde oluşan sık ve yıkıcı depremler, levha hareketleri sonucu Arap ve Afrika levhalarının Anadolu'yu kırık hatları boyuna itelediğinin (yılda ortalama 20-25 mm) ve Anadolu'nun altındaki magmanın çok aktif olduğunun göstergesi. 2012-2013 yıllarında magmanın aktifliğinin artacağı açıklandı. Bu durumda gerginliğin uç noktalara ulaştığı bölgelerde gerilim boşalmaları büyük
ihtimalle yaşanacak. Türkiye ve çevresi de bu durumdan belirgin derecede etkilenecek izleniminde. Özellikle İç Ege (Denizli-Aydın hattı, Manisa-Kütahya hattı), İzmir, Göller yöresi (Burdur-Isparta) Doğu Anadolu (Varto-Muş-Bingöl hattı, Van-Bitlis hattı ve Iğdır çevresi) bölgelerinde büyüklüğü 5.3 -6.3 arasında yüzde 84-87 olasılıklarla deprem beklenmektedir."
Şubat ayında en geç Mart ayına kadar Van Gölünün güney ve orta kısımları ve Bitlis-Adilcevaz hattında büyüklüğü 5.3-5.7 arasında münferit (bağımsız) bir hareketlenme beklediğini anlatan
Özat, şunları söyledi: "Orta büyüklüğe ulaşan salınımlar bölgedeki gerilim boşalana kadar devam edecek izleniminde, günlük mikro deprem dizileri gerilim transferine işaret ediyor. Bölgede sismik bir kriz söz konusudur."
9 Kasım 2011 tarihinde yine Van'ın Edremit ilçesinde meydana gelen depremi de bir paylaşım sitesinde duyurduğunu hatırlatan Özat, şöyle konuştu: "9 Kasım'da Van'ın Edremit ilçesinde, 5.6 büyüklüğünde olan depremi sosyal paylaşım sitemde 20 saat önceden '3 hafta içerisinde büyüklüğü 5.7'ye kadar ulaşabilecek deprem beklediğim' konusunda iki kez uyarıda bulundum. Bu uyarımı dikkate alan birkaç Vanlı yurttaşımız o süre içerisinde hasarlı evlerine girmediğini bildirdi ve bir vatandaşımızda bana ulaşarak ilk
depremde hasar gören evinin ikinci depremde yıkıldığını ve benim uyarımı görerek evine girmediğini söyledi. Bunların hepsinin kaydı söz konusu sitemde var."
Güncel ve aylık olarak tespitlerini sosyal paylaşım sitesinde periyodik olarak yayınlamaya karar verdiğini anlatan Özat, şu konulara değindi: "En azından birilerine faydam dokunuyor. Ancak, o depremde de maalesef yıkımlar sonucu 40 yurttaşımız daha vefat etti. Artık enkaz görüntülerine bakamaz oldum. 2012'nin ilk yarısında da Varto-Muş'ta 5.5 civarında bir gerginlik boşalması bekliyorum. Depremde hayatını kaybedenlere bir kez daha Allah'tan rahmet, ailelerine sabır ve tüm Vanlılara geçmiş olsun
dileklerimi iletiyorum. Halkımız ve devletimiz elinden geleni yapıyor. 2012'nin özellikle 2. yarısında İç Ege'de yoğun deprem aktivitelerinin başlamasını bekliyorum. Aydın'ın orta ve doğu ilçeleri ile Denizli'nin kuzeyi en riskli hat ve burada yaşayan vatandaşlarımız depremlere alışkın. Bu süreç içerisinde orta şiddetli depremlere hazırlıklı olmak gerekiyor."
2012 yılında Kahramanmaraş'ta deprem olacağını yineleyen Özat, bu depremin 2012 yılının ikinci yarısında meydana geleceğini söyledi. Depremle ilgili Kahramanmaraş'tan sürekli arandığını belirten Özat, şunları söyledi: "Şu konuya açıklık getirmekte yarar var. Kahramanmaraş'taki bazı yerel gazeteler 2012'nin Ocak ayında deprem olacağını yazmış. Ben görmedim ama bana oradaki vatandaşlardan bazıları dedi. Her gün arıyorlar, asla tedirginlik oluşturmak istemem. Oranın yetkililerinin de olası depreme karşı
hazırlık yapmaya başladığını öğrendim. Bu fay 2012 olmasa da sonunda kırılacak. Bu bilimsel bir gerçek. Ben şu anki bilimsel veri ve olasılıklara göre tespit yapıyorum. Bilimcilerimizi de ayrı ayrı dinliyorum. Soruyorum. Kahramanmaraş (Türkoğlu), Adıyaman (Gölbaşı) hattında beklediğim ve daha önce açıkladığım deprem riski için 2012'ye işaret ederek, bilimsel veri ve araştırmalarımın sürdüğünü ifade etmiştim. Ancak, Kahramanmaraş ve çevresinde bana ulaşan yüzlerce vatandaş, Ocak ayına kadar deprem olacağı
konusunda söylenti yayıldığını aktarıyor. Ben 2012'nin deprem eşik yılı olacağını tekrar ifade ederek konuyla ilgili araştırmaların Aralık sonunda daha da netleşeceğini tekrar belirtiyorum. Hatay hattında da deprem riski var ancak zamansal süreç konusunda tarihi kaynaklarda eksiklik var. Kahramanmaraş içinde bu geçerli, bölgeyi Doğu Anadolu fayı ve kolları tehdit ediyor. Türkoğlu-Gölbaşı hattı 1513'ten beri küçük depremlerin dışında suskun. Ancak, bu hattın Elazığ ve Adıyaman'da yaşanan depremlerle birlikte
hareketlendiği gözlemlendi."
Bölgede küçük depremlerde artış olduğunu anlatan Özat, şunları söyledi: "bunlar sığ olarak diri fay ve çevrelerinde kümeleniyor. Son aylarda bölgede mikro deprem kümelenmelerinde belirgin gözlemledim. Bu depremler büyük kırılmadan önce muhtemelen belirgin derecede azalacak. Bazı faylar böyle bir davranış sergiliyor. Bir ay sonra daha net tespitlere ulaşacağıma inanıyorum. Bazı bilgilere ulaşmakta güçlük çekiyorum. Veri olarak daha geniş bilgi akışına sahip olsam çok daha sağlıklı tespit yapabilirim.
Bölgedeki vatandaşlar hafif depremlerde de tedirgin olduklarını söylüyor. Kişisel tedbirler bile çok önemli, bazen bilmediğimiz şeylerden çok korkarız. Deprem konusunda bilinçli olarak, depremden önce deprem anında nasıl davranış modeli sergileyeceğimizi aile bireyleri ve arkadaşlarımızla konuşup, bunları zaman zaman uygulayabiliriz. Zaten uzmanlarımızda bunları altını çizerek ifade ediyorlar. Depreme evde, uykuda, markette, sokakta, arabada ve sinemada da yakalanabiliriz. Soğukkanlılığımızı koruyarak ne
yapabileceğimizi bilirsek korkularda azalır. Vatandaşlarımızın çoğu da yapılarına güvenmiyor. Binalarını ve zeminlerini kontrol ettirebilirler. Bununla ilgili kurumlar var. Kahramanmaraş'taki yapıların yüzde 60'ının olası depremde ağır ve orta derecede hasara maruz kalabileceği zaten yıllar önce yetkililer tarafından açıklanmıştı. Deprem olunca deprem konusu gündeme geliyor ve günlük hayat şartları da buna eklenince deprem yine unutuluyor ta ki bir sonraki vurana kadar."
Marmara Denizi ve çevresinde de 2012 yılında deprem beklediğini belirten Özat, Marmara Denizi ve çevresinde özellikle Gemlik körfezinde 2.7'nin altında deprem kümelenmelerinin arttığını söyledi. Özat, bu gerginliğin 2012'nin 2. yarısında orta büyüklükte bir sarsıntıyla sonuçlanabileceğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: "2006'da da benzer kümelenmeler vardır ve 17-20 Ekim 2006'da Gemlik körfezi ve Manyas'ta 5.2 büyüklüklerinde iki ayrı deprem oldu. Geçen senede benzer durum oluştu ve Tekirdağ
açıklarında 25 Temmuz'da 5.2 büyüklüğünde deprem yaşandı. Yine benzer depremcikler var. Bunlar gerginlik artışının göstergesi ve büyük ihtimalle orta şiddetteki bir hareketlenmeyle sonuçlanacağı izlenimini veriyor. Büyük deprem demiyorum. Ama hesaplamalara göre, önümüzdeki yılın 2. yarısında bölgeyi sallayacak bir deprem yüksek ihtimalle gerçekleşebilir."
Depremleri nasıl bildiğine yönelik soruları da yanıtlayan Özat, Türkiye'de ve diğer ülkelerde bilim adamları ve üniversiteler tarafından yürütülen deprem konusundaki araştırmaları günü gününe takip ederek, istatistikleri ve günlük mikro aktiviteleri kayda aldığını bildirdi.
Özat, yıllardır yaptığı gözlem ve araştırmalar sonucunda bilimsel bir yöntem geliştirdiğini ifade ederek şöyle konuştu: "Son 2 bin 500 yılda meydana gelen tarihsel depremlerle depremlerin büyüklük olarak ölçüldüğü aletsel dönem olarak nitelendirilen 1900 yılından sonra meydana gelen 5.5 ve üzerindeki deprem aktivitelerini inceledim. Her gün Türkiye genelinde onlarca mikro deprem olarak ifade edilen küçük sarsıntılar (artçılar dışında) oluyor. Bunların çoğunu hissetmiyoruz. Bu verilerinde günlük olarak
değerlendirilmesi çok önemli. Çeşitli matematiksel hesaplamaların ardından özellikle Ege ve Doğu Anadolu bölgelerinin bazı kesimlerinde olması muhtemel depremleri aylar, haftalar ve zaman zaman günler öncesinden yüksek olasılıklarla tespit edebiliyorum."
İran'ın büyük bir deprem riski altında olduğunu ifade eden Özat, şunları söyledi: "İran'da iki büyük deprem bekliyorum. Bunlardan biri en geç Mayıs 2012'ye kadar 6.4'ün üzerinde bir deprem. İkincisi 6.8'in üzerinde bir deprem tehlikesi daha var. Bu depremler ülkenin Güneydoğu ve doğu eyaletlerini vuracak. Ayrıca, ikinci olarak batısında risk yüksek. 2012'nin ilk yarısında ve 2012'nin 2. yarısında İran bu depremlerden yüksek ihtimallerle etkilenebilir. Elimde bölgeyle ilgili çok sayıda veri olmakla
birlikte daha detay bilgilere ulaşmakta güçlük çekiyorum. O bilgilerde olursa çok daha yüksek olasılık verebilirim ve bölgeyi de daha dar alan olarak (70 km. kare) kestirebilirim."
Özat, bu depremlerin 7'sini olmadan aylar önce basına duyurduğunu da anımsatarak sözlerine şöyle devam etti: "Vatandaşlarımız deprem profesörlerimizin açıklamalarını ve bilgilerini dikkate almalı, asla bilimcilere saygısızlık etmem. Benimde bilimsel verilere göre defalarca sonuç aldığım tespitlerim var. Bunları kamuoyuna açıklama gereği duyuyorum. Bu hem bilimsel hem de vicdani bir sorumluluk."
Özat, ayrıca jeoloji bölümüne girmek için hazırlık yaptığını da sözlerine ekledi.
TAHMİN ETTİĞİ DEPREMLER
23 Temmuz 2003 5.2 Buldan Denizli. 26 Temmuz 2003 Buldan-Denizli 5.6: 2 yaralı, 48 ev orta derecede hasarlı.
25 Mart 2004 Aşkale-Çat-Erzurum 5.1: 9 ölü, 20 yaralı, 1280 ev ve bina hasarlı. 14 Nisan 2004 tarihinde Bolu 4.6, 4 kişi panik nedeniyle yaralanmıştı. 19 Nisan 2004 Tekirdağ açıkları (Marmara Denizi) 4.5, 04 Ağustos 2004 Gökova Körfezi-Muğla 5.4. 11 Ağustos 2004 5.5 Sivrice-Elazığ, 12 yaralı ve bazı evlerde hasar oluşmuştu.
21 Aralık 2004 günü 5.1 Ula-Muğla, bazı evlerde hafif hasar oluşmuştu. 12. Mart 2005 Karlıova Bingöl 5.7, 16 yaralı ve onlarca hafif orta hasarlı bina. 22 Ekim 2005 Seferihisar açıkları (İzmir) 5.9, 1 ölü, 19 yaralı, Urla ilçesinde bazı evler kullanılamaz hale gelmişti. 21 Ocak 2007 günü Tutak Ağrı: 5.0: Bazı evlerde hasar oluştu. 17 Şubat 2009'da Simav-Kütahya depremi 5.0, 1 ölü, bazı ev ve binalarda çatlak oluşmuştu. 08 Mart 2010 Karakoçan-Elazığ 6.0: 41 ölü, 71 yaralı, 10 köyde yıkım oldu. 26 Mart 2010
İzmir açıkları (Ege Denizi) 4.7, 03 Ekim 2010 Marmara Denizi orta çukuru 4.5, 14 Ekim 2010 Kaş Antalya açıkları 4.5. 03 Kasım 2010 Saros Körfezi (Çanakkale) 5.3,
18-23 Ekim 2011 Erciş Van 7.2, 644 ölü, binlerce yaralı ve binlerce bina yıkıldı. 9 Kasım 2011 Edremit Van 5.6, 40 ölü.
Norveçli profesör Jens Havskov büyük Marmara depreminin tarihini verdi.
21.11.2011 - 15:13
Norveç Bergen Üniversitesi akademisyenlerinden Prof. Dr. Jens Havskov, Van depreminin ardından korkutucu bir açıklama yaparak 30 yıl içerisinde asıl büyük depremin Marmara Bölgesinde meydana gelebileceğini ileri sürdü.
Van'da yaşanan deprem afetinin ardından deprem kabusu yeniden Türkiye'nin gündemi olurken Erzurum Atatürk Üniversitesinde bugün "Neden Büyük Depremler Tahmin Edilemiyor" adlı bir konferans düzenlendi.
ÜRKÜTÜCÜ AÇIKLAMALAR
Konferansa konuşmacı olarak katılan Norveç Bergen Üniversitesi Jeodinamik Enstitüsünden Prof. Dr. Jens Havskov, ürkütücü açıklamalarda bulundu.
Konferansta son büyük depremlerin neden daha önceden tahmin edilemediği konuları hakkında bilgi veren Prof. Dr. Jens Havskov, Van'da yaşanan depremi işaret ederek gizli fay hatlarının belirlenemediğini ve bu yüzden de o bölgelerinde deprem hazırlığı yapılmaması nedeni ile oluşan ani bir depremler sonrasında ise büyük kayıplar verildiğini dile getirdi.
Van'da ki depremin Türkiye'de belirlenen fay hatları dışında bir fay hattının kırılması ile gerçekleştiğini ifade eden Havskov, fay hattının yüzeye ve yaşam alanlarına yakın bir yerde kırıldığı için şiddetinin yüksek olduğunu dile getirdi.
Havskov, depremin değil çürük binaların öldürdüğünü dile getirerek, "Türkiye'nin her an deprem olacakmış gibi hazırlıklı bulunmayı öğrenmesi gerek" dedi.
Japonya'nın yaşadığı depremlerle artık Van'da yaşanan 7.2'lik depremi önemsemeyecek kadar tecrübeli ve bilinçli bir hale geldiklerini söyleyerek Türklerinde yaşadıkları deprem bölgelerinde bu bilinci yakalayarak evleri depreme dayanıklı bir şekle getirilmesi gerektiğini ifade etti.
"BÜYÜK DEPREM 30 YIL İÇİNDE MARMARADA MEYDANA GELECEK"
Prof. Dr. Jens Havskov, konferansta beklenen Marmara depremi ile ilgili de görüşlerini açıklayarak "İstanbul hazır olmalı" dedi.
Son zamanlarda yaşanan büyük depremlerin Marmara'da bulunan fay hatlarını etkilediğini dile getiren Havskov, 99 depreminin ardından Marmara fay hattının küçük kırılmalar yaşadığını büyük kırılmanın ise 30 yıl içerisinde gerçekleşeceğini dile getirdi. Depreme dayanıklı evler konusunda insanları uyaran Havskov, "Gerçekleşmesi beklenen bir deprem için hazırlıklı bulunulması gerekir yoksa bu kez yaşanacak Marmara depremi daha büyük kayıplara neden olabilir" diye konuştu.
YORUMLAR :
hızır
Bilimsiz yol çıkmazdır.
Deprem tahmin edilmez. çihazlarla
-bazı hayvanlarla ,bir süre önce tespit edilir.
hiziracil.tr-deprem sayf. yayınladığımız,
veysi kurt kardeşimiz.
10 yıldır kendi imkanlarıyla cihazlarıyla
saatler günler öncesi belirtileri ölçüp açıklıyor.
T.S.Ens.Patent aldı.
Malesef yetkililer.
İLGİSİZ.
Deprem Rantçılarına İsyan Etti
Dr.Şenol Hakan Kutoğlu Bursa'nın Mudanya ilçesinde deprem semineri verdi.
Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şenol Hakan Kutoğlu, deprem konusunda kısa zamanda erken uyarı yapacak sistem olmadığı halde, özellikle Trakya ve Marmara bölgesinde Üniversite hocaları da dahil birtakım kişilerin ellerinde çantalarla belediyeleri dolaşarak erken uyarı sistemi kurmak için anlaşmalar yaptıklarını ve rant sağlamaya çalıştıklarını söyledi. Doç. Dr. Kutoğlu, "Bizler bilimsel araştırma için para bulamazken, birileri gidip kapı kapı dolaşıp, 'Erken uyarı sistemi buldum' diyor. Bunlar bilimsel araştırmalara çok büyük darbe vurur" dedi.
Doç. Dr. Şenol Hakan Kutoğlu, fakülte binasındaki Afet İzleme Laboratuvarı'nda düzenlediği basın toplantısında, gerek deprem ile ilgili alınacak önlemler, gerekse erken uyarı sistemi konularında kamuoyuna yanlış bilgiler verildiğini, bunun sonucunda da yanlış yargılar ve beklentiler oluşturulduğunu söyledi. Geçen yıl, birkaç yıldır yaptığı bilimsel çalışmalar çerçevesinde Bursa'nın da en az İstanbul kadar deprem riski taşıdığını kamuoyuna açıkladığını hatırlatan Doç. Dr. Kutoğlu, bu açıklamasının ardından, Üniversite hocaları da dahil birtakım kişilerin ellerinde çantalarla bölgedeki belediyeleri dolaşarak depremi önceden bilecekleri iddiasıyla erken uyarı sistemi kurmak için anlaşmalar yaptıklarını söyledi.
20 İSTASYON KURULMuş
Bir kişinin Bursa'da, 'Ben depremi önceden bileceğim' diyerek çeşitli belediyelerle anlaşma yaptığını, her biri 25- 30 bin TL'lik 20'ye yakın istasyon kurduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Şenol Hakan Kutoğlu, Bursa'daki deprem riskine dikkat çekerken amacının birilerine rant sağlamak olmadığını, Van'da olduğu gibi, 'Beklemediğimiz bir olaydı' denilmemesi için bu uyarıyı yaparak bir farkındalık yaratmayı amaçladığını söyledi.
'KISA ZAMANDA ERKEN UYARI YAPACAK SİSTEM YOK'
Dünyada deprem konusunda kısa zamanda erken uyarı yapacak sistemin söz konusu olmadığını vurgulayan Doç. Dr. Kutoğlu, 'Deprem tahmini' tanımının; depremin yeri, zamanı ve büyüklüğünün tahmin edilmesi olarak ifade edildiğini söyledi. Bilim camiası olarak depremin yerinin ya da büyüklüğünün tahmin edilmesi konusunda bir sıkıntılarının olmadığını belirten Doç. Dr. Kutoğlu, "Tek sıkıntı zaman konusu. Ne zaman olacak? Siz 5 ay önceden, 'Deprem olacak, tahmin ettim' diyemezsiniz. '5 ay içinde deprem olacak' dediğiniz zaman 20- 25 milyon insanı 5 ay sokakta tutabilir misiniz? Deprem tahmini demek, hangi gün, hangi saatler içinde olacak, bunu verebilmeniz demektir. En azından 15- 20 saat önceden söyleyebilmeniz demektir. Televizyonlarda bir takım insanlar çıkartılıyor; 'Ben hissediyorum, şuradan geliyor, buradan geliyor.' Böyle bir şey yok. Onun için insanlara doğru bilgi vermek lazım" dedi.
'DEPREM TAHMİNİ BELKİ 30 SENE SONRA YAPILABİLECEK'
Doç. Dr. Kutoğlu, deprem tahmini konusunda 1975 yılından bu yana faylar üzerindeki hareketlilikler izlenerek yapılan çalışmaları da anlattı. Doç. Dr. Kutoğlu, "Depremi önceden bileceğim, sistem kuracağım' diyen insanlar, işte bu çalışmalardan bahsediyor. Ancak bu çalışmalar, deprem olduğunda depremin büyüklüğünü verir ancak. Zamanı bilmek mümkün değil. Deprem tahmini çalışmaları 35-40 senedir yürütülüyor. 150 yıl önceki depremlerin kayıtlarını izleme şansına sahip değiliz. Elimizde o kadar veri birikmiş değil. Ama 15- 20 sene öncesine göre çok iyi durumdayız. 15- 20- 30 sene sonra hava tahmini yapar gibi deprem tahmini de belki yapılabilecek. Ama şu anda bu durumda değiliz" diye konuştu.
'DEPREM ÜZERİNDEN RANT ARAYIŞI SONA ERSİN'
Herkesin kendi kafasına göre yaptığı bu tür ranta yönelik çalışmaların bilimsel araştırmalara büyük darbe vuracağını kaydeden Doç. Dr. Kutoğlu, şöyle devam etti: "Bizler bilimsel araştırma için para bulamazken, birileri gidip kapı kapı dolaşıp, 'Erken uyarı sistemi buldum' diyor. Bunlar 1975 yılından bu yana bilinen gerçekler. Yeni bir yöntem bulunduğu falan yok. Bu bizi nereye götürür? Birileri tutup oralarda sonucu olmayan araştırmalara girerse, bu kamuoyunun bize güvensizliğini, bilim camiasına, teknik elemanlara güvensizliğini getirir ki o zaman da gerçek çalışmalar sekteye uğrar. Deprem üzerinden rant arayışları sona ersin. İnsanlarımızı kaybediyoruz. Herkes, biz Üniversite hocaları da dahil ticari kaygıları bırakıp insanları düşünmeliyiz."
BELEDİYELERE UYARI
Yerel yönetimleri ve özellikle de belediyeleri, 'Deprem uyarı sistemi kurduk, depremi önceden bileceğiz' gibi yanıltıcı çalışmalardan daha ziyade binaların ve zeminin durumunu gözden geçirmeleri konusunda uyaran Doç. Dr. Kutoğlu, yapılması gerekenin, zaman varken ihtiyaç olan bölgelerde kentsel dönüşümün gerçekleştirilmesi olduğunu söyledi. Doç. Dr. Kutoğlu, belediyelerin kendi kafalarına göre kamu kaynaklarını yanlış kullanarak birtakım bağımsız çalışmalar yerine, koordineli çalışmalar içinde olması gerektiğini kaydetti.
'KAFA KARIŞTIRICI AÇIKLAMALAR YAPILMASIN'
Bazı insanların televizyonlara ellerindeki beton parçalarıyla çıkıp değerlendirmeler yaptıklarını anlatan Doç. Dr. Kutoğlu, binalardan tek tek parça almanın doğru olmadığını söyledi. Doç. Dr. Kutoğlu, "Beton ne kadar dayanıklı olursa olsun bir bina rezonansa girerse yıkılır. 1999 depreminde Sakarya bölgesinde hiç parçalanmadan devrilen binalar vardı. Bu yüzden kafaları karıştırıcı açıklamalar yapılmasın. Pek çok yöntem var bu konuda. Küçük deprem dalgacıkları üretip, binaların deprem karşısında nasıl davranacağını test etmek mümkün. Binaların bağlantı yerlerinde tomografilerini çekip beton donatılarını görmek de mümkün. Bir tek parça almayla bu iş bitmiyor" dedi.
=DIKKAT=UYARI=ATTENTİON=
Sitemizde yer alan yazılar
Yazarlarına ait tamamen bilgi amaçlı olup
kesinlikle hukuki amaçlı kullanım için
tavsiye edilmez,
sitede yer alan bilgileri
ilgili kurum ve hukuk uzmanına danışmadan uygulamanız
beklenmedik sonuçlar doğurabilir,
www.hiziracil.tr.gg sitesinde
yer alan haberler ,yorumlar, bilgilerden dolayı
hiç bir şekilde sorumlu tutulamaz,
sitede dolaşım yapan kullanıcılar
bu uyarıyı kabul etmiş sayılırlar..
Hoşça kalın.
Saygılarımızla
hızır
Bilimsiz yol çıkmazdır.
Deprem tahmin edilmez. çihazlarla
-bazı hayvanlarla ,bir süre önce tespit edilir.
hiziracil.tr-deprem sayf. yayınladığımız,
veysi kurt kardeşimiz.
10 yıldır kendi imkanlarıyla cihazlarıyla
saatler günler öncesi belirtileri ölçüp açıklıyor.
T.S.Ens.Patent aldı.
Malesef yetkililer.
İLGİSİZ.