Create Your Own Countdown

Google

   
  *** İYİLİK İÇİN KOŞANLARIN YERİ***
  Dr.Mesut ÖZCAN Dr. Mucit .Girişimci.
 




Image result for dr mesut özcan




 

 

 

 

 


. Bilim paylaşılır,



teknoloji paylaşılmaz,


satılır.



Türkiye'de bu ikisi birbirine karıştırılıyor



Doktor, mucit ve kurtarıcı...

drmesutozcan.com












Türkiye onun ismini

Yüksek İhtisas Hastanesi'ndeki


trilyonluk yolsuzluğu ortaya çıkaran doktor olarak duydu.


Yolsuzluğu yapanlardan çok,

ortaya çıkaranların hor görüldüğü ülkelerin

karakteristik özelliği olsa gerek,


o da horgörülenler listesine alındı.

Arı kovanına çomak soktuğundan

Türkiye'de iş bulamamak gibi

bir doktor için oldukça pahalı bir bedel ödemek zorunda kaldı.


Ancak bu zorunluluk onu
saygın bir kalp cerrahı yapacak sürecin başlangıcıydı.


Opr. Dr. Mesut Özcan,

1966 yılında Alanya'da dünyaya geldi.

Yetenekli bir çocuk olmanın avantajı ile

ilkokula altı yaşında direkt ikinci sınıftan başladı.

Gazi Üniversitesi'nden mezun olduktan sonra

dünyaca ünlü kalp cerrahlarından

Prof. Dr. Marko Turina'nın başında bulunduğu

Zürih Üniversitesi Hastanesi'nde çalışmalar yaptı.


1989 yılında Türkiye'ye döndükten sonra

İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde

görev yapan Dr. Mesut Özcan,

1990—1995 yılları arasında

Ankara Yüksek İhtisas Hastanesi'nde çalıştı.

Onun hayatındaki dönüm noktası

Yüksek İhtisas Hastanesi'nde yaptığı çalışmalarla başladı.


Kalp ameliyatlarında kullanılan

"Clamp"

adlı bir buluş gerçekleştiren Özcan,


buluşuna el koymak isteyenlerin gazabına uğradı.

Türk Patent Enstitüsü'nde aldığı patente rağmen

"Mes—l—C" ismini verdiği buluşunu

Türkiye Kardiyoloji Kongresi'nde

tıp dünyasına açıklamasıyla birlikte,


Türkiye'de mesleğini 

 

İCRA edemeyecek duruma geldi.

Ancak o

artık dünya çapında bir üne kavuşmuş

mucit bir doktordu.



Patentini aldığı buluşunu

ele geçiremeyenlerin çabaları sonucu

çaldığı tüm kapılar yüzüne kapatılınca,



tekrer İsviçre'ye giden Mesut Özcan,

burada hocası Prof Dr. Marko Turina'nın yanında

tıp dünyasının

"Aort Diccestion
(Diseksiyon)" dedikleri

"Aort yırtılması" olarak bilinen


hayati bir kalp ameliyatı ve kalp nakli konusunda uzmanlaştı.




1.5 yıllık bu zorunlu çalışmadan sonra

Türkiye'ye dönüp

SSK Ankara İhtisas Hastanesi'nde çalışmalara başlayan

Opr. Dr. Mesut Özcan,


burada yeni bir ilke imza atarak


dünyanın ilk

"Aort Diccestion" ameliyatını gerçekleştirdi.




Türkiye'de mortalite

 (ölüm) oranı yüzde 98'leri bulan 

Aort Dicestion ameliyatından

başarılı çıkmasının ardından Özcan,


bu kez gözünü kalp nakli ile

ekranda bay—pass ameliyatına dikti.


Önümüzdeki ay

bu ameliyatları gerçekleştirmeyi düşünüyor.


Hastaların göğsünü kesip biçmeden,

sadece göğüs boşluğunda 5 santimlik bir kesikle 

by—pass ameliyatı gerçekleştiren

ilk Türk doktoru olmaya hazırlanan




 Dr. Mesut Özcan'ın,

adı hep ilklerle anılmış

hayatı boyunca.


Özcan'ın ilklerinden biri de 

Türkiye'nin sertifikalı tek Kardiyo Patolojisti olması...



Türkiye'de kalp naklinde

büyük bir çığır açılmasına rağmen,


kalp nakli yapıldıktan sonra,

hastaların çok basit kontrollerden geçirildiğini belirten
Dr. Mesut Özcan:


"Doktor, nakli gerçekleştirdikten sonra

hastasını
çok basit kontrollerden geçiriyor o kadar..


Oysa böbrek hastalarında olduğu gibi

nakledilen kalbin takibi çok önemli.


Verilen ilaçların dozunun ayarlanması gerekiyor.


Türkiye'de bu alanda

benim dışımda

sertifikalı uzman yok" diyor.





Adı ilklerle,
buluşlarla anılan

Opr. Dr. Mesut Özcan,

Türkiye'de bilimsel çalışmaların

dürüstlükten yoksun olduğunu söylüyor:


"Türkiye'de bilimsellikte dürüstlük yok.


Bilim paylaşılır,

teknoloji paylaşılmaz,

satılır.


Türkiye'de bu ikisi birbirine karıştırılıyor."





Cerrahlıkla,

mucitliği birarada nasıl götürdüğünü

ilginç gerekçelerle açıklıyor Mesut Özcan.




 Ancak bunu açıklarken megaloman olarak yanlış algılanmaktan korkuyor: 


"Benim mizacım
 
var olanı sürdürmeyi kabul etmiyor.


Çünkü taklit her zaman kötüdür.

Şeytan ayrıntıda gizlidir.




Bu yüzden benim için yapılmışı yapmak hoş değil.

Ortada bir sorun varsa,


o soruna

yeni çözüm önerileri

getirmediğim zaman

rahat edemiyorum.




Clamp adlı buluşumu
,
ameliyatlarda rastladığım

güçlükler sonucunda buldum.



Ben bir ameliyatta elde ettiğim başarının zevkini

milyarlara değişmiyorum."




8 ayda SSK'yı kurtarırım

Oldukça başarılı bir doktor olmasına rağmen

SSK gibi kötü bir imajı bulunan bir kurumda

çalışmaya başlaması

her ne kadar onu çekemeyenlerin çabalarından

kaynaklanıyor olsa da;

o,

SSK'nın sorunlarını çözmek için de

boş durmayıp kafa yormuş.

8 ayda SSK'yı kurtaracağını iddia eden Opr. Dr. Mesut Özcan,

bu iddiasına karşılık tüm geleceğini ortaya koyarak,

"Eğer 8 ayda kurtuluş sağlayamazsam

verebileceğim zararın tamamını karşılamaya

noter tastikli bir anlaşma ile razıyım.

Bir ömür boyunca devlete parasız çalışmaya razıyım" diyor.

SSK hastanelerini 8 ayda

Özel Bayındır Hastanesi standardına ulaştıracağını iddia ederken,

kurumun batışı ile ilgili de bir rapor hazırlayan Dr. Mesut Özcan,


bu raporunu önümüzdeki günlerde

SSK Genel Müdürü Kemal Kılıçtaroğlu ile

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı

Nami Çağan'a sunmayı düşünüyor.



SSK'nın batışını


iki ana başlığa indirgeyen Dr. Özcan, bunlar

ı
"ucuz politika" ve

"rant"

olarak adlandırmış durumda.




Çalıştığı

SSK Ankara Etlik İhtisas Hastanesi'nden örnekler vererek

SSK'nın içinde bulunduğu çıkmaza çözüm önerileri getiren Özcan,

"Mesela burası kurulurken

kalp cerrahi merkezi olarak düşünülmüş.

Ancak bir süre sonra

her branş faaliyet

veren ihtisas hastanesine çevrilmiş.


Oysa en fazla kalp hastası

potansiyeline sahip olan kurum SSK'dır.




Şu anda hasta sevkinden dolayı

müthiş bir rant savaşı veriliyor burada.




Taşradan gelen hastalar hemen özel hastanelere sevkediliyor.

Birtakım insanların bundan menfaati var.


Ben iddia ediyorum


SSK'da her türlü kalp ameliyatı yapılabilir.

Buradaki rant yüzünden

SSK hiç bir ameliyatın yapılmadığ
ı
bir kurum olarak lanse ediliyor."



SSK acilen özerkleştirilmeli

SSK'nın hem

sağlık, hem

sigorta, hem de

ilaç sektöründe

faaliyet göstermesinin

yanlış olduğunu anlatan Op. Dr. Mesut Özcan,




kurumun bu alanlardaki faaliyetlerinin

birbirinden ayrılarak

bağımsız hale getirilmesi gerektiğini söylüyor:




"SSK'nın kurtuluşu,

ilk önce özerkleşmesi,

ikinci aşamada da

özelleştirilmesi ile mümkündür.



SSK bir yandan sağlık hizmetlerini yürütüyor.

Bir yandan ilaç üretiyor.

Bir yandan da yatırımlar yaparak

 

 

FİNANS kurumu gibi çalışıyor.


Böyle bir kurumun

arpalık olmaması mümkün mü?


Burası özerk olacak.


SSK iyi bir kararlılıkla 7—8 ayda çiçek gibi olur.


Ben hür teşebbüsün içinden geldim.


Tuvalet bekçiliği yaptım,

amelelik yaptım.


Buranın

dışarıya olan giderlerini kıs.


Ameliyat kapasitesini artır.

İyi bir ekip oluştur,

kurtuluşu hazırlarsın.




En önemlisi

politikanın kuruma elini sokmasına müsaade etme.


SSK'nın

sigorta ve

sağlık birimlerinin

birbirinden ayrılması lazım.


SSK, komünist rejimlerde olduğu gibi

bu devirde her işi kendi yapmaya çalışıyor


. SSK ilaç üretiyor.


SSK ilaç üretmek zorunda değil

. Büyük firmaların



oluşturduğu fason firmaların ürettiği

ilaçların bir çoğu

gerçek dozunda değil.


SSK

ilaç sektöründen elini eteğini çeksin,


eczanelere '

bana yüzde 40 indirimle ilaç vereceksin' desin,


herkes havada kapar.

Devlet herşeyi yapamaz ki.




İsviçre'de, ABD'de

devletin varlığını hissedemiyorsun bile.


SSK'da maalesef herkes

kendi cumhuriyetini ilan etmiş durumda



. SSK yedi kocalı hürmüz değil,


77 kocalı hürmüz olmuş durumda.



Bir kişi SSK'lı oluyor,


onun annesi, babası, ablası neyi varsa aynı kapsam içine giriyor."


Opr. Dr. Mesut Özcan,

SSK'lı hastalardan kendi kurumlarına güvenmelerini istiyor.


Kamuoyundaki bir çok olumsuz propagandaya rağmen


SSK'nın —kendi hastanesi için—

bir çok

özel hastaneden daha başarılı işler

yapabileceğini ispat etmeye çalışıyor

Özel hastanelerin yapmaya cesaret edemediği ameliyatları .
 



Özel hastanelerin yapmaya cesaret edemediği ameliyatlar

üstlenmek onun en büyük hobisi.

  • Ercan Yavuz

'Kalp krizi genetik değildir', Op. Dr. Mesut Özcan, 

 

‘Kalp krizi genetik değildir’

08 Şubat 2015 Pazar, 10:19:15Güncelleme: 11:01:20

Op. Dr. Mesut Özcan,
Nazenin Tokuşoğlu'na çarpıcı açıklamalarda bulundu

‘Kalp krizi genetik değildir’

  • 23

  • 121

  • 8

Nazenin TOKUŞOĞLU / HT PAZAR

 

Türk tıp tarihinin en başarılı doktorlarından 

Op. Dr. Mesut Özcan yine ezberleri bozuyor.

Kalp krizi genetik değildir” diyor. Peki nedir?


İcat çıkaran doktorlardan biri o.


Kalp ameliyatlarında kullanılan ve

Uluslararası

Avrupa Cerrahi Araştırma Kongresi’nde kabul gören

“Mes-Tech” adını verdiği bir teknik icat etti.

Aort yırtılması olarak bilinen

hayati bir kalp ameliyatı ve

kalp nakli konusunda uzmanlaştı.


14 haftalık gebe Melek Kaya’yı,

97’lik dede İrfan Erbaş’ı

ameliyat ederek dünya tarihine geçti.


Bu arada sağlıklı beslenme konusunu

da sahtekârlara bırakmamak adına


Dalyan’da kendi doğal besinlerini ürettiği

“Taane” çiftliğini kurdu.


Kalp cerrahisi alanında

patentli ürünlerin yanı sıra

sanayi alanında

patentini aldığı elektromanyetik dalgayla çalışan

kat kaloriferi ve kombi sistemleri adıyla

 geliştirdiği buluşu var. 





Türkiye’nin sertifikalı tek “Kardiyo Patolojisti”

Mesut Hoca şimdi de diyor ki

“Kalp krizi genetik değildir”.

.. Bunu da 25 yıllık deneyime sahip ve

5 binden fazla açık kalp ameliyatı yapmış

dünyaca ünlü kalp cerrahı


Dr. Dwight Lundell

Amerikan Kalp Derneği’nin açıkladığ
ı
istatistiklere dayandırıyor.



75 milyon Amerikalı kalp hastalığından mustarip,


20 milyonun diyabeti var ve


57 milyon kişi de prediyabet...

Mucit misiniz?

Mucitlik ve tasarım hastalığım benim.

Kendime ait Mes-Tech yöntemini geliştirdim.

 Dünyanın en yaşlı by-pass ameliyatını97 Yaşındakine yaptım 



97 yaşındaki İrfan Erbaş’a yaptım.
103 yaşında vefat etti ama


 kolon kanserinden öldü

kalpten değil.

Allah rahmet eylesin.


..
Hamile kadının ameliyatını çok merak ettim.

Melek Kaya...

Kalp kapağı ameliyatı olduktan sonra hamile kalmış
.
Kanı sulandıran hapları

bebek zarar görmesin diye bırakmış.


Kapaklar metal olduğu için o haplar hayati önem taşıyor.

Sakat olma ihtimali de çok yüksek

bu arada.

Bu tür ameliyatlarda çocuk genelde kaybedilir.

Ne yaptınız?




Normalde hasta 31 dereceye kadar soğutulur,

ben soğutmadan yaptım,

bebek de yaşasın diye.

Bebek sağlıklı doğdu, adı da tabii

Mesut oldu.

8 bin ameliyat yaptım ve


ölüm oranı binde 5.

Normalde kaçtır?

Yüzde 2-3...

Sol kol ağrısı kalp krizi belirtisidir derler ya, bu hurafe mi?

Hayır ama eksik.

Sadece sol kol değil.

Kalp ağrır,

kol ağrıyormuş gibi gözükür

,
kaburga,

sırt,

diş ağrısı olarak da gösterir kendini.


O zaman her ağrıyı ciddiye almak lazım.

Kesinlikle;

özellikle de göğüs, kol ve boyun.

Ağrı bedenimizin sigortasıdır.

 

‘KALP KRİZİNİN NEDENİ BABANIZ DEĞİL, İÇİNİZDEKİ İLTİHAP’

“Kalp hastalıkları genetik değildir” diyorsunuz...

Evet, bu görüş külliyen yalan.

Çok sevindim;

babasını kalp krizinden kaybeden ve ödü kopan biri olarak.

 Bir hastanın damarı yüzde 90 tıkanık diyelim.

3 yıl sonra yüzde 60’a gerilemiş.

Genetik olsa bu imkânsızdır.

Çünkü mesele inflamasyondur

yani mikropsuz iltihaptır.

İnflamasyonun nedeni şeker hastalığıdır,

karbonhidrat ağırlıklı beslenmedir,

sigaradır.

Son 15 yıldır glikoz şurubu ve

işlenmiş yağ zorla hayatımıza sokuldu.

Cipsler falan...

Aynen...

Sigara tiryakisi olan ve kötü beslenen birinin

damarları peynir gibidir.

Şişer ve kalınlaşır.

Kalbi besleyen damarlardan biri

yüzde yüz tıkandığı zaman da kalp krizi olur.


Hemen ameliyata almak gerekir.

Peki ya kolesterol?

 Kolesterol ilaçlarının hepsi yalan.

Kolesterol kalp krizine sebep olmaz.

Kötü bir şey değildir.

İnflamasyon nedeni ile

damar daralmaya başlar ve sonra kolesterol

birikimi olur.


İş işten zaten geçmiştir.


Diğer organlarda meydana gelen iltihaplar kalbi tetikler mi?

Tabii ki...

Kalınbağırsak yüzey alanı 400 metrekaredir.

Zamanla kullanılan antibiyotikler,

kimyasallar ve

kötü diyetler

kalınbağırsağın florasını öldürür.


Midede ülsere sebep olan
Helicobacter Pylori adlı bakteri de

hem kanseri hem

kalp krizini tetikler.

Kalp hastalarına yaptığım

DNA testlerinde

midedeki Helicobacter Pylori bakterilerine rastladım.



Ailede kalp hastası var mı derken,

beslenme alışkanlıkları aynıdır doğru,

bu da önemlidir ama ortaklık sadece budur.

Türk halkı genetik

olarak kalp hastalığına yatkındır söylemi yanlıştır.

Türk halkı somuncu ve karbonhidrat düşkünüdür,

o yüzden kalp hastalığına yatkınlık vardır.

 

 






Image result for dr mesut özcan


Ameliya
tı YAPAN DOKTOR DA ŞOKTA
Antalya'da açık kalp ameliyatı olduktan dört gün sonra
taahhüt ettiği halde ödemediği 25 bin liralık borcu nedeniyle
cezaevine giren 62 yaşındaki İbrahim Şermet'in durumu

operasyonu gerçekleştiren Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Opr.
Dr. Mesut Özcan'ı da şoke etti.
Dr. Özcan,
"Çok üzgün ve sinirliyim.
Biz bir can kurtaralım derken birileri 

Aziz Nesin
ülkesinde olduğumuzu hatırlatıyor.

Raporu olmasına rağmen cezaevine koyuyorsunuz.

Emeğime mi yanayım,
bir cana mı yanayım;
saçma sapan bir iş.

Biz ameliyat ettik. Üç damarına by-pass yaptık.
Her şey güzel gitti.
Bir ay sonra da ayağına ameliyat yapacaktık.

Hastayı taburcu ederken 'istirahati uygundur' diye rapor verdik.

Buna rağmen tutuklanıp cezaevine götürülüyor.

Böyle bir hastanın psikolojisini bir düşünün.

Ameliyat olmuş ölümden dönmüş
sen ona ölümlerden ölüm beğen diyorsun.

Böyle bir şey olabilir mi ? Yüz karası bir durum hukuk için" dedi.
"CEZAEVİNDE OLMASI ÖLÜMÜNE NEDEN OLABİLİR"
Kendilerinin yargı erki olmadığını söyleyen Özcan,
"Kimsenin işine karışmayız ama
ortada bir can var.

Can gittikten sonra siz yargılasanız ne olur.

Bugüne kadar 16 bin ameliyata girdim.
8 bin operasyonu kendim yaptım.

İlk defa böyle bir şey başıma geliyor.

O kadar canım yanıyor ki anlatamam.

Biz açık kalp damarı ameliyatı yaptığımız hastamızla
kader birliği yaparız.

Eğrisiyle doğrusuyla hasta bizimdir.
Tabiri caizse adeta evleniriz.
Dişini bile çektirecek olsa bize sorulur.

Böyle bir hastanın bu duruma düşmesi bizi çok etkiledi.
Şu an onun cezaevinde olması
ölümüne neden olabilir.
En ufak bir krizde anlık müdahale gerekir.
Cezaevinde bu konuda uzman yok.

Sevkle olmaz.
Müdahale süresi çok kısadır.
Raporu var.
Dokunmazlar diye güvenerek çıkardık.
Ama cezaevine aldılar. Çok üzgünüm" dedi






 
  *** SİZİ KUTLUYORUZ *** BUGÜN 1902289 ziyaretçi (4169937 klik) MİSAFİRİMİZ OLDUNUZ ***  
 
haberler haberler


Google Arama
Sitemde Arama
Yaşam ve İnsanlar

İstanbul Servisleri Neden Pahalı ? burakesc
Namaz Kılan Minik ile burakesc
GİMDES Helal Gıda Ramazan Buluşması burakesc
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol