Yeniçağ gazetesi köşe yazarı Murat Ağırel islami bankalarda yaşananları bugün köşesinde yazdı....
İslam'a yeni güncelleme geldi de bizim haberimiz mi yok?
"Bugün sizlere ünlü firmaların İslam'ın kurallarına uygun faizsiz işlem yaptığını savunan bankalar aracılığıyla devleti nasıl zarara uğrattığını anlatacağım.
Okudukça çok ilginç bulacağınızdan eminim.
Olay İslami bankacılık modeli olan faizsiz bankacılık hizmeti veren Türkiye Finans Katılım Bankasında gerçekleşiyor.
Önce bu banka hakkında biraz bilgi vereyim ardında banka işleyişi hakkında ve olay hakkında ayrıntıları anlatayım.
Türkiye Finans Katılım Bankası Ülker Grubu'nun FamilyFinans ve Boydak Grubu'nun Anadolu Finans şirketlerinin birleşmesi ile oluştu. Birleşme sonrası 9 kişilik yönetim kurulunda Ülker ve Boydak Grubu'ndan 4'er kişi yer aldı. Bu birleşme ve fon büyüklüğü ile birlikte katılım bankaları arasında yüzde 31'lik payla lider konuma yükseldi.
Türkiye Finans Katılım Bankası'nın Yönetim Kurulu Başkanlığı'na Mustafa Boydak getirilirken, Murat Ülker Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı oldu. Yönetim Kurulu Üyeleri Hacı Boydak, Yusuf Boydak, Memduh Boydak, Ali Doğan, Atilla Kurama, İlhan İmik ve Yunus Nacar'dan oluştu.
Türkiye Finans Katılım Bankası (TFKB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mustafa Boydak 15 Temmuz darbe girişiminden sonra görevinden istifa etti.
FETÖ'nün finans ayağına yönelik olarak Kayseri'de yapılan soruşturma sonucunda Boydak ailesi üyelerinden eski Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Boydak, eski CEO Memduh Boydak, Yönetim Kurulu üyelerinden Şükrü, Bekir ve İlyas Boydak tutuklandı ve Boydak Holding'e 5 kişilik kayyum heyeti atanmıştı. Boydak Grubu'nun Türkiye Finans'ta yüzde 22.34,Ülker Grubunun yüzde 10.57'lik payını koruyor. NCB, Türkiye Finans'ın yüzde 67.03 hissesi ile yönetimini elinde bulunduruyor.
Türkiye Finans'ın en büyük hissedarı NCB, 10,9 milyar dolar özkaynak toplamı ile Suudi Arabistan'ın en büyük, körfez bölgesinin ise önde gelen bankasıdır. 2013 yılsonu itibarıyla 100,6 milyar dolar aktif büyüklüğe sahip.
Bankanın işleyişi nasıl?
Türkiye'de, İslami bankacılık olarak bilinen faizsiz finansman modeli katılım bankalarınca yapılıyor. Fazisiz katılım bankacılığında danışma Kurulu var. Yani, bahsettiğim kurul finans sektörünün uzmanlarından oluşan bir danışma kurulu değil. Bahsettiğim Danışma Kurulu bir fetva makamı.
Şöyle ki katılım bankalarının faizsiz finansman modeli danışma kurullarında temin edilen fetva ile işletilir, bu uygulama sadece faizsiz finans kuruluşlarına özgüdür
Katılım bankaları ihtiyaç halinde danışma kurullarından temin ettiği fetva ile müşterilerine özel hizmetler gerçekleştirebiliyor. Fetvası alınmamış bir standart veya özel muamele katılım bankalarınca gerçekleştirilmiyor. Bu noktada bir bağlayıcılık söz konusu değil ancak danışma kurulunca yani fetva makamınca verilen karar bağlayıcı olmasa da katılım devamlı sadık kalınan bir uygulama.
Türkiye Finans Katılım Bankasının Danışma Kurulu yani fetva kurulu kimlerden oluşuyor?
- Yeni Şafak yazarı Prof. Dr. Hayrettin Karaman (Başkan)
- Daha önce Fatih Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde görev yapan 17/25 Aralıktan sonra görevinden istifa eden Prof. Dr. Hamdi Döndür
- Prof. Dr. İsak Emin Aktepe
Danışma Kurulunda kararlar oy çokluğu ile alınır.
İyi de…
Ben bu bilgileri size neden anlattım?
İşin bam telini anlatıyorum.
Bu bankada çalışan bir kişi bazı usulsüz işlere şahit oluyor. Durumu banka yetkililerine bildiriyor ancak bir sonuç alamıyor. Şahit olduğu usulsüzlük ise aynen şu şekilde anlatıyor:
"Bir Gayrimenkulünüz var ve gayrimenkulü satmak için benimle anlaştınız. Gayrimenkulün değeri mesela 5 milyon TL. Bu parayı ben size vereceğim ve tapuda devrini yapacağız. Ben size diyorum ki benim bu kadar nakitim yok, bankam var ilişkilerim çok iyi oradan kredi çekeceğim bedel sana ödenecek diyorum. Buraya kadar bir şey yok. Ancak sizin bir çekinceniz var nedir o. Ben 5 milyon TL kredi çekip bu bedel sizin hesabınıza gayrimenkul bedeli olarak geçerse sizi iki şey bekliyor. Birincisi tapuda bu satış bedelini de rayiç bedeli ne olursa olsun en az 5 milyon TL göstermelisiniz. Bu da en az 200 bin TL tapu harcı ve şartlarına göre yani siz bunu beş yıl içinde alıp sattığınız için aradaki fark kazancınızın gelir vergisi olarak ödemek zorundasınız.
İkincisi hesabınıza 5 milyon geçse de bunu devlete 1 milyon TL beyan edersiniz ama Maliye bu kredileri kontrol ettiği için iki sene sonra sizi çağırıyor aradaki 4 milyonu izah et deyip size fark ve cezalar kesiyor. Bunu artık tapudaki güvenlik görevlisinden müdürüne kadar herkes biliyor ve uyarıyor zaten.
Ben kredi çekeceğim için sizde bu durumu bildiğiniz için bana diyorsun ki sen bankadan kredi çekecek isen ben bu satışa pek sıcak bakmam vergi yükü artar buna katlanamam ya da ben burayı sen kredi çekeceksen kusura bakma 5'e değil o zaman 6'ya satarım diyorsun. Olay burada tıkanıyor.
Ben satın alacağım gayrimenkulü
alamıyor,
siz satamıyor,
banka da kredi kullandırıp
kar elde edemiyor.
Peki, ne oluyor sonra?
İşte bir bankacı olarak benim itiraz ettiğim konu, usulsüz etik bulmadığım konu ortaya çıkıyor.
Genel müdürü dahi Türk olmayan bu banka
ikimizi çağırıyor,
'arkadaşlar boş verin devletin vergisini
ben size bir çözüm önerisi sunuyorum' diyor.
Sana soruyor 'en fazla ne kadar beyan edeceksin bu satışı' diyor 1 milyon TL cevabınıza istinaden banka bana 1 milyon TL konut kredisi tahsis edip bunu senin hesabına geçiyor ve gidiyor satışı yapıyorsun. Kalan 4 milyon için ayni oran ve vadeden ayni gün LMB (LONDRA METAL BORSASI) piyasasından bana emtia alım satımı gösterip 4 milyon TL tahsis edip geçici hesaba bu bedeli geçip nakit ödeyeceğini ve bu bedeli sana nakit vermemi organize ediyor.
Bunun karşılığında da
kredi komisyonu
10 ise benden 20 alıyor
çünkü sizi vergi yükünden kurtardım diyor.
Bunu yapan İslami bir banka,
yani 'faiz haramdır'
anlayışta olan bir banka olduğu için,
kredilerin
dinen uygun olup olmadığı danışılan bir
danışma kurulları var,
bunlar İslam alimleri,
yani hocam çok vergi çıkıyor
hepsini gayrimenkul kredisi olarak kullandırmayalım,
4 milyonu ihtiyaç kredisi LMB verelim
nakit verelim
bu dinen uygun mu diye izin isteniyor
ve buna ünlü İslam alimleri
evet dinen uygundur diyebiliyor.
2017 yılından beri
'arkadaşım siz yapıyorsunuz,
tamam vergi yüksektir, çoktur
bu ayrı bir konu
ancak mevcut bir kanun var
ve rakamlar yüksek
niye aracılık edip yârdim ediyor ve
devleti de yanıltıyoruz' dedim,
'sanane devletin vergisinden,
bu kadar da vergi almasın'
ifadeleri ile karşılaştım."
Evet…
Bu vatandaşımız bu işin üzerine gitmeye devam etmiş ve sadece kendi şubesi ile sınırlı olmadığını tespit etmiş.
Tek tek belgelerini çıkarmış.
Soluğu da BBDK'da almış.
Devletim zarar ediyor diye şikayet etmiş.
BBDK konuyu incelemiş ve
haklı olduğuna kanaat getirmiş
vergisel hususlar içerdiği için Maliye incelesin demiş.
Maliye vatandaşı çağırmış anlattırmış.
Tabi hemen soruşturma ve inceleme başlamış.
Bu sürede vatandaş işinden olmuş,
tehdit de edilmiş, iftiralarda atılmış.
Maliye sonra vatandaşa yazı göndermiş
ve haklısın demiş.
İlk aşamada tespit edilen
usulsüz şekilde kullandırılan
28 işlem 58 mükellef
ve kullandırılan kredi miktarı tam
50 milyon TL!
"Listede kimler var kimler" diyor vatandaş.
Kimler var diye sordum tabii cevap olarak,
TAŞ Yapı'dan tutun SS Motor'a varana kadar
birçok ünlü firma var.
İsteyen savcı, Milletvekili tüm evrakları Maliye müfettişlerinden alabilirler.
Alamazlar ise ben evrakları vermeye hazırım.
Vatandaş sadece mükelleflere para cezası kesilmesini yeterli bulmamış ve durumu TBMM'ye taşımış.
Evrakların, belgelerin bazılarını ben de ekliyorum.
Şimdi soruyorum
faizsiz Bankacılıkta faiz haram değil mi?
Peki, vergi kaçırmak haram değil mi?
Vergi kaçırmaya
göz yummak ve organize etmek haram değil mi?
Vergi kaçıran kişi üzerine
kul hakkı geçmiş olmuyor mu?
Danışma kurulundaki İslam alimleri
bunları bilmiyorlar mı?
Bilmezler mi "alimler" her şeyi bilir!
Kaynak Yeniçağ