Mustafa ÜSTÜBİ

Çiftçi işin farkında mı?

Çokları farkında

hele bankalarla başı dertte olanlar

daha da farkında.

Meseleye milli bakan azınlıkta kalan bir kısmı

olayların vahametini yakinen takıp ettiklerini



, ancak çoğunlukta kalan bir kesimin ise



bir şey olmaz kolaylığında, ama

tereddüt içerisinde oldukları müşahede edilmekte



. İşi siyasi havaya sokarak inatlaşmakla

arazilerini kaybetme raddesini gelenler,



aynı akıbete doğru hızla ilerleyenler,



henüz işin ciddiyetinin farkında bile değiller.



“Çiftçi borçlarındaki artışı AKP iktidarı döneminde "

buna can mı dayanır"



dedirtecek seviyeyi aşarak tam 80 katına çıkmıştır.”



 Demişti MHP Sakarya milletvekili Prof Dr. Münir Kutluata.

 

Kutluata,

“Türk çiftçisinin sadece

Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borcu

25 milyar lirayı aşmıştır.” İfadesini kullanmıştı.

Özellikle özel bankalardan,

tarlalarını

ipotek vererek

aldıkları kartlar ile

mazot- gübre- tohum alabilen köylüler,



her yıl zarar ettikleri ve

artık borçlarını ödeyemeyecek duruma geldikleri için





, tarlalarını kaybediyor



ve verimli Akova, Çukurova, Konyaovası vb arazileri





başta olmak üzere



milyonlarca çiftçinin arazileri



özel bankaların mülkiyetine geçiyor.

 

Zaten geçtiğimiz günlerde çıkan



 Toprak Kanunu ile

miras yoluyla ilan edilen rakamın altında kalan arazilerini

satmak zorunda kalacak 



çiftçilerin hali daha bir perişan…

Çiftçinin uğradığı gelir kaybı



elbette sadece çiftçiyi vurmamakta,





peşi sıra esnafı tezgah kapatacak noktaya götürmekte.

Türkiye’nin



dört bir yanında yaşananları anlatmak,



halkın gerçek gündemi bunlar.



Çiftçi yoksullaşıyor,



tarlasını ya borcunu ödeyemediği için



bankaya- tefeciye kaptıracak



ya da AKP çıkardığı kanun gereği



küçük arazisi olanların arazilerini



devlet elinden zorla alacak.



Türk milletini doyuran, besleyen, çiftçinin



bu gerçeklerin kapısının eşiğinden

içeri girdiğini fark ettiği an,



asıl felaketle işte o zaman yüzleşecek.

Daha da acı olanı ve insanı düşündüren ise;



Türk milleti bu işin farkında mı?


Zannetmem.

Peki ya Köylerde kaç kişi kaldı?

“20 bin nüfusun altındaki

kırsal alanlarda yaşayan nüfus,



5 yılda 2 milyon kişi azaldı.



22,9 milyondan 20,9 milyona geriledi.



Köyde yaşayan nüfus

12 milyonun altına indi.



Bu 13,9 milyon olan İstanbul'un nüfusundan bile az.



Kırsal kesimde

65 yaş ve üzeri nüfus ise

5 yılda yüzde 9,6'dan yüzde 11,3'e yükseldi

AVM açtık 

.” Küresel güçlerin uydusu olduğumuzdan beri,


tarlaları kapattık veya sattık,



öyle mi?

12 milyon yaşlı köylümüz



, açık olan toprağı işleyip



76 milyonu bakacağına inanan var mı?

Tarlayı betonlaştırıp



AVM yapmaya devam göründüğüne göre;



Evet bu günlerde



Soma bir kömür felaketi tamam



, ama millet olarak uyanmasak;



Felaketin felaketi esas felaket,



topraksızlaştırma felaketidir!!!...