Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi gerçeği maalesef Enver Yücel’in anlattığı gibi değil, ülkemizde vakıf üniversitelerinin durumunu anlatma açısından gerçekleri bir de benden dinleyin sonra röportajı değerlendirin.
Bahçeşehir Tıp Fakültesi, 5 yıl önce henüz bir binası yok iken ve YÖK’ün istediği temel bilimler öğretim üyesi sayısını zorla minimal düzeyde sağlayarak kuruldu. Medical Park Göztepe Hastanesi ile afiliasyon yaptı ve eğitim hastanesi olarak gösterildi.
Kurulduğu ilk yıl, henüz binası, temel bilimler öğretim elamanlarının büyük eksikliği ve hiç eğitim ve mezun vermemiş iken Türkiye’nin en yüksek puanla öğrenci alan özel tıp fakültesi oldu. İlk yıl öğrencilerin yarısı üniversite sınavında ilk 100 e giren öğrencilerden oluştu.
İnanılmaz değil mi? Bu iş nasıl oldu diye merak ediyorsanız, birkaç ipucu vereyim. Müthiş bir marketing yapıldı, Amerika’da emekli olmuş ünlü üniversitelerin hocaları bedava tatil için çağrıldı, tek istek üniversite tanıtım günü (kayıt döneminde) 5 gün kayıt bürosunda bulunmaları idi. Öğrencilere bu emekli öğretim üyeleri hocaları olarak tanıtıldı, tanıtım broşürüne fotoğrafları basıldı. Öğrenciler için inanılmaz bir olaydı, kayıt bürosunda görüştükleri hocaların eve gidip araştırdıklarında müthiş bir background gördüler ve etkilendiler. Bir daha da o hocaları (10-15 kişi) hayatlarında göremediler.
Üniversite sınavında ilk aşamada ilk 1000 e giren öğrenciler daha 2. Sınava girmeden yoğun bir takibe alındı, hastaneye davet edildi, birebir görüşüldü. Lise öğrencileri beyin ameliyatına sokuldu, çok etkilendiler, kimse yüzlerine bakmaz iken Bahçeşehir Tıp da ameliyata girdiler ve kendilerine onlarda büyük bir ışık olduğu söylendi. Burasının özel bir yer olduğu, buradan doktordan çok bilim adamı yetiştirme programı olacağı ve bu ışığı gördükleri için bu öğrencilerle ilgilenildiği birebir anlatıldı. Ülkenin o yıl ki en değerli beyinleri buna kandılar ve tercih ettiler. Bahçeşehir Tıp için büyük bir başarı idi, kurulduğu ilk yıl en yüksek puandan öğrenci almak için her şey mubah sayıldı, ülkenin en değerli gücünün harcanması kimin umurunda idi.
YÖK’ün mevzuatı hazırlık sınıfını geçmek isteyen öğrencilere yabancı dil sınavı yapıldı, öğrencilerin bir kısmı bu sınavı geçti ve direkt olarak hazırlık okumadan 1.sınıfa devam etme hakkı kazandı. Ancak elde ne ders görülecek bina, ne dershane ne de yeterince hoca vardı. Hemen çözüm üretildi, öğrencilere o müthiş ikna gücü kullanılarak “sizin İngilizce’niz genel İngilizce, bununla bilim adamı olamazsınız mükemmel bir İngilizce için sizi Amerika’ya dil eğitimine göndereceğiz” denilerek ikna edildiler ve böylece bu tehlike de atlatıldı.
Seneye döndüklerinde hemen yakında alınan bir apartman dershanelere çevrilerek eğitim başladı. Tabii öğrenciler yavaş yavaş gerçeği görmeye başladılar ve çoğusu yatay geçişle Hacettepe, Çapa, Cerrrahpaşa gibi okullara geçerek hatalarını telafi ettiler. Üniversite sınavında okulda okuyan öğrencilerden artık feedback alınabildiği için Bahçeşehir Tıp’ın başarı sırası hızla düştü, bir daha da da o ilk yılki üniversite girişindeki birinciliği göremedi.
Bahçeşehir ve Medical Park neden tıp fakültesi kurmak için bu kadar uğraştılar.
Medical Park (MP) açısından 3 neden vardı:
1. Üniversite hastanesi olunca SGK hasta muayene ve ameliyat ücretlerine tersiyer merkez olduğu için daha yüksek ücret verecekti.
2. Tıp Fakültesi olduğu içi daha çok hasta çekecekti
3. Hekimleri sizi akademisyen yapacağız diye daha düşük ücretle çalıştırabilecekti
MP’ nin bu hedeflerinin çoğu tuttu, biraz trajikomik ama anlatayım. Hemen öğrenci alınca MP üniversite hastanesi olarak SGK’ dan yüksek fiyat politikası talep etti. SGK buna hayır dedi, çünkü öğrenciler klinikte henüz yoklar, öğrenciler staja gelince 3 yıl sonra bu fiyatları artırırız dediler. MP formülü buldu, SGK ye dendi ki “Biz farklı bir tıp fakültesiyiz, öğrencileri 1. sınıftan itibaren kliniğe, ameliyatlara alıyoruz.”
Bahçeşehir için de çok karlı bir işti, neden mi?
1. Öğretim üyesine maaş vermeyecekti. Öğretim üyeleri kendi maaşlarını kendi cebinden verecekti.
2. Bahçeşehir üniversite ismini kullandırarak hastane ye öğrencileri verecekti ve prestij sağlayacaktı. Zaten kapının önünde parasıyla okumak isteyen öğrenciler sırada bekliyordu.
Birinci maddeyi biraz açayım, MP de hekimler baktıkları hasta ve yaptıkları işlem ve ameliyatlarından para kazanırlar, buna hak ediş denir ve ayın sonun da hesaplanarak hekime verilir. İşte bu kazandıkları paradan 7.600 TL Bahçeşehir Üniversitesi’ne verilir. Bahçeşehir bunu vergilendirerek 4.200 TL öğretim üyesine maaş diye yatırır. Yani hem hocalık yapacaksınız, öğrencileri eğiteceksiniz, hem yayın yapıp Enver Yücel’in dediği gibi üniversitenin “H indeksini” artıracaksınız ve üste para vereceksiniz. Nasıl iyi model değil mi? Yani kendi paranızı veren prof. olacaksınız. (Öğretim üyelerinin itirazı üzerine daha az para kesilsin diye prof. ları Bahçeşehir Tıp’da asgari ücretten maaş verdiler. YÖK ne dedi bilmiyorum asgari ücretten prof.’a!)
Hocasına hak ettiği parayı vermeyen üzerine para alan bir üniversite araştırma projesine destek verebilir mi? Bilim üretebilir mi? Mümkün değil, yıllardır devlet üniversitelerinde çalışmış, orada akademisyen olmuş bir hoca bu kurumlara geçince hemen o hocanın yayınlarını, H-indeksini bu üniversitelerin bizim diye sahiplenmelerine ne demeli bilmiyorum. Kendi kurumlarında üretilen araştırmalar dikkate alınmalıdır.
Bahçeşehir Tıp öğretim üyelerinin büyük çoğunluğu dışarıdan doçent ve prof. olmuş hekimlerdir. Yani öğrenciye ne ders anlatmışlar, ne vizit yapmışlar, ne sınav yapmışlar, ne asistan eğitimi vb yapmamışlardır. Çok değerli hekimler, cerrahlar vardır ama eğitimcilik tecrübeyle oluşan ve gelişen bir gönül işidir. Yıllardır özendikleri hocalığı parasını vererek yapmaktadırlar. Tabii içlerinden gerçek üniversitelerden geçmiş az sayıda hoca da vardır ama genelde durum budur.
Özel tıp fakülteleri özel hastane olduğu için öğrencilere ideal hasta başı klinik eğitimi verilemez, o zaman çare simülasyon veya robotlar olacaktır. Özelde tıp fakültesi olmaz, bakın en eskisi Yeditepe Tıp ama özel hastane diye öğrencilere gidin stajları devlet hastanelerinde yapın diyor. YÖK mü ne yapıyor, doktor sayısı artsın diye her şeye onay veriyor. Ülkemizde tıp eğitimi can çekişiyor, yazık çok yazık.”
Prof. Dr. Sedat Kadanalı
https://forum.donanimhaber.com/bahcesehir-univ-tip-ifsa--139762241