10 Ocak 2018 Çarşamba - 04:44 Yorum Yaz
İyi ki de “bu yazıyı kimse okumasın” demişiz. Okuması gerekenler okumuş. Tepkiler müthiş. Meğer dev bir cerahat ve benzersiz bir soyguna parmak basmışız.
İtiraflar birbirini izledi. Hangisini yazacağımı bilemiyorum ama bir yerinden başlayalım.
Önce bir hatırlatma…
Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Hastanesi Hürriyet'e konuşmuş “borcumuzdan dolayı 1 liralık malı 4 liraya alıyoruz. Sadece medikal firmalara olan 250 milyon liralık borç nedeniyle faaliyetlerimizi durdurmak üzereyiz” demişti.
Meğer batmakta olan tek üniversite hastanesi, A.Ü. Hastanesi değilmiş. Neredeyse tamamı iflasın eğişindeymiş.
Hatta Sağlık Bakanlığı, bunlara korkunç rakamlarda borç vermiş, geri almayı başarıp başaramadığı da muammaymış.
Okumayın dediğim yazıyı okuyan bir medikal firmasının sahibi aradı ve aşağıdaki bilgileri verdi.
Meğerse medikal ürün ithal edip pazarlayan firma sayısı on binlerce imiş. Dahası Türkiye'nin en koç grubu bile bu sektördeymiş.
Sektörün merkez üssü İzmir'miş. İzmir'deki P… ile Ankara'daki N… firmaları pazarın en büyükleri imiş.
Bu firmaların aylık cirosu 5-6 milyon lirayı buluyormuş.
Ameliyatlarda “vida” tabir edilen malzemenin kullanımı dünyada yüzde 3, Türkiye'de ise yüzde 15 imiş.
Sandalyede namaz kılanların hepsine yakının belinde vida olduğu için eğilemiyormuş ve camilerimiz bu nedenle kiliseye çevrilmiş.
Firma yöneticisi diyor ki, “ilk hedefimiz sektörden çekilmek. Zira burada temiz kalmak imkânsız. Helal paramızı da kirlettik...”
Beyin ve ortopedi ameliyatları sonrasında hastanın ağrı hissetmemesi için “ağrı pompası” adı verilen ve tek görevi ağrı kesici enjekte etmek olan basit malzeme için SGK tam 950 lira ödüyormuş.
Malzemenin maliyeti ise 50 lira bile yokmuş, zira basit bir plastikmiş.
Dünyada yüzde 3, bizde yüzde 15 olan titanyum vidaların bir adedi için devlet 373 lira öderken, bunların maliyeti 20 lira bile yokmuş.
Dahası dünyada bu vidalar 50 yaş üstündeki kişilerde kullanılırken, bizde 18 yaşına kadar düşmüş kullanımı.
Gerekli gereksiz sadece fatura doldurmak için kullanılıyormuş bu medikal malzemeler.
Sistem ise şöyle işliyormuş…
Firma temsilcileri her ay cerrahları dolaşır, açıktan peşin ödeme yaparmış… Bu rakamlar 30-50 bin lira aralığındaymış.
Haram parayı tercih eden cerrah, aldığı paranın komisyon karşılığını kapatabilmek için ha bire gerekli gereksiz ameliyat yapıyor ve gerekli gereksiz malzeme kullanıyormuş.
Bir cerrah 7 bin lira dolayında maaş alırmış. Buna döner sermaye payı da eklendiğinde maaş 10-12 bin lirayı geçmiyormuş.
Oysa cerrahların banka hesapları, menkul ve gayrimenkulleri incelense milyonlarca servet sahibi olduğu görülürmüş. Bazılarının aylık geliri 100 bin liradan bile fazlaymış.
Bu paraların hiç biri resmi ödeme değilmiş. Komisyon farkı, malzeme pahalıya alınarak devlete/millete fatura ediliyormuş.
Bir holding firması, açıktan ödeme yapamadığı için şehirlerdeki aracı firmalardan komisyon faturası alarak sektörde varlığını sürdürmekteymiş. Sektördeki fatura usulsüzlüğü tavan yapmış.
Sektördeki firmaların hastanelerde doktorları varmış. Yani gayri resmi para alış verişi yaptıkları doktorlar.
Üniversite hastaneleri borç batağında demiştik. Bu borçların büyük kısmı A.Ü. Hastanesinin Başhakeminin itiraf ettiği gibi, medikal firmalarına imiş. Hastaneler henüz firmaların 2015 yılı faturalarını ödüyormuş. Üniversite hastanesi olmayanlarda ödeme biraz daha hızlı imiş o kadar.
10 liralık malzeme, 100-200 hatta 500 liraya satıldığı için, alan memnun, satan memnunmuş.
Masum ve temiz olnlar hariç cerrahlar zaten memnunmuş. Hastanelerin batması da kimsenin umurunda değilmiş.
Bu rezaleti, sağlık sektöründe tepeden tırnağa bilmeyen yokmuş.
Bu durumda kime görev düşüyormuş? Maliye Bakanlığı, vergi kaçakçılık birimleri, Mali Polis (Mali Suç ve Suç Gelirleriyle Mücadele Şube Müdürlüğü), istihbarat birimleri, SGK, vs. vs.
Bu birimler görevini yapar mı? Ümitleri zayıfmış ama yapacaklarına inanmak istiyorlarmış.
Yeni Sağlık Bakanı'nın konuyu bilip bilmediğini bilmiyorlarmış. Ama doktor olur da sektörü bilmez miymiş! Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan haberi olsa gereğini yaparmış. Bakan bey ise bu denli büyük bir cerahat olduğunu bilse ümit ederler ki neşter vururmuş.
Bizim bütün bunlara, “ameliyattan keyif alan millet”i de eklemek istememiz yerindeymiş.
Biz ne yazacaktık? Beyin ölümünün bir asırlık hikâyesini ama olmadı. Lakin unutmadık, müteakip yazılar(da) inşaallah!
Etiketler MEDIKAL SOYGUNSGKCERRAHI SOYGUNÜNIVERSITE HASTANELERIMEDIKAL ÇIVIKILISEYE ÇEVRILEN CAMILER
CAN KEMAL ÖZER - TERCÜMEİHÂL
Gazeteci, yazar… Yeni Söz Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni. Gıda Hareketi Başkanı. Yayınlanmış kitapları: Deccal Tabakta, Şeytan ye Diyor, Şeytan Çıplak, Organ Nakli Hakkında Gizlenen Gerçekler, Müslüman'ın Diyeti, Yediklerimizin İçinde N(E) Var, Hangi Suyu İçmeli, Ramazan Kitabı, İyi Gıda Kötü Gıda… Yeni kitap nasipse çok yakında
CAN KEMAL ÖZER DİĞER YAZILARI
- 29.01.2018 - ‘Yaşasın’ Mısır demokrasisi!
- 26.01.2018 - Teröre destek veren kamu görevlileri
- 24.01.2018 - Afrin’de neler kaybedilecek?
- 22.01.2018 - Grip olmak iyi, imamlar kötü değil
- 10.01.2018 - Bu cerahat patlarsa tıp FETÖ’sü ne olur?
- 08.01.2018 - Bu yazıyı sakın okumayın
- 06.01.2018 - Gül değil, hazan mevsimi
- 03.01.2018 - Zulüm ile âbâd olanın rejimi berbâd olur
- 01.01.2018 - Yeter artık acı veren suskunluğunu boz
- 30.12.2017 - Yahudi’ye serbest, Müslüman’a yasak, hem de Türkiye'de
- TÜM YAZILARI
10 Yorum
Efrayim16.01.2018 19:40:04
devlet doktoruna bakmıyorsa ticaret yapmak isteyenler doktoru motife eder devlet üstüne düşeni yapsın doktor kimseye eline bakmasın firmalar olmasa ameliyat yapacak doktor kalmaz firmaların destegiylen ünüversite profosörleri özele kaçmıyor bazısında özelden geri geliyor işi beceremeyen firmalar bahane bulup iş bilenlere saldırıyor.
Dikmen Ağa11.01.2018 09:09:28
Üstadim sistemin bu hâle gelmesi AKP yüzünden değil mi zaten?Performans sistemi diye hastaneleri yarış atına çevirdiler.Doktorlar da daha fazla döner almak için habire gereksiz ilaç yazıyor röntgen tomografi çekiyor ameliyat ediyorlar.Niye daha fazla performanslı görünüp daha fazla döner sermaye parası alayım diye.Şehir Hastanelerini bi araştırın derim özellikle Isparta'ki ni bakın neler çıkacak içinden..
Ilknur genc11.01.2018 05:50:14
Çok guzel yazdınız hocam...devletin yine pek bakmadigi hocam bu istanbul 'daki emlakçılar var dünya para kazanıyor tek kuruş vergi yok devletinde takip ettiği yok ..buna da bir değinsek hocam ..hadi biz ev alan ev tutan emlakçılar sayesin de maduruz bari devlet kazansın.
Filiz çakır11.01.2018 03:07:50
Çok güzel bir yazı olmuş 10 - 15 yıl önce yoğun bakım ünitesi olan hastane yok denecek kadar azdır şimdi en kıytırık özel hastanede bile en az 10 yataklı EYBÜ mevcut, yeni doğan ayrı Bi konu Rabbim gaflet uykusundan tez zamanda bizleri uyandırsın. Ölümü vuslat olarak gören bir ümmetten şimdi korkan bir ümmet olduk..
harun10.01.2018 14:40:45
Kemal hocam Türkiye'de halkın bilmesi, öğrenmesi adına kimsenin cesaret edemediği konulara değindiğiniz için çok teşkkrler.Bu yolszlklar, devleti zarara uğratan kişiler ve bunlara göz yumanlar yüznden halkımzın en alt tabaksına varana kadar herks etkilndi ve halkın yaşam standrtları, kalitesi düştü.Yıllardır; katkı maddeleri, hibrd tohumlar, aşılar, kimyasllar vs. Aklıma gelmyen birçok konu üzrinde elinzden geldğnce çaba göstrdinz ve halkı bilgilendirdiniz ve bilinçlndirdinz. başarılarınızın devamını diliyorum....
mesut10.01.2018 14:36:58
memleketin ocağına incir ağacı diken bir kısım beyaz cübbeli eşkiyalara sağlık bakanlığının bir an önce müdahale etmesi şarttır.kesinkes üniversite hastaneleri sağlık bakanlığına geçmelidir.sağlık bakanı süleyman soylu ayarında bir bakan olmalıdır.uyurgezer biri olmamalıdır reis i gibi yürekli olmalıdır.tavşan yürekli richard larla olmaz bu işler kardeşim.
Burak10.01.2018 14:11:04
Yazınızda bahsi geçen titanyum vida ve plaklar ağırlıklı olarak ortopedi ve beyin cerrahisi ameliyatlarında kullanılır. Ancak ortopedistler bu konuda açık ara öndedir. Sadece üniversite hastanelerinde değil devlet hastanelerinde de peynir ekmek gibi tüketilmektedir. Yazıda kullandığınız cerrahlar kelimesi, bu tip malzemeleri kullanmayan, diğer cerrahi branşları da zan altında bırakmaktadır. Haram paraya tenezzül etmeyen veya branşı gereği zaten bu tip malzemeleri kullanmayan cerrahları tenzih ettiğinizi de belirtmiş olmanızı dilerdim. Lütfen bu konunun peşini bırakmayın..
Abdulkadir10.01.2018 13:29:08
Maşallah. Allah razı olsun. Basını hakkıyla kullandığınız için hakikatleri ve gerçekleri yansıttığınız için Allah kaleminize kuvvet versin. Cesaretinizi artırsın..
ŞEYMA10.01.2018 12:07:04
Kaleminize mucadelenize sağlık. Bu yazdiklarinizla toplumda daha fazla farkındalık oluşturmak nasip olur inşallah.
10 Ocak 2018 Çarşamba - 04:44 Yorum Yaz
İyi ki de “bu yazıyı kimse okumasın” demişiz. Okuması gerekenler okumuş. Tepkiler müthiş. Meğer dev bir cerahat ve benzersiz bir soyguna parmak basmışız.
İtiraflar birbirini izledi. Hangisini yazacağımı bilemiyorum ama bir yerinden başlayalım.
Önce bir hatırlatma…
Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Hastanesi Hürriyet'e konuşmuş “borcumuzdan dolayı 1 liralık malı 4 liraya alıyoruz. Sadece medikal firmalara olan 250 milyon liralık borç nedeniyle faaliyetlerimizi durdurmak üzereyiz” demişti.
Meğer batmakta olan tek üniversite hastanesi, A.Ü. Hastanesi değilmiş. Neredeyse tamamı iflasın eğişindeymiş.
Hatta Sağlık Bakanlığı, bunlara korkunç rakamlarda borç vermiş, geri almayı başarıp başaramadığı da muammaymış.
Okumayın dediğim yazıyı okuyan bir medikal firmasının sahibi aradı ve aşağıdaki bilgileri verdi.
Meğerse medikal ürün ithal edip pazarlayan firma sayısı on binlerce imiş. Dahası Türkiye'nin en koç grubu bile bu sektördeymiş.
Sektörün merkez üssü İzmir'miş. İzmir'deki P… ile Ankara'daki N… firmaları pazarın en büyükleri imiş.
Bu firmaların aylık cirosu 5-6 milyon lirayı buluyormuş.
Ameliyatlarda “vida” tabir edilen malzemenin kullanımı dünyada yüzde 3, Türkiye'de ise yüzde 15 imiş.
Sandalyede namaz kılanların hepsine yakının belinde vida olduğu için eğilemiyormuş ve camilerimiz bu nedenle kiliseye çevrilmiş.
Firma yöneticisi diyor ki, “ilk hedefimiz sektörden çekilmek. Zira burada temiz kalmak imkânsız. Helal paramızı da kirlettik...”
Beyin ve ortopedi ameliyatları sonrasında hastanın ağrı hissetmemesi için “ağrı pompası” adı verilen ve tek görevi ağrı kesici enjekte etmek olan basit malzeme için SGK tam 950 lira ödüyormuş.
Malzemenin maliyeti ise 50 lira bile yokmuş, zira basit bir plastikmiş.
Dünyada yüzde 3, bizde yüzde 15 olan titanyum vidaların bir adedi için devlet 373 lira öderken, bunların maliyeti 20 lira bile yokmuş.
Dahası dünyada bu vidalar 50 yaş üstündeki kişilerde kullanılırken, bizde 18 yaşına kadar düşmüş kullanımı.
Gerekli gereksiz sadece fatura doldurmak için kullanılıyormuş bu medikal malzemeler.
Sistem ise şöyle işliyormuş…
Firma temsilcileri her ay cerrahları dolaşır, açıktan peşin ödeme yaparmış… Bu rakamlar 30-50 bin lira aralığındaymış.
Haram parayı tercih eden cerrah, aldığı paranın komisyon karşılığını kapatabilmek için ha bire gerekli gereksiz ameliyat yapıyor ve gerekli gereksiz malzeme kullanıyormuş.
Bir cerrah 7 bin lira dolayında maaş alırmış. Buna döner sermaye payı da eklendiğinde maaş 10-12 bin lirayı geçmiyormuş.
Oysa cerrahların banka hesapları, menkul ve gayrimenkulleri incelense milyonlarca servet sahibi olduğu görülürmüş. Bazılarının aylık geliri 100 bin liradan bile fazlaymış.
Bu paraların hiç biri resmi ödeme değilmiş. Komisyon farkı, malzeme pahalıya alınarak devlete/millete fatura ediliyormuş.
Bir holding firması, açıktan ödeme yapamadığı için şehirlerdeki aracı firmalardan komisyon faturası alarak sektörde varlığını sürdürmekteymiş. Sektördeki fatura usulsüzlüğü tavan yapmış.
Sektördeki firmaların hastanelerde doktorları varmış. Yani gayri resmi para alış verişi yaptıkları doktorlar.
Üniversite hastaneleri borç batağında demiştik. Bu borçların büyük kısmı A.Ü. Hastanesinin Başhakeminin itiraf ettiği gibi, medikal firmalarına imiş. Hastaneler henüz firmaların 2015 yılı faturalarını ödüyormuş. Üniversite hastanesi olmayanlarda ödeme biraz daha hızlı imiş o kadar.
10 liralık malzeme, 100-200 hatta 500 liraya satıldığı için, alan memnun, satan memnunmuş.
Masum ve temiz olnlar hariç cerrahlar zaten memnunmuş. Hastanelerin batması da kimsenin umurunda değilmiş.
Bu rezaleti, sağlık sektöründe tepeden tırnağa bilmeyen yokmuş.
Bu durumda kime görev düşüyormuş? Maliye Bakanlığı, vergi kaçakçılık birimleri, Mali Polis (Mali Suç ve Suç Gelirleriyle Mücadele Şube Müdürlüğü), istihbarat birimleri, SGK, vs. vs.
Bu birimler görevini yapar mı? Ümitleri zayıfmış ama yapacaklarına inanmak istiyorlarmış.
Yeni Sağlık Bakanı'nın konuyu bilip bilmediğini bilmiyorlarmış. Ama doktor olur da sektörü bilmez miymiş! Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan haberi olsa gereğini yaparmış. Bakan bey ise bu denli büyük bir cerahat olduğunu bilse ümit ederler ki neşter vururmuş.
Bizim bütün bunlara, “ameliyattan keyif alan millet”i de eklemek istememiz yerindeymiş.
Biz ne yazacaktık? Beyin ölümünün bir asırlık hikâyesini ama olmadı. Lakin unutmadık, müteakip yazılar(da) inşaallah!
Etiketler MEDIKAL SOYGUNSGKCERRAHI SOYGUNÜNIVERSITE HASTANELERIMEDIKAL ÇIVIKILISEYE ÇEVRILEN CAMILER
CAN KEMAL ÖZER - TERCÜMEİHÂL
Gazeteci, yazar… Yeni Söz Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni. Gıda Hareketi Başkanı. Yayınlanmış kitapları: Deccal Tabakta, Şeytan ye Diyor, Şeytan Çıplak, Organ Nakli Hakkında Gizlenen Gerçekler, Müslüman'ın Diyeti, Yediklerimizin İçinde N(E) Var, Hangi Suyu İçmeli, Ramazan Kitabı, İyi Gıda Kötü Gıda… Yeni kitap nasipse çok yakında
CAN KEMAL ÖZER DİĞER YAZILARI
- 29.01.2018 - ‘Yaşasın’ Mısır demokrasisi!
- 26.01.2018 - Teröre destek veren kamu görevlileri
- 24.01.2018 - Afrin’de neler kaybedilecek?
- 22.01.2018 - Grip olmak iyi, imamlar kötü değil
- 10.01.2018 - Bu cerahat patlarsa tıp FETÖ’sü ne olur?
- 08.01.2018 - Bu yazıyı sakın okumayın
- 06.01.2018 - Gül değil, hazan mevsimi
- 03.01.2018 - Zulüm ile âbâd olanın rejimi berbâd olur
- 01.01.2018 - Yeter artık acı veren suskunluğunu boz
- 30.12.2017 - Yahudi’ye serbest, Müslüman’a yasak, hem de Türkiye'de
- TÜM YAZILARI
10 Yorum
Efrayim16.01.2018 19:40:04
devlet doktoruna bakmıyorsa ticaret yapmak isteyenler doktoru motife eder devlet üstüne düşeni yapsın doktor kimseye eline bakmasın firmalar olmasa ameliyat yapacak doktor kalmaz firmaların destegiylen ünüversite profosörleri özele kaçmıyor bazısında özelden geri geliyor işi beceremeyen firmalar bahane bulup iş bilenlere saldırıyor.
Dikmen Ağa11.01.2018 09:09:28
Üstadim sistemin bu hâle gelmesi AKP yüzünden değil mi zaten?Performans sistemi diye hastaneleri yarış atına çevirdiler.Doktorlar da daha fazla döner almak için habire gereksiz ilaç yazıyor röntgen tomografi çekiyor ameliyat ediyorlar.Niye daha fazla performanslı görünüp daha fazla döner sermaye parası alayım diye.Şehir Hastanelerini bi araştırın derim özellikle Isparta'ki ni bakın neler çıkacak içinden..
Ilknur genc11.01.2018 05:50:14
Çok guzel yazdınız hocam...devletin yine pek bakmadigi hocam bu istanbul 'daki emlakçılar var dünya para kazanıyor tek kuruş vergi yok devletinde takip ettiği yok ..buna da bir değinsek hocam ..hadi biz ev alan ev tutan emlakçılar sayesin de maduruz bari devlet kazansın.
Filiz çakır11.01.2018 03:07:50
Çok güzel bir yazı olmuş 10 - 15 yıl önce yoğun bakım ünitesi olan hastane yok denecek kadar azdır şimdi en kıytırık özel hastanede bile en az 10 yataklı EYBÜ mevcut, yeni doğan ayrı Bi konu Rabbim gaflet uykusundan tez zamanda bizleri uyandırsın. Ölümü vuslat olarak gören bir ümmetten şimdi korkan bir ümmet olduk..
harun10.01.2018 14:40:45
Kemal hocam Türkiye'de halkın bilmesi, öğrenmesi adına kimsenin cesaret edemediği konulara değindiğiniz için çok teşkkrler.Bu yolszlklar, devleti zarara uğratan kişiler ve bunlara göz yumanlar yüznden halkımzın en alt tabaksına varana kadar herks etkilndi ve halkın yaşam standrtları, kalitesi düştü.Yıllardır; katkı maddeleri, hibrd tohumlar, aşılar, kimyasllar vs. Aklıma gelmyen birçok konu üzrinde elinzden geldğnce çaba göstrdinz ve halkı bilgilendirdiniz ve bilinçlndirdinz. başarılarınızın devamını diliyorum....
mesut10.01.2018 14:36:58
memleketin ocağına incir ağacı diken bir kısım beyaz cübbeli eşkiyalara sağlık bakanlığının bir an önce müdahale etmesi şarttır.kesinkes üniversite hastaneleri sağlık bakanlığına geçmelidir.sağlık bakanı süleyman soylu ayarında bir bakan olmalıdır.uyurgezer biri olmamalıdır reis i gibi yürekli olmalıdır.tavşan yürekli richard larla olmaz bu işler kardeşim.
Burak10.01.2018 14:11:04
Yazınızda bahsi geçen titanyum vida ve plaklar ağırlıklı olarak ortopedi ve beyin cerrahisi ameliyatlarında kullanılır. Ancak ortopedistler bu konuda açık ara öndedir. Sadece üniversite hastanelerinde değil devlet hastanelerinde de peynir ekmek gibi tüketilmektedir. Yazıda kullandığınız cerrahlar kelimesi, bu tip malzemeleri kullanmayan, diğer cerrahi branşları da zan altında bırakmaktadır. Haram paraya tenezzül etmeyen veya branşı gereği zaten bu tip malzemeleri kullanmayan cerrahları tenzih ettiğinizi de belirtmiş olmanızı dilerdim. Lütfen bu konunun peşini bırakmayın..
Abdulkadir10.01.2018 13:29:08
Maşallah. Allah razı olsun. Basını hakkıyla kullandığınız için hakikatleri ve gerçekleri yansıttığınız için Allah kaleminize kuvvet versin. Cesaretinizi artırsın..
ŞEYMA10.01.2018 12:07:04
Kaleminize mucadelenize sağlık. Bu yazdiklarinizla toplumda daha fazla farkındalık oluşturmak nasip olur inşallah.