Create Your Own Countdown

Google

   
  *** İYİLİK İÇİN KOŞANLARIN YERİ***
  MAHMUT TOPTAŞ . FAİZLE EV ALMAK
 













Mahmut Toptaş


Yanlış fetvanın ülkeye verdiği milyarlarca zarar
Mahmut Toptaş
30 Temmuz 2013 Salı 00:44

 


Doktor hastasına, “Bana güven ve dediklerimi yerine getir” der.

Hasta hiçbir zaman, “Bu ilacın içindeki maddeleri ben tanımıyorum, içeriğini bilmiyorum, kullanılan kelimeler benim bildiğim dilden değil, bilmediğim şeyleri yapmam” demez.

Verileni yapar ve sıhhatine kavuşur.

Bizi bizden iyi bilen Rabbimiz, bu dünya hayatında bize faydalı ve zararlı olacakları bildirmiş ve yapılması gerekenleri yapmamızı emretmiş.

Biz, bu emredilenleri yerine getirir, yasaklananlardan kaçarız.

Emredilenlerin içeriğini zaman içinde her çağın insanı kendi kültürü oranında anlamaya çalışır ama biz, her halükarda emredileni yaparız, yasaklardan kaçınırız.

Bu günlerde doktorlarımız, orucun insan ruhuna ve bedenine olan faydalarını yazıp duruyorlar.

Biz bunları bilmeden de emri yerine getiririz ve o türlü faydalarını da görürüz ama asıl biz emri yerine getirmenin hazzını alırız.



On yıl önce yurt dışı konferanslarımda işçilerimiz bana,

“Hocam, kiralık evime 500 Euro ödüyorum.
Aynı evi, otuz yıllık taksitlerle alırsam yine
ayda 500 Euro ödeyeceğim ve

otuz yıl sonra ev benim olacak.

Faize para almazsam


otuz yıl bu kirayı ödeyeceğim ve

ev benim olmayacak,

ne dersin, faize para alayım mı?”

derlerdi.

Adamın çok
*mantıklı ve
*hesaplı bu sorusuna

benim cevabım,

“Rabbim faizi haram kılmış.


Faiz malı   ***  eksiltir, ***

sadaka malı   *** artırır***” olmuştu.

“Benim bu mantık ve hesap oyunlarına
aklım ermez.

Ben bu güne kadar *maaşımı almak için girmenin dışında

*banka kapısından içeri girmedim.
On altı ev sahibinin kiracısı oldum,
on altı dost edindim ve
evi, arabayı zaruri eşya olarak görmedim.

Her yere taksi, minibüs, otobüs, tren, vapur, uçak gidiyor.

****Ben bu sorduğun soruya

---olumlu cevap veremem.

***‘Verenler var’ diyorsun,

benim günahım fazla,

ben Allah’tan korkarım” demiştim.


Aradan yıllar geçti,
bu sene aynı adamlar,

***“Hocam, perişan olduk.
Otuz yıllığına ev satın aldık.

Eskiden 500 Euro kira öderken
sosyal yardım sandığı
maaşıma bakarak
400 veya 300 Euro yardım yapardı.

Ev sahibi olduğum için
şimdi yardım yapmıyor.

---On yıldır izine gidemiyorum.

Babam kanser olmuş para istiyor
otuz yıl dayanmasını söylüyorum.

---Evi satmaya kalktım,

***400 bin Euro’ya satın aldığım evi
---100 bine satamıyorum.

Aylık taksitlerimi ödemezsem
banka hemen açık artırmayla satıyor,

90 bine satarsa
kalan borcu bana
yine ödettirmeye devam ediyor...

” diye sızlanmalara başladı.



Dünkü gazetelerde Dünya Bankası’nın raporlarına göre Türkiye’nin her yıl yedi milyar dolayında işçi paralarının gelmemesi nedeniyle zararı varmış.

1998’de işçilerimizden Türkiye’ye gelen para 8,2 milyar dolarken 2012’de 961 milyona düşmüş.

İşçilerimizin yüzde 36’sı ev satın almış. Bunların yüzde doksan dokuzu izine gelemez, gelirse de babasından bilet parası alarak gelebilirler.

Bir yanlış fetvanın Türkiye halkına yıllık zararı sekiz milyonda kalmaz.

Dünya Bankası’nın verdiği rakamlar banka yoluyla gelen rakamlardır.

Bir de işçilerin geldiklerinde harcadıkları var ki bunların hesabı yapılmamıştır.

Yüzde otuz altısının eve ödediği aylık paranın kaç olduğunu aklı erenin biri hesap edip önümüze koyarsa her ay Türkiye’ye yapılacak yatırımın nasıl engellendiğini görün.

Hiç hesaba koyulmayan ise faize para alanların, verenlerin, fetva verenlerin, aracılık yapanların görülmez amel defterine yazılanlar.

Siz, Rabbimizin emrettiğini yapın, yasağından kaçının, gerisine karışmayın



Mahmut Toptaş - Gıda Hareketi

www.gidahareketi.org/Obezler-Ulkesinden-Sismanlik-...
Translate this page
 
Oct 24, 2013 - Obezler ülkesinden şişmanlık ilacı Mahmut Toptaş.








PROF. DR. CEVAT AKŞİT HOCAEFENDİ İLE FIKHİ PROBLEMLERİMİZ ÜZERİNE–1

Soru:

Zaruret durumunda banka kredisi ile ev alınabilir mi?


-Efendim, ben kanaatimi söyleyeceğim.





Biliyorsunuz

, Diyanet İşleri Başkanlığımız buna cevaz verdi.

 

Vatandaşın ev sahibi olmasını ben çok isterim.

İslam’da işverenin işçisini ev sahibi yapma maddesi vardır.

Ama İslam’ın bir sistemi var; faiz haramdır.


Faizin devlet tarafından verileni
-
helaldir veya

şu şartlarda verileni

helaldir diye bir ayırım yok

.
Faiz haramdır, geneldir.


Mortgage sistemine kafam iki yerde takılır;


 

1-Alım satım akdinde

, satılan şey belli olduğu gibi(niteliği, kalitesi, vasfı, özelliği)


fiyatının da bilinmesi lazımdır.



 Semenin( ödenecek miktarın) bilinmesi lazım.


 Fiyat belli olmadığı zaman alışveriş geçerli değildir.


Böyle bir akit olamaz.



2- Zaruret diyorlar. Benim ona da kafam takılır.



Evet, fıkıh kitaplarında meskenin zaruri ihtiyaçlardan olduğu söylenir.




Ama hocalar burada kaçamak yapıyorlar
.

Mesela, sen memursun, maaş alıyorsun.

Ev yapıcam diye dişinden tırnağından kesmişsin.

Altmış milyar biriktirmişsin

. Şurada duruyor para..Evin yok, kiradasın.

Bu paraya zekât gerekmez diyorlar. Yanlış!

Sokakta mı duruyor bu adam?

Evi var değil mi?

Polis, kirada duran bir adamın evine ancak hâkim kararıyla girebilir

değil mi?


Mesken dokunulmazlığı vardır, kirada bile olsa..


Demek orası senin evin. Polis bile giremiyor yahu.

Hindistan’a gidiyoruz,


O Yeni Delhi’de insanlar kaldırımlarda, açıkta yatıyorlar.


Türkiye’de
elhamdülillah böyle bir şey yok


. Herkesin iyi kötü, ucuz pahalı, başını sokabileceği, kira da olsa bir yeri var.

O halde zaruret yok. 


O adamı kirada da olsa


İslam’ın zaruret maddesine


sokamazsınız.



Neye zaruretmiş? Hayati bir tehlikesi yok. Zaruret odur


, ıztırar odur.


Başka türlü yaşama imkânı yoksa zaruret vardır. Kirayla


da olsa pekâlâ hayatını sürdürüyor.



Benim o zaruret maddesine kafam



takılır, kabul edemiyorum.
















Hayrettin Karaman

HAYRETTİN KARAMAN

PROF. DR.

Faiz

5- Günümüzde faiz konusu tartışılırken, Hz. Peygamber (S) zamanında banka olmadığı ve faizin de bugün anladığımızın ötesinde bir mâna taşıdığı söyleniyor..

Cevap:

Banka –diğer işleri yanında en önemlisi- faizli kredi işleminin kurumlaşmış şeklidir.

İslam, nerede ve nasıl yapılırsa yapılsın
faiz alıp vermeyi haram kılmıştır.

***Zaruret hali dışında ***

faizli kredi alıp veren ister özel şahıs, ister banka ve kurum olsun yapılan faizciliktir ve haramdır.

Bugün bazı kumar çeşitlerini devlet işletiyor veya devlete bağlı bazı kurumlar kumarcılık yapıyorlar. Yine devlet, sigara ve içki üretme işini bakanlıklarından birine görev olarak veriyor. Hz. Peygamber zamanında bunları devlet değil de fertler yapıyordu diye hüküm değişmez; sarhoşluk veren nesnelerin üretimi, alım satımı haramdır. Kumarı kim oynatırsa oynatsın haramdır.

Hz. Peygamber zamanında "borcun vadesinde ödenmemesi sebebiyle, daha önceki faizin de anaparaya eklenerek yeniden faize bağlanması ve giderek borcun katlanması şeklindeki faizciliğin yanında ilk akitte şart koşulan faiz de var idi. Kur'an-ı Kerim hem "katlı faiz"i, hem de mutlak manada (katlı olsun olmasın) faizi yasaklayan ayetler getirdi. Peygamberimiz (s.a.) de inceden inceye tarif ederek, misallerle açıklayarak faizin ne olduğunu ortaya koydu.

****Bu tariflere göre bugün, bankaların,
başta şart koşarak, belirleyerek,
teahhüt ederek yüz lirayı bir aylığına yüz bir lira karşılığında satması (% 1 ile kredi vermesi) de faizdir ve haramdır.

İslam, vâde farkı ile mal alım ve satımını caiz görmüş,

vade farkı ile para alım satımını haram kılmıştır.


Faizli finansmana karşı,
bunun yerini tutmak üzere de

***ortaklığı tavsiye etmiştir.*** 

Kâr ve zarara ortaklıkla elde edilen sermaye

***daha ucuza mal edileceği için***

******hizmet ve mal üretimi de daha ucuz olacak,**

çoğu dar gelirli insanların yaşadığı ülkeler

ve dünyada,

faiz ortadan kalkarsa hizmet ve malı,

faiz miktarı (girdisi) kadar ucuza alıp kullanma imkanı oluşacaktır.

Bir hadiste (kutsi hadiste) Allah Tealâ, "İki kişi iyi niyetle ortak olduklarında üçüncü ortakları ben olurum (bu ortaklığı bereketli kılarım), ortaklardan biri hainlik yaparsa, emanete hiyanet ederse ben aradan çıkarım" buyuruyor.

Günümüzde banka kredisi ile iş yapanların önemli bir kısmı iflas ediyor, evini barkını da kaybediyor. Bankaya borcunu ödeyemeyenlerin borçları durmadan artıyor ve katlanıyor.

Halktan para toplayıp holding kuranların da bir kısmı ehliyetsiz veya ahlaksız oldukları için paraları çarçur ediyor, batırıyor, milyonlarca insanın canını yakıyorlar. Bu yüzden, aslı rahmet ve bereket olan ortaklık da işler bir alternatif olmaktan çıkıyor. Ama yine de


Müslümanların yapacakları şey, sözüyle değil özüyle de Müslüman olanlarla işbirliği yapmak ve ortaklık yoluyla büyük sermayelerin toplanabileceğini, helal yoldan kazançların sağlanabileceğini dünyaya ispat etmektir.


 
  *** SİZİ KUTLUYORUZ *** BUGÜN 1902286 ziyaretçi (4169872 klik) MİSAFİRİMİZ OLDUNUZ ***  
 
haberler haberler


Google Arama
Sitemde Arama
Yaşam ve İnsanlar

İstanbul Servisleri Neden Pahalı ? burakesc
Namaz Kılan Minik ile burakesc
GİMDES Helal Gıda Ramazan Buluşması burakesc
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol