Miami Universitesinin Turkiye dostu olan eski Rektoru Dr. Henri King Stanford ;

***Biz Turkiyeye mali yardimda bulunuyoruz, fakat Turkiye de onun kat kat ustunde bize beyin yardiminda bulunuyor.!!!
***



www.tassausa.org.

TASSA'nın Kurucusu Bir NASA Uzmanı
Özge Övün Boston 08/08/2008

Süleyman Gökoğlu haberi - İndirmek İçin

4 yıl önce bir avuç biliminsanı tarafından kurulan Türk-Amerikan Biliminsanları ve Akademisyenleri Derneği TASSA’nın kurucu başkanı Süleyman Gökoğlu aynı zamanda NASA’da çalışan bir uzman. 

20 yılı aşkın süredir Amerikan uzay programında aktif olarak görev alan Gökoğlu’yla hem derneğin kuruluş amacı, hem de NASA’daki çalışmaları hakkında konuştuk.

Ayrıca Gökoğlu ile daha önce radyo yayınlarımızda yayınlanan ve NASA'daki çalışmalarıın ayrıntılarını içeren haberi aşağıdaki linkte bulabilirsiniz.

www.alphanmanas.com,  <<Tıklayın

Prof. Onaral�an �enilikçi Yaşam�konferansı OSTİM tarafından planlanan ve Prof. Banu Onaral�n katkıları ile düzenlenecek, �ünya nasıl kalkınıyor? Ulusal ve bölgesel kalkınmanın küresel dinamikleri nelerdir?�sorularına yanıtların aranacağı, �amanı Yakalamak ve Zamanı Aşmak: Yenilikçi Yaşam�konulu konferans 29 Aralık�a Türk Patent Enstitüsü Başkanlığında yapılacak. Amerika Birleşik Devletlerinde (ABD) birkaç yıl öne kurulan Türk Amerikan Bilim İnsanları ve Akademisyenler Derneği (TASSA) ve Drexel Üniversitesi Biomedikal Mühendislik ve Sağlık Okulu Başkanı Prof. Dr. Banu Onaral, ekonomi ve teknoloji dünyası ile ulusal ve bölgesel kalkınma konusunda sorumlu ve yetkili makamda bulunan karar vericilere hitap edecek. �eyin göçü yok, beyin gücü var�br>Kalkınma, teknoloji, inovasyon ve bilim şehirleri kurulması konularında araştırmalar yapan; konferanslar veren Prof. Onaral, bilim iklimine engel mevzuatların yenilenmesi ile beyin göçünün tersine döneceğini vurguluyor ***. Ünlü Türk girişimci Nuri Demirağ�*** n torunu olan bilim insanı Prof. Dr. Onaral, �BD�e beyin göçü yok, beyin gücü var. Bu bilim adamları sürekli Türkiye için uğraşıyorlar. Beyin gücümüz var. Maddi ve manevi sermayemiz var. Belki bölük pörçük, ama birlikte yeterince yatırım gücümüz var. Artık konuşmaya gerek yok; yapmaya başlayalım. Hatalar yapıp öğreneceğiz. Denemeliyiz artık. Biz bu beyin gücünün hem Türkiye'deki toplumsal dönüşümde nasıl değerlendirilebileceği sorusuna, hem de evrensel bilime nasıl katkıda bulunacağına odaklanmış durumdayız. Bizim için asıl olan insan ve gelecek nesil... Ve bu nesli verimli kılacak ortamların biran evvel yaratılması'' diyor. Tarih 29 Aralık 2009, konu �enilikçi Yaşam�br>29 Aralık 2009, Salı, Saat 16.00 Ankara�a, Türk Patent Enstitüsü Konferans Salonunda başlayacak olan konferansta, açılış konuşmalarının ardından �enilikçi yaşam�konulu sunum yapılacak. Konferansta Prof. Dr. Onaral, �amu, Akademik, Sivil ve Özel Sektör Yenileşim Güçbirliği, Bilgi ve bilimin toplumsal yarar ve ekonomik değere dönüşümü, Türkiye�in Fırsat Pencereleri, İki ülke arasında sürdürülebilir bir eğitim, bilim ve teknoloji köprüsü: TASSA, Bilgi, Bilim ve Teknoloji Ekosistemleri, Kalkınma Ekosistemi, Dünyada yankı getiren özgün örnekler, İnova Yaşam ve Nereden Başlamalı�temalı sunumunu gerçekleştirecek. Yoğun katılım bekleniyor Konferansa bakan ve parlamenterin, vali ve bürokratların, üniversite ve yüksek okul yöneticilerinin, bilim adamalarının, teknokent yöneticilerinin, bölgesel kalkınma ajansı yöneticilerinin, araştırma kuruluşları temsilcilerinin, OSBÜK üyelerinin, TTGV yöneticilerinin, KOSGEB ve TÜBİTAK yöneticilerinin, Üniversite Sanayi İşbirliği kuruluş temsilcilerinin, Meslek odası yöneticilerinin, Yerel Yöneticilerin, İhracatçı Birlikleri yöneticilerinin, Sektörel Küme üyelerinin, planlamacıların ve çok sayıda basın mensubunun davet edildiği bildirildi.

TASSA Konferansında İnovasyon Tartışıldı
Özge Övün Boston 18/04/2008

TASSA Konferansıyla İlgili Görüntülü Haber - İndirmek İçin (WM)
TASSA Konferansıyla İlgili Görüntülü Haber - İzlemek için (WM)

Türk Amerikan Bilimadamları ve Akademisyenler Birliği TASSA'nın yıllık konferansı Boston'daki Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde yapıldı. Amerika çapında önemli çalışmalar yürüten Türk araştırmacıların yanı sıra Türkiye'den üniversite rektörlerinin de katıldığı bu yılki konferansın ana konusu "İnovasyon" yani "yaratıcılık"tı. Türkiye'de yüksek teknoloji ve diğer alanlarda yaratıcılığı arttırmanın önemine değinen katılımcılar bu amaçla başlatılan ulusal bir girişime de destek verdi. "Ulusal İnovasyon Girişimi" adlı grubun temsilcilerinin de katılığı TASSA konferansını Amerika'nın Sesi'nden Özge Övün izledi.

TASSA’nın bu yıl 4’üncüsü düzenlenen yıllık konferansında Türkiye’de “inovasyon” konusu ele alındı. Farklı alanlardaki bilimsel çalışmaların da tanıtıldığı toplantılarda, ana fikir, Türk akademi çevrelerinde ve sanayi dallarında araştırma-geliştirme çalışmalarına destek vermek; devlet ve özel sektör kaynaklarının arttırılmasına katkıda bulunmaktı. Ayrıca bu alanlarda yurtdışındaki uzman kişi ve kurumlarla işbirliğinin pekiştirilmesi; bir anlamda bilim köprülerinin kurulması da konferansın öncelikli amaçlarından biri.

Prof. Dr. Banu Onaral

Amerika’daki Türk araştırmacılarla yurt içindeki akademik kurumların iletişimini sağlayan Türk Amerikan Bilimadamları ve Akademisyenler Birliği TASSA’nın başkanı Prof. Dr. Banu Onaral’a göre birlik bu anlamda büyük bir boşluğu dolduruyor. Prof. Dr Onaral Amerika'nın Sesi'ne şöyle konuştu: "Aranılan, istenilen ve beklenen bir girişim. Ve misyonu çok çok açık: İki ülke arasında sürdürülebilir bilim ve bilgi köprüleri kurmak. Bu konuda gönül vermiş, şu anda Amerika’da bulunan 15 bin kişi var. Bu gayet ciddi bir rakam. Umuyoruz TASSA onları derlemekte, düzenlemekte, temsil etmekte ve bir yerde onları bir seferberliğe yönlendirmekte başarılı olacak. Bu seferberlik bilgi ve bilim seferberliği. İki ülke arasındaki ilişkileri değerlendirerek, iki ülkenin de kalkınmasında fakat özellikle Türkiye’nin kalkınmasında önemli bir rol oynayacağız."

Bu yılki konferansın onursal başkanı Amerika’nın tanınmış ileri teknoloji şirketlerinden biri olan TIAX’ın kurucusu ve sahibi Kenan Şahin’di. Uzun yıllar Amerika’da akademik çalışmalar yapan Şahin, 1982 yılında Kenan Systems adlı şirketi kurdu. Bugün binden fazla çalışanı bulunan ve Amerika’nın bilim merkezi Boston’da faaliyet gösteren TIAX’ın kurucusu Kenan Şahin Türkiye’nin önünde aydın bir gelecek olduğu görüşünde. "Türkiye’de önemli araştırma konuları var. Fakat bu konuları bazen Türkiye’de araştırmak çok pahalı" diyen Şahin, Türkiye’de kapital, laboratuarların olmadığını belirtiyor ve şöyle devam ediyor: "Nasıl bir firma başka bir firmaya der ki, diyelim bir hukuki firmaya, “Bizim bir hukuki problemimiz var, siz bunu inceleyin, siz bunun çözümünü bulun ve sonra bize bunu teklif edin”, aynı şekilde Türkiye’nin araştırmak istediği bir çok mevzu var. Bunları Amerika’ya bizim buradaki ilim adamları vasıtasıyla getirip araştırmaları burada yapıp neticeleri Türkiye’ye götürmek çok iyi olur. Bir de bunun tam tersi var. Amerika’da yapılacak bir sürü araştırma esasında Türkiye’nin müesseselerine daha uygun. O mevzuları Türkiye’ye getirmek, neticelerini Amerika’ya sunmak da var."

Ulusal İnovasyon Girişimi'nden temsilciler yaratıcılık konusunu tartıştı

Konferans için Türkiye’den gelen Ulusal İnovasyon Girişimi’nin temsilcileri bilimsel gelişim ve Türk ekonomisinin emin adımlarla yoluna devam edebilmesi için araştırma-geliştirme çalışmalarına daha fazla kaynak ayrılmasının öneminde değindi. Amerika’daki benzer bir oluşumdan esinlenerek kurulan Ulusal İnovasyon Girişimi devlet kurumlarıyla akademi ve iş çevrelerini bir araya getiriyor. Girişimin temsilcilerinden işadamı Jan Nahum, Türkiye’nin böyle bir girişime ihtiyacı olduğu görüşünde. Jan Nahum Türkiye'nin 90’lı yıllardaki kalite devrimini başarıyla gerçekleştirdiğine dikkat çekerek şöyle konuşuyor: "O zaman Gümrük Birliği geliyordu. Ve ürünlerimizin kaliteli olması gerekiyordu. Güncel, kaliteli ve doğru ekonomik ölçekte üretim yapmaya ihtiyacı vardı. Türkiye bunu fevkalade bir şekilde başardı. Birçok yok olacak denen sektör tamamen Avrupa’yı fethedecek boyuta geldi. Dolayısıyla şimdi ki önümüzdeki yapılması gereken şey araştırma geliştirme tasarım marka yaratma, teknoloji üretme. Karar verilirse, ulusal bir hedef olarak, bir vizyon olarak bu ortaya konursa Türk insanının hem bilgisi hem becerisi hem insan gücü bunu yapmaya muktedir." TÜBİTAK başkanı Prof. Dr. Nükhet Yetiş de Türkiye’de bilimsel araştırmalara ayrılan kaynağın katlanarak arttığını belirterek Türkiye’nin gerek Avrupa Birliği içinde gerekse uluslararası alanda bilime yaptığı katkıyı en fazla arttıran ülkelerin başında geldiğini belirtti.

TASSA’nın bu yılki konferansında Türk akademisyenlerin yurtdışındaki başarılarına da yer verildi. Farklı alanlarda çalışmalar yürüten Türk araştırmacıların buluşları, aldıkları ödüller ve dünyaca ünlü üniversitelerde yürüttükleri çalışmalar büyük ilgi gördü. TASSA konferansını organize eden gönüllü ekipten Aylin Sagay konferansa katılımdan ve ilgiden memnun. Sagay, "Hepimiz gece gündüz çalışıp bu konferansı bir araya getirdik. Umarız herkes memnun ayrılmıştır. Asıl amacımız bu konferanstan sonra elle tutulur projeler çıkması ve bu projelerin büyüyüp Türkiye’ye bir şekilde geri dönmesini sağlamak" diyor. Harvard Üniversitesi’nde biyomedikal alanında araştırma yapan ve yine TASSA’da gönüllü olarak çalışan Hande Özdinler, geçen yılki konferansın ardından Türkiye’yle ortak projeye başlamış. Özdinler projesini şöyle anlatıyor: "TÜBİTAK, TASSA ile ortak bir çalışma yapma kapsamında yurtdışından Türkiye’ye bilimadamları getirdi. Ben de nörode-jeneratif hastalıklar çalıştığım için Türkiye’de bu hastalıkları çalışan gruplara baktım ve birkaç tanesine davetiye gönderdim. Boğaziçi Üniversitesi profesörlerinden Nazlı Başak bu davetimi kabul etti, kendisi geldi ve birlikte TÜBİTAK’tan bir araştırma ödeneği aldık." 

TASSA’nın kurucu başkanı Süleyman Gökoğlu ise daha çok projeye imza atılacağını ancak bunun için sabırlı olunması gerektiğini belirtiyor. Birliğin halen genç olduğunu, hatta bebeklik sürecini sürdürdüğünü belirten Gökoğlu, "Ben ilk başkanlığını yaptım ve yeni devrettim ancak biz hala kuruluş aşamasındayız. Beklentilerimiz çok yüksek. Tabi ki bir sabırsızlık var. Ama bunlar hakikaten sabır gerektiren işler. Çünkü çok emek gerektiren işler. Fikirler güzel ama bunların somut bir sonuca ulaşabilmesi çok ter gerektiren şeyler. O yüzden biraz daha sabırlı olalım" diye konuşuyor.

Türkiye’de bilimsel çalışmaların ve yaratıcılığın tartışıldığı toplantılardan çıkan ortak mesaj da sabırlı ve azimli bir çalışmayla “parlak geleceğe” doğru ilerlenebileceği yönündeydi.

Konuyla ilgili görüntülü haberi Gündem programının yer aldığı http://www.voanews.com/turkish/gundem.cfm sayfasındaki Real Player ya da Windows Media Player linklerinden izleyebilirsiniz.

Haberi Gönder                                                     Dr. Henri KingStanford
T.A.S.S.A

Amerika'daki Türk bilim adamları, 'bilim şehri' kurmak için Türkiye'ye dönüyor      
Amerika'daki üniversitelerde görev yapan Türk bilim adamları, yurda dönme hazırlığı yapıyor. Bilgi birikimlerini Türk özel sektörü ve üniversitelerin hizmetine sunmak isteyen gurbetçi akademisyenler, Türkiye'de bir bilim şehri kurulması için düğmeye bastı.

Hükümet, üniversiteler ve özel sektör işbirliğiyle kurulması düşünülen bilim şehri için ABD'deki ünlü Silikon Vadisi model alınacak. Projenin mimarı 3 yıl önce ABD'de kurulan Türk-Amerikan Bilim İnsanları ve Akademisyenler Derneği (TASSA). Türkiye'deki Ulusal İnovasyon Girişimi ile işbirliği yapan dernek, proje için ilk adımı eylül ayında atıyor. Bu amaçla İstanbul'da konunun tüm bileşenlerinin katılacağı bir 'arama konferansı' düzenlenecek.

TASSA 3. yıllık konferansı için Boston'da bir araya gelen Türk bilim insanları özel sektör, üniversite ve kamu arasında köprü kurmanın yollarını tartıştı. Konuyla ilgili soruları cevaplayan derneğin başkanı Banu Onaral, İstanbul ve Ankara'da kurulması planlanan bilim şehirlerinin, tersine beyin göçünü başlatacağını söyledi. Tayvan, Hindistan, Çin, Singapur, İrlanda ve Güney Kore'de benzer şehirlerin kurulduğuna işaret eden Onaral, Portekiz ve İspanya'da da bilim şehirlerinin kurulma aşamasında olduğunu söyledi. Onaral, son olarak Suudi Arabistan'da Kral Abdullah'ın 10 milyar dolarlık bir üniversite şehri kurmak için harekete geçtiğini aktardı. Artık Amerikalı ve Avrupalı teknoloji şirketlerinin başka ülkelere gitmeye başladığını vurgulayan Banu Onaral, "Biz erken davranıp altyapımızı kurarsak bu büyük fırsattan faydalanabiliriz." dedi. Bilim şehirleri projesi hayata geçtiğinde ilk meyvelerinin 5-10 yıl içinde alınabileceğini kaydetti.

Konferansa katılan Borusan Holding Üst Yöneticisi Agah Uğur ise bilim şehirleri projesine destek verirken, "Şu anda üniversiteler iş dünyasını günü kurtaracak kurumlar olarak görüyor. İş dünyası da üniversitelerin çok teorik olduğunu düşünüyor. Oysa bunların ikisi de doğru değil. İki tarafı bir araya getirecek platformlara ihtiyaç var." şeklinde konuştu. TASSA'nın bu ihtiyaca cevap verebileceğini dile getiren Uğur, ancak Türk özel sektörünün bilim adamlarından elde edeceği faydanın çok farkında olmadığını anlattı. Tofaş ve Petrol Ofisi'nin eski üst yöneticisi Jan Nahum da, "Dünyada o kadar yenilik ve icat var ki önemli olan bunları uygulamaya koymak. Dünyada bilim adamlarının geliştirdiği yenilikleri Türk şirketleri ve KOBİ'ler takip edip faydaya çevirmeli. Ama Türk özel sektörü henüz buna çok duyarlı değil." açıklamasını yaptı.

'Bilim, parti programlarına girmeli'

ABD'de çok başarılı çalışmalara imza atan Türk bilim adamları, ülkeye dönme konusunda istekli. 20 yıldır Amerika'da yaşayan Harvard Üniversitesi Genetik ve Kompleks Hastalıklar Bölümü Başkanı Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil, uygun bir proje olduğu zaman ülkesine dönebileceğini söyledi. Tüm dünyada obezite ve diyabete yol açan geni keşfeden profesör olarak tanınan Hotamışlıgil, "Türkiye gelişen dünyada yerini seçmeli. Bilim siyasete, parti programlarına da girmeli." dedi. Amerika'daki başarılı Türk bilim adamlarından Cem Elbi ise şu sıralar dünyanın en büyük ilaç şirketlerinden Merck Sharp&Dohme'de mide kanserine yol açan tümörleri yok etmeyi hedefleyen bir ilaç üzerine çalışıyor. Kanser araştırmalarında proje başkanı olarak görev alan Elbi, şu değerlendirmeyi yaptı: "Türkiye çok iyi bir beyin gücüne sahip. Ama devlet ve özel sektör işbirliğiyle uygun bir ortamın oluşturulması gerekiyor. Burada iyi eğitim alıp Türkiye'ye dönen çok bilim adamı var ama bilimsel açıdan biraz yavaş ilerliyoruz. İlerleme ancak devletin yasal, özel sektörün de finans desteğiyle olabilir."

'Batı'da patenti dolmuş fikirleri uygulamaya geçirin'

Amerikalı teknoloji geliştirme şirketi Lucent Technologies'in eski direktörü Kenan Şahin, ABD'de bilim alanında önemli başarılara imza atan Türk girişimcilerden biri. Kurduğu şirketi Lucent'a satan Şahin, şu anda şirketlere enerji ve bilişim alanında innovatif (yenilikçi) ürünler satan TIAX şirketiyle yola devam ediyor. 50 laboratuvar ve 200 mühendisle çalışan Şahin, "Türkiye'den kapımı çalan çok oluyor. Ancak benim hedefim ABD'den sonra Almanya ve Japonya." dedi. Şahin, Türkiye'nin şu an Avrupa ve Amerika'da tarım gibi alanlarda patent süresi dolmuş projeleri alıp uygulamaya sokabileceğini ifade ederken, "Eğer Türkiye'de olsaydım inovasyonları uygulamaya geçiren doktora öğrencilerini işe alırdım. Bunu da sadece pozitif bilimler için değil sosyal bilimlerde de yapardım. Türkiye'de insan kaynağı sorunu yok, sermaye ve uygulama konusunda ciddi sorun var." ifadelerini kullandı.
Necip Çakır
14 Nisan 2008, Pazartesi

   

ATAA Türk Evi'nin kapýlarýný TASSA için açtý

 

Türk Amerikan Dernekleri Asamblesi (ATAA) geçtiðimiz hafta sonu Vasington'da Türk-Amerikan Bilim insanlarý ve Akademisyenleri Derneði (TASSA)'nýn düzenlediði Yönetim Kurulu Strateji Toplantýsý'na ev sahipliði yaptý.  TASSA'nýn gelecekteki faaliyetlerinin tartýsýldýðý iki gün süren çalýstaylar sonunda iki kurulus arasýndaki iliskilerin çesitlendirilip gelistirilmesi yönünde de oldukça önemli adýmlar atýldý.

 

Haziran 2004'de Vasington da kurulan TASSA'nýn ana misyonu ABD ve Türkiye arasýnda bilimsel bir köprü vazifesi görmek ve bilim insanlarý ve akademisyenlerin karsýlýklý olarak kullanabilecekleri bir platform saðlamaktýr.  Ýki ülke arasýnda bilgi ve teknoloji trafiðinin düzenli bir biçimde isleyisini kolaylastýracak yollarý açmak da TASSA'nin öncellikli hedeflerinden biridir.

 

TASSA üyeleri ve Yönetim Kurulu'nun davetiyle Cumartesi günü gerçeklestirilen aksam çalýstayýna Turkish Coalition of America (TCA), Türk Büyükelciliði, ve ATAA gelecek dönem baskaný Sayýn Günay Evinc'de katýldý.  Amerika'da yasayan Türk bilim insanlarýnýn seslerini duyurabilecekleri yeni alanlar açýlmasý ve belirlenen hedeflerin uygulanmasý yönünde görüs alýsverisinde bulunuldu.  Strateji toplantýsý Pazar sabahý yapýlan çalýstayýn ardýndan Vasington bölgesinde yasayan bilim insanlarý ve genç akademisyenlerden olusan bir guruba verilen öðlen yemeði ile sona erdi.

 

Kurulduðu günden bu yana TASSA'yý ve Türk akademisyenlerini destekleyen ATAA olarak bu toplantýnýn iki kurum arasýndaki baðlarýn güçlendirilmesi ve ileride yapýlmasý planlanan ortak çalýsmalarýn gerçeklestirilmesi yönünde iyi bir baslangýç olduðuna inanýyoruz.

September 22, 2008   Contact Information:  Nurten Ural, President, ATAA Gunay Evinch, President-Elect, ATAA 202.483.9090 assembly@ataa.org

ATAA hosts TASSA's Strategy Meeting in DC   September 21, 2008, Washington, DC - The Assembly of Turkish American Associations (ATAA) hosted the "Board of Directors Strategy Meeting" of the Turkish-American Scientists and Scholars Association (TASSA) at the Turk Evi in Washington DC last weekend - September 20-21, 2008.  ATAA welcomed this event, which turned out to be a major corner stone for cementing the newly emerging partnership between the two organizations.   The Turkish-American Scientists and Scholars Association (TASSA) is an independent, non-profit organization established in June 2004 in Washington, DC.  TASSA seeks to promote educational, scientific and technological cooperation between the USA and Turkey and to facilitate the advancement of science in Turkey and the USA through scientific exchange, educational programs and increased networking.    TASSA's board members invited the Turkish Coalition of America (TCA), the Turkish Embassy and our President Elect Gunay Evinch to attend their last session on Saturday, with an attempt to exchange views on institutionalizing their goals and opening new avenues for Turkish scholars to amplify their voices in the United States.  TASSA has also met with the Turkish-American scientists and young scholars residing in our region over lunch on Sunday. This became an invaluable opportunity for those interested in meeting with the TASSA members and discussing a wide range of issues; from the increasing importance of Turkish scholars in American universities to current development in Turkish science and scholarship.   Ever since TASSA's establishment, ATAA supported and sought to work in tandem with our community of scholars. This recent occasion has certainly brought the two organizations even closer.  The Assembly of Turkish American Associations looks forward to undertaking joint initiatives with the TASSA and hopes to develop our friendship into a closer partnership.

Türk Amerikan Biliminsanları ve Akademisyenleri Derneği (TASSA) Üzerine Görüşler-18 Aralık 2007

Prof. Dr. Emin KANSU
TÜBA Asli Üyesi

ekansu@ada.net.tr

Türk Amerikan Bilim İnsanları ve Akademisyenleri Derneği (Turkish American Scientists and Scholars Association - TASSA), özerk, kâr amacı olmayan, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile Türkiye arasında eğitim ve bilimsel işbirliğini güçlendirmeyi amaçlayan bir kuruluştur. Bu amacına uygun olarak TASSA, her iki ülke arasında bilim insanlarının değişimi, bilimsel işbirliği ve belli alanlarda “network” oluşturma, eğitim programları geliştirme ve bilimsel ilerlemenin desteklenmesini öngörmektedir. TASSA yöneticileri temelde “bir ilki gerçekleştirmek üzere yola çıktıklarını” ve her toplantıda misyonlarının “iki ülke arasında sürdürülebilir bir eğitim, bilim ve teknoloji köprüsünün” kurulması olduğunu ifade etmektedirler.

2004 yılının Haziran ayında Washington DC’de kurulan TASSA, öncelikle ABD ve Türkiye arasında “bilimsel köprü” oluşturmayı hedeflerken bu köprüden bilim insanları ve akademisyenlerin karşılıklı geçmelerine imkân sağlanmasını, bilgi ve teknoloji sayesinde iki ülkede bulunan kurumların ilişki kurabilecekleri ortamların yaratılmasına çalışmaktadır. TASSA, Kuzey Amerika’daki çok saygın Türk beyin gücünü Türkiye ile ilgili konularda düşünmeye ve çözüm üretmeye teşvik edici bir ortam yaratmayı amaçlamaktadır. TASSA, ABD’de yaptıkları çalışmalarla bilimin geleceğine yön verebilecek nitelikte Türk araştırmacı ile akademisyenleri bu amaca yönelik olarak biraraya getirmekte ve Türkiye ile ABD arasında bilimsel ve teknolojik işbirliğinin geliştirilmesi doğrultusunda sürdürülebilir girişimlerin başlamasına yardımcı olmayı planlamaktadır.

1. Bilim insanları arasında değişim programları,
2. İzinlerin kolaylaştırılması ve daha çok imkân sağlanması,
3. Türkiye’deki bilimcilerle ortak araştırma projelerinin yürütülmesi,
4. Bilimciler arasında etkin bir “ağ” yapılandırılması, ve
5. ABD ve Türkiye’deki bilimsel ve akademik kurumlar arasında karşılıklı “kardeşliklerin” oluşturulmasının gerekliliğine kuvvetle inanılmaktadır.

TASSA başkanları iki yıllık dönemler için seçiliyor. Son üç yıldır görevini başarıyla yürüten Dr. Süleyman Gökoğlu’nun başkanlık dönemi 31 Aralık 2007‘de sona ermektedir. TASSA’nın 2006 yılı sonunda yaptığı seçim sonuçlarına göre Philadelphia Drexel Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Banu Onaral, 1 Ocak 2008 itibariyle derneğin yeni başkanı olarak göreve başlayacak. Prof. Onaral bir yıldır yönetimde president elect olarak Gökoğlu ile beraber çalışmaktadır. TASSA’nın yönetmeliği başkanın bir sonraki başkan (president elect) ile iki yıl birlikte çalışma imkânı sağlıyarak yönetim görevinin aksamadan devir tesliminde uyumlu ve başarılı bir devamlılık imkânı vermektedir. TASSA’nın 2007 yılı sonunda yapılacak seçimlerinde belirlenecek olan president elect Prof. Onaral ile iki yıl süreyle çalışmış olacaktır.

TASSA’nın ilk toplantısı 19-20 Şubat 2005 yılında Washington, DC’de George Washington Üniversitesi’nde düzenlenmiştir. Toplantıya 300’i aşkın bilim insanı, Türkiye’den rektörler, YÖK ve TÜBİTAK temsilcileri katıldılar. Bu toplantıya TÜBA Şeref Üyesi merhum Prof. Dr. Erdal İnönü ile beraber katılma imkânımız oldu ve Prof. İnönü “Türkiye’de Bilim Tarihi” konulu mükemmel bir konferans vermişti.

TASSA’nın ikinci toplantısı 25-26 Mart 2006’da, Philadelphia’daki Drexel Üniversitesi’nde yapıldı ve toplantıda TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Nükhet Yetiş ile Prof. Dr. Gazi Yaşargil açılış konferanslarını verdiler. Toplantıda Türkiye’den on üniversite rektörü panellerde konuşmacı olarak görev aldılar.

TASSA’nın üçüncü toplantısı, 24-25 Mart 2007 tarihlerinde Yale Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde gerçekleştirildi. Toplantının ana teması; “Daha İyi Bir Dünya İçin Gerekenler: Enerji, Çevre, Gıda ve Sağlık” idi. Toplantıya Türkiye ve ABD’den 300’ü aşkın bilim insanı ve akademisyen katıldı. Türkiye Bilimler Akademisi’ni temsilen katıldığım bu toplantıda Türkiye’nin ABD Büyükelçisi Nabi Şensoy ve ABD Ankara Büyükelçisi Mr. Ross Wilson, Türkiye’nin “Yeni Jeopolitik Düzendeki Rolü” konulu birer konuşma yaptılar.

1. Enerji, Çevre, Gıda ve Sağlıkta Yeni Gelişen Alanlar
2. Türkiye – ABD Akademik Ağları – Bireysel deneyimler
3. Türkiye – ABD Akademik Ağları – Kurumsal Perspektifler
4. Avrupa Birliği ve Türkiye
5. Türkiye – ABD İnovasyon İşbirliği

TASSA dönem başkanı Dr. Süleyman Gökoğlu, toplantının açış konuşmasında kısa zaman içinde kuruluşun ne kadar olumlu ve hızlı bir gelişme içinde olduğunu belirtti, ABD’de bulunan bilim insanları ile Türkiye’den üye sayılarının arttığına işaret etti. Türkiye ile işbirliğinin giderek pozitif bir gelişme içinde olduğuna değinerek TASSA’nın ülkemizin akademik ve bilimsel kuruluşları ile daha kuvvetli ve ümit veren yararlı işbirliği içine girmekte olduğuna dikkat çekti.

Washington Büyükelçimiz Nabi Şensoy ve ABD’nin Türkiye Büyükelçisi H. E. Ross Wilson da, TASSA’nın Amerika-Türkiye ilişkilerinde çok önemli bir girişim olduğundan övgüyle bahsederek “Yeni Jeopolitik Düzen İçinde Türkiye’nin Rolü”nü anlatan birer konuşma yaptılar.

Selçuk Özgediz’in başkanlığında düzenlenen “Enerji, Çevre ve Sağlıkta Yeni Öncüler”konulu panelde konuşan Scientific American dergisinin editörü Dr. John Rennie, 161 yıllık bir yayın tarihine sahip olan Scientific American gibi günümüzde en çok satılan ve topluma bilimi anlatan bir derginin editörü olarak vizyonlarını anlattı. Dr. J. Rennie, geleceğin bilimleri olarak kabul edilen bilişim, bilgisayar teknolojileri, nanoteknoloji ve biyomedikal konularında toplumu yazıları ve zengin görsel malzemeler ile zenginleştirerek en iyi bilimcilerden sunduklarına değindi; 21. yüzyılda “anahtar teknolojileri” belirleyerek bu alanlarda popüler bilim görevini en üst düzeyde ve bilimden taviz vermeden yayınladıklarını belirtti.

Harvard Tıp Fakültesi ve Massachusetts General Hastanesi’nde Cerrahi ve Biyomedikal Mühendislik Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Toner, biyomedikal mühendislik alanındaki son gelişmeleri anlattı. Prof. Toner, laboratuvarında yürütmekte olduğu doku mühendisliği çalışmalarını, biyolojideki mikro ve nanosistemlerden örnekler vererek araştırmalarının geleceğini anlattı.

Panellerde, Hacettepe Üniversitesi Rektörü ve YÖK üyesi Prof. Dr. Tunçalp Özgen, TÜBİTAK’ı temsilen Dr. Hüseyin Güler ve Prof. Dr. Ahmet Ademoğlu ile National Science Foundation’i temsilen Prof. Dr. Adnan Akay konuşmacı olarak görev aldılar. Ayrıca Harvard Üniversitesi- MIT’den Prof. Daron Acemoğlu, Sabancı Üniversitesi’nden Prof. Dr. Halil Berktay ve Prof. Dr. Cemil Arıkan birer konferans verdiler. Ulusal İnnovasyon Girişimi Paneli’nde Prof. Dr. Cemil Arıkan, Prof. Dr. Oğuz Babüroğlu, Prof. Dr. Nilüfer Eğrican ve Müge Tanık ülkemizdeki inovasyon eksikliğini ve neler yapılması gerektiğine ait önerilerini sundular.

Prof. Dr. Özgen,YÖK’ün ülkemizdeki yapılanmasını, görevlerini ve üniversiteler arasında gerçekleştirdiği koordinasyon görevinin önemini belirtti. YÖK’ün 2006 yılı sonunda hazırlamış olduğu strateji planı’nı ve yüksek öğretim sistemize getireceği yenilikleri anlattı. National Science Foundation (NSF) Civil, Mechanical and Manufacturing Direktörü ve Innovation Division 2002 programından sorumlu olan Prof. Dr. Adnan Akay da, NSF’in temel yapısını, ABD başkanına olan güven ve sorumlulukları kapsamında bütçelerine değindi.

Akay konuşmasında, Türkiye‘de 2002 yılına gelene kadar GSMH’dan AR+GE platformuna ayrılan payın %0.67 iken, aynı dönemde İsveç‘te bu oranın %3.76 olduğuna işaret eden Akay, 1986 ile 2005 yılları arasında ABD’de toplam M.S.+Ph.D. derecesine sahip 1904 bilimci olduğunu, bunun da %49.5’inin (944) Türkiye’ye döndüğünü belirtti. Başarısız olanların %15.3 (292) ve halen eğitimde bulunanların %22 (427) olduğunu ve %12’sinin (241) ise yurda dönmediğini ifade eden Akay, NSF’nin altyapı (infrastructure) oluşturmaya ve bu kapsamda insan gücü, idari yapılar ve bütçe organizasyonuna çok önem verdiklerini; her kurum gibi NSF’nin de misyonlarını çok önceden belirlediğini ve bunun son derece kritik bir karar süreci olduğunu anlattı.

Prof. Dr. Akay, NSF ile Türk üniversiteleri arasındaki işbirliği ağları geliştirmenin çok verimli ve önemli olacağını ifade etti. Bu konuda NSF’te bulunduğu bu son dönemde State University of New York (SUNY) ile bazı Türk üniversiteleri arasında, Montana State University ile İstanbul Teknik Üniversitesi arasında gerçekleşen işbirliklerini olumlu örnekler olarak sundu. Prof. Akay, Türkiye’deki akademik kurumlara ve tüm üniversitelerdeki fakülte, yüksekokul ve enstitüler ile araştırma ünitelerine kolayca ulaşılabilmesini sağlamak amacıyla en erken dönemde bir websitesi oluşturulmasının önemine değindi.

TÜBİTAK Bilim Kurulu üyesi ve Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Dr. Ahmet Ademoğlu TÜBİTAK’ın son yıllarda ESF, EMBO ve Avrupa Birliği 7. Çerçeve Programı ile olan işbirliği çalışmalarını ve bu konudaki olumlu faaliyetlerini örneklerle anlattı.

Sabancı Üniversitesi Araştırma Birimi Direktörü Öğretim üyesi ve Ulusal İnnovasyon Girişimi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Cemil Arıkan takdiminde “inovasyonun” tanımını yaptıktan sonra, bir ülkede inovasyonun ve inovasyon endeksinin hesaplanmasının nasıl yapılması gerektiğini anlattı ve bu konuda ülkemizin çok gerilerde kaldığını belirtti. Yaratıcılık girişiminin çok erken dönemlerden başlayan aktif ve katılımcı eğitimler sonucu geliştiğine dikkat çeken Prof. Arıkan, inovasyonu batı ülkelerinin düzeylerine getirebilmek için yapılması gerekenleri çok sistematik bir yaklaşımla ve benzer projeleri uygulamış ülkelerden örnekler vererek anlattı. Prof.Arıkan, ülkemizde İnnovasyon Konsorsiyumu’nun oluştuğunu ve bu yapılanmaya Sabancı Üniversitesi’nin öncülük ettiğini, Eczacıbaşı Holding, Koç Grubu, Zorlu Grubu ve diğer önemli özel sektör kuruluşlarının da katkıda bulunduklarını belirtti.

TASSA Toplantısı’nda genç bilimcilerin araştırma projelerine de geniş yer verildi ve sağlık alanında 16, mühendislik ve uygulamalı bilimlerde 25, doğa bilimlerinde 15 ve sosyal bilimler ve beşeri bilimlerde 14 poster sunumu katılımcılar tarafından ilgiyle izlendi ve etraflıca tartışıldı. Oniki genç bilimcinin III.TASSA toplantısına katılma imkânı sağlayan burslar takdirle karşılandı ve ileriki yıllarda devamı konusunda iyi dileklerde bulunuldu.

TASSA’nın bu yeni girişiminde A.B.D. ve Türkiye’de benzer alanlarda çalışan bilimcilerin işbirliğini öngören “Karşılık Akademisyen Ziyareti” başlıklı bir program öngörülmektedir. TASSA bu amaçla Türkiye’de ev sahipliği yapabilecek kurumların veri tabanlarını oluşturmuş bulunmaktadır ve bu program ikinci yılında 30 kadar müracaatı değerlendirme imkânı bulmuştur. Karşılıklı Akademisyen Ziyareti programı konusunda gerekli bilgiler TASSA web sitesinden elde edilebilmektedir.

TÜBA’yı temsilen, TASSA’nın 2005 ve 2007 yıllarında yapılan toplantılarına konuşmacı ve oturum başkanı olarak katılma imkânım oldu. Her iki toplantıda da TASSA ile TÜBA’nın hangi alanlarda ve ne amaçla işbirliği yapabileceğini belirtmeye çalıştım.

TASSA’nın bir önceki dönem başkanı Dr. Süleyman Gökoğlu ve 2008 yılından itibaren görevi teslim alacak olan yeni başkanı Prof. Dr. Banu Onaral ile TASSA ile TÜBA arasındaki işbirliği konularını, ileriye yönelik ortak bir platformda yapabileceklerimizi ve başarabileceğimiz konuları önceliklerine göre değerlendirme imk â nımız oldu. Bu görüşmeler çerçevesinde TÜBA ile TASSA arasında aşağıdaki konularda önümüzdeki yıllarda verimli, sonuç alınabilecek bilimsel işbirliklerinin gerçekleşmesi için karşılıklı işbirliği öngörüldü:

a. TÜBA'nın 2001 yılından beri başarıyla yürütmekte olduğu Genç Bilim Adamları Ödüllendirme Programı’ndaki (GEBİP) genç bilimcilerimizin TASSA'daki benzer alanlarda araştırma yapan genç bilimcilerimizle biraraya getirilmesini sağlayacak projelerin öncelikle oluşturulması, ilk evrede çok ümit veren ve olumlu bir girişim olacaktır.  

b. TÜBA ve TASSA da bulunan bilimcilerimizle ilgili veri tabanlarının oluşturulması ve GEBİP Ödüllü genç bilimcilerimizin çalışma alanlarını ve projelerini tanımlayan kısa bir bilgi raporunun hazırlanarak TASSA ‘ya verilmesi,

c. Benzer şekilde, TASSA’ daki üyeler ve araştırma konularıyla ilgili kısa bilgileri içeren bir raporun TÜBA’ya iletilmesi,

d. TASSA ve TÜBA'daki bilimcilerin veritabanı oluşturulduktan sonra birbirlerinden karşılıklı  yararlanabilecek "alan grup"larının belirlenmesi ve biraraya gelebilecekleri uygun platformların oluşturulması ,

e.  TASSA üyelerinin TÜBA'nın ülkede düzenleyeceği  ilgili ve yeni araştırma alanlarındaki ( Nanoteknoloji, Enerji, Biyoetik ve Kök Hücre gibi) bilimsel etkinliklere ve çalışma gruplarının faaliyetlerine katılımlarının sağlanması,       

f.  TASSA 'daki deneyimli ve kıdemli bilim insanlarının TÜBA Akademi Forumu Konferanslarına katkıda bulunmalarının sağlanması olarak belirlendi.

TASSA, Türkiye ile A.B.D. deki Türk bilim insanları arasında bilimsel işbirliği ve platformu oluşturmak için bir ”köprü” kurmayı amaçlayan genç ve enerjik bir kuruluştur. TASSA, özellikle TÜBA- GEBİP bursiyerlerimiz ile genç araştırıcı akademisyenlerimizin kendi konularında ABD’deki Türk bilim insanları ile temasa geçebilecekleri en uygun, etkin ve başarılı bir kuruluş olduğuna inanıyorum. TASSA ile bilimsel ve sosyal bağlarımızı kuvvetlendirerek iki taraflı ilişkilerimizi gelecek yıllarda üretken projelerle daha da geliştirmeliyiz.

Makaleyi değerlendirerek değerli önerilerde bulunan Prof. Dr. Banu Onaral ve Prof. Dr. Süleyman Gökoğlu’na şükranlarımı sunuyorum.

ABD'nin uzaya gonderdigi uzay mekiginin yakit tanklarinin genisligi 4 feet, 8.5 inctir. (yaklasIk 1,5 metre) Uzay muhendisleri bu tanklari genisletmek istemisler, ancak basaramamislardir.

Cunku; bu tanklar firlatma rampasina trenle gonderilmek zorundadir ve soz konusu tren yolu tunellerden gecmektedir. Tunellerin genisligi ise tren raylarinin arasindaki genislik olan 4 feet 8,5 incten (yaklasIk 1,5 metre) biraz fazladir.

Neden 4 feet, 8,5 inc (yaklasIk 1,5 metre)?

Cunku vaktiyle tren raylari Ingiltere'de boyle yapilmistir ve ABD demiryollari Ingiliz gocmenler tarafindan insa edilmistir.

Cunku ilk tren raylarini yapanlar eski tramvay yolu yapimcilaridir ve tramvay yolunun genisligi tam olarak budur.

Cunku bu olcu vaktiyle at arabalarini yaparken kullanilan genisliktir.

At arabalarindaki tekerlekler arasinda neden bu olcu dikkate alinmis?

Cunku cok eskiden beri Ingiliz topraklarindan gelip gecen araclar bu olcuyu ortaya cikarmistir. Arabalar icin baska bir olcu kullanildiginda tekerlekler engebeli arazi uzerinde kalmakta ve kisa surede bozulmaktadir.

Ingiltere'deki ilk uzun mesafeli yollar Roma Imparatorlugu tarafindan kendi savascilari icin acilmistir.

Cunku Roma Imparatorlugu'nun ilk savascilarinin arabalari yan yana getirilmis iki atin cektigi araclardir ve iki atin poposunun genisligi 4 feet, 8,5 inctir (yaklasIk 1,5 metre).

Sonuc olarak; dunyadaki en gelismis ulasim sisteminin fuzelerinin tasarimi ikibin yil once yan yana getirilen iki atin popo genisligi ile belirlenmistir. Bu kurali degistirmek ise Ay'a giden, Mars'a gitme ve uzaya acilma planlari yapan Amerikali uzay araci muhendislerinin bile harci degildir.