''2015 senesinde milletvekili adayı olduğumda
kapı kapı dolaşıp yaklaşık
12,000 tane kapı çalmıştım.
10 ay süren çok yorucu bir kampanyaydı.
Sonuç ne oldu?
Kaybettim.

Ama aslında her kaybedilen şey
kazanılan bir fırsat doğuruyor.

Her ne kadar bu fırsatı kaybettiğiniz anda
berrak olarak göremeseniz de…

Yani hiçbir zaman durmak yok,
pes etmek yok,
yenilgiyi kader olarak görmek yok''.



Tekrar tekrar denemek var.

FORUM USA@ForumUSAnews

ABD’nin ilk Türk Belediye Başkanı Tayfun Selen, Forum USA aracılığıyla Türk toplumuna seslendi

39

22:01 - 10 Oca 2019

Geçtiğimiz günlerde
New Jersey’den
çok güzel bir haber geldi. Amerika Birleşik Devletleri’nde bir ilk yaşandı;

Türk kökenli birisi belediye başkanı seçildi.
Sadece ABD’de yaşayan Türkler arasında değil,
Türkiye’de de bu haber medyada geniş yer buldu ve herkes gururla karşıladı.
23 yıl önce kendi söylemiyle
‘Zar zor İngilizce konuşarak geldiği’ ABD’de şimdi
siyasetin içinde yer alan bir isim.


Tayfun Selen,

7 Kasım 2017’de
Cumhuriyetçi
Parti adayları arasından

Chatham Belediye
Komitesi üyeliğine seçilen

ilk Türk olmuştu.

Komitede yapılan belediye başkanlığı seçimini de kazanan Selen,

ABD’de bu göreve gelen

ilk Türk oldu.

12 bin nüfuslu Chatham’da 50’ye yakın Türk yaşamaktadır.

Röportaj: Tunahan İnanır – Anıl Sural

Chatham Belediye Başkanı Tayfun Selen ilk röportajını ABD’de 16 yıldır yayın yapan Forum USA Gazetesine verdi.

İşte o röportaj:

Tayfun Bey ABD’nin ilk Türk kökenli belediye başkanı oldunuz tebrik ederiz.
ABD hikayeniz nasıl başladı?

Çok teşekkür ederim, eksik olmayın. Amerika Birleşik Devletleri’ne
1996 yılında geldim.
O dönemde Türkiye ekonomik kriz içindeydi ve iş imkanları yok denecek kadar azdı. Yüksek enflasyon, işsizlik oranları, siyasi bunalımlar falan derken ABD’de fırsat yakalamak çok cazip bir fikir olarak gelmişti.

23 yılda ABD’de neler yaptınız?

Amerika serüvenime bir benzin istasyonunda pompa basarak başladım.
Her ne kadar Türkiye’den mimarlık derecem olsa da burada ilk zamanlar bir işe yaramamıştı. 8 ay kadar sonra bir Mimarlık ofisinde çizim elemanı olarak iş bulmayı başardım.

Bu benim için bir dönüm noktasıydı.

Daha sonraları şansım yaver gitti ve güzel işlerde çalışabildim.
Montclair State Üniversitesi, Hertz, Bank of America, CB Richard Ellis şirketlerinde çeşitli görevlerde çalıştım.

Halen Lincoln Educational Services isimli şirkette

Senior Vice President of Administration (Kıdemli Yönetici Yardımcısı) olarak çalışmaktayım.

Daha önce Senato seçimleri için de yarıştınız Tayfun Bey. Neden bir Türk kökenli senatörümüz yok?

Bunun bir sürü sebebleri vardır mutlaka. Benim ilk aklıma gelenler şunlar:

Öncelikle politika çok kaynak gerektiren bir iş. Seçim kampanyaları çok pahalı olabiliyor. Mesela bir Senato seçim kampanyası maliyeti 50 milyon doları bulabiliyor. Bu anlamdaki paraları harcamak için ya kendi paranızı riske atacaksınız ki bunu yapabilecek kaç kişi olabilir, ya da tabanınız vasıtasıyla bu kaynağı yaratacaksınız. Bu da çok zor. Böyle bir tabana ulaşabilmek çok uzun sürebilecek senelerin yatırımı oluyor. Bu yatırımı yapan da çok az sayıda Türk kökenli politikacı var diyebilirim. Bir de tabii ki etnik köken meselesi var. Her ne kadar Amerika için birçok toplumun kaynaşmış bir şekilde yaşadığı mozaikten oluşan bir ülke olarak da söz etsek de, lokal bölgelerin ve eyaletlerin demografik yapıları maalesef etnik köken anlamında bariyer oluşturabiliyor.

Belediye Başkanlığı süreciniz nasıl oldu?

Benim bulunduğum bölgede halk belediye meclisi üyelerini seçiyor ve belediye meclisi üyeleri de Belediye başkanını seçer. Belediye meclisindeki arkadaşlarımın çoğunluğu beni bu göreve layık gördüler. Biraz sancılı süreç oldu fakat başarabildik.

Chatham’da yaşayanlarla aranız nasıl?

Çok iyi ve ana projelerimdan birisi, halkın belediye ile ilişkilerini güçlendirmek ve güçlü bir iletişim  bağı kurabilmek.

Bundan sonraki hedefleriniz nelerdir?

Bilmiyorum, plan yaparak olmuyor, sürekli hazır olup bir sonraki fırsatı değerlendirebilecek konumda olmanız gerekiyor ama tabii ki bir gün Washington’a yolculuk yapmak isterim.

Türkiye’de belediye başkanı seçilme haberiniz medyada çok geniş yer buldu. Türkiye’den röportajı okuyacaklara belediye sistemi hakkında bilgi verebilir misiniz? New Jersey ve Chatham’dan da bahsedebilir misiniz?

New Jersey ABD’nin Kuzeydoğu bölgesinde yer alan, doğuda New York ve Batıda Pennslyvannia ile komşu olan, ticaret hacmi çok yüksek bir eyalet. Eyaletin yönetiminde devletin en üst görevlisi Vali. Federal yönetim sisteminin eyaletlere uyarlanmış bir kopyasını düşünün. Vali icraatın başında, aynı zamanda eyaletin bir senatosu ve meclisi var. Lokal anlamda yönetimin başı Belediye Başkanı. Türkiye’den farklı olarak burada Emniyet teşkilatı da Belediye’ye bağlı. Yine lokal anlamdaki mahkemeler de Belediyelerle birlikte çalışmakta. Chatham Belediyesi olarak 57 milyon dolar gelirimiz var ve tabii buna yakın da giderlerimiz mevcut. Okul sistemi giderlerimizin yarısından çoğunu oluşturmaktadır. Chatham, Amerika’nın en güvenli ve okul sistemi en iyi olan bölgelerindan birisi. Manhattan’a olan yakınlığı ve direkt tren hattı bölgeyi daha da cazip kılmakta. Hane başına düşen gelir yaklaşık senelik $120,000 ve bu da Amerika ortalamasının yaklaşık 2.5 katı olmaktadır.

Seçildikten sonra herkes çok gurur duydu. Geri dönüşler nasıl?

Çok fazla tebrik için telefon, mesaj ve email aldım. Bundan çok memnun oldum. Umarım ileride daha fazla Türk göreceğiz ve Amerikan politikasında gururumuz katlayarak artacak.

Senato seçimlerinde Türk toplumunun desteği oldu mu?

Çok az desem yeridir.

ABD hâlâ fırsatlar ülkesi mi Tayfun Bey?

Evet ama fırsatların maalsef zaman geçtikçe azaldığı bir ülke. Umarım bu değişecek ileride ve fırsatların giderek arttığı bir ülke olacak.

Bir röportajınızda zar zor ingilizce konuşan birisi olarak geldim demiştiniz. Ve şimdi belediye başkanısınız…

Hayatta bir sürü zorluklarla karşılaşabiliyoruz ve bir çok girişiminizde çok kere başarısız olabiliyorsunuz. Bu iş hayatı olabilir, politika olabilir, özel hayatınızdaki ilişkiler olabilir.

2015 senesinde milletvekili adayı olduğumda kapı kapı dolaşıp yaklaşık 12,000 tane kapı çalmıştım. 10 ay süren çok yorucu bir kampanyaydı.

Sonuç ne oldu? Kaybettim.

Ama aslında her kaybedilen şey
kazanılan bir fırsat doğuruyor.

Her ne kadar bu fırsatı kaybettiğiniz anda berrak olarak göremeseniz de…

Yani hiçbir zaman durmak yok,
pes etmek yok,

yenilgiyi kader olarak görmek yok.

Tekrar tekrar denemek var.

İlk röportajınızı ABD’de 15 yıldır soluksuz yayın yapan Forum USA Gazetesi’ne verdiğiniz için teşekkür ederiz. Forum USA aracılığıyla ABD’de yaşayan Türk toplumuna mesajınız nedir?

Bölgenizde aktif olun. Bunu ille politikaya girin anlamında söylemiyorum. Bir sürü imkanlar var, okullarda aktif olun, kâr amacı gütmeyen organizasyonlara üye olun, yardım kuruluşlarına üye olun, bu sayede devetrafınızda olan bitenden haberiniz olsun.