Create Your Own Countdown

Google

   
  *** İYİLİK İÇİN KOŞANLARIN YERİ***
  MERVAK MERKEZ BANKASI CALISANLARI VAKFI
 

MERVAK'ın yeni ballı emeklilik skandalı - Ekonomi Haberleri















OKUYUN..ŞOK OLACAKSINIZ...

Eski başbakanlardan Mehmet Şükrü Saracoğlu‘nun torunu.
.Ve Yargıtay 9. Ceza Dairesi eski Başkanlarından
Hüseyin Aydın Saraçoğlu'nun oğlu olan

ESKİ MERKEZ BANKASI BAŞKANIMIZ

Rüşdü Saraçoğlu,

ODTÜ Ekonomi ve İstatistik Bölümü’nden
1971 yılında mezun olduktan sonra,
Bir dönem ABD'de Minnesota ve Boston College’de Öğretim Görevlisi olarak çalışır...

1979-1984 yılları arasında Uluslararası para fonu’nda (IMF‘de) Ekonomist olarak görev alır..,

1984 yılında yurda dönerek,
Merkez bankasında Araştırma, planlama ve eğitim genel müdürü olarak görev alır...

1986 yılında Merkez bankası başkan yardımcısı,

1987 yılında ise Merkez Bankası Başkanı olur...

ANAP döneminde getirildiği bu görevi, ,

DYP-SHP koalisyon hükümeti döneminde de sürdürür... Rüşdü Saraçoğlu,

T.C. Merkez Bankası Başkanlığı görevinden 2 Ağustos 1993 tarihinde istifa eder..

ve 24 aralık 1995 seçimlerinde 20. Dönem İzmir Milletvekili olur...

Saraçoğlu, Mesut Yılmaz‘ın Başbakanlığı’nda kurulan 53’üncü hükümette

Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı olarak görev yapar.

.Bir dönem Egebank'ın başına geçer..fakat banka batar...

Rüşdü Saraçoğlu,

1 mart 2002 tarihinden itibaren

Koç Holding Bankacılık ve Sigorta Grubu Başkanı olarak görev yapar..

Ve 31 Aralık 2007 tarihinde emekli olur..


Rüşdü Saraçoğlu dünyanın çeşitli ülkelerinin

Başbakan, Maliye ve Ekonomi bakanlarından oluşturulan,

ABD’nin ünlü Carnegie Vakfınında 25 kişilik grubu arasındadır.

.Bilin bakalım bu Vakfın başkanı kimdir...

Cevap veriyorum...

eski Ankara Büyükelçisi,

Dışişleri Bakan Yardımcısı ve

CIA Başkan Yardımcısı Morton Abramowitz‘dir....

Saraçoğlu,
Abramowitz’in teklifi ile üyeliğe getirilmiştir....


Rüşdü Saraçoğlu, ayrıca Bilderberg uluslararası üyesidir...

Bilderberg nedir...Her sene bir defa toplanan...

ve ülkelerin geleceğini belirleyen Siyonist yahudi konsorsiyumu...

Bu öz geçmişi kafanızda iyice oturtun

ve yazının bundan sonrasını dikkatli okuyun..

.Şok olacaksınız


1987 tarihince Merkez Bankası'nın başına getirilen
Rüştü Saraçoğlu döneminde

27 Kasım 1987 tarihinde apar topar,

MERVAK...yani,

TC merkez bankası mensupları

Sosyal Güvenlik ve Yardımlaşma Sandığı vakfı,

adı altında bir vakıf kurulur...

Vakfın üyelerini merkez bankası çalışanlarından oluşturur...

Kuruluş amacı olarak, Emekli sandığına bağlı olan

ve Emekli olduktan sonra maaşını emekli sandığından alacak olan

Merkez Bankası çalışanlarının,

emeklilik dönemlerinde
rahat bir şekilde hayatlarını idam edebilmeleri için kurulduğu iddia edilir..

Fakat ne hikmetse..bu vakıf,

ilerleyen dönemlerde,bu vakıf,elde ettiği gelir ile

türkiye'nin en büyük finansal kuruluşlarından biri konumuna yükselir...

Ama nasıl.

.Bakın nasıl yükselir...

Sözde
Merkez Bankası çalışanlarına
ek emeklilik ve sosyal güvenlik yardımları
sağlamak amacıyla

1987 kurulan MERVAK,

Merkez Bankasıyla kurulan maddi bağ sayesinde

kısa sürede büyük bir kaynağın sahibi haline gelir..

Bu vakfın üyeleri merkez bankasının çalışanlarıdır...


Vakfa üye olan Personelin maaşından

yüzde 10 oranında vakfa prim kesilirken...

buna ilave olarak aynı maaşın

yüzde 20'si oranında bir katkı da

Merkez Bankasından aktarılır..

Yani bir personelin maaşının yüzde 10'u şahıstan ....

buna ek olarakta %20' oranında bir parada

ne akla hizmetse artık...

devlet tarafından karşılanır...

Yani bugünün parasıyla adamın maaşı
5000 TL ise,
her ay 500 TL
işçinin maaşından vakfa kesinti uygulanır...

buna karşılıkta merkez bankası bu adına
her ay 1.000 TL
bu vakfa ödemekle mükellef kılınır...

milletin parası o vakfa bu vakfa peşkeş çekilir...


Bununla da yetinilmez...


geriye dönük bir uygulamayla,
geçmiş 20 yıl için katkı payı tahsil edilir...

Katkı payı uygulamasına son verildiği
1995 yılında

ise "müktesap hak" adı altında

dönemin parasıyla

1,5 trilyon lira daha

Merkez'den alınıp vakfın kasasına aktarılır...


Başbakanlık müfettişlerinin tespitine göre,

"katkı payı" yoluyla Merkez'den

MERVAK'a aktarılan kaynak tutarı,

bu günkü değerle milyarlara tekâbül ediyor...


Gel zaman...Git zaman..

.Başbakanlık müfettişleri durumu farkeder ..

ve haksız ve hukuksuz olarak aktarıldığı tespitiyle bu paraların

Merkez Bankası'na iadesinin gerektiği yönünde rapor hazırlar...

Merkez Bankası yönetimi,

bu rapor üzerine MERVAK'a paraların iadesi için başvurur...

Vakıf bu paraların iadesini düşünmek için vakit ister ...

Bu esnada Vakıflar Genel Merkez Bankasından

vakfa aktarılan bu paranın

ancak bir dava sonucunda geri alınabileceği yönünde rapor hazırlar...

Bu rapor üzerine Merkez Bankası yönetimi,

1996 yılında MERVAK'a dava açar...

Ancak davayı açan,
davalı duruma düşen;

parayı ödeyen,
parayı alan tüm
taraflar Merkez Bankasının eski ve yeni personeli...

aynı zamanda da vakıfın bi fiil üyesi olunca,
ortaya ilginç bir hukuki durum çıkar...

Merkez Bankası,

bu dava için mesleğe yeni başlamış tecrübesiz avukatını görevlendirir.
..Saçmalık bu kadarlada kalmaz...

. Üstelik dava, 1988 yılından geriye dönük aktarılan tüm paralar için değil.

..sadece 1993, 1994 ve 1995 yıllarının

aylık katkı payları olan 1,5 trilyon liranın iadesi için açılır..

. Sonuçta Merkez Bankası davayı kaybeder...

Ancak, paralar MERVAK'ta kaldığı için,

aynı zamanda vakfın üyesi olan Merkez Bankası yöneticileri

ve personeli büyük bir servete konar...

Üst düzey bir yönetici emekli olduğunda

bugünün parasıyla vakıf üyesi

bir merkez bankası çalışanı

bir çaycının emekli maaşı bile,

vakıftan eklenen katkı payıyla birlikte

10.000 liranın üstündedir...


duvarın en üst mertebedeki

Vakıf üyelerinin.bugünkü emekli maaşlarınI

siz tasavvur edin..


.Bugün bu insanların emekli maaşları tahminen

100.000 liraya yakındır diye tahmin ediyorum...

İşte bir örnek:

Çalışırken 18 bin lira maaş alan bir merkez bankası çalışanı,

emekli olduğunda 1 milyon 296 bin lira ikramiye alıyor..

Paranın 432 bin lirası aktif çalışırken kendisinden kesilen primden....
geri kalan 864 bin lirası ise,

hiçbir hizmetin karşılığı olmaksızın...
o çalışan adına

Merkez Bankası tarafından vakfa aktarılan katkı payından oluşuyor....

Alın size dehşet verici bir örnek daha....

Türkiye tarihinin en büyük krizlerinden birinin yaşandığı

1994 krizi ve sert kemer sıkma önlemlerinin uygulandığı

1995 yılları da ballı emeklilik sistemini sekteye uğratmaya yetmedi..

Ülke ekonomisi krizle yerle bir olurken...

Merkez Bankasın  MERVAK'a kaynak aktarılmaya devam edildi....

Sadece 1995 yılında Merkezden vakfa aktarılan tutar 1,5 trilyon lira oldu....

O dönemin parasıyla 177 bin asgari ücretlinin bir aylık,
15 bin asgari ücretlinin de bir yıllık maaşına denk gelen bu kaynak, faizlerin yükselmesi nedeniyle

MER-VAK için kazancın katlandığı dönem oldu....

Hazinenin nakit açığını kapatmak için
yüzde 90 faizli, üç ay vadeli hazine bonosu çıkardığı bu dönemde

MERVAK'a aktarılan paralar,
yüksek faizle katlanarak ballı maaşları besele-yen kaynağa dönüştü...

işin en trajikomik tarafı ise,

halk tarafından ödenen vergilerden kesilen paralarla

devletin kasasından fonlanan bu vakıftan dağıtılan bu ballı

Maaşlar, hala bu vakfa üye olan binlerce kişiye ödenmeye devam ediyor...

özel bir işletmede çalışan bir çaycının maaşı
2000 liraya bile gelmezken...

Merkez Bankası'nın çaycısı bile emekli olduğunda
10 bin liranın üstünde maaş alıyor...

Bu ülkenin cumhurbaşkanının net maaşı,
45000 civarındayken...

Merkez Bankası'nın üs kademelerinden emekli olan kişilerin emekli maaşı İse
100.000 liraları buluyor...

Fakat, bu yapıyla savaşan Erdoğanın maaşı gündemden düşmezken...
bu insanların aldığı ballı maaşları kimse konuşmuyor...Dillendirmiyor... Medya üç maymunu oynuyor... bu insanlar namuslu vatandaş.... Erdoğan hırsız oluyor... bir diğer ayrıntı...

bu vakfın üyeleri sadece ballı maaş alma ile kalmıyor...

Devletin bütün kurumlarında öncelik hakkına sahip oluyor..

. ülkemizin dört bir yanındaki sosyal tesislerden
aile bireyleri ile birlikte bedava faydalanabiliyor..
. ve daha neler neler..

Erdoğan'ın savaştığı illegal yapıların, bu yapılar olduğu neden medya tarafından özellikle gizleniyor..
Bunuda ayrıca değerlendirmek lazım

...Anlayacağınız...

Herkes birbirinin ayıbının üstünü örtüyor...

Arkadaşlar...Bu ülkede hiç kimse Erdoğan'ı veya Erbakan'ı sevmek zorunda değildir.. Fakat tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, kimin dost... kimin düşman olduğunu artık bilmek zorundadır...


Vakıfların derneklerin odaların ve sendikaların bu ülkeyi nasıl soyduğunu her fırsatta anlatıyorum..

.Ve anlatmaya devam edeceğim...

Bakın arkadaşlar..

Kamuda çalışabilirsiniz..Kamu kurumu bünyesinde kurulan bir vakıfa üye olabilir..bu vakfın veya derneğin her türlü imkanlarından faydalanabilirsiniz...

Fakat,kamu kurumu bünyesinde kurulan vakıfların ve derneklerin

zamanla personele kaynak aktarma amacı ile çalıştıklarını..

.Ve özünde,

bu devlette yaşayan tüm insanların

kul hakkı olduğunu unutmayınız...

Haramın tatlı gelmesi,

size cehennemin varlığını unutturmasın...

Sizin vakıflar ve dernekler aracılığıyla

devletten haksız yere aldığınız

bir kuruşun dahi,

yedi göbek sonraki torununuzdan

bir şekilde çıkacağını unutmayınız..


Şimdi bu yazdıklarımdan sonra ,

başta Rüştü bey hakkında yazdığım
biyografiyi tekrar tekrar okuyunuz...

Bilderberg toplantılarına kimlerin katılabileceğini iyice araştırınız..

.Ve bağlantıyı kurunuz...

Diyeceklerim şimdilik

bu kadar

Şenay Tek


 
  *** SİZİ KUTLUYORUZ *** BUGÜN 1930690 ziyaretçi (4224803 klik) MİSAFİRİMİZ OLDUNUZ ***  
 
haberler haberler


Google Arama
Sitemde Arama
Yaşam ve İnsanlar

İstanbul Servisleri Neden Pahalı ? burakesc
Namaz Kılan Minik ile burakesc
GİMDES Helal Gıda Ramazan Buluşması burakesc
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol