Create Your Own Countdown

Google

   
  *** İYİLİK İÇİN KOŞANLARIN YERİ***
  HEIDI
 

CARL LOOSLİ'GÖRSELLER' ile ilgili görsel sonucu

HEİDİ, NEDEN ÇIPLAK AYAKLI?

Bir çoğumuzun özellikle de çocukluğunu 80’ler ve 90’lar da yaşayanların
severek takip ettiği çizgi film kahramanı
Alp Dağlarının sevimli kızı Heidi’yi hepiniz bilirsiniz.

Peki Heidi yaz kış neden hep çıplak ayakla dolaşıyordu?

Hiç düşündünüz mü?

İlk akla gelen, Heidi’nin özgür ruhundan dolayı ayakkabı giymeyi kendisinin istemediğini yönünde.

Ancak gerçek hiç de öyle değil, hatta şok edici...

Heidi bir köle çocuktur
ve dönemin İsviçre yasalarına göre köle çocuklar ayakkabı giyemez...

Orjinal hikayenin yaratıcısı Johanna Spyri,
53 yaşındayken yazdığı Heidi yoluyla,

80’lere kadar İsviçre toplumunda konuşulması tabu olarak kabul edilen
çıplak ayaklı çocuklar hadisesine dikkat çekmiştir.

Peki nedir bu olayın aslı?

Heidi’nin gerçek hikayesi ne?

Heidi’nin gerçek hikayesi Verdingkinder diye anılan çıplak ayaklı çocuklar,

amiyane tabirle köle çocuklar ile başlıyor.

İsviçre’de gayri meşru olarak dünyaya gelen,
anne babası hapiste olan,
suç işlemiş yahut kimsesiz kalmış çocuklar

kilise papazları tarafından onlara bakabilecek kişilerin yanına yerleştiriliyor
ya da bir başka deyişle satılıyorlardı.

Toplum tarafından dışlanan bu çocuklar çiftliklerde
çalışmaları için kiralık olarak verilir
veya şehir, kasaba merkezlerinde kurulan

çocuk pazarlarında ev işlerinde kullanılmak üzere satışa çıkarılırlardı.

Çocuklar satın alındıklarından itibaren
onları satın alan kişinin vesayetinde sayıldıkları için,
başlarına gelen dayak, işkence, taciz ve hatta tecavüz vakalarıyla hiç kimse ilgilenmezdi.

Çünkü bu çocuklar toplumun gözünde
iyi bir ailenin yanına yerleştirilerek kurtarılmış sorunlu çocuklardı

ve şikayet etmek yerine kurtarıldıkları için sadece minnettar olmalıydılar!

Ahırda hayvanlarla yatıp kalkmaya layık görülen,

çuvaldan elbiseleriyle sadece ekmek yedirilen bu
çıplak ayaklı çocuklar

uzun yıllar boyunca İsviçre halkı tarafından kanıksandı,
hatta öyle ki,

bir çok aile bu çocukların ayakkabılı
“normal çocuklardan ayırt edilmesinde kolaylık sağladığından

zavallı çocukların çıplak ayakla dolaşmasının daha uygun olduğunu düşünmekteydi!

İsviçre toplumunun üstü kapalı olarak işlediği bu
kölelik sistemi

ilk bakışta çok uzak bir tarihe ait kötü bir anı gibi geliyor,

ancak İsviçre’de Verdingkinder denilen bu kölelik sistemi,

inanması güç bir şekilde 1981 yılına kadar tam olarak yasaklanmadı!

Daha da kötüsü İsviçre devletinin şuan bazıları
hala hayatta olan bu insanlardan

resmi olarak özür dilemesi ise ancak 2013 yılında mümkün oldu.

İsviçre toplumunun garip bir şekilde kanıksadığı
ve tepkisiz kaldığı bu olaya yükselen ilk sesler ancak yabancılardan geldi.

Bir Rus doktorun,
çalıştırıldığı çiftlikte ağır ve yoğun tecavüzlere uğrayan
ve bunun sonucunda hayatını kaybeden
bir erkek çocuk için resmi rapor hazırlaması

bu olaya yükselen ilk seslerden biridir.

Bu tür vakalarda doktorlar çoğunlukla
ölü çocuğun ölüm sebebini görmezden geliyor ve üstünü kapatıyordu.

Yani doktorun yaptığı bu eylem hiç rastlanan bir durum değildi.
Sonuç olarak Rus doktorun hazırladığı bu rapor
otoriteler tarafından dikkate alınmadı ve doktor
farklı milliyeti yüzünden dışlandı.

Bu olaydan sonra bazı kadın
örgütleri ve sendikalar da

çocuk kölelerin durumuna karşı seslerini yükselttiler.

Ayrıca bazı yazarlarda bu olaya karşı tavır aldılar.

Kendiside Verdingkinder adı verilen
kölelik sisteminin kurbanı olan

CARL LOOSLİ'GÖRSELLER' ile ilgili görsel sonucu
yazar Carl Loosli
annesi ve babasını doğru dürüst göremeden
11 yaşına kadar çiftliklerde çalıştırılıp tacizlere uğramıştı.


Yazarlık yaptığı dönemde başına gelenlere sessiz kalmadı
ve bu konu üzerine yazılar yazdı.

Ne yazık ki,
İsviçre’nin tabu olarak kabul ettiği ve kanıksadığı bir sisteme
çomak sokmaya çalıştığı için yazdıkları hiç bir zaman ciddiye alınmadı

ve yaşadığı dönemde değer görmeyen bir yazar olarak kaldı.

Albert Anker
ALBERT ANKER'KİMDİR' ile ilgili görsel sonucu

İlgili resim
ALBERT ANKER'GÖRSELLER' ile ilgili görsel sonucu
Ayrıca ünlü ressam Albert Anker de
İsviçre yaşamını yansıttığı tablolarında
çokça bu çıplak ayaklı çocuklara yer vererek,
görmezden gelinen bu gerçeği tablo meraklısı zengin zümrenin önüne sermeyi amaçlamıştır. 


 
  *** SİZİ KUTLUYORUZ *** BUGÜN 1931016 ziyaretçi (4225419 klik) MİSAFİRİMİZ OLDUNUZ ***  
 
haberler haberler


Google Arama
Sitemde Arama
Yaşam ve İnsanlar

İstanbul Servisleri Neden Pahalı ? burakesc
Namaz Kılan Minik ile burakesc
GİMDES Helal Gıda Ramazan Buluşması burakesc
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol