Create Your Own Countdown

Google

   
  *** İYİLİK İÇİN KOŞANLARIN YERİ***
  DOĞRUCU DAVUT
 









 Ne yapalım, Yüzde 18 kdv, Yüzde 20 vergiyi ödemeyip nasılsa çoğunluk gibi af çıkacak diye bekliyelim mi, Sonra ilk taksidini öder, bir daha ki affa kadar tekrar zaman mı kazanalım. 100 daire yapılacak yere abidik gubidik işlerle 250 daire yapıp, kazancimizin bir kısmıyla bize göz yumanlari bedava umreye mi götürelim. Sonra bu kâr yetmez diye emlâk konutla ortak 1000 , 2000 dairelik projelere girip satilmayinca ziraat bankasından faizler 2.25 iken, 0.95 ile özel krediler çıkartıp, sene sonunda bankayı 2.1 milyar zarara mı uğratayım. Akdamar'daki kiliseden, istanbulda ki demir kliseye kadar birçok kiliseyi açarken, yetmez ruhban okulunuda açın mı diyeyim. Alevi vatandaşların oyunu alacağım diye her yerde belediye bütçesinden cemevleri yapılmasına helâl olsun mu diyeyim. Sırf imam hatip li diye liyakatsiz insanları devlet kadrolarına alırken, liyakatli insanları pasifize edilmesine aferin iyi yapiyorlar mı diyeyim. Doğruya doğru, eğriye eğri demekten başka bir yol bilmiyorum. Özür dilerim. NAIL Nail Bey kardeşimin haklı feryatları üzerine bir kaç söz... Öncelikle "vatanseverler" her türlü fikrin açıklıkla dile getirilebildiği bir platform özelliğinde. Nail Bey kardeşim de medeni cesaretin en güzel örneğini burada bizlere gösteriyor, doğru bildiğimiz yanlışları dile getiriyor, kendi ihtisası doğrultusunda, hem bir inşaat müteahhidi, hem de en az 30 senelik iş adamlığı tecrübesi ile bizleri aydınlatıyor. Şu anda desteklemekte olduğumuz partinin büyükşehir belediyelerinden birinde, ihale tarihinden önce kendisine imzalaması için önüne sürülen ihale dosyasını, gayr-i meşru gördüğü için geri çeviren ve zamanımızın güncel tabiri ile "köşeyi dönmeyi reddeden", yanlışa alet olmamak için iş hayatı boyunca resmi dairelerle iş yapmayan böyle bir kardeşimizin, ülkemiz adına hissetiği ızdırabını böyle bir platformda duyurmasını ancak tebrik etmeliyiz. Benim de şahsen anlamakta zorlandığım bir konu, biz kendi görüşümüzdeki kişi veya kurumları tenkit etmekten çekiniyoruz, tenkit edenleri tenkit ediyoruz. Adeta dokunma bizim yanlışımıza diyoruz. Peki bu durum, bizim inancımıza ne kadar uygun? Hepimiz muhafazakar insanlarız. Tarihimiz yöneticilerin yaptığı hatalara gerektiğinde canı pahasına direnen insanların hatıraları ile dolu. Ancak biz her defasında şartları öne sürerek yapılan hatalara dokunmamamız gerektiğini söylüyor, şartların böye yapılmasını icap ettirdiğini savunuyoruz. Geçenlerde aile içersinde yapılan bir cemiyette, ilahiyatçı bir hocamıza bir soru yönelttim ve hocam dedim, FETÖ kendi adamlarına memur sınavlarında soru dağıtarak kul hakkına girdi diyoruz öyle değilmi dedim. Hocamız evet dedi. Peki hocam dedim, bu kul hakkı oluyor da, biz partimizden veya cemaatimizden olduğu için bazı insanları hakkı olmadığı halde kayırıp onları, başkasının hakkını çiğneyerek bazı makamlara getiriyorsak bu kul hakkı olmuyormu dediğimde, hoca beni tasdik ederken, etraftaki insanlar tarafından neredeyse linç ediliyordum. Hemen 'ama'lar başladı. Ama o başkaları hain olabilir vesaire. Demek ki kul hakkı yemek bize caiz imiş...!!!!! Bizim gücü doğrulukta aramamız gerekirken, biz doğruluğu ve hakkaniyeti feda ederek gücü ele geçirmeye çalışıyoruz, bu arada amaç ortadan kayboluyor ve biz bunu farketmiyoruz. Geçtiğimiz günlerde Hollandalı önemli bir siyasetçi, İslam aleyhine kitaplar yazarken İslam'ı öğreniyor ve neticede müslüman olup İslam'ı anlatan kitaplar yazmaya başlıyor. Bugün Batı'da ve ülkemizde de hızla yükselen ateizm ve deizm akımları karşısında, kaynaklarımızda yazılanlara ve asr- ı saadet yaşananlara uymayan bir islam modeli ile biz sadece inanmak isteyen insanların önünde "SET" oluruz. Bu nedenle gücü ele geçirmeye talip olmak yerine, doğruyu yaşayıp muhtaçlara göstermeyi seçmeliyiz. Ancak bu şekilde görevimizi yapmış oluruz. Türkiye'yi, İslam alemini ya da dünyayı kurtarmak hiç birimizin görevi değil. Bizim görevimiz sadece Allah yolunda emredileni yapmak. Ancak o zaman kendimizi kurtarabilir ve güzel örnek olarak başkalarının da kurtuluşuna, yani Îla'yı Kelimetullah'a hizmet etmiş oluruz. Acizane düşüncelerim bunlar. Hem birtakım siyasî işlerle veya birtakım bâtıl cereyanlarla ve fikirlerle uğraşmaya zamanımız yoktur. Ömrümüz kısadır. Vaktimiz dardır. Üstadımızın dediği gibi "Fena şeylerle meşguliyet fena tesir eder. Fena iz bırakır." Hususan böyle bir asırda "Bâtılı iyice tasvir etmek, safi zihinleri idlâldir." Evet, menfîlikleri öğrenerek mücadele edeceğim gibi saf bir niyetle başlayıp menfî şeylerle meşgul ola ola dinî bağları ve dinî salabet ve sadakati eski haline nazaran gevşemiş olanlar olmuştur. RN-Tarihçe-i Hayat/714 BAHRI *hür olmak..* ya da *tüm suçlu onlar (Batı) mı..?* *yoksa; biz’de de olabilir mi..?* tüm dünyanın taksimat ve yönetimini onlara mal etmek; onları tahkir ya da itham olmuyor aslında.. ya ne oluyor.? -onlara inanılmaz bir GÜÇ etfetme oluyor.. unutmayalım; Aristo ve Eflatun veya Medeniyet-i Yunanî ve Qiptî (Mısır) İslam’dan çok önce idi.. ve herşeyi ile kötü ve şerr de değil.. Eflatun (Plato) için Peygamber diyenler de var.. İslam Medeniyeti onlardan çok da şeyler aldı ve alıyor.. böyle değilse bile; tüm mehasinleri elbette küfrlerinden kaynaklanmıyor.. Onlara da İsa, Musa, Yusuf gibi Peygamberler gelmiş veya hakkaniyet etkileri ulaşmıştır.. diğer taraftan; yine onlara rağmen İslam yani müslümanlar ta 1490’lara kadar çok büyük terakkiyatkar yaşamış ve yaşayabilmişlerdir.. Emevî, Abbasî, Eyyubî, Selçuklular, Osmanlı ve Endülüs.. üstelik *İslam’a uygun düşmeyen Saltanatlıklarla* bunu başarabilmişlerdir.. yani; Batı (Yunan) varlıkları o zaman da vardı ama gelişim ve başarı mümkün olabilimiştir.. diğer taraftan aynı onlar; 1789 Fransız Devrimi’ne kadar sefil ve perişan idiler.. özgürlüğü keşf ile adeta uçtular.. biz yani İslam Ülkeleri ise, bu yeni’ye uzak durdu ve ayak uyduramadı.. Osmanlı dahil, tüm merkezler çöktü.. bitmedi.. aynı BATI hala da bir ve beraber değildi.. II.Dünya Savaşı’na kadar bile 80Mikyon kişi birbirlerini -aynı dinde olmalarına karşın- katlettiler.. ama düşünmeye başkadılar.. AB gibi birlikler kurup evrensel değerler tanımladılar.. siyasî hegemonya menfaatçi emperyalistlikleri, özellikle dış dünyaya karşı olsa da; kendileri açısından bugün Uzay’a hükmetme noktadına gelebikecek kadar ileri yol aldılar ve alıyorlar.. bunu üş şeyle yaptılar; -hürriyet -şeffaflık -evrensel bilimsellik yani; İslam Coğrafyası’nda olmayan şeyler.. biz de deriz ki; onların o doğrularına ilaveten bir de Ahlak ve Fıtrat değerimiz var.. bu dört temel değerle, biz yola koyulabilirsek, onları fersah fersah geçebileceğimiz gibi, tüm dünyaya barış ve huzur, yani selamet ve saadet de sağlayabiliriz.. ama önce; hür olmak lazım.. sadece ve sadece *Abd-el Allah* yani sadece Allah Kulu olmak lazım.. başka hiçbşr şeyhin, üstadın, sultanın, halifenin, şunun bunun değil.. *İslam’da ruhbanlık yoktur ve olamaz*.. üstad ile müntesibi eşittir ve birdir.. şeyh ile mürid eşittir ve birdir.. Allah’a kulluk açısından, peygamber ile zenci köle eşittir.. yoksa şeyh de olsa evliya da olsa, usta da olsa üstad da olsa; saygı gereği değil, *kölelik* anlamında *kulluk* yapanın İslam Değerleri’nden hiçbir şey edinemediği çok açıktır.. ve bu hürriyet sorunu, bugün bile hala da İslam Coğrafyası’nın irade ve beynine ve gönlüne vurulan en büyük ve vahşi kelepçe olmaya devam etmektedir, ne yazık ki... evet; üstünlük sadece takvadadır.. onu da ancak Allah bilir, biz bilemeyiz.. herkes hürdür, ancak sadece *abd-ullah*’tır denebilir.. evet gelişme için önce hür olmayı içselleştirermek lazım.. yani önce *hürriyet* ?? sonra; *şeffaflık* sonra; evrensel bilimsellik ve bizdeki olan; en sonra; Ahlak ve Fıtrat (Hakkaniyet) özetle; onları şunları suçlamaya gerek yok.. kendimiz kendimizle ve değerlerimizle barışık olsak yeter.. hürriyet ve adalet ve şeffaflık; bizim değerlerimizdir diyebilenlerden kalın, 18.02.2019, *_nikaO_* _ nikaO.Oakin@gmail.com _ Bütün Soruların Cevabı Kur'an ve sünnettedir Veda Hutbesindedir Ondan sonra diğer alimlerde - Kur'an incelendiğinde İçeriği incelendiğinde Ekseriyet çoğunluğu Insanın ölmeden önceki Yaşamını düzenler Yaşamla içiçedir -bu kuralları GÖZARDI etmekten kaynaklanır sorunlar İşte tam burda Irdeleme başlar -bu Kur'an esaslarına uymayanlar konu uzmanlarına ortaya konur Yapılan yanlışlar izah edilir BUŞEKİDE münazara /paylaşımla Kur'an sünnet âlim esaslı doğruya ulaşılır Biz her olumsuzluğu - kötülükleri tartışmayalım demek -ALLAHIN. Kuran'da sıkça bahsettiği -DÜŞÜNMEZMİSİNİZ -AKLETMEZMİSİNİZ Sözünede AYKIRI olur -ÖNYARGILI DEĞIL -MAKUL MANTIKLI ILMİ ORTAK AKILLA TARTMAK GEREKIR diye. Düşünürüz Nacizane ABDURRAHIM


 
 
  *** SİZİ KUTLUYORUZ *** BUGÜN 2054441 ziyaretçi (4519261 klik) MİSAFİRİMİZ OLDUNUZ ***  
 
haberler haberler


Google Arama
Sitemde Arama
Yaşam ve İnsanlar

İstanbul Servisleri Neden Pahalı ? burakesc
Namaz Kılan Minik ile burakesc
GİMDES Helal Gıda Ramazan Buluşması burakesc
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol