İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve ODTÜ Deprem Mühendisliği Araştırma Merkezi, 'bina inceleme' çalışması gerçekleştirdi.
İstanbul'un Avrupa yakasında deprem riski yüksek Zeytinburnu, Fatih, Küçükçekmece, Bahçelievler, Bayrampaşa ve Güngören ilçelerinde yapılan deprem araştırmasında ürküten bir tablo ortaya çıktı.
5 yılda tamamlanan çalışma kapsamında 6 ilçede toplam sayısı 125 bini bulan tüm konut ve işyeri binaları tek tek incelendi. 2004-2009 dönemini kapsayan çalışma için İstanbul Büyükşehir Belediyesi özkaynaklarından 29 milyon lira harcama yapıldı. Araştırmaya konu olan 125 bin evin ilçelerdeki dağılımı şöyle: Zeytinburnu (16 bin), Fatih (27 bin), Küçükçekmece (35 bin), Bayrampaşa-Bahçelievler-Güngören (47 bin).
Çalışmanın koordinatörlüğünü üstlenen ODTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haluk Sucuoğlu'nun verdiği bilgiye göre, çalışmayla, muhtemel bir İstanbul depreminde yıkılması veya önemli derecede hasar görmesi beklenen binaların tespiti amaçlandı.
Sözkonusu 125 bin binanın depremin doğrudan etkisi (yer sarsıntısı) altındaki durumu incelendi. Sıvılaşma, heyelan, tsunami gibi depremin dolaylı etkileri göz önüne alınmadı. İki ayrı senaryo belirlendi. 'En kötü senaryo'da, Kuzey Anadolu Fayı'nın Marmara Denizi içinde kalan ve 1766'dan beri kırılmayan kısmının tamamen kırılması ve 7,5 büyüklüğünde deprem oluşturma hesaplandı. İkinci senaryoda ise kısmî kırılma olması ve deprem büyüklüğünün 7,2'de kalması esas alındı.
İncelenen yapıların 101 bin adedi betonarme, 24 bin adedi de yığma taşıyıcı sisteme sahip binalardan oluştu. Prof. Dr. Haluk Sucuoğlu, inceleme sonuçlarına ilişkin bilgi verirken, yığma binalarda önemli bir tehlike bulunmadığını ifade etti. Kentteki esas tehlikenin beklendiği gibi "5-8 katlı betonarme binalar" olduğunu belirten Sucuoğlu, İstanbul'da 7,2 büyüklüğünde deprem olması durumunda incelenen 100.665 betonarme binanın 24.190'ının çökmesi veya ağır hasar görmesinin beklendiğini, 7,5 büyüklüğündeki deprem senaryosuna göre ise sayının 43 bin 270'i bulduğunu bildirdi. Sucuoğlu, çalışmayla ilgili şu ilginç tespitte bulundu: "Normal bir yapı kalitesi dağılımı olsa, birinci derecedeki bir deprem bölgesinde diyelim 100 bina taradınız, bunun 50'sinin az hasar, 40'ının orta hasar, 10'unun ağır hasar görmesini beklersiniz. Bizde tersine gidiyor işler. Ağır hasar çok büyük, orta ve az hasar bunun altında kalıyor."
Yapılan kentsel dönüşüm çalışmalarıyla ilgili, Prof. Dr. Haluk Sucuoğlu ilginç bir yaklaşımda bulundu. Tehlikeli olduğu belirlenen binaların, incelenen ilçelerin her tarafına saçıldığını söyleyen Sucuoğlu, "Bu durum, sadece belirli bölgelerde yapılacak kentsel dönüşüm çalışmalarıyla İstanbul genelinde deprem riskini azaltma hedeflerini neredeyse imkânsız kılıyor. Tehlikeli binaların yıkılması veya güçlendirilmesi gerekiyor."