Bizim çocukluk ve öğrencilik yıllarımızda Çanakkale ve Kurtuluş savaşlarına katılmış, belli yaşlara gelmiş, göğüslerinde madalya taşıyan gazilerimize saygıyla, imrentiyle bakardık. Okuduğumuz tarih derslerinde ise bu savaşlarda şehitlerimizin, gazilerimizin gösterdikleri kahramanlıkları, yokluk içinde kazanılan zaferleri okudukça, öğretmenlerimizden dinledikçe o yıllarda bile heyecanlanır, onlar gibi kahraman olmaya heveslenirdik.
Bize öğretilen " büyüklerimizi sayma" kurallarına uyar, gazilerimize daha da saygılı olur, otobüslerde, trenlerde, vapurda,tramvaylarda kalkar yerlerimizi onlara verirdik. Çünkü dört bir yandan işgal edilen vatanımızı onlar bize kazandırmışlardı.
Ama çok acıdır ki, son yıllarda tarihten, ulusal birlikten ve bu kavramın verdiği heyecandan bihaber gençlerde hatta belli bir yaşa gelmiş insanlarda bile şehitlerimize, gazilerimize karşı bir saygı göremiyoruz.
Onların bu unutulmanın verdiği sızıyla yattıkları yerlerde rahat uyuduklarını sanmıyor ve kemiklerinin de sızladığını hissediyorum.
Türkiye’den gelen Türkler 40 yıldır, Kıbrıs’tan gelen Türkler 60 yıldır Avustralya’da yaşamaktalar. Türk kökenli bu Avustralyalılar ve bunların oluşturduğu derneklerin hiç biri merak edipte şehitlerimizin yattığı Broken Hill kasabasına gitmemiş-gitmiyorlar.
Bu iki şehidimizin öyküsünü Canberra eski Büyük Elçimiz Bilâl Şimşir’den dinledikten sonra merak edip 1200 kilometrelik bir yol kadeterek şehitlerimiz Gül Muhammed ve Molla Abdullah’ın savaştıkları ve şehit oldukları Broken Hill kasabasına eşimle birlikte gittim.
Broken Hill bir yerde çöllük bir arazinin ortasında kurulmuş güzel, temiz eski bir maden kasabası. Bu kasabaya gidecek bir kimsenin ilgi duyacağı tek şey; Dondurmacı Gül Muhammed ile Kasap Molla Abdullah’ın, Osmanlıya karşı savaşmak üzere Çanakkale’ye gidecek gönüllü askerleri protesto etme amacıyla Avustralyalılara karşı başlattıkları bir savaşın hikayesidir. Zaten kasaba yetkilileri iki şehidimizin vurulduğu yeri özel olarak hazırlamış. Bilgi içeren plaketleri buraya yerleştirmiş. Kasabanın dışında eski adı White Rocks, sonradan Türk Kayalıkları olan değiştirlen kayalık yerde, olayla ve şehitlerimizle ilgili bilgilerin yanısıra şehitlerin kendilerine siper yaptıkları dondurma arabası konmuş.
İşte bu yazıda Dondurmacı Gül Muammed ile Kasap Molla Abdullah’ın neden savaştıklarını okuyacaksınız. Okuduğunuz zaman da gömüldükleri mezar yerleri bile gizli tutulan Gül Muhammed ile Molla Abdullah için neden bir Anıt yapılmadığını, yapmak isteyenlere de kimlerin karşı çıktıklarını öğreneceksiniz
OSMANLI ADINA 500 KİŞİ İLE ÇARPIŞTILAR ŞEHİT OLDULAR
93 yıl önce Avustralya ile Türkiye arasında ilk savaşın Çanakkale-Gelibolu’dan önce bir maden kasabası olan Broken Hill ‘de başladığını çok kimse bilmez.Çünkü İngilizlerin isteği üzerine haksız yere Türklerle savaşmak üzere Avustralya’nın asker gondermesine karşı çıkan Türk kökenli iki Afganlı, bu kasabada gönüllü olarak Osmanlıya karşı savaşacak askerlerin bulunduğu trene silahla saldırarak bir yerde Avustralya karşı savaş açarlar. Çünkü yaptıkları tüm savaş karşıtı müracatlar, duvarlara astıkları protesto yazıları dikkate alınmaz.
Çare Çanakkale’ye haksız yere Türklerle savaşmaya gidecek askeri kokrtarak caydırmak. Hareketten önce yakın aile dostlarıyla kasaba dışında piknik yapan askerler o zamanki maden vagonlarıyla kasabaya dönerlerken Gük Muhammed ile Molla Abdullah’ın silahlı saldırısıyla karşılalırlar ve neye uğradıklarını şaşırırlar.
Silahlı saldırı sırasında her iki şehidimiz öyle bir takım kimselerin söyledikleri yazdıkları gibi çocuklara, kadınlara kısaca sivillere ateş etmezler. Öyle olsa idi açık vagonlarla piknik dönüşü yapan insanların çoğu ölürdü. Saldırı karşısında trenin makinisti hızını arttırır ve hızla ateş hattından kaçarak kasabaya gider. Durum anlatılınca 500 kişilik polis, avcı ve halktan oluşan silahlı grup, bu iki Afganlı Türkün peşine düşer. Yeni adıyla Türk Kayalıklarında kıstırılan Muhammed ve Abdullah üç saatlik bir çatışma sonrası burada şehit edilirler.
1 Ocak 1915 tarihinde meydana gelen ve Avustralya ile Türkkiye arasında ilk savaş olarak ifade edilen bu olayın iki kahramanı, şimdi Broken Hill kasabasında yatıyorlar ama gömüldükleri yer gizli tutulduğu için gömüldükleri yer bilinmiyor.
BROKEN HILL KASABASI SYDNEY’E 1200 KM UZAKLIKTA
Sydney’e kara yoluyla 1200 kilometre mesafede olan Broken Hill’e sırf bu olayı araştırmak için gittiğimde ilk işim kütüphaneye uğramak ve bu konuda bilgi almAk oldu ama sadece iki sayfalık bir bilgiyle karşılaştım. Daha sonra da vurulup şehit oldukları eski adıyla White Rocks, yeni adıyla Turks Rock yani Türk kayalarına gittim. Burada olayın kahramanları Türk kökenli Afgan vatandaşı Gool-Gül Muhammed ile Molla Abdullah’ın çarpışma sırasında kendilerine siper ettikleri Gül Muhammed’in dondurma arabası ile olayla ilgili kısa bilgileri içeren plaketler bulunuyor.
Araştırmama göre Canberra eski B.Elçimiz BilalŞimşir’in haricinde buralara hiç bir Türk kuruluşunun, insanının ve yetkilinin ziyaret etmemesi beni bir hayli üzdü. Bu durum öyle tahmin ve hissediyorum ki, Gül Muhammed ve Molla Abdullah’ın kemiklerini sızlatıyordur.
Peki bu Gül Muhammed ve Molla Abdullah kim? derseniz bunlar o zamanlar iç kısımlarda yapılacak demiryolu inşaatlarına develerle malzeme nakli işlerinde çalışmak üzere gelen Türk kökenli Afganlılardan
Gül Muhammed kasabada seyyar dondurmacılık, Molla Abdullah’ta kasaplık yapıyormuş.
OLAYIN BAŞLAMASI VE HİKAYESİ
Gül Muhammed ile Molla Abdullah’ı ölüme-şehitliğe götüren sebeb ise Türklüğe ve Osmanlıya karşı olan bağlılıkları ve Avustralyalıların binlerce kilometre uzaklıktaki Türk topraklarına-Osmanlıya karşı hiç bir neden yok iken savaşmak için ( İngilizlerin emri ile ) asker göndermelerine öfkelenmeleri.
Avustralya’nın Çanakkaleye savaşmak için asker göndermesine karşı çıkan bu ikikahramanımız yetkilileri uyarırlar ve yaptıkları görüşmelerde Osmanlılarla çarpışmak üzere asker göndermenin hiç bir sebeb yokken yanlış olacağını söylerler. Bu arada da kasabanın duvarlarına protesto yazıları asarlar. Ama kimse bu ikazları dikkate almaz. Zaten gönüllü olanlar macera peşindedirler.
En sonunda bu iki Türk kökenli Afganlı, eğitimlerini tamamlayıp Çanakkale’ye Türklere karşı savaşmaya gidecek gönüllü askerlerin ve yakınlarının hem yılbaşı hemde veda pikniğinden dönmekte oldukları trene silahla saldırırlar.
Gül Muhammed’in dondurma arabasına Türk bayrağınını asarak kendilerine siper yapar kahramanlarımız piknik dönüşünde bu askerleri korkutmak ve caydırmak için ateş açarlar. İşte bu saldırıyı Avustralyalılar, ilk Avustralya –Türk savaşı olarak kabul ederler.
Muhammed ve Abdullah’ın attıkları kurşunlarla açık vagonlarda bulunanların bazıları hafif yaralanır.Trenin makinisti treni hızlandırarak kasabaya ulaştığında durumu halka ve ilgililere bildirir. Bunun üzerine 500 kişilik polis, avcı ve halktan oluşan kalabalık bir grup silahlanarak Muhammed ve Abdullah’ın peşine düşerler.
Kalabalık insan seslerini duyan iki savaşçı, kasabanın biraz dışındaki bir kulübeye doğru koşarak saklanmak isterler ama kulübüdeki yaşlı bir Avustralyalı bunları silahlı görünce kabul etmez.İki savaşçı buna sinirlenerek ihtiyarın ayağına bir el ateş ederek hafif bir şekilde yaralayıp kaçmaya başlarlar. Amaçları kasaba dışındaki Deveci Afganlıların kamplarına sığınmak.
Fakat silahlı kasaba halkı ve polislerin kendilerine iyice yaklaştıklarını ve düz arazide rahatça öldürüleceklerini sezen Muhammed ve Abdullah bu kasaba yakınındaki White Rocks-Beyaz Kayalar’a (şimdiki adı Türk Kayalıkları ) doğru koşarlar ve bu kayaların arkasına saklanırlar
İzlerini takip ederek kayalıkların arkasına saklanan Türkleri bulan ve çember içine alan polis ve silahlı halkın bir kısmı kayalıklara yaklaşarak bir kısmı da sonradan yıkılan bir otelin balkonundan
Her ikisinin üzerine kurşun yağdırırlar. Bu çarpışmalarda bazıları polislerin silahlarından çıkar kurşunlar dahil dört Avustralyalı ölür ve yedi Avustralyalı da yaralanır.
Çarpışmalar sonucu mermileri tükenen Molla Abdullah ve Gül Muhammed teslim ol çağrılarınıkabul etmeyerek ölümü göze alırlar. Naaşları da belediyenin bir çöp arabasıyla gizli bir yere götürülerek gömülür. İki şehidin gömülü olduğu yer halktan saklanır.Bu nedenle mezarın bulunduğu yerle ilgili doğru dürüst bir belgeye rastlamak mümkün olmadı. Bazıları Canberra’ da yapılacak bir araştırma sonunda bulunabileceğini söylediler.
Bu çarpışma sonrasında halkı öyle öfkelenir ki, daha sonra Türkiye’nin dostu olduğu savı ile bu defa kasabadaki Almanların bulunduğu otele ve kulübe saldırılıp otel yakarlar. Buradaki Almanlar korkudan kaçışırlar. White Rocks-Türk Kayalıklarına gittiğinizde burada yer alan bilgilerde Gül Muhammed ve Molla Abdullah Avustralyanın düşmanı Türkler olarak tanıtıldığını öğrenirsiniz.
WHITE ROCKS - TÜRK KAYALIKLARI OLDU
İki karhmanımızın şehit olduğu White Rocks Kayalıklarına daha sonra Türk Kayalıkları adı verilir. Burada yer alan plaketlerin birinde ; Halk arasında ‘White Rocks’ denilen burası 1.Dünya savaşı sırasında bir silahlı çatışmanın yaşandığı yerdir. Çatışma, iki Osmanlı sempatizanı ile polis ve gönüllü silahlı birlikler arasında olmuştur ’ diğerinde ise ; Burası 1.Dünya savaşı sırasında Avustralya topraklarında meydana gelen ilk saldırının-savaşın gerçekleştiği yerdir.1915 yılının ilk günü 1200 kişi taşıyan piknik trenine Türk-Osmanlı sempatizanları tarafından ateş açıldı. Üç saat süren çatışmalarda saldırganlar öldürüldü’ şeklinde bilgiler yer alıyor.’ Bu arada açılan ateş sonrası yan kapakları delinen piknik treninin bir vagonu da kasabanın bir başka yerinde teşhir ediliyor.
TÜRKLER BU İKİ ŞEHİT İÇİN ANIT YAPILMASINI İSTİYORLAR
Avustralya’da çok sayıda Türk ve aldığım bilgilere göre Türk Genel Kurmayı da iki şehit için Broken Hill kasabasında bir Anıt yapılmasını ve Anıt’a da Atatürk’ün Anzac askerleri için söylediği sözlerin yer aldığı bir plkatein asılmasını istiyor ve arzuluyorlar.
Her kim ne derse desin fanatik düşünceleri bırakıp, Avustralyalılar, Yeni Zelandalılar, İngilizler ve Fransızlar nasıl Çanakkale-Gelibolu’da ölen askerlerine anıtlar diktiyseler bizde bu iki şehidimize sahip çıkıp Broken Hill kasabasında bir Anıt yapmalıyız.
Avustralya dahil bir çok ülkede Ermeniler, sözde Ermeni soykırımı ile ilgili anma anıtları dikerlerken, plaketler asarken bizler neden Broken Hill’deki Türk Kayalarına bu iki şehidimiz adına bir Dostluk ve Barış Anıtı dikmeyelim ki...
Bu olayı duyduğumda, araştırdığımda şahsen Abdullah ve Muhammed’in bu çarpışmada; Ölüm vatan içinse, hoş geldi,sefa geldi ’ dediklerini ve kendilerini kahramanca ölüme attıklarını sanıyorum.
Unutmayalım, ‘ Savaşta öldürülmek sıradan bir ölüm olarak görülebilir.Ama ölenlerin ne için öldüklerini düşünürsek ona göre karşılık vermek gerekir ‘ diye de düşünmemiz lâzım.
Canberra eski B.Elçimiz ve Tarihci Bilal Şimsir”in
Anıt’la ilgili yaptığı çalışmalar
1997 yılında Canberra’da Büyük Elçilik yapan aynı zamanda Tarihçi-Yazar olan Bilal Şimşir, Broken Hill olayı üzerinde çok durdu. Bu iki Afganlı Türkün vuruldukları kayalığın yapılacak bir düzenleme ile bir Anıt haline getirilmesini ve bu anıta Atatürk’ün Anzak askerleri için söylediği anlamlı sözlerinin bir plaket halinde konulmasını arzuladı ve gerçekleşmesi için de çok çalıştı Ama Avustralyalılar Anıt fikrini olumlu karşılarlarken bizim Avustralya’daki toplumumuzdan tarihine, şehitlerine saygısız o kadar fanatik çıktı ki, B. Elçi Şimşir’in tüm hayallerini yıktılar.
B. Elçi Bilal Şimşir, bu Anıt’ın yapılması için Avustraya’daki ve Türkiye’deki yetkililerden olumlu cevap alınca kolları sıvayıp toplum fertleriyle, kuruluşlarla toplantılar yapmaya başladı. Şimşir’in Anıt fikrine yukarıda da ifade etttiğim gibi tarihine ve şehitlerine saygısız bir grup fanatik insanımız , kraldan çok kralcı olarak Muhammet ve Abdullah’ın Türk olmadıklarını ve saçma sapan bir takım bahaneler ileri sürerek karşı çıktılar! Hatta bazıları öyle aşırı fanatikleşti ki, Türkler adına canlarını veren bu iki insana “eşkiya ” diyecek kadar da alçaldılar !.Bu fanatiklerin böylece kimliklerinden ne kadar uzaklaştıkları, tarih bilgisinden, vatan-millet sevgisinden ne kadar yoksun oldukları da anlaşıldı.
AVUSTRALYA’LILAR ANIT’IN ADINI BİLE KOYMUŞLARDI
Anıt yapılsın mı- yapılmasın mı tartışmaları sürerken, Broken Hill kasaba belediye meclisi, Bilal Şimşir’in bu düşüncesine sıcak baktı ve yapılacak anıta “Türk-Avustralya Dostluk Anıtı” adı verilmesini ve anıtın yapılmasının uygun olduğunu bildirdi. Ancak fanatik Türklerin çirkin çıkışları nedeniyle B.Elçi Bilal Şimşir, büyük bir üzüntüye kapılarak bu düşüncesinden vazgeçti.
Böylece iki Afganlı Türk 93 yıldır devam eden unutulmuşluğun, ilgisizliğin kaderiyle başbaşa kaldı.İnançlı Türklerden alacağı dualardan, saygıdan mahrum oldu.
Sen hiç üzülme şehit Muhammet ve Mahmud , biz tarihine, şehitlerine saygılı Türkler olarak bu Anıt’ın en kısa zamanda yapılması için tüm gayretimizle çalışacağız ve o Anıt’a büyük Atatürk’ün Anzak askerleri için söylediği anlamlı sözleri de asacağız. Ruhunuz şadolsun.
...........................
AFGANLILAR KİMLER ?
Avustralya’lıların Türk olarak kabul ettikleri ama fanatiklerin Türk olarak kabul etmedikleri Muhammed ve Abdullah’ın Türk kökenli olup olmadıklarını araştırmak için Afganlıların kökenlerini araştırdım.
Uzun bir araştırma sonucu bulduğum bilgilerle, bu iki şehit Afganlının Türk olduğunu ben şahsen iddia ediyorum. Çünkü Afganlıların Türk kökenli olduklarını aşağıda vereceğim bilgiler açıklıyor;
‘ Afganistan, 1. yüzyilda yaşamış olan en eski Türk boyu Yueh-çiler'den 1747'de vefat eden Nadir Avşar'a kadar hep Türkler'in yönetimi altında olan eski bir Türk yurdudur. Türk boylarından Akhunlar, Gazneliler, Göktürkler, Selçuklular, Timurlular, Harzemşahlar ve Avşarlar Afganistan'da hüküm süren Türk devletleridir.
Afganistan'da Peştunlar'dan sonra en kalabalık nüfusa Türkler sahiptirler. Türkleri'n yoğunlukla yaşadıkları Afganistan'ın kuzey bölgesi "Afgan Türkistanı" veya "Güney Türkistan" olarak bilinir.
Aynı zamanda bu bölge Hazar Denizi'nden Kaşkar'a, Urallar'dan Hindukuş Dağları'na kadar uzanan büyük Türkistan'ın bir parçası sayılır.
Türkler, yoğun olarak Afganistan'ın kuzey bölgesinde yaşarlar.Afganistan'ın güney bölgelerinde de bazı Türk boyları bulunmaktadır. Özbek ve Türkmenler, Afganistan'da yaşayan Türkler'in çoğunluğunu oluştururlar.
Kazak , Kırgız, Kızılbaş, Karakalpak, Kıpçak, Karluk, Aymak, Hazara ve Çağatay gibi Türk toplulukları da bulunmaktadır. Türkler, Afganistan'ın 8 - 11 milyonluk kısmını oluşturur. Türk nüfusunun 4-6 milyonluk kısmını Özbekler, 3-4 milyonluk kısmını Türkmenler, 1 milyon civarını ise diğer Türk boyları oluşturmaktadır.”
Şimdi tarih bilgisinden yoksun fanatikler, bu yazıyı okuduktan sonra Gül Muhammed ile Molla Abdullah’ın halâ Türk olmadıklarını iddia edebilecekler mi ? Düşünmeleri gereken bir başka önemli nokta, başka bir ırk veya milletten olan bir kimse, mensubu olmadığı ırk veya millet için durduğu yerde canını verebilir mi ?.. Bu iki kahramanımızın-şehidimizin kemiklerinii daha fazla sızlatmamak için bu Anıt’ın yapılmasına Türkler olarak başta Milli Savunma bakanlığımız ve Genel Kurmay Başkanlığımız olmak üzere hepimiz katkıda bulunalım.
..................
BROKEK HILL OLAYI-SAVAŞI FİLM OLUYOR
Türkiye’de yayınlanan Vatan gazetesinde yer alan bir habere göre Broken Hill’deki ilk Türk-Avustralya savaşı olarak anılan olay Türk yönetmen Merih Aktaş tarafından filme çekilecek. Yönetmen Aktaş filmi Avustralyalı bir firma ile ortaklaşa çekecek.
Hulusi ŞENEL