Create Your Own Countdown

Google

   
  *** İYİLİK İÇİN KOŞANLARIN YERİ***
  Başbakanın Kaybettiği Dava
 


Başbakan bana 
açtığı davayı kaybetti


Hulki Cevizoğlu: “Benim telefonlarım da dinleniyor” diye bir sözünüz var mıydı? 

Abdüllatif Şener: Herkesin dinleniyor benim de dinleniyor dedim.

Bunun üzerine Başbakan bana dava açtı.

20 bin liralık tazminat davası.




Kaybetti,


Yargıtay’a götürdü.



Israrla 
takip etti yani davayı. 


Yargıtay’da

da kaybetti.


Böylece benim söylediklerimi tescil etmiş oldu.


                      

Başbakan bana dava açınca herkes haber yaptı ama

davayı kaybedince kimse haber yapmadı bunu.

 

 

Başbakan 'Büyük İsrail' için çalışıyor!

Duayen gazeteci Hulki Cevizoğlu’nun hazırlayıp sunduğu Karadeniz TV’de canlı yayınlanan Ceviz Kabuğu’nun bu haftaki konuğu,Abdüllatif Şener, ” Başbakan Erdoğan, ’Büyük İsrail’tezi için çalışıyor. İsrail ne isterse katmeriyle yapan bir Erdoğan var “ dedi.
Ceviz Kabuğu programında çarpıcı açıklamalar yapan eski Başbakan  Yardımcısı Abdüllatif Şener, “İsrail ne isterse katmeriyle yapan bir Erdoğan var” dedi.

Eski Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, “Başbakan Erdoğan, ‘Büyük İsrail’tezi için çalışıyor. İsrail ne isterse katmeriyle yapan bir Erdoğan var” dedi. Suriye sorununda muhalifleri desteklemenin sadece İsrail’e faydası olduğunu ifade eden Abdüllatif Şener, bu konuda medyayı da eleştirerek, “Suriye’nin bölünmesini destekleyen medyanın İsrail askerinden farkı yoktur. Suriye’de muhalif dediğiniz katiller, hırsızlar, çeteciler ve hatta homoseksüellerdir” diye konuştu. Duayen gazeteci Hulki Cevizoğlu’nun hazırlayıp sunduğu Karadeniz TV’de canlı yayınlanan Ceviz Kabuğu’nun bu haftaki konuğu, Genel Başkanı olduğu Türkiye Partisi’ni kapatan, eski Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener’di.  AKP’den ayrılırken Başbakan hakkında ne düşünüyorsam hâlâ aynı şeyi düşünüyorum” diyen Şener; Başbakan Yardımcılığı yaptığı dönemdeki, Suriye, terör, yolsuzluklar ve Türkiye’nin diğer güncel konuları hakkında şok açıklamalarda bulundu.

Afyon’daki 25 şehidin 
hesabı verilecek mi? 
Hulki Cevizoğlu: Türkiye’de çok büyük bir rahatlığa alıştık. Şehit oldu deyip rahatlıyoruz ölen askerlerimizin ardından. Bu rahatlıktan Türkiye’nin bir an önce kurtulması gerekiyor. Afyon’da ne oldu, niye oldu? Bu nasıl askeri ve sivil yönetimdir? Bunun hesabı verilecek mi, verilmeyecek mi? Sayın Başbakanımız niye hâlâ Suriye’yi konuşuyor. “Suriye Kerbela’ya döndü” diyor. Peki Türkiye neye döndü? Siz ne diyorsunuz bu Afyon’daki patlamayla ilgili Sayın Şener, nasıl değerlendiriyorsunuz?
Abdüllatif Şener: Şu ana kadar bilgilendirici bir açıklama yapılmadı ama halkın bilgilenme hakkı vardır. Bu açıklama da hükümetin sorumluluğundadır. Kamuoyunu tatmin edici açıklama yapılmalıdır. 
Hulki Cevizoğlu: Var, bir açıklama var. Su Bakanı’ndan... Veysel Eroğlu bir açılama yaptı o da “takdiri ilahi” şeklinde.
Abdüllatif Şener: Bu, ne olduğunu açıklayan bir açıklama değil.  “Kaza olduğunu düşünmek mümkün değil” diye yorumlar var. “Terör olabilir” şeklinde yorumlar var... Ama bunlar bizim açımızdan meçhul...” 
Hulki Cevizoğlu:  Türkiye bir çok şeyi öğrenemiyor. Siz de AKP’den ayrılmasaydınız biz de birçok şeyi öğrenemeyecektik. Bir Galataport olayı vardı, ne olduğunu bilemedik. Kemal Unakıtan vardı Maliye Bakanı... “Başbakan’la etle tırnak gibi ayrılmaz” diyorlardı ve ayrıldı. Daha bilmediğimiz kim bilir neler vardı?...
Abdüllatif Şener: Türkiye’de ayrıştırıcı bir siyaset belirlenmesini her zaman eleştirdim. Bir ayrışma ülkenin en büyük riski ise böyle bir ortamda iktidara düşen, herkesi kucaklamaktır. İlk başladığı andan itibaren Başbakan kavgacı bir üslubu benimsedi. Ben daha yatıştırıcı üslubu benimsedim. Öfke oyunuzu artırabilir ama ülkenize zarar veriyorsa sorumlu siyasetçi böyle davranamaz. Galataport olayında Başbakan’a rağmen imza atmadım, reddettim ihalenin yapılmasını. Kemal Unakıtan, “Başbakan imzalamanızı istiyor” diye bu konuda bir belge getirdi ama imzalamadım. Bu “ya imzalarsın ya da o koltuktan alırız” demekti. Açıkça da söyledim “Bunu imzalamıyorum, koltuktan alabiliyorsanız alın” diye. Başbakan üç ay konuşmadı benimle. Yurtdışına giderken vekâletini bana veriyordu, tabii durum anlaşılmasın diye, havaalanında yanında oluyordum basın toplantısında ama konuşmuyordu. Sonra düzeldi kendiliğinden. Başbakan alacağı tepkiyi biliyorsa ona göre davranıyordu karşısındakine.
Hulki Cevizoğlu: Bakanlar Kurulu’nda da Başbakan öfkeli miydi? Azarladığı Bakanlar oluyor muydu?

Erdoğan bazı bakanları 
sürekli azarlardı 
Abdüllatif Şener: Bizim dönemimizde bazı Bakanlara karşı nazikti. Bazılarını da sürekli azarlardı. Tepki görmeyeceklerini azarlardı zaten. Bana karşı kırıcı hiçbir sözü olmamıştır...
Çok yoğun bir yolsuzluk ortamı vardı. Bu ortamda olmak istemedim. İhale kanunundaki değişiklik yirmiyi geçmiştir. Bakanlıklardaki teftiş kurumları hâkimiyetini yitirmiştir.  Demokrasi dediğiniz şey bir kişinin her şeye hâkim olmadığı sistemdir.
Hulki Cevizoğlu: “Sayın Şener CHP’de siyaset yapmayı düşünür mü?” şeklinde soru var...    
Abdüllatif Şener: Şu anda mevcut partilerde siyaset yapmayı düşünmüyorum. Medya aracılığı ile gelen teklifler var ama doğrudan bir şey yok. Bunları iyi niyet olarak kabul ediyorum...  Başbakan çağırsa dönmem. Bıraktığım gün hakkında ne düşünüyorsam bugün de değişmiş değildir. Başbakan ne yapıyorsa tersini söylüyor. “Biz herkesi kucaklıyoruz” diyor ama tersine herkesi tokatlıyor. Başbakan’ı anlamak için ne dediğine bakmak lazım, çünkü ne diyorsa tersini yapıyor.

Suriye’nin bölünmesi 
İsrail’i sevindirir 
Suriye’de yaptıkları tam bir İsrail tezidir. İsrail ne istiyorsa katmeri ile yapan bir Erdoğan var. Ama İsrail’le kavgalıymış gibi bir görüntü vermeye çalışıyor. Suriye’deki süreç mevcut yönetimi değiştirmektir. Hedef Suriye’yi parçalamaktır. Bundan en fayda sağlayan İsrail olacaktır. Büyük İsrail’e doğru devam edecek. İsrail, Müslümanların ilk kâbesi Kudüs’ü alıp başkent yapmak için uğraşıyor. Buna en büyük desteği de Başbakan veriyor. Bu olduğu gün Başbakan gene İsrail’e bağıracak. Vatandaş da “Gördün mü Başbakan gene posta koydu” diyecek. 
 “Tampon bölge oluşmalı” diyorlar. “Uçuşa yasak bölge oluşsun önce” diyor Başbakan. Ama bu, Irak’ta bölünmeye neden olmadı mı? Yaşanmış bir örnek var önümüzde.
Hulki Cevizoğlu: Peki kışkırtıcı bir soru sorayım... Kudüs’ün İsrail’in başkenti olmasının ne zararı var?
Abdüllatif Şener: Ortadoğu’da şiddeti artıracaktır. Bu da Türkiye’ye zarar verir. Kudüs, Müslümanların da kâbesidir. Dünyadaki çok sayıdaki Müslüman’ı rencide edecek bir duruma hizmet ediyor Başbakan. Büyük Ortadoğu Projesi, Büyük İsrail’e giden yoldur. 

AKP’nin dış politikası
Türkiye’yi zora sokuyor 
Hulki Cevizoğlu: NATO’da olduğumuz sürece bunlardan kurtulmamız mümkün değil mi?
Abdüllatif Şener: NATO’dan önce Başbakan koruyor İsrail’i. Olay sadece Suriye işi de değil. Türkiye’ye zaten zarar veriyor. Öyle bir dış politika var ki önce kendinize zarar veriyor. Bunu desteklemek İsrail askeri olmaktan beterdir. Hepsi İsrail safında asker gibidir. Malatya’daki füze rampasının ne işi var Türkiye’de. Türkiye’de Suriye’deki muhalefeti destekleyen medya mensuplarının hepsi İsrail safında asker gibidir. 
Hulki Cevizoğlu: Suriye ile söyledikleriniz doğru. Ama bu Suriye de eli yüzü yıkanmış bir ülke değil. Dün bize karşı PKK’yı desteklerken biz niye bir şey yapmadık? Bugün Suriye’yi destekleyen Rusya, dün PKK’yı destekliyordu. “Başımıza tüm bu dertleri Dışişleri Bakanı açtı” diyenler var.
Abdüllatif Şener: Bu, yanlış. Suriye politikasının tek sorumlusu Başbakan’dır. İşler iyiye gitmedi deyip Dışişleri Bakanı tasfiye edilecek. Kemal Unakıtan dediniz. Ona o işleri yaptıran Başbakan’dır. Unakıtan yıprandı, Başbakan tertemiz duruyor. Dışişleri Bakanı’na aynı şeyi yapmaya çalışıyor şimdi.
İnsanlar terörü konuşmaya cesaret edemez durumda. Erdoğan başa gelmeden önce terör sıfır noktadaydı. Şimdi zirvede. Türkiye’de terör olaylarının artmasının bir numaralı sorumlusu Başbakan’dır. Başbakan medyayı sansürleyerek çözüm bulmaya çalışıyor. Uygulanan iç politika da dış politika da terörü artıracak niteliktedir. Bu kadar yanlış yapan bir iktidarın ayakta kalabilmesini anlamak mümkün değildir. Başbakan, Kürt sorunu ile ilgili tutarsız davranıyor. Bir Habur girişi var biliyorsunuz. Bu olay sırasında Meclis’te grup konuşması yapıyordu. “Gördünüz mü sevinci bizim eserimizdir” gibi konuştu. Sonra da davalar açılmaya başlandı. Şu tutarsızlığa bakın... Böyle devlet idare edilmez ki. 
Hulki Cevizoğlu: Peki ama devletin bir de Cumhurbaşkanı var. Ona ne diyorsunuz?
Abdüllatif Şener: Hiçbir şey demiyorum ona... Politikaları belirleyen hükümet. O politikaları belirliyor, sonra eski kabine arkadaşıyla paylaşıyor olabilir.         
Hulki Cevizoğlu: Teröristlerle kucaklaşmaları var? 
Abdüllatif Şener: Bu yeni bir şey değil. Zaten destekliyorlar, cenazeler oluyor, oralara gidiyorlar. 
Hulki Cevizoğlu: Dokunulmazlıkların kaldırılması konusunda ne diyorsunuz? 
Abdüllatif Şener: Bu ortamda tartışılacak bir şey değil bu. Kişiye özel nedenlerle kaldırılmasını onaylamam. 2003 bu işleri konuşma için doğru zamandı ama şimdi değil. 

Başbakan bana 
açtığı davayı kaybetti
Hulki Cevizoğlu: “Benim telefonlarım da dinleniyor” diye bir sözünüz var mıydı? 
Abdüllatif Şener: Herkesin dinleniyor benim de dinleniyor dedim. Bunun üzerine Başbakan bana dava açtı. 20 bin liralık tazminat davası. Kaybetti, Yargıtay’a götürdü. Israrla takip etti yani davayı. Yargıtay’da da kaybetti. Böylece benim söylediklerimi tescil etmiş oldu. Başbakan bana dava açınca herkes haber yaptı ama davayı kaybedince kimse haber yapmadı bunu.


 
  *** SİZİ KUTLUYORUZ *** BUGÜN 1909324 ziyaretçi (4183208 klik) MİSAFİRİMİZ OLDUNUZ ***  
 
haberler haberler


Google Arama
Sitemde Arama
Yaşam ve İnsanlar

İstanbul Servisleri Neden Pahalı ? burakesc
Namaz Kılan Minik ile burakesc
GİMDES Helal Gıda Ramazan Buluşması burakesc
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol