Genç yaşına rağmen aldığı madalyalarla Türk bayrağını defalarca göndere çektiren tekvandocu New York Tekvando Federasyonu tarafından yılın antrenörü seçildi.
Genç yaşına rağmen aldığı madalyalarla Türk bayrağını defalarca göndere çektiren tekvandocu Yusuf Ekin, New York Tekvando Federasyonu tarafıdan yılın antrenörü seçildi. 60 antrenör arasından, uyguladığı antrenman teknikleri ve çalışkanlığından dolayı ödüle layık görülen Siirtli Ekin, 10 yaşında tekvandoya başlamış. Ağabeyinin de tekvandocu olduğunu anlatan Ekin, ''Küçükken ağabeyimin üniformasını giyer, tekvando yapmaya heveslenirdim, fakat tekvandoya asıl başlama nedenim, Siirt dışında bir yer görmek istememdir. 11 yaşında Mersin'de minikler Türkiye şampiyonasına katılmak için tekvandoya adım attım ve şampiyonada Türkiye birincisi oldum. Aslında, Türkiye birincisi olduğuma pek sevinememiştim. Maçlara ara verildiğinde arkadaşlarla denize gitmiştik, maçları biten arkadaşlar denize girmiş, benim maçım olduğu için hocam denize girmeme izin vermemişti. Keşke yenilseydim de denize girseydim bile demiştim.'' diye konuşuyor.
Ağabeyinin kahvehanelerdeki dövüş filmlerini izleyerek tekvandoya merak saldığını anlatan Yusuf Ekin, "Ailem, ağabeyimin tekvando ile uğraşmasını istemiyordu, fakat ben küçüğüm diye de bana ses çıkarmıyordu. Küçük olunca, 'Çocuklar birbirinin canını yakmaz.' gözüyle bakılıyordu. Ben ne zaman gençler kategorisinde maçlara çıkmaya başladım; annem, 'Hani sen miniklerle maç yapacaktın!' diye serzenişte bulunmuştu." diyor.
İlk madalyası dışındaki hiçbir madalyayı saklamadığını anlatan Ekin'in, sekiz Türkiye şampiyonluğu var. Dokuz kardeş olduklarını anlatan Ekin, annesinin çok heyecanlı olduğu için maç tarihlerini bile ailesine söylemediğini anlatıyor. Babasının tekvando konusunda kendisini çok desteklemediği hatta çoğu zaman, "Şu tekvandoyla uğraştığın kadar berber yanında çırak kalsaydın şimdi bir dükkanın olurdu." diye şikayet ettiğini anlatıyor. Babasının bir maçının ardından yaptığı yorumu da unutamayan Ekin, "Siirt'teki turnuvada ilk maçımda rakibimi nakavt ile yenmiştim. Babam evde anneme, 'Bizim Yusuf, ne kadar zalim bir çocukmuş.' diye yorumda bulundu." şeklinde konuşuyor.
2002'den beri milli sporcu olduğunu anlatan Ekin, aynı yıl Konya Selçuk Üniversitesi Beden Eğitim Bölümü'ne girdiğini ve olimpiyat ikincisi tekvando hocası Ekrem Boyalı'nın öğrencisi olduğunu anlattı. Bir dönem tekvandoyu tamamen bıraktığını fakat hocası sayesinde tekrardan tekvandoya geri döndüğünü ifade eden Ekin, "Türkiye'de sporcu olmak çok zor. Aynı üniformayı üç kişinin giydiği, peynir ekmek yiyerek maçlara çıktığımız zamanlar bile oldu. İmkanlar her geçen gün iyiye doğru gitse de sporcuların her zaman daha çok desteğe ihtiyacı var. Siirt'te çok başarılı yüzlerce çocuk var, imkan verildiği takdirde daha çok şampiyon çıkar.'' ifadelerini kullanıyor.
Üç yıldır ABD'de olduğunu anlatan Yusuf Ekin, New York'un en büyük tekvando okulu Ultimate Champions'ın Brooklyn'in şubesinde antrenör olarak görev yapıyor. En küçüğü 3, en büyüğü 48 yaşında 75 öğrencisi olan Ekin'in öğrencilerinden 3 tanesi de Türk kökenli. Tekvando konusunda kendisi elden geldiğince yetiştirdikten sonra Türkiye adına olimpiyatlar için sporcu yetiştirmek istediğini anlatan milli sporcu, "Tekvando sayesinde birçok kötü alışkanlıktan uzak kaldım. Eğer, bugün bu sporla uğraşmasaydım özgüven duygum bu kadar gelişmeyecekti. Türkler tekvando sporuna çok yatkınlar. Bence elden geldiğince çocuklarımızı bu spora yönlendirmeliyiz.' diyor. ZAMAN
|