Yerli tohum satan üreticiye hapis şoku
10.05.2013 04:26
YEREL TOHUM SATAN ÜRETİCİYE PARA VE HAPİS CEZASI
Doğanın patentlenemeyeceğini savunan Ünal, "patent almamış kayıtlı olmayan tohumla üretim yaparsanız satış yapamazsınız, şartı getirildi. Yasa varsa yaptırım vardır. Uyulmazsa da cezası vardır. Çiftçimiz F1-Hibrit tohumu almayıp kendine ait yerel tohumu satmaya kalkarsa ne olacak? Yasanın 12. Maddesine göre ilk etapta 10 bin TL para cezası, tekrarı halinde ise 5 yıl faaliyetten men ve tohumlara bakanlıkça el konulacak. Eğer tohumların imhasına karar verilirse, Bakanlık imha edecek ancak masrafları çiftçi ödeyecek. Çiftçi borcunu ödeyemezse haciz ve hapis cezası ile cezalandırılacak" bilgisini aktardı.
Türkiye'deki üreticilerin yerli tohum konusundaki sıkıntılarından yola çıkılarak geliştirilen "Yerel Tohum Üretimi ve Takas Projesi"nin çalışmalarına başlandı. Muğla'nın Fethiye ilçesine bağlı, Seki beldesi ile Kayaköy, Yaka ve Nif köylerinde yürütülecek olan projeyle, hibrit tohum kıskacındaki üreticilerin yerel tohumlarla üretim yapmaları teşvik edilirken, tüketicilere de daha sağlıklı ürünler sunulması hedefleniyor. Cumhuriyet Kadınları Derneği Fethiye Şubesi'nin öncülüğünde yürütülen projeye, Fethiye, Ölüdeniz ve Seki belediyelerinin yanısıra çeşitli meslek odaları ve sivil toplum örgütleri de destek veriyor.
'ÜRETİCİ TARLASINI EKMEKTEN VAZGEÇMİŞ'
Seçilen köylerde dikim çalışmaları başlayan projeyle ilgili bilgiler veren Cumhuriyet Kadınları Derneği Fethiye Şubesi Başkanı Dr. Nalan Ünal, 2006 yılında çıkartılan tohum yasasının ardından yaşanan sıkıntılar üzerine bölge köylerinde yaptıkları incelemeler yaparak böyle bir girişimde bulunmaya karar verdiklerini dile getirdi. Üretimde hibrit tohum kullanan üreticilerin, bu tohumlardan elde ettikleri ürünleri kendilerinin yemediğini kaydeden Ünal, "bu bizim çok dikkatimizi çekti. Köylüler, kendileri tüketmek için geleneksel tohumlardan ayrıca üretim yapıyorlardı. Yani hibrit tohumdan elde edilen ürünlerin sağlık açısından yarattığı risklerin farkındaydılar ve bu ürünleri kendileri tüketmekten kaçınıyorlardı. Bu, Türk tarımının içinde olduğu durumu gösteren trajik bir örnek oldu bizim için. Üretici köylümüz tarlasını ekmekten vazgeçmiş, ekmediği ürün bedeli karşılığı devletten aldığı parayla yetinmek zorunda kalmıştır. Senelik verilen para öyle yüksek miktar değil ancak üretici öyle bir durumda ki, ektiği zaman hasat sonu elde ettiği gelir, neredeyse devletin verdiği ekilmemiş alan parası kadar"diye konuştu.
TOHUM YASASI İLE KÜRESEL ŞİRKETLERE PAZAR YARATILDI
Hibrit tohumların Türk üreticisini dışa bağımlı hale getirdiğinin altını çizen Ünal, yerel tohum sahibi üreticilerle bağlantı kurduklarını belirterek bu tohumları eken gönüllü çiftçilere ekimden hasat dönemine kadar uzman desteği sağlanacağını söyledi. Belediyelerin desteğiyle sağlanacak olan pazar standlarında ürünlerin tüketiciye ulaştırılacağının da altını çizen Ünal, Ocak 2004'te çıkartılan 5042 sayılı 'Islahatçı Haklarının Korunması Kanunu' ile birlikte 3 binden fazlası endemik olmak üzere 11 bin çeşit bitki türünü barındıran Anadolu toprakları bu yasayla birlikte devlet eliyle çok uluslu tohumculuk şirketlerine açıldığını, ardından ise, Ekim 2006'da yasalaşan 5553 sayılı Tohumculuk kanunu ile tohum ıslahı yapan şirketlerin hakları düzenlenerek devlet eliyle ıslahçı şirketlere pazar yaratılmasının güvencesi sağlandığına dikkat çekti.
HİBRİT TOHUMLARLA ÜRETİCİ ŞİRKETLERE BAĞIMLI HALE GELECEK
"Tohum yaşamdır. Yaşam satılamaz" satılamaz vurgusu yapan Ünal, şöyle konuştu: "çiftçilik ertesi yıl kullanılacak tohumun bir önceki yılın mahsulünden ayrılıp saklanmasıyla yapılır. Üreticimiz yıllardır hasadının bir kısmını satar ,bir kısmını kendi tüketir, bir kısmını da tohum olarak bir sonraki seneye ayırır. Aynı tarlada her sene aynı ürün ekmemek içinde takas yapar. Bunda kıskançlık yoktur. Ekonomik çıkar yoktur. İşte bu dayanışmadır. Tam da yok edilmek istenen budur. Üretici, yeni düzende Kısır-F1 hibrit tohumlarla uluslar arası tohum şirketlerine bağımlı, kendi toprağında tarım işçisi haline getirilecek, dayanışma yok olacaktır."
DEĞİŞKEN DOĞAL TOHUMLAR PATENTLENEMİYOR
Söz konusu yasal düzenlemelerin tohuma kayıt ve sertifika şartı getirdiğini anımsatan Ünal, üreticiye verilen 5 yıllık geçiş süresinin Ekim 2011'de dolduğunu anımsatarak, "kayıt altına alınacak tohumun değişmeksizin aynı kalması şartı getirildi. Üreticilerimiz bilirler. Doğada tohumlar aynı kalmaz. Tozlaşma, arılar vs ile yıldan yıla bile değişiklik gösterir. Doğal olan bu tohumlar kısır değildir ve değişkendir. Değişken olması patent almasının önünde engeldir" dedi.
YEREL TOHUM SATAN ÜRETİCİYE PARA VE HAPİS CEZASI
Doğanın patentlenemeyeceğini savunan Ünal, "patent almamış kayıtlı olmayan tohumla üretim yaparsanız satış yapamazsınız, şartı getirildi. Yasa varsa yaptırım vardır. Uyulmazsa da cezası vardır. Çiftçimiz F1-Hibrit tohumu almayıp kendine ait yerel tohumu satmaya kalkarsa ne olacak? Yasanın 12. Maddesine göre ilk etapta 10 bin TL para cezası, tekrarı halinde ise 5 yıl faaliyetten men ve tohumlara bakanlıkça el konulacak. Eğer tohumların imhasına karar verilirse, Bakanlık imha edecek ancak masrafları çiftçi ödeyecek. Çiftçi borcunu ödeyemezse haciz ve hapis cezası ile cezalandırılacak" bilgisini aktardı.
SATIŞI YASAKLANAN YERLİ TOHUMLAR TAKAS EDİLECEK
Projenin bir ayağını da tohum takası şenliğinin oluşturduğunu kaydeden Ünal, böylece sağlıklı ve yerel tohumların kaybolmasının önüne geçilmesini ve yasayla satışı yasaklanan tohumların takas yoluyla üretimini arttırmayı hedeflediklerini dile getirdi. Cumhuriyet Kadınları Derneği Fethiye Şubesi'nin yürüttüğü projeye, Fethiye, Ölüdeniz ve Seki belediyelerinin yanısıra, Ziraat Müh. Odası Muğla Şubesi, Fethiye Ziraat Odası, Köy-Koop Muğla Bölge Birliği, Or-Koop Muğla Bölge Birliği, Seki Kalkınma ve Dayanışma Derneği, Yaka Köyü Muhtarlığı, Fethiye Tema Vakfı gibi kurumlar da destek veriyor
Yusuf Yavuz