Fikret Öztürk, akaryakıtta pompa fiyatına tavan koymanın mümkün olmadığını belirterek,..
Akaryakıt Dağıtıcıları Derneği (ADER) Başkanı Fikret Öztürk, akaryakıtta pompa fiyatına tavan koymanın mümkün olmadığını belirterek, "Eğer dağıtıcının yüzde 5,5'lik marjına tavan getirilmesi kastediliyorsa, kalan yüzde 94,5'e nasıl müdahale edilecek?" dedi.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun (EPDK), akaryakıt fiyatlarına ilişkin kararı konusunda Öztürk, fiyatlarda kanuna veya serbest piyasa koşullarına aykırı bir durum bulunmadığını belirtti.
İlgili kanunun 10. maddesinde "fiyatlar, en yakın erişilebilir dünya serbest piyasa oluşumu dikkate alınarak belirlenir" ibaresinin bulunduğunu söyleyen Öztürk, Akdeniz ülkeleri için en yakın erişilebilir serbest piyasanın, İtalya'da yayınlanan Platt's fiyatları olduğunu ve Türkiye de dahil tüm Akdeniz ülkelerinin, bu fiyatları referans aldığını kaydetti.
Öztürk, şöyle devam etti:
"Yaklaşık iki senedir dağıtıcı karları lira bazında değişmedi. Toplam dağıtım karını bayii ile paylaşıyoruz, bize yaklaşık 18 kuruş düşüyor. Bu da AB ülkelerindeki dağıtıcı şirket payı ile aynı seviyelerde. Türkiye'de akaryakıt fiyatları dağıtıcının brüt 18 kuruş karına kaldıysa benim bir diyeceğim yok. Hepsini kaldırsanız benzin 3 liranın altına inmiyor.
Benzinde brüt yüzde 5,5'e tekabül eden bu dağıtıcı payı nın içinde, ulusal stok ve bayiye verilen vadeleri de dikkate aldığınızda 40 günlük finansman maliyeti var. Tüketicinin güvenli ve kaliteli hizmet alması için yapılan yüksek maliyetli istasyon yatırımları da buradan karşılanıyor. Marjlarımızda bir indirim söz konusu olursa bayiye tanıdığımız vadeleri, promosyon ve hizmet kalitesi gibi giderleri azaltmak zorunda kalırız."
EPDK'nın, dağıtıcı firmaların bir adım atmaması durumunda tavan fiyat belirleme ya da soruşturma başlatma seçeneklerinin bulunduğunun hatırlatılması üzerine Öztürk, "Piyasaya müdahale yapılacağını sanmıyorum. Ortada bunu gerektirecek bir durum yok. Bu konuda neler yapılabileceğini görüşmek için EPDK Başkanından randevu talep ettik" diye konuştu.
Vergiler bu düzeyde kaldıkça fiyatların ciddi bir biçimde inmesinin mümkün olmadığının altını çizen Öztürk, şu görüşleri aktardı:
"Benzindeki vergi oranı yüzde 65. Bununla yaşamak zorundayız. EPDK'nın nasıl bir tavan fiyat belirleyeceğini bilemiyorum. Pompa fiyatına bir tavan koymak mümkün değil ki. Uluslararası ham petrol ve akaryakıt fiyatları arttığı nda veya dolar kuru yükseldiğinde ne olacak? Eğer dağıtıcının yüzde 5,5'lik marjına tavan getirilmesi kastediliyorsa, kalan yüzde 94,5'e nasıl müdahale edilecek?"
Öztürk, 27 AB üyesi ülke ile karşılaştırıldığında Türkiye'nin, benzinde birinci, motorinde de ikinci sırada yer aldığını ancak bunun vergilerden kaynaklandığını belirterek, vergisiz fiyatlar karşılaştırıldığında arada ciddi farklar bulunmadığını belirtti.
"Yani Türkiye fiyatta birinci ama vergide de uzak ara birinci" diyen Öztürk, ülkenin toplam vergi gelirinin yüzde 20'sinin bu sektörden karşılandığına işaret etti.
EPDK, 28 Mayıs 2009 tarihli kararında, petrol piyasasında faaliyet gösteren dağıtıcı lisansı sahiplerinin fiyat uygulamalarında en yakın erişilebilir dünya serbest piyasa oluşumunu dikkate almadıklarının anlaşıldığı belirtilerek, lisans sahiplerinin fiyat uygulamalarını söz konusu aykırılıkları giderecek şekilde 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanununun 10. maddesinin 'Rafinerici ve dağıtıcı lisansı kapsamında yapılan piyasa faaliyetlerine ilişkin fiyatlar, en yakın erişilebilir dünya serbest piyasa oluşumu dikkate alınarak, lisans sahipleri tarafından hazırlanan tavan fiyatlar olarak Kuruma bildirilir' hükmüne uygun hale getirmeleri için 20 Haziran 2009 tarihine kadar süre verilmişti.