Bütün imkânsızlıklara rağmen İstanbul Teknik Üniversitesi'ni (İTÜ) bitirmiş, yurtdışında eğitim almış. Şimdi emekli olan Sürmen, Özürlüler Müdürlüğü'nde gönüllü 'mimari danışman' olarak çalışıyor. Hayata tutunma hikâyesi, pek çok kişiye örnek olacak cinsten. "Mesleğimi özürlü vatandaşların hizmetine sundum." diyor. İstanbul genelindeki özürlü rampaları, engelli vatandaşlar için tasarlanan asansörler, spor salonları hep onun projeleriyle hayata geçiriliyor. Şükrü Sürmen, şimdi Bakırköy Kaymakamlığı'yla birlikte yürüttüğü proje üzerinde çalışıyor. İlçe genelindeki okul, hastane, cami ve kiliseler için özürlü rampaları tasarlıyor.

Sürmen'e göre özürlü vatandaşların bu koca şehirde yaşaması bir hayli güç. Ülkemiz son on yılda engellilerin hayatını kolaylaştıracak adımlar atmış ama Sürmen bu adımları yeterli bulmuyor. Avrupa standartlarının örnek alınmasını tavsiye ediyor. Hem devlet dairelerindeki hem de apartmanlardaki rampa eğimlerini, kapı genişliklerini, tuvalet ve banyoları kullanışlı bulmuyor. Trafik ise engelliler için adeta bir çile. Metrobüs sayesinde hayatlarının kolaylaştığını, ama halen eksikliklerin olduğunu dile getiriyor. Sürmen, engelliler için bir de yüzme havuzu projesi çizmiş. Özürlülerin kolayca yüzüp stres atabileceği havuz yarı olimpik standartlara sahip. Özürlülerin günlük hayatlarını zorlaştıran 'engelleri' somutlaştırmak için bir fotoğraf makinesi almış. Sokakta, trafikte ya da devlet dairelerinde yüzlerce fotoğraf çekmiş. Bunun için aralarında Bursa, Trabzon ve İzmir'in de bulunduğu on il gezmiş. Çektiği fotoğrafları kısa bir süre içerisinde 'Bir Belediye Defteri' adıyla kitaplaştıracak. Kitap için hazırladığı yüze yakın fotoğrafı seçmiş bile. Kitabında mizahi bir dille yetkilileri eleştirdiğini söyleyen mimarın amacı sesini duyurmak.