DEŞİFRE
Ana Sayfa <<< TIKLAYINIZ.
BAŞKA TÜRKİYE YOK!
Değerli Deşifre izleyicileri...
Aralıksız olarak 6 yıldır sessiz yığınların sesi olmaya çalışan Deşifre programı, sizden aldığı destekle yoluna emin adımlarla devam ediyor. Bu yolda artık siz duyarlı izleyicilerimizle daha güçlü iletişim kurabilmek ve size bir adım daha yakın olabilmek amacıyla desifrehaber.com adlı sitemizi yayınlamaya başladık.
Desifrehaber.com ticari bir amaçla kurulmamıştır. Tek amacımız yolsuzlukların, haksızlıkların, ülkede ahlaki erozyona neden olan her türlü yozluğun açıkça tartışıldığı, konuşulduğu, gizli saklı ne varsa bir bir ortaya döküldüğü bir platform yaratmaktır. Bu sitede gazetecilik mesleğinin evrensel kuralları çerçevesinde özgürce sesimizi duyurmaya çalışacağız.
Bu site diğer haber portallarının aksine günlük kısır döngülerle, sıradan masaüstü haberlerle ya da ajans gündemleriyle değil, halkın gerçek gündemiyle ilgilenecek. Ve o gündem tamamiyle sizlerden gelecek olan bilgi, belge ve yazılarla oluşacak. Bu sitede haber değeri taşıyan her türlü bilgi belge incelenecek internetin sağladığı özgür zeminde rahatlıkla yayınlanacak. Ayrıca Deşifre programı oluşacak haber havuzundan titizlikle yararlanacak, uygun olan dosyalar televizyonda da yayınlanacak.
Sitede açtığımız fahri muhabirlik formunu da bu yüzden oluşturduk. İstedik ki bu ülkenin duyarlı insanları çevrelerinde gördükleri haksızlıklara, yolsuzluklara, vicdansızlıklara sessiz kalmasın, ülkenin bir adım daha ilerlemesine doğrudan katkıda bulunsun. Unutmayın ki duyarlı davranarak kamuoyuna mal edilmesini sağladığınız en ufak bir olay bile ülkeye katkı sağlayacak ve siz de bunun manevi hazzını yaşayacaksınız.
Ne yazık ki muhbirlik ve jurnalcilik gibi suçlamalara maruz kalmak istemeyen bir çok duyarlı vatandaş, gördüğü çok önemli olaylara bile kayıtsız kalabilmekte, 'bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın' diyebilmektedir.
Ama kazın ayağı öyle değildir. Sokakta gördüğünüz bir zehir taciri günü gelir sizin daha doğmamış çocuğunuzun katili olabilir. Hastanede bıçak paranız olmadığı için hiç beklenmedik bir anda hastanızı pisi pisine kaybedebilirsiniz. Ya da işini yürütmek için rüşvete, torpile, her türlü haksızlığa evet diyen bir anlayış sizin yaşam alanınızı daraltır, siz de bu diyardan kaçıp kurtulmanın tek çözüm olacağı masalına inanmaktan başka care bulamazssınız.
Ama başka Türkiye yok. Sizler bu çirkefliklere katlanmak zorunda değilsiniz. Pisliklerden arınmış, tertemiz müreffeh bir ülkede yaşamak sizin de hakkınız. İşte bu nedenle evlatlarımıza daha temiz bir Türkiye bırakmak anne baba olarak hepimizin görevi olmalı.
Peki ama bu nasıl olacak? Sadece kanun zoruyla böyle bir toplum yaratılabilir mi? Kuşkusuz hayır. Bunun yolu, çocuklarımıza rüşvet vermenin de en az almak kadar ayıp olduğunu, dürüst insan olmanın haksızlığa, yolsuzluğa başkaldırmanın bir insanlık borcu olduğunu anlatmaktan geçiyor. Duyarlı bir insan olmanın, her türlü rezalete karşı durmanın jurnalcilik, muhbirlik değil insanlık vazifesi olduğunu topluma anlatmaktan geçiyor.
Artık zaman, sessiz kalmama zamanıdır. Sizleri birer fahri muhabir olmaya ve sorunları bir bir ortaya dökmeye davet ediyorum.
Mehmet Ali Önel
Deşifre Genel Yönetmeni
BEKİR HAZAR
Bitli M.Ali Önel!
Mehmet Ali Önel yıllardır kötüleri deşifre ediyor,
Deşifre programında. Önceki gün iftar yaptık birlikte. Onu sorguladım. Taa eski günlere, hatta bitlendiği günlere bile götürdüm.
Evet, evet yanlış duymadınız. Mehmet Ali Önel belki de yirmi yıl önce, gazetecilik adına ilk çıktığı işinde bitlenerek evine dönmüş bir meslektaşımızdır. Mikrofonu ilk eline aldığı gün, sokak çocuklarına takılıp `Ben de sizdenim` demiştir. Ve dahası gazetecilik uğuruna tam on gün sokak çocuğu olarak hergün 24 saat sokaklarda yaşamıştır. On gün boyunca sokak çocukları ile beraber, henüz kepenkleri açılmayan bakkalların önüne üretici tarafından süt şişelerinin bırakılmasını beklemiştir. Sokak çocuğu arkadaşları ile birlikte sabah kahvaltılarını saat 00.05`te bakkalların önünden ekmek ve süt çalarak geçirmiştir. On gün bittiğinde sokak çocuğu arkadaşlarına `Ben televizyoncuyum` diyerek gerçek kimliğini açıklayıp onları şok etmiş, ardından bakkala süt ve ekmek paralarını ödemiştir. On gün sonra eve döndüğünde annesi `Aaaa bunlar ne?` diyerek üzerinden bitleri temizlemiştir.
Son dönemde de otopark mafyasına kafayı takmış olup, yaptığı yayınlar yüzünden şöyle mesajlar almıştır;
`Evin şu semtte, şu sokakta. Eşinin adı şu, çocukların bu. Garajında şu araban var, plakası da şu. Hergün şu güzergahta yolculuk yapıyorsun. Sen bittin, ailen de`...
Evet 20 yıl önce ilk işinde bitlenen M.Ali Önel, 20 yıl sonra bitlenmese de `
Bittin` tehditleri ile karşı karşıyadır.
Bu mesajlara rağmen korkusuzca yayınlarını sürdürmüştür.
Muhabette ona `Ben kavgada çok hızlı koşarım,
Erkekliğin onda dokuzcusuyum. Sen cesaretini nereden alıyorsun?` dediğimde
Kaçkar dağlarında büyümüş bir
Artvinli olduğunu haykırmıştır.
Şu sıralarda malum ekranlarda anchorman dönemi vardır... Herkes gazetecilikten gelen erkek anchormanlar ile ana haber savaşındadır. M.Ali Önel de nedense akla gelmez ama en büyük adaylardan biridir. Geleceğe yatırım yapmak isteyen kanallara duyurulur...
M.Ali Önel bu işi yapar mı?
Bal gibi yapar... Benden söylemesi.
Zaten sordum da kendisine...
Yapmam demedi... Tersini söyledi habercilik uğruna bitlenen adam...