Create Your Own Countdown

Google

   
  *** İYİLİK İÇİN KOŞANLARIN YERİ***
  GAZİ GÜNEYDOĞUDAN ŞEVKET CAN
 






Adı Şevket Can


O bir Güneydoğu Gazisi


1993 yılında çatışmada yaralanmış ve

malulen emekli olmuş.



Şimdilerde bir kamu kuruluşunda

oto elektrik ustası olarak çalışıyor.


Onun öyküsü çok bilindik bir hikâye

.
Sinop-Ayancık aşağı köyün yukarı mahallesinde


fakir bir ailenin

5 çocuğundan bi

ri olarak dünyaya gelir.

Aile fakirdir Şevket; yiyecek ekmeği zor bulan bir

hayata doğar. Kadersizliği doğuştandır ve yaşamının

her anında peşini bırakmaz
.
Daha o çocukken tek sahip oldukları şey olan derme

çatma ahşap evleri yanar tüm aile açıkta kalır.

Sığınırlar eski boş bir köy evinin bir odasına.

Bu dünyada ne bir evlek tarlaları, ne de

sığınacakları yatacakları bir göz odaları vardır.

Tek yapabilecekleri şey çalışmaktır.
 
Baba çalışır inşaat işlerinde, ara işin

de, ne iş bulduysa yapar evine çocuklarına ekmek

getirmek için ekmeğine katık katamaz belki ama

canından can katar

 

Bu durumda evin büyük oğlunun fazla bir şansı

yoktur. O da İlkokuldan itibaren babasına yardım

için elektrikçi yanında çalışmaya başlar.

Gündüz elektrikçide, akşam inşaatta çalışıp evlerini

bitirmek için çabaladığı sırada yaşı 12 dir.

Hem sanayide hem inşaatlarda çalışır

İki göz oda yaparlar.

Şevketin askerlik çağı gelmiştir.

Babası askere gönderecektir göndermesine ama

neyle nasıl cebinde beş kuruş yok ki oğluna harçlık

diye versin

.
Derin derin düşünürken bir dostuna rastlar.

Emekli asker olan aile dostu anlamıştır bir sorunu

olduğunu
,
Ne düşün

üyorsun böyle diye sorunca

Üstü kapalı anlatır

Oğlan askere gidece

k ama yanına ne vereceğim yok elde avuçta nediyim

düşünmekten başka der.

Üzme kendini bakarız bir çaresine, sen askere

gitmeden oğlanı bana yolla diye tembih eder,

sırtını sıvazlar umut verir, umut olur.


Şevket baba dostunun yanına gider elini öper

askere gidiyorum, beni görmek istemişsin emmi der.


Güle güle gidesin sağ salim gelesin diye dua edip

alnından öper, çıkarken de dur hele babanın bende

bir emaneti vardı bunu ona verirsin der

.
Bir tomar para sıkıştırır eline hepsi 20’lik

banknottur o zamanın parası 300.Milyon yani

300TL

dir.


Babana ver bunu deyince şaşırır Babasının bu güne

kadar birinden alacağı hiç olmamıştır ki
,
Yine de sormaz sadece aldığı gibi eman
e

ti babasına verir.

Konu komşuyu tek tek ziyaret eder elini öper. Her

gittiği evden cebine bir harçlık koyarlar kimi 5 Tl

kimi 10 Tl koyar.


İhtiyar ve kimsesiz yaşlı akrabası elini öpen

delikanlıya verecek para bulamaz

,
Az bekle der


Evdeki son şey 25 kuruşu getirir avucuna sıkıştırır


Şevket diyor ki o parayı hiç harcayamadım

.
Cüzdanımda durdu, gözüm gibi baktım o bana

köyümün köylümün emanetiydi eldeki evdeki son

kuruşunu bana veren kendi fakir gönlü zengin

köyümdü.

Askere giderken babasının elini öpüp helallik diler


. Baba oğlunun eline bir tomar para sıkıştırır hepsi

20’liktir.


Anlar kimden geldiğini

Acemiliği Isparta Komando birliğidir

.
3 ay eğitim görür.


İlk kez köyünden uzakta bir yere çıkmıştır.


Çarşıya çıkmaz çıkınca para harcanır çünkü.


Dağıtım zamanı gelir

 
Doğu’da Güneydoğuda görev yapmak isteyenler

dendiği anda hiç tereddüt etmeden çıkarlar tüm

takım

.
Birkaç gün sonra Mardin Midyat’tadır.


Sonra Gabar dağlarında görevi başlar.


30 kg lık sırt çantası silah tesisatla birlikte günlük

5 km koşuyla başlardı günümüz diyor

.
Zaman zaman uzun görevlere çıkıyorduk yanımızdaki


kumanyalar tükeniyordu, sadece su içiyorduk bir de

ne bulduysak onunla yetiniyorduk.


Şevket o günleri anlatırken heyecanlanıyor


hüzünleniyor zaman zaman dalıp gidiyor

.
Askere OHAL dolayısı ile maaş verilirdi.

Ben o parayı olduğu gibi köye yollardım.


Dağlarda para harcamaya ne yer ne vakit oluyordu

.
1993 yılı


10 aylık askerdim. Köyde yetişmişim, güçlüydüm,

gençtim.


Gözü karaydım

.
Gabar dağlarında günlerce kalmışım, yaralı

arkadaşımı geride bırakmamak için belime

bağlamışım getirmişim,



Ama işte o zamanlar telefon yok


Mektup yazsan gitmez


Orada kaldığım sürede 2 kez köyümü aradım


Bir tane de mektup yazdım iyiyim merak etmeyin


diye onu da bir arkadaşıma verdim bizim köye

götürsün diye

.
Baba ocağımda evimizde telefon yok, köydeki tek


telefonu olan muhtarı arıyorsun o çağırıyor


görüşüyorsun.

Bir bayram arifesiydi.


Kurban bayramı


Nöbet sonrası Bayram namazımızı kıldık.

 
Sonrasında sarıldık, öpüştük birbirimizin bayramını

kutladık.


Görev çıktı dediler yola çıktık.


Uzun bir yürüyüş oldu.

Döndük
.
Bayramın 3.günü yine görev için yola çıktığımızda

bu sefer daha uzun bir yürüyüş oldu.

Tepemizde helikopterler vardı.


Sonra bir taş duvar örülü araziden geçerken


ne olduysa oldu

.
Havada mermiler uçuyordu


Arkadaki taştan seken bir mermi


kafamın arkasına saplanmış ben farkında değilim

 
Sonra 
Bir roket geld

i
Tam arkamıza düştü


Kulaklarım sağır oldu gözüm karardı bayılmışım

.
Gözümü açtığımda bir sürü kişi vardı başımda

ne olduğunu anlamadım

.
Sonradan anlattılar.

sıhhıye ilk müdahaleyi yapmış,

helikoptere bindirmişler ilk olarak

Şırnak ilk müdahale merkezi hastanesi sonrasında

Diyarbakır.

Kimim kimsem yoktu


12 gün yanımda refakatçi olarak

bir asteğmen durdu
.
Ailemden kimsenin

haberi olmadı, sadece babam bir gün beni


TV de yayınlanan

Anadolu’dan Görünüm adlı bir programda izlemişler.



İstanbul’a geldim.


Fiziksel olarak iyileştim gibi ama


beynimde hasar oluşmuş,

gözüm bazen çatal görüyordu

Doktor gençsin zamanla geçer dedi.


Hava değişimi ve raporun ardından


malulen askerliğim bitti.


Köye döndüğüm günden bir gün önce


arkadaşıma verdiğim ve üç ay önce yazdığım


“iyiyim merak etmeyin” dediğim mektup


yeni ulaşmıştı.



Aradan 21 yıl geçmiş


hala geceleri bazen göğsümün üstünde


bir yük varmış gibi hissettiğim anlarım oluyor


.
İlk zamanlar uyumakta çok zorlandım


Geceleri uyuyabilmek için doktor ilaç verdi


Ancak zamanla alışabildim.



Geriye anılar kalıyor


Bazısını hiç hatırlamak istemediğim anlar anılar var.


Yine de ne zaman haberleri izlesem


ne zaman bir şehit çatışma haberi izlesem 


Gabar dağındaki o taş


duvarlı bahçe gelir gözümün önüne


Bir patlama


Ensemde bir sıcaklık,


Sessizlik


Karanlık

Cüzdanımdaki


25 kuruş

Ve köyüm…Unuttun mu diyorsun ya

,
Unutmak mümkün değil ki,


unutulur mu hiç. Keşke unutabilsem

.
Yaşadığım süre boyunca benimle olacaktır.



Bir gazi var iş yerimizde


Elinde tornavida pense tüm gün çalışır,


Verilen işi en iyi şekilde yapar,


Onun bir gazi olduğunu biliriz ama


neler yaşadığını bilmeyiz.


Sadece gazi deriz


Oysa bu dört harfli unvan


öyle kolay alınmıyor.


Gerisinde


Kan gözyaşı ve kahramanlık var.


 
 
  *** SİZİ KUTLUYORUZ *** BUGÜN 2039805 ziyaretçi (4482714 klik) MİSAFİRİMİZ OLDUNUZ ***  
 
haberler haberler


Google Arama
Sitemde Arama
Yaşam ve İnsanlar

İstanbul Servisleri Neden Pahalı ? burakesc
Namaz Kılan Minik ile burakesc
GİMDES Helal Gıda Ramazan Buluşması burakesc
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol