Create Your Own Countdown

Google

   
  *** İYİLİK İÇİN KOŞANLARIN YERİ***
  Haşim BAYRAM Yorulmaz Bir Gönüllü
 






       TIKLA- İZLE 


       
           

     HEPSİ GERÇEK YAŞANMIŞ OLAYLAR
AĞLAMA   UYAN


            İBRET   AL 

  ÇÜNKÜ   HEPSİ GERÇEK

               


Mahmut Hekimoğlu                  - Kimyacı filmi                                          ağlatan sahne                                  **Altta VİDEO TIKLA


  1. Gxf41YbJTjE



    mahmut HEKİMOĞLU

     

Gxf41YbJTjE<<VİDEO TIKLA**




=>İŞTE  O  GERÇEKLERİ    ÜLKESİ İÇİN YAŞAYAN

    ENGELLERDEN YILMAYAN 

MANGAL YÜREK  HAŞİM  BAYRAM 
HAŞİM BAYRAM site:hiziracil.tr.gg ile ilgili görsel sonucu

 

TIKLA> Haşim BAYRAM KONBASSAN

 

Esra Film İletişim A.Ş





Esra Film İletişim A.Ş

ESRA FİLM ANONİM ŞİRKETİ 1993 Yılında İstanbul'da kuruldu. O tarihten bu güne kadarEsra Film İletişim A.Ş Stüdyosu, Esra Film Filmleri,Esra Film Dizileri, Hakkında Balmumcu'da bulunan üç katlı modern hizmet binasında hizmet vermeye devam etmektedir.
ESRA FİLM 15 yılda 4 sinema filmiEsra Film İletişim A.Ş Stüdyosu, Esra Film Filmleri,Esra Film Dizileri, Hakkında 4 televizyon dizisiEsra Film İletişim A.Ş Stüdyosu, Esra Film Filmleri,Esra Film Dizileri, Hakkında 22 Televizyon filmi 2 Belgesel ve 20 den fazla tanıtım filmleri gerçekleştirdi. 15 Yıl boyunca başarılı çalışmaların altına imza attı. 3 katlı tesisi 400 metrekare kapalı alanı ve 200 metrekare yeşillikler içindeki bahçesiyle çalışanlara rahat ve konforlu bir çalışma ortamı hazırladı.
ESRA FİLM 15 yıllık faaliyet döneminde gelenek ve göreneklere sıkı sıkıya bağlıEsra Film İletişim A.Ş Stüdyosu, Esra Film Filmleri,Esra Film Dizileri, Hakkında toplumsal gerçekleri konu alanEsra Film İletişim A.Ş Stüdyosu, Esra Film Filmleri,Esra Film Dizileri, Hakkında Türk aile yapısıyla ve toplumsal değer yargılarıyla örtüşen filmler yapmaya gayret etti ve bu gayretini bundan sonraki süreçte de devam ettirecektir.
ESRA FİLM Toplumsal değer yargılarının hızla değişerek kirlendiği günümüzde sahip olduğu estetik anlayışıyla bulunduğu kerteden Anadolu kültürünün yaygınlaşmasına ve gelişmesine katkıda bulunmaya devam edecektir.

Esra Film İletişim A.Ş Adres: Balmumcu Bestekar Şevkibey Sokak, No:8
Balmumcu,Beşiktaş/İSTANBUL
Telefon: 0 212 274 48 19



Yapımlar

BEŞİNCİ BOYUT
BİZE NASIL KIYDINIZ
ÖLÜMSÜZ KARANFİLLER
YAŞAMA HAKKI
YAPTIĞI TV FİLMLERİ
ACI KİN
YÜREK DEDE
SEVGİNİN SESİ
KUŞ ELLER
IŞIK KAPISI
SON TÜRBEDAR
İKİ KARDEŞ BİR SEVDA
BURÇAK TARLASI
YÜREKTE SIZI
BİR SEPET ELMA
SAF ASAF
ÇİL HOROZ
ANA BENİ EVERSENE
ANA BENİ BOŞASANA
AYNALI KÖRÜK
ELİNDEDİR BAĞLAMA
SARI YILDIZ
İSTANBUL'DA BİR YILDIZ
ÇANAKKALE İÇİNDE VURDULAR BENİ
MISTIK
KINALI HASAN
YAPTIĞI TELEVİZTON DİZİLERİ
MİHRALİ (34 BÖLÜM)
ANALIK (4 BÖLÜM)
KİMYACI (26 BÖLÜM)
ŞİFACI (7 BÖLÜM)
YAPTIĞI BELGESEL FİLMLER
KADIKÖY BELGESELİ (1.ULUSLARARASI SİNEMA TARİH BULUŞMASI BELGESEL FİLM BİRİNCİLİK ÖDÜLÜ)
İSTANBUL KONUŞUYOR (KÜLTÜR BAKANLIĞININ KATKILARIYLA)
ALDIĞI ÖDÜLLER
BİZE NASIL KIYDINIZ (48.ULUSLAR ARASI SALERNO FİLM FESTİVALİ EN İYİ FİLM ÖDÜLÜ)
BEŞİNCİ BOYUT (47.ULUSLAR ARASI SALERNO FİLM FESTİVALİ EN İYİ FİLM ÖDÜLÜ)
KADIKÖY BELGESELİ (1.ULUSLARARASI SİNEMA TARİH BULUŞMASI BELGESEL FİLM BİRİNCİLİK ÖDÜLÜ)


Yönetmen : Hasan Bora, ...
Senaryo Yazarı : Mehmet Beyazıt, ...
Tür : -
Etiketler :
Eklenmiş bir etiket yok. Etiket Ekle
Ülke : Türkiye
Dizi Bölümleri : Yeni Bölüm Ekle
Süre : -

Konu :  İş dünyasındaki müthiş yükselişini ve büyük başarılarını kıskanan rakiplerinin entrikalarına rağmen, inandığı değerlerden vazgeçmeyen öğretmen Metin Aydın’ın hayatı. Tutkulu yüreklerin sevdasını dile getiren ve her saniyesi buram buram Anadolu kokan etkileyici bir öykü...

 

Yönetmen
 
 
 
 
Senaryo Yazarı
 
 
Yapımcı
Görüntü Yönetmeni
 
 
 
 
Oyuncular

  

 

  

Nazan Ersan

Nazan Ersan

Puan:

  

 

  

Erkan Horzum

Erkan Horzum

Puan:

  

 

  

  

  

 

  

Tolga Yeter

Tolga Yeter

Puan:

 

  

Ali Sağ

Ali Sağ

Puan:

  

Müge Tan

Müge Tan

Puan:

  

 

  

Yakup Yavru

Yakup Yavru

Puan:

  

 

  

Pınar Sezer

Pınar Sezer

Puan:

 

  

 

  

 

  

Ali Yaylı

Ali Yaylı

Puan:

  

  

  

Merve Pekar

Merve Pekar

Puan:

 

  

  

 

  

  

 

  

Savaş Taner

Savaş Taner

Puan:

 

  

 

  

 

Yapım Ekibi


Selim Kayı -

Kamera Ekibi


Tahir Zencirbağ -

Işık Ekibi


Barış Dikişçi -

Onur Özşeker -

Ses Ekibi


Agah Körpe -

Oyuncu Seçimi


Yalçın Özbek -

Seslendirme


Atilla Dankı -

Aygül Yıldırım -

Yapım










at resimleri







Dünyadaki İlginç ve güzel yerler


























DÜŞÜNDÜKÇE


İkiyüz Haşim Bayram'ımız daha olsa

20.01.2004

YAVUZ BÜLENT BAKİLER
bulent.bakiler@tercuman.com.tr

 

 

 

 




    GEÇEN hafta bir TV programında, Haşim Bayram'ı dinledim. Bana göre Haşim Bayram, Cumhurbaşkanı'mızdan sokaktaki çöpçümüze kadar milletimizin bilmesi ve üzerinde düşünmesi gereken çok önemli açıklamalarda bulundu. Onu, büyük bir dikkatle dinlerken, kendi kendime dedim ki: 'Avrupa Birliği'ne ve ABD'ye muhtaç olmadan Türkiye'nin kalkınması ve çağdaş medeniyet seviyesine ulaşabilmesi için, bizim fazla değil, ikiyüz Haşim Bayram'a daha ihtiyacımız var.'
Şimdi bana soracaksınız: 'İkiyüz Haşim Bayram'ımız daha olsa, Türkiye gerçekten müreffeh ve başı dik bir ülke olabilir mi?' Haşim Bayram'ın yaptıklarını bilenler ve Onu o TV programında dinleyenler, bu soruya tereddüt etmeden 'Elbette olabilir!' diye cevap vereceklerdir.
Çalışarak okudu
HAŞİM Bayram, Kombassan Holding'in Yönetim Kurulu Başkanı. Çok akıllı, çok çalışkan, çok vatansever bir işadamı. Konyalı fakir bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiş. Diyor ki:
- Biz beş kardeşiz. Konya'da tek odalı bir evde büyüdük. Geceleri gaz lambası altında çalışıyorduk. Elektriğe, ancak üniversiteyi bitirdiğimiz zaman kavuştuk.
Konya'nın üçte biri dağ, üçte biri çöldür. İnsanımız fakirdir. Konyalı, fakirlik yüzünden hep Batı'ya veya Avrupa'ya göç etmek mecburiyetinde kalmıştır. Ben, hep çalışarak okudum. Ortaokuldayken bostan bekçiliği yaptım. Üç yıl boyunca ot topladım, karşılığında kitap alıp okudum. O yaşlarda tarihimizi çok iyi inceledim. Ve kendi kendime sordum: 'Dün neden iyi idik, bugün neden geriyiz? Boynu bükük Anadolu Türkü'nün başını dik tutmak için ne yapmak lazım?' Gördüm ki işsize iş bulmadan, üretimi artırmadan, yani yeni yeni fabrikalar kurmadan, Konya'nın ve Türkiye'nin kalkınması mümkün değildir. Fabrika ne ile kurulur? Para ve bilgi olmadan fabrika kurulabilir mi? Okudum, kimya öğretmeni oldum. Zamanla özel bir dershane açtım. Günde onsekiz saat
çalıştığım oldu. Dershane için kağıt lazımdı. 'Kağıdı dışardan alacağımıza, bunun fabrikasını Konya'ya kurarak biz üretelim' dedim.
Konya'ya ilk kağıt fabrikasını ben açtım. Sonra çok modern bir matbaa kurdum. Ambalaj sanayiini geliştirdim. Sonra, daha çok fabrika açabilmek için kolları sıvadım. Yastık altındaki paraları üretime aktarabilmek için çalmadığım kapı kalmadı. Ortak sayımızı ve sermayemizi artırmak maksadıyla Avrupa'ya gittim. Geceleri hava meydanlarında, iskemleler üzerinde yatmayı göze alarak çalıştım.
Konya'nın ve Türkiye'nin büyük davasını, önce Konyalılar'a anlattım, sonra diğer vatandaşlarımıza. Beni dinleyenler bana inandılar.
Neticede seksenbin ortağımız oldu. Sermayemiz bir milyar dolara yaklaştı. Ben bu paralarla yeni yeni fabrikalar kurdum. Bugün Türkiye'de, bu fabrikalarımızda yirmiyedibin yediyüzelli kişi çalışıyor. Seksenbeş ülkeye mal satıyoruz! ABD'de ikiyüzelliüç mağaza açtık. Yalnız ben bu çalışmalara başlarken, içerden ve dışardan pek çok ihanete uğradım! Mesela savunma sanayiine girmek istediğimizde, iki defa ölümle tehdit edildim. Konya'daki kağıt fabrikamızı iki defa yaktırdılar. Aldırmadım. Devlet, Kırşehir'de açtığı Otomobil ve uçak lastiği fabrikasını çalıştıramadı, iflas etti. Ben o PETLAS'ı görmeden satın aldım. Şimdi ordumuzun uçak lastiği ihtiyacını PETLAS karşılıyor. Bu fabrikayı geliştirmek ve üretimi daha çok artırmak istiyoruz. Fakat devlet bize yatırım ve teşvik
belgesi vermiyor.
5 bin Türk'e iş
TÜRKİYE'de bir rulman fabrikası açmak için tam on yıl başvurmadığım bakanlık ve yetkili kişi kalmadı. Bana böyle bir fabrika açmak için izin vermediler. Ben de gittim Romanya'da iflasın eşiğine gelen bir rulman fabrikası satın aldım. Bugün o fabrikada beşbin
Romanyalı işçi çalışıyor.
Soruyorum şimdi... Türkiye'de bir rulman fabrikası kurmamıza izin verilseydi, biz de beşbin işsiz Türk'ün ekmek sahibi olmasına imkan sağlasaydık çok daha iyi olmaz mıydı? Sakıp Sabancı bana dedi ki, 'Size yapılan bu büyük zulüm bize yapılsaydı, bir hafta dayanamaz yıkılır, dağılır giderdik!..'
Haşim Bayram'ın söyledikleri özetle böyle. Mesele ayan beyan ortadadır: Birileri, Kombassan'ın önünü kesmek, ortakları arasında korku yaratarak bu hayırlı kuruluşu dağıtmak, Türkiye'yi yoksul, geri, beceriksiz bir ülke durumuna sokmak istiyor. Şimdi,
Cumhurbaşkanı'mızın, Başbakanı'mızın, Bakanlarımızın ve bütün milletvekillerimizin şeref borçları şu olmalı: Türkiye'de Kombassan'ın veya Haşim Bayram gibi müteşebbis Türkler'in önünü kim kesiyor? Kim veya kimler Kombassan'a yatırım ve teşvik
belgesi vermiyor? Türkiye'yi Batı'ya muhtaç hale getirmek isteyen bu hainler kulaklarından tutulup ortaya çıkarılmalıdır. Geçen Meclis, bu düğümü çözemedi. Bu Meclis de bu ihaneti ortadan kaldırmadıkça vebal altında kalacaktır. Gerçek gericiler, yobazlar, Atatürk ve Türkiye düşmanları, Haşim Bayram gibi gayretli işadamlarımızı çalışamaz hale getirenlerdir.







   * Kamu oyundan gizlenen gerçekler.*
  
    Dünya Hidrojen Enerji Bşk. Prof VEZİROĞLUNA

    Türkiyede  yapılanlar ile

   ( -Alt bölüm İst.Hidrojen Ener. Mrk-)

    Kamuran İnan ın belirttiği gibi ;

    En çok Hain çıkaran Ülke

    (- Ülke Aleyhine Çalışan -)


    Kombassan Havayollarının -Alfa Aır -
 
    Yabancı Havayollarının Türkiye uzantılarınca ;


    Komplolarla ,rakip olması engellenen,

    Ucuz  hizmeti engellenen

    Ortaklarına para kazandırması engellenen


    çalışamaz hale getirdikleri

    uçaklarının hikayesi.


















Havalimanında unutulan uçaklar yeni sahiplerini bekliyor

 

 

Türkiye'nin en büyük sınır kapısı İstanbul Atatürk Havalimanı, iflas eden havayolu şirketlerinin uçakları ile kaza sonrası tamir edilemeyen yolcu ve eğitim uçaklarının işgaline uğradı.







Kaza yapan tonlarca ağırlıktaki yolcu ve kargo uçaklarının mezarlığı haline gelen havalimanının yöneticileri ise 1993'ten bu yana kaldırılmayı bekleyen çelik kuşların uzaklaştırılması için çaresiz bekleyişini sürdürüyor.

Türk Hava Yolları (THY) ile özel havayollarının filolarını güçlendirmesi sonucu artan hurda uçak sayısı, havalimanında zaman zaman sıkışıklığın yaşanmasına neden oluyordu. Bu sıkışıklığın içinden çıkılamaz bir sorun haline gelmesinde en büyük etken olarak batan havayolu şirketlerinin hacizli uçakları gösteriliyor.

Atatürk Havalimanı'nda yaklaşık 17 yıldır yaşanan sıkıntının çözümü konusunda bugüne kadar gerek Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürlüğü, gerekse havalimanı işletmecisi TAV Havalimanları Holding girişimde bulundu. Ancak halen devam eden davaların sonuçlanmaması yüzünden park yeri sorunu çözülemediği gibi bir de hurda uçaklar görüntü kirliliği oluşturmaya başladı.

DHMİ'nin verilerine göre Atatürk Havalimanı'nda, 'hacizli veya uçuş özelliğini yitirmiş' 20'ye yakın uçak bulunuyor. Buna ek olarak kaza yapan 15'e yakın özel uçak veya eğitim uçağı da Genel Havacılık Terminali'nin bulunduğu Batı 4 Apronu'nda bekliyor. DHMİ, hurdaya çıkan uçakların havalimanından uzaklaştırılması amacıyla şirketleri sürekli uyarıyor. Ancak, bu uyarılar özellikle devam eden davalar yüzünden sonuçsuz kalıyor. TBMM gündemine de taşınan hurda uçakların parçalanıp havalimanı dışına çıkarılması konusunda çoğu zaman gümrük mevzuatı engeli ile karşılaşılıyor. Parçalanan uçağın, bürokrasi yüzünden havalimanı dışına çıkarılması da uzun zaman alıyor.

Konuyu Ulaştırma Bakanlığı'na ileten DHMİ, öncelikle hurda uçakların parçalanması için şirketlere süre verilmesini istedi. Kurum, verilen sürede hiçbir işlem yapılmayan veya mal sahibine ulaşılamayan uçakların DHMİ tarafından kaldırılması veya icra yoluyla satışının yapılmasını talep ediyor. Seferden çekilen hacizli uçaklar, uzun yıllar havalimanının bir köşesinde bekletildiğinden tamamen hurdaya çıkıyor. Bu yüzden uçağın birçok parçası yavaş yavaş sökülerek bakımı yapıldıktan sonra diğer uçaklara monte ediliyor. Motor, iniş takımı, flap ve kanattaki hareketli parçalar gibi yüksek talep gören parçalar bakımı yapıldıktan sonra yüksek fiyata satılıyor.

Kullanılacak parça ve kabloların hurdaya çıkan uçaktan sökülmesinin ardından kesilme işlemi gerçekleştiriliyor. Plazma adı verilen özel aletle gövde ve kanatlar kesilerek uçaktaki alüminyum ortaya çıkarılıyor. Hurdacılar tarafından alınarak eritilen alüminyum daha sonra ağırlıklı olarak kapı ve çerçeve yapımında kullanılıyor. ZAMAN

TUNA GÜREL

28 Kasım 2009, Cumartesi









Dedekorkut EVLİYAOĞLU

stringercloser@yahoo.com




KOMBASSAN VE TEKERLEKLİ SANDALYEDE HAŞİM BAYRAM

KOMBASSAN VE TEKERLEKLİ SANDALYEDE HAŞİM BAYRAM Anadolu sermayesi olarak lanse edilen, işletmecilik ve ekonomiden anlamayan çoğunluğun beden gücü ile kazanarak ortak oldukları KOMBASSAN ve benzeri kuruluşlar Türkiye’de idam edilmeye çalışıldı bir dönem… Herkes işin kar tarafını gördü.. Kar – Zarar ortaklığı ile iştirak ettikleri şirketlerin… Kimse zararı aklının ucundan bile geçirmedi… Hele ilk kar paylarını aldıklarında hiç ama hiç.. Bu kuruluşlar vahşi piyasa şartlarında konjonktür hazretleri de rakip firmalardan taraf olunca öcü olarak gösterildi… Para vardı… Ortaklar da… Ve hatta müşterileri de… Ama kimse Türkiye’nin ve hakim odakların bu ve benzeri Sermaye oluşumlarına yönelik bakışlarının strateji tahlilini yapmamıştı… Buna para harcamaya ne gerek vardı ki? Bu güne kadar Nargile ateşini çıplak elle alarak cigarasını yakmayan, üzerine ocaktaki kaynar çaydanlık döktürü verilince çok şaşırmıştı… KOMBSAAN bir çok ürünü, yurt dışında istihdam ettiği binlerce çalışanı ile faaliyetlerine devam ediyor… HAŞİM BAYRAM’ gelince… İrice bir insan… Şimdi tekerlekli sandalyede … Ayağa kalkabildiğinde koltuk deyneğine ihtiyaç duyuyor… Ama etrafına hakim… Yapın denilmesi gereken hususta verdiği direktif sorgulanamayacak kadar net çıkıyor ağzından… Onu yatağa düşüren ülkesi adına yaşadığı heyecanın inkıtaya uğratılması mı oldu… Yoksa oyunu kurallarına göre oynamayan rakip güçlerin hamleleri mi? Yoksa, ya da… Soru çok… Ama vakıayı aydınlatacak durum… O da aslında açıkça ortada… Haşim Bayram işlerinin başında… İstanbul CNR’ da gerçekleştirilen MÜSİAD Fuarı’nda KOMBASSN Holding’in standına iki gün üst üste gelerek bunu gösterdi. Kabına sığmayan bir insanı (bu kim olursa olsun) tekerlekli sandalyede görmek çok ağırıma gitti…

 






Haşim Bayramın inanılmaz düşüşü








 











 

 

 

 

Kombassan Holding’in fikir babalığı ve kuruculuğunu yapan, uzun bir süre holdingin yönetim kurulu başkanlığını sürdüren Haşim Bayram iki yıl önce yapılan holding genel kurulunda yönetime girememişti.

Geçirdiği beyin kanaması neticesinde tekerlekli sandalyeye mahkum kalan ve ancak koltuk değneği yardımıyla yürüyebilen Bayram’ın Kombassan Holding’le Anadolu’da açtığı çığır birçok eleştiriye de sebebiyet verdi.

HAŞİM BAYRAM KİMDİR?

Haşim Bayram, 1951 yılında Karaman'da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Kazım Karabekir'de, lise öğrenimini Akşehir İlköğretim Okulu ve Ankara Yüksek Öğretmen hazırlık sınıflarında tamamladı. Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi mezunu. Kimya yüksek mühendisi oldu. Kimya öğretmenliği ve sanayii bölge müdür yardımcılığı yaptı. Bazı sanayii kuruluşlarında mühendis olarak çalıştı. 1981 yılından sonra özel dershanecilikle ticari hayata atıldı. 1989 yılından itibaren, Kombassan'ın kuruluşunu başlattı. 2007’ye kadar Kombassan Holding Yönetim Kurulu Başkanlığı yaptı.

Haşim Bayram, “kar-zarar modeli”ne dayalı çok ortaklı şirket olarak arkadaşlarıyla birlikte kurduğu Kombassan Holding’e yurtdışından topladığı paralarla Türkiye kamuoyunda uzunca bir süre tartışıldı. Hakkında yüzlerce dava açıldı. Konya’da birçok defa vergi rekortmeni seçilen Bayram, 28 Şubat süreci ve 2001 krizi sonrası Kombassan Holding’in sendelemesiyle holding ortaklarının oklarına hedef seçilmişti.

12 Şubat 2006’da beyin kanaması geçiren ve uzunca bir süre şuuru kapalı şekilde Meram Tıp Fakültesi’nde tedavi gören Bayram, daha sonra kaldırıldığı İstanbul Acıbadem Hastanesi’nde de 3 ay tedavi gördükten sonra Konya’ya dönmüştü.


















Haşim Bayram açıklıyor...

05 Temmuz 2010 Pazartesi 22:58

Kombassan'ın kurucusu ve bir döneme damgasını vuran ism Haşim Bayram Yeni Meram Gazetesi'ne şok açıklamalarda bulundu.. Oğuz Akçakoca'nın sorularını yanıtlayan Bayram "helalleşmek için dönecem" d

 

 

 

Çoktandır aklımdaydı… Bir zamanların en meşhur, en önemli yatırımcısı… Ve ancak bir o kadar da çok eleştirilen, çoğunluğu gurbetçi binlerce insanın parasını çarçur etmekle suçlanan Haşim Bayram, şimdi ne yapıyordu?

 

 

 

Koca gökdelende işlerini idare eden, lüks arabalarda görmeye alışık olduğumuz Kombassan’ın kurucucu Haşim Bayram’la, Selay İşhanı’nın ikinci katında ve penceresinde satılık ilanı asılı bürosunda buluştuk. Koltukta oturmakta zorlanan, nefes darlığı çeken Bayram, sıcak ve samimi karşıladı. Yürürken kullandığı bastonu hemen koltuğunun arkasına, pek de görünmesi mümkün olmayan yere konmuş, belki de görmemiz istenmemişti.

 

 

 

Öğretmenlik yapan hem özelde hem de devletin çeşitli kurumlarında çalışan Bayram, iki kez beyin kanaması ve dört kez de trafik kazası geçirdiğini anımsattı. Belli ki konuşmasındaki yavaşlığın sebebini açıklama ihtiyacı hissetti ve Kombassan fikrinin nereden çıktığını şöyle anlattı:

 

 

 

“Şimdi tabi öğretmenlik yaptığım için yıllarca; bir sürü öğrenci yetiştiriyorduk, üniversiteyi kazanıyor, bitirdikten sonra bir iş bulamıyor. Kurduğum dershaneden 23 bin öğrenciyi üniversiteye gönderdim ben. En önemli neden gençlere istihdam yaratmaktı. Kombassan’ın kuruluşunun temelinde bu vardı.”

 

 

 

MİLLETİ ALDATMAYACAK

 

 

 

BİR SİSTEM HAYAL ETTİM

 

 

 

Herkes fabrika kurabilir, istihdam yaratabilirdi. Bayram’ın uygulamaya çalıştığı yöntem çok daha farklıydı. Kar-zarar ortaklığı onun dönemine kadar kimsenin aklına gelmemişti. Olacak iş miydi, cevap verdi:

 

 

 

“Şimdi sen bankaya para yatırıyorsun, ama hiçbir şeyine ortak değilsin. Senin paranla adam köşeyi dönüyor.

 

 

 

Cumhuriyet ilk kurulduğunda Mustafa Kemal, baktı sermaye yok. Devletin gücüyle… Mesela Sümerbank öyle kuruldu, birçok fabrika öyle kuruldu. Halkın toplanmış bir parası yoktu. Onun için yatırımı devlet yaptı.

 

 

 

Yani bizim milletimiz öyle bir millet ki dünyada eşi benzeri yok. Şimdi İstiklal Harbi’nde, bakmışız uçak yok. Tayyare bileti çıkartmışlar, bileti satmışlar şehirlerde. Milli Piyango’nun temeli de budur. Sonra toplanan paralarla uçak almışlar, Yunan Harbi’nde kullanmışız. Millet görevini yapmış, ama o paralara bir uçak fabrikası kurulmamış.

 

 

 

Böyle örnekler çok… Mesela Şeker Fabrikası… Benim kayınpeder, 2 sarraf dükkanı satmış hisse almış. Ben, 3-4 sene evvel bu para kaç lira oldu diye bir sordum; 87.5 lira olmuş 207 liralık hisseler. Yani milleti hep aldatmışlar. Devlet de aldatmış, özel sektör de aldatmış…

 

 

 

Şöyle milleti aldatmayacak, milletin malına mülküne, karına ve zararına ortak olacağı bir şirket kurulmaz mı diye düşündüm. Bu düşüncemi hayata geçirdim Kombassan’ı kurmakla.

 

 

 

Ama tabi Türkiye’de o kadar şey (oldu) ki, adım attırmadılar bize. (Ne yaptılar). “Yeşil Sermaye” dediler, “İslami Sermaye” dediler… Halbuki sermayenin rengi mi olur. Sonra 28 Şubat sürecinde başımıza gelmedik kalmadı. Mesela SPK, nerede kötü niyetli adam varsa onları görevlendirdi, sürekli denetlediler.”

 

 

 

TÜRKİYE GURBETÇİYE

 

 

 

HİÇ DEĞER VERMEMİŞ

 

 

 

Fikir güzel veya yanlış, ondan da önemlisi insanlar yıllardır alın teri akıtarak kazandıklarını nasıl olmuştu da Haşim Bayram’a vermişti? Cevabını hep aradığım soruyu sordum:

 

 

 

“Benim çok talebem vardı, beni tanıyan da çoktu. İnsanlar bana inandı ve güvendi. Şimdi Avrupa’da insanları ya camilerde bulursunuz ya meyhanelerde. Başka bir yerde bulunmaz. Berberi, bakkalı aynı yerde… Biz milleti göndermişiz oraya, hiç kültürü olmayan insanları. Bunların çoluğu çocuğu kaybolmuş hep. Çocuklar dejenere olmuş; dejenere olmak zorunda. O insanlar çocuklarını kurtarmak için çırpınmışlar. Devlet hiç ilgilenmemiş onlarla. Biz gidip ilgilendik onlar da bize inandı. Şimdi, Türkiye çok zengin bir ülke. Türkiye oradaki (gurbetteki) işçilerimize değer verseydi para sıkıntısı çekmezdi. Çünkü vatanını seven insanlar onlar. Ama onlara yol göstermek gerekiyor.”

 

 

 

 

Size inanmaları başka bir şey, kâr-zarar ortaklığının hele hele denenmemiş bir yöntemin başarıya ulaşacağına inanmak başka? Sizin sistemin serbest piyasa ekonomisinde ve kapitalizmin alıp başını gittiği bir anda başarıya ulaşması nasıl mümkün olur?

 

 

 

“Harvard Üniversitesi’nde bir konferans verdim. Ekonomi profesörlerine kâr-zarar ortaklığını ve uygulamaya çalıştığım sistemi anlattım. Orada tebrik ettiler beni ve ‘Sen bizim 100 senedir düşündüğümüzü çok basit bir şekilde halletmişsin’ dediler.”












Göl ve sandal

















 


 
  *** SİZİ KUTLUYORUZ *** BUGÜN 1926504 ziyaretçi (4219462 klik) MİSAFİRİMİZ OLDUNUZ ***  
 
haberler haberler


Google Arama
Sitemde Arama
Yaşam ve İnsanlar

İstanbul Servisleri Neden Pahalı ? burakesc
Namaz Kılan Minik ile burakesc
GİMDES Helal Gıda Ramazan Buluşması burakesc
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol