GEÇEN hafta bir TV programında, Haşim Bayram'ı dinledim. Bana göre Haşim Bayram, Cumhurbaşkanı'mızdan sokaktaki çöpçümüze kadar milletimizin bilmesi ve üzerinde düşünmesi gereken çok önemli açıklamalarda bulundu. Onu, büyük bir dikkatle dinlerken, kendi kendime dedim ki: 'Avrupa Birliği'ne ve ABD'ye muhtaç olmadan Türkiye'nin kalkınması ve çağdaş medeniyet seviyesine ulaşabilmesi için, bizim fazla değil, ikiyüz Haşim Bayram'a daha ihtiyacımız var.'
Şimdi bana soracaksınız: 'İkiyüz Haşim Bayram'ımız daha olsa, Türkiye gerçekten müreffeh ve başı dik bir ülke olabilir mi?' Haşim Bayram'ın yaptıklarını bilenler ve Onu o TV programında dinleyenler, bu soruya tereddüt etmeden 'Elbette olabilir!' diye cevap vereceklerdir.
Çalışarak okudu
HAŞİM Bayram, Kombassan Holding'in Yönetim Kurulu Başkanı. Çok akıllı, çok çalışkan, çok vatansever bir işadamı. Konyalı fakir bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiş. Diyor ki:
- Biz beş kardeşiz. Konya'da tek odalı bir evde büyüdük. Geceleri gaz lambası altında çalışıyorduk. Elektriğe, ancak üniversiteyi bitirdiğimiz zaman kavuştuk.
Konya'nın üçte biri dağ, üçte biri çöldür. İnsanımız fakirdir. Konyalı, fakirlik yüzünden hep Batı'ya veya Avrupa'ya göç etmek mecburiyetinde kalmıştır. Ben, hep çalışarak okudum. Ortaokuldayken bostan bekçiliği yaptım. Üç yıl boyunca ot topladım, karşılığında kitap alıp okudum. O yaşlarda tarihimizi çok iyi inceledim. Ve kendi kendime sordum: 'Dün neden iyi idik, bugün neden geriyiz? Boynu bükük Anadolu Türkü'nün başını dik tutmak için ne yapmak lazım?' Gördüm ki işsize iş bulmadan, üretimi artırmadan, yani yeni yeni fabrikalar kurmadan, Konya'nın ve Türkiye'nin kalkınması mümkün değildir. Fabrika ne ile kurulur? Para ve bilgi olmadan fabrika kurulabilir mi? Okudum, kimya öğretmeni oldum. Zamanla özel bir dershane açtım. Günde onsekiz saat
çalıştığım oldu. Dershane için kağıt lazımdı. 'Kağıdı dışardan alacağımıza, bunun fabrikasını Konya'ya kurarak biz üretelim' dedim.
Konya'ya ilk kağıt fabrikasını ben açtım. Sonra çok modern bir matbaa kurdum. Ambalaj sanayiini geliştirdim. Sonra, daha çok fabrika açabilmek için kolları sıvadım. Yastık altındaki paraları üretime aktarabilmek için çalmadığım kapı kalmadı. Ortak sayımızı ve sermayemizi artırmak maksadıyla Avrupa'ya gittim. Geceleri hava meydanlarında, iskemleler üzerinde yatmayı göze alarak çalıştım.
Konya'nın ve Türkiye'nin büyük davasını, önce Konyalılar'a anlattım, sonra diğer vatandaşlarımıza. Beni dinleyenler bana inandılar.
Neticede seksenbin ortağımız oldu. Sermayemiz bir milyar dolara yaklaştı. Ben bu paralarla yeni yeni fabrikalar kurdum. Bugün Türkiye'de, bu fabrikalarımızda yirmiyedibin yediyüzelli kişi çalışıyor. Seksenbeş ülkeye mal satıyoruz! ABD'de ikiyüzelliüç mağaza açtık. Yalnız ben bu çalışmalara başlarken, içerden ve dışardan pek çok ihanete uğradım! Mesela savunma sanayiine girmek istediğimizde, iki defa ölümle tehdit edildim. Konya'daki kağıt fabrikamızı iki defa yaktırdılar. Aldırmadım. Devlet, Kırşehir'de açtığı Otomobil ve uçak lastiği fabrikasını çalıştıramadı, iflas etti. Ben o PETLAS'ı görmeden satın aldım. Şimdi ordumuzun uçak lastiği ihtiyacını PETLAS karşılıyor. Bu fabrikayı geliştirmek ve üretimi daha çok artırmak istiyoruz. Fakat devlet bize yatırım ve teşvik
belgesi vermiyor.
5 bin Türk'e iş
TÜRKİYE'de bir rulman fabrikası açmak için tam on yıl başvurmadığım bakanlık ve yetkili kişi kalmadı. Bana böyle bir fabrika açmak için izin vermediler. Ben de gittim Romanya'da iflasın eşiğine gelen bir rulman fabrikası satın aldım. Bugün o fabrikada beşbin
Romanyalı işçi çalışıyor.
Soruyorum şimdi... Türkiye'de bir rulman fabrikası kurmamıza izin verilseydi, biz de beşbin işsiz Türk'ün ekmek sahibi olmasına imkan sağlasaydık çok daha iyi olmaz mıydı? Sakıp Sabancı bana dedi ki, 'Size yapılan bu büyük zulüm bize yapılsaydı, bir hafta dayanamaz yıkılır, dağılır giderdik!..'
Haşim Bayram'ın söyledikleri özetle böyle. Mesele ayan beyan ortadadır: Birileri, Kombassan'ın önünü kesmek, ortakları arasında korku yaratarak bu hayırlı kuruluşu dağıtmak, Türkiye'yi yoksul, geri, beceriksiz bir ülke durumuna sokmak istiyor. Şimdi,
Cumhurbaşkanı'mızın, Başbakanı'mızın, Bakanlarımızın ve bütün milletvekillerimizin şeref borçları şu olmalı: Türkiye'de Kombassan'ın veya Haşim Bayram gibi müteşebbis Türkler'in önünü kim kesiyor? Kim veya kimler Kombassan'a yatırım ve teşvik
belgesi vermiyor? Türkiye'yi Batı'ya muhtaç hale getirmek isteyen bu hainler kulaklarından tutulup ortaya çıkarılmalıdır. Geçen Meclis, bu düğümü çözemedi. Bu Meclis de bu ihaneti ortadan kaldırmadıkça vebal altında kalacaktır. Gerçek gericiler, yobazlar, Atatürk ve Türkiye düşmanları, Haşim Bayram gibi gayretli işadamlarımızı çalışamaz hale getirenlerdir.
1951 yılında Karaman'da doğan Haşim Bayram,
ilk ve orta öğrenimini Kazım Karabekir'de,
lise öğrenimini de Akşehir İlköğretim Okuluve Ankara Yüksek Öğretmen Hazırlık sınıflarında tamamladı.
Daha sonra Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Fizik lisansı, ayrıca Kimya Yüksek Mühendislik öğrenimini tamamladı.
Anadolu'nun birçok lisesinde kimya öğretmenliği,
sanayii bölge müdür yardımcılığı
ve bazı sanayii tesisi ve kuruluşlarında mühendislik yaptı.
1981 yılından sonra özel dershanecilikle ticari hayata atıldı.
1989 yılından itibaren Kombassan kuruluşunu başlattı.
1988 yılı sonunda kuruluş, 1989'' da fiili yatırım başlamıştır, 1997 yılına kadar birçok sektörde yatırımlar gerçekleştirilmiştir. 1995 yılı sonunda bütün şirketler Kombassan Holding çatısı altında toplanmış 1996 yılında SPK çalışması başlatmış, halen bu çalışmaları devam etmektedir.
Ortaklık Yapısı
Çok ortaklı halka açık bir şirkettir. Hiçbir ortağın hissesi %1'' i geçemez (Gerçekte binde biri geçemez ) . Ayricalıklı hisse yoktur. Hisse sahipleri, hisseleri oranında tüm Holding ve Holdinge baglı fabrika ve iş yerinin malına, mülküne, makinesine, teknolojisine, karına- zararına ortaktir. Gerek yönetim, gerekse çalışan ve gerekse ortaklık yapısında hiçbir siyasi ayrıcalık ve sınıf ayrıcalığı yoktur. Dileyen herkes inancı, siyasi görüşü, yasayısı ne olursa olsun bu ortaklık yapısında yer alır.
Düşüncesi ve Hedefi
- Gerek Türkiye'' mizde gerekse dışında yastık altındaki paraların ve tasarrufların ekonomimize kazandırılması.
- Rant ekonomisi degil, üretim ekonomisine geçilmesi.
- Kalkınmanın ve sermayenin tabana yayılması.
- Yöresel kaynakların değerlendirilmesi.
- Ülkemizde yüksek teknolojinin geliştirilerek bütün dünyaya arz edilmesi ve uzay çalışmalarının başlatılması.
- Serbest piyasa şartlarında, rekabet kuralları ile uygun fiyatlı, kaliteli mal ve hizmetlerin üretilerek tüm dünyaya pazarlanması.
- Türk patentli ve Türk markalarının dünya listelerine girmesi.
- Türkiye'' mizin her yöresine mutlaka yatırım yapılması ve 2000'' li yılda, yüz bin isçi istihdam ederek yüksek teknolojili tesislerin kurulması.
- Türkiye'' mizin dışına kaçırılan beyin gücünün tekrar ülkemize kazandırılması.
- Gerçek anlamda üniversite-sanayi işbirliğinin gerçekleştirilmesi.
- Teori ile pratiği birleştirebilen üretici teknik elemanların yetistirilmesi için gerekli ortamların oluşturulması.
- Yalnızca sanayi değil, tarım ve zirai ürünleri noktasında yüksek teknoloji ile insan sağlığına ve çevreye zarar vermeyen tohum , fidan üretimini gerçeklestirilmesi ve bilinçlendirilmis çiftcimize sonulmasi.
- Özetle ; Ülkemizin dünyaya tanitilmasi ve insanlarimizin mutlu ve huzurlu olmasi için iktisadi sahada gerekenin yapilmasi.
1989
KOMBASSAN ve Ambalaj Tesisleri
1990
KOMBASSAN ve Ambalaj Tesisleri
1991
KOMBASSAN ve Ambalaj Tesisleri
1992
Komeks Ithalat Ihracat AZ. ve TIC.AS
1993
Hazir Beton
Kombassan Prefabrik
KONGAZ Gaz Dolum Tesisi Sanayi ve Tic. A.S.
Meram Mermercilik & Madencilik
Esra Film ve Iletisim
Turkaz Deri Sanayi KAZAKiSTAN
Komyapi Insaat Malz. Müt. A.S.
1994
Acar Hidrolik Makine San. ve Tic. A.S.
Çelkonsan Makine San. ve Tic. A.S.
Komal Tüketim Mallari Üretim Pazarlama A.S.
Kompen PVC Yapi insaat Malz. A.S.
Kombassan Mugla Mermer
1995
Kombassan Holding A.S.
Rehber Makine San. Tic. A.S.
Kombassan Kanuni Motor
Kombassan Alisveris Mrk.
Kommermer Mermer ve Madencilik
Özyataganli Tarim Makineleri
Komderi Deri ve Derigiyim
Kommim Mimarlik
Yaşadığımız çağın kitleler üzerinde en etkili araçları şüphesiz iletişim araçlarıdır. Kombassan, böylesine önemli bir alana ilgisiz kalmayarak yatırımlar yapmıştır.
Esra Film İletişim A.Ş. modern stüdyolarıyla sinema, televizyon ve video alanlarında başarılı çalışmalar yapmaktadır.
Kombassan sosyal alanlarda da çalışmalar yaparak hizmetini çok yönlü
sürdürmektedir.
Her türlü sosyal etkinliğe büyük önem veren Kombassan eğitim, bilim, sağlık, spor, sanat ve sosyal dayanışma alanlarında Kombassan Vakfı ile önemli çalışmalar yapmaktadır.
Kombassan Vakfı, bilim, eğitim, sanat ve sosyal dayanışma alanlarında kapsamlı ve etkili hizmetler sunmaktadır.
Sosyal Etkinlikler
r
.
AKSİYON DERGİSİ :
Hit or Mis�i biz aldığımızda müdürü Yahudi idi. Bazı şeyleri 100 bin çizip 10 bin yapmış. Sonra onu değiştirdik. Sonraki müdür ilânla bulduğumuz bir kadındı. Ama o kadın CIA namına çalışırmış. Kontrole gitmek için geç kaldık. 10-15 trilyonu kendi hesabına geçirmiş. Şirketi gönüllü iflasa götürdük.
Türkiye�de çok ortaklı holdingler Haşim Bayram�ın Kombassan şirketiyle başladı. Onun ardından Konya�da 80, Avrupa�dakiler de dahil edildiğinde 150 civarında çok ortaklı holding ortaya çıktı. �Konya tipi kalkınma modeli� şeklinde isimlendirilen bu şirketler, 28 Şubat 1997�deki tarihi Milli Güvenlik Kurulu sonrasında yeni bir döneme girdi. �Yeşil sermaye� damgası yiyen holdinglerin önemli bir bölümü kepenk indirdi. Bu süreçte en fazla konuşulan şirketlerin başında Kombassan geliyordu. Yaşadıklarını Aksiyon�a anlatan Kombassan Yönetim Kurulu Başkanı Haşim Bayram, sıkıntılarını paylaştığı merhum işadamı Sakıp Sabancı�nın kendisine, �Haşim Bey, size yapılanlar bize yapılsaydı bir haftada yıkılırdık.� dediğini aktarıyor. 1995-98 yılları arasında sayıları mantar gibi artan holdinglerden birçoğunun Kombassan�ı ve bu yapıdaki şirketleri yıkmak için kurulduğunu savunan Bayram, geriye dönüp baktığında birtakım hatalar yaptığını kabul ediyor. Başlangıçta 128 bin üyesi olan holdingin, yeni yapılanma sürecinde ortak sayısını 5 bine indirmeyi hedeflediğini söylüyor.
-Avrupa�dan parayı Türkiye�ye getirmek için projeniz hazır mıydı?
Avrupa�da çalışan birçok insan yastık altındaki parasını buzdolaplarında etlerin içinde, yıkıntılar arasında saklıyordu. 1 milyon mark verenler vardı. Genelde bankayla geliyordu; ama bir iki defa bavulla geldi. Ekonomi dışındaki paranın sermaye olması için mali yapının içine girmesi gerekiyordu. Türkiye�de ve yurtdışında yaşayan Türklerin en az 250 milyar dolar atıl kalmış parası var. İlk teklifi yakın çevreme yaptım. Kendi kazanımlarımla önce makine ve arsa aldık. İnsanlara bazı şeyleri göstermek gerekiyordu. Sonra insanlara anlatmaya başladık. Konya�da çok fazla ortağımız yoktu, hatta bizi buradaki bir başka holdingin parçası olarak görüyorlardı. Bazı zenginler alay etti. Onlar işin acı tarafı.
-Kombassan nerede hata yaptı?
Kombassan çok iyi giderken 1997 yılında �yeşil sermaye� lafı çıkarıldı. Listenin başında en güçlüsü olduğu için Kombassan�ın adı geçiyordu. Bizi yıkarlarsa diğerleri de çöküp gidecekti.
-Birçok insan artık Kombassan�a para yatırmayacağını söylüyor, birçoğu da ortaklıktan ayrılmak istiyor.
İyi bakan da var kötü bakan da. Avrupa�da köy köy, şehir şehir dolaştım. Bazı merkezi camilerde, evlerde, hatta kahvelerde güçlerimizi birleştirmemiz gerektiğini hep anlattım. 2000 yılına kadar değer artışı ve kâr payı verdik. O kadar iyiydi ki insanlar kuyruğa giriyordu. Ortak sayısı 128 bindi, bu rakam şu an 79 bine düştü. Ancak ortaklarımız hiçbir zaman zarar etmedi. Mesela yatırdığı para 68 bin Euro, aldığı 91 bin Euro, 7 bin daha alacağı gözüküyor. Buna hiç fırsat vermedik. Hisseleri şirketlerimize alıyoruz. 2005�te, 60 hisseye kadar olanlardan çıkmak isteyenleri ayıracağız. 14 bin kişiye inecek. 30 milyon Euro nakit ve yanında da mal vereceğiz. Zaten bunlar Türk parası bazında kat kat fazla kazandı. Biz değer artışlarını da kayıplarını da ortaklarımıza yansıtıyoruz.
-Konya�da kurulan holdingler size gelerek bu iş nasıl yapılır diye soruyor muydu?
Başarımız Konya�da diğer şirketlerin ortaya çıkmasında etkili oldu. Biz her gelen parayı almadık; ancak onların çoğu aldı. Hiçbiri gelip bize sormadı. Vicdan azabı duymuyorum; zaten holdinglerin çıkarılış nedeni kasıtlıydı. O holdinglere göz yumuldu. Kontrol yoktu, başka şeylerle uğraşıyorlardı. Onların üzerine bizim gibi gidilmedi. Bu işi patlatmak için kuruldu. Batan 40 holdingin içinde kasıtlıları vardı. Yurtdışından 2-3 milyar dolar para geldi. Bunda etkimiz olmuştur ama yurtdışına kaçan para konusunda etkimiz olmamıştır.
-Kâr ediyor muydunuz?
Kâr yapan şirket de vardı, zarar eden de; ama önemli olan torba. Kombassan kâr ediyordu. Bize �Birinden alıp diğerine veriyor.� diyorlardı. Ama biz 6 senedir ortak almıyoruz. Her ay 27 trilyon maaş, 20 küsûr bin kişiye iş veriyoruz. Peki, bu parayı kazanmasak nasıl verebiliriz? Geldiğimiz noktada 40 küsûr çalışan fabrikamız, 100�den fazla tesisimiz, bir milyar dolar civarında üretim ciromuz var.
-28 Şubat�ın etkisi sürüyor mu?
Bizi 28 Şubat çok fazla etkiledi. Devlet zulüm etti. En fazla darbeyi bu dönemde yedik. Ama Allah o günleri geri döndürmesin. Uçaklarımızın koltuklarını dahi yırttılar, acaba bunlar eroin mi taşıyor diye. Biz bunları açıklamadık. Baskı yapıldı ama ülkemize ve insana olan sevgiden dolayı sabrettik. Daha önceden tehdit almıştık, kağıt fabrikamızı iki sefer yaktılar. İşler engellendi. Biz bazı şirketleri dondurduk bazılarını da yok ettik. Alfa Air gibi. Yöneticilerimize baskı gelince kapattık. Erbakan�ın yıkıldığı gün Petlas�ta 45 milyon dolara el koydular. Başbakan�la görüştüm, o talimatı verdi ama yapacağı bir şey yoktu. Şu an görüşmüyorum.
-Size baskı yapanlar kimdi?
Sermaye Piyasası Kurulu vasıtasıyla çok büyük zulümler yapıldı. Bunlar asker değildi. SPK�ya emir veriliyor, onlar da yapıyordu. Ama biz bütün davaları kazandık. Tedbir koydular hepsini kazandık. SPK�nın kazandığı hiçbir dava yoktur. Ama şimdi daha uyumlu çalışıyoruz.
-Peki SPK ile sorunlar aşıldı mı?
SPK bize haksız tedbirler getirdi. Bu süreçte önümüzü göremedik. Bu Kombassan açısından olduğu kadar Türkiye açısından da bir gerilemedir. 2001 krizinde Türkiye�nin dev şirketleri isim değiştirerek yabancılara satıldı. Ama Kombassan hâlâ dimdik ayakta. SPK�dan isteğimiz holding ve inşaat, tarım diye iki hissenin birleştirilmesi. 2000 yılında başvurduk, dört yıldır cevap alamadık; ama yakında cevap alacağız. 8 senedir halen yatırım teşvik belgesi alamıyoruz. 3-4 ay önce kağıda, kartona enerji yatırımı yaptık, belge alamadığımız için KDV�sini ödedik. Artı vergi başlıyor. Teşvik belgesi olsaydı 800 milyar birine, 800 milyar birine vergi ödeyemeyecektik. Ekonomik krizde de 400 milyon mark kaybettik. Bizim yüzde 100�ümüz halka açık; ancak borsada bir şirketin yüzde 18�i açılabiliyor.
-AK Parti�nin iktidara gelmesi sizi rahatlatmadı mı?
İktidarlar değişiyor ama çok şey değişmiyor. Kambiyo, teşvik yatırım belgeleri konusunda cevap bekliyoruz başbakanlıktan. Yabancılar alıyor, biz alamıyoruz. İsim değiştirsek biz de alacağız; ama bunu istemiyoruz. �Sabredin.� diyorlar. Eğer önümüz kesilmeseydi şu anda en az 5 milyar dolar ciro yapan, en az 100 bin insan çalıştıran bir kurum olacaktık.
-Şirketinizdeki yöneticilerin birçoğunun akrabanız olduğu doğru mu?
Biz amatörlerden değil profesyonellerden darbe yedik. Maaşlarına gelince çok profesyoneller; ama iş konusunda amatörlerden daha da amatörler. Sakıp Sabancı şunu söyledi bana: �Profesyoneller çok çalıyor ama kazandırdıkları daha fazla.� 1996�da profesyoneller eski sistemimizi yıktı; ama yerine yeni bir sistem kurmadı. 2000�den sonra tekrar ipleri elimize aldık.
-Amerika�daki yatırım sırasında Yahudilerle mi çalıştınız?
Yahudilerle de başkalarıyla da uygun görürsem yine çalışırım, ortaklık da kurarım. Hit or Mis�i biz aldığımızda müdürü Yahudi idi. Bazı şeyleri 100 bin çizip 10 bin yapmış. Sonra onu değiştirdik. Sonraki müdür ilânla bulduğumuz bir kadındı. Ama o kadın CIA namına çalışırmış. Kontrole gitmek için geç kaldık, her hafta aradığımızda bize �Şirket süper.� diyordu. 10-15 trilyonu kendi hesabına geçirmiş. Şirketi gönüllü iflasa götürdük. Hit or Mis davası mahkemede bizim lehimize sonuçlandı. 128 milyon dolarlık vergi alacağımız var. Yeniden altyapıyı kurup başlayacağız.
-Petlas�ın teşvik belgesi alamamasında bir rapordan söz ediliyor?
Genelkurmay�ın herhangi bir yasağı bulunmamasına rağmen Petlas�ın yatırımına hâlâ izin verilmiyor. Kendi paramızla yapıyoruz. Yatırım teşvik belgesi olmadan vergisini ödüyoruz. 1997-98�de 208 milyon dolarlık yatırım öngörmüştük; ama hâlâ bir şey yok. Petlas�ın teşvik almasının engellenmesiyle ilgili bildiğim bazı şeyler var ama bize belge gelmedi. Petlas�ı yaşatmayız dediler. Engelleniyorduk. Bazı zenginler, �Kombassan Petlas�ı alınca o kadar çok korktuk ki önünüzü kesmek zorundaydık.� dedi bana. Kağıda girince birinci olduk, onda da birinci olmamızdan korkuyorlardı. Petlas�ta uzun ömürlü lastiği geliştirdik, duruyor ama kime satacağız.
-TV programında çok büyük bir şey açıklayacağız demiştiniz?
Hâlâ o projeyi faaliyete geçirmedik. Savunma sanayii ile ilgili devlete 16 proje sunduk. Savunma sanayiine girmemiz bu duruma gelmemizin nedenlerinden biridir. Bu sektörde kâr marjı yüzde 800�dür. Amerika�nın 300 bin dolara sattığını biz 20 bin dolara verecektik. Medical şirketimiz 18 bin dolarlık yatakları 1800 dolara satıyor. Bütün hastaneler uzun süre yüksek fiyatlardan almış.
-Türkiye�de ayaklarınız yere basmadan yurtdışında yaptığınız yatırımlar stratejik miydi?
Romanya�daki Rulman fabrikası her alanda birinci. Sudan�da Afra yatırımı gereksiz görünüyordu; ama orası dünyanın en zengin petrol yataklarına sahip. Sudan iyi bir yatırım. Moskova�daki Ramstore�ları Moskova Belediye Başkanı bize teklif etti; ama arkadaşlar Rusya�yı göremedi. Yurtdışındaki yatırımlar içerdekilerle karşılaştırınca yüzde 5�ini oluşturuyor. Yurtdışında kâr eden de var, zarar eden de...
-Faisal Finans�ı devrederken zararla ayrıldınız. Neden bankacılık sektörüne girdiniz?
Bize 28 Şubat sürecinden sonra hiçbir banka teminat mektubu vermedi. Faisal Finans�ın satılacağını duyunca 5 kişi başvurdu. Ancak satan kişi İsviçre firması olmadan satmam dedi. Biz de İsviçre�de bir firma kurarak satın aldık. Her şey nizami. En yetkili insanlar bize �Kombassan�ın banka sahibi olmasını hiçbir zaman istemeyiz� diyordu. Bir gün bile hakim olmadık. Birkaç sene bizde durdu. İki sefer yazı gönderdiler. �Devredeceksiniz. Biz Kombassan�ın banka sahibi olmasını istemiyoruz.� Hatta birinde dediler ki �Bu gece devretmezseniz kapatacağız.� Biz de devretmek zorunda kaldık. Ben ağlaya ağlaya devrettim. Satarken zarar ettik. Ama hiçbir şansımız yoktu. Şimdi suç bizde mi devlette mi? O zaman en sağlam banka o idi.
-Şu an Kombassan�ın mal varlığının karşılığı nedir?
Mahkeme heyeti 2 milyar Euro�dan fazla değer buldu. Bizce 3 milyar doları bulur. Alacağımız borcumuzdan daha fazla. Türkiye�nin en büyük holdinglerinin sermayeleri yoktur. Krediyle yaparlar işleri. Ama onların şansı bizde yok. Yüzde 2,5 ile kredi alıyorlar. Biz krediyi mal olarak alıyoruz, o zaman yüzde 8-10�u buluyor. Bu çok yüksek.
*KANAL 7 nin Z.KARAMAN. YANLIŞI*
- Haşim Bayram bağışta bulunan ve hisse alanlara, televizyonun mülk ve gelirine de ortak olacaklarını söylediği için televizyonun ortakları onun para toplamasını durdurdu.
Meclis'e Haşim Bayram sorusu
BAŞBAKAN Bülent Ecevit'in
ABD gezisine davet edilen,
ardından da Ecevit'in uçağı yerine
başka bir uçakla
Amerika'ya gitmesi istenen
Kombassan Holding
Yönetim Kurulu Başkanı Haşim Bayram olayı
TBMM'ye de getirildi.
FP Konya
Miletvekili Rıza Güneri soru önergesinde,
---"30-40 bin kişiye iş veren,
ABD'de 253 mağazasıyla
Türkiye'nin ABD'de en
büyük yatırıma sahip firmasının
başkanı olan Haşim Bayram'ın,
seyahate dahil edilmemesinin
sebebi ve gerekçesi nedir?" diye sordu.
Haşim Bayram: Saadet zinciriysek, bu fabrikalar nasıl yapıldı?
Kombassan Holding
Genel Müdürü Haşim Bayram,
---“Bir saadet zinciriysek
bu fabrikalar nasıl yapıldı?” diye sordu ve
SPK ilgilileri ile
olayları çarpıtanların yargı önünde
hesap vereceklerini ileri sürdü.
Konya
AA
16 Ekim—
Kombassan Holding
Yönetim Kurulu Başkanı Haşim Bayram,
eski SPK yönetim görevlilerinin
görevlerinin
süresinin dolmasına saatler kala yaptığı
son toplantı ile
holdinge haksız,
hukuk dışı ve
insafsızca bir karar aldığını bildirdi.
Bayram, yaptığı yazılı açıklamada,
bu kararın gerekçesinin ise
SPK uzmanlarının
yanlı, kasıtlı, gerçekdışı ve tetikçilik
mantığıyla hazırlamış olduğu
bir rapor olduğunu kaydetti.
Haşim Bayram
GÜNDEM GÜNDEM GÜNDEM
Faisal Finans satıldı
Eylem Türk
Milliyet 11 Mayıs 2001
Kombassan bünyesinde bulunan ve
Türkiye?nin ilk özel finans kurumu olan
Faisal Finans, yerli ve yabancılardan oluşan bir konsorsiyuma satıldı.
Kombassan, sahibi olduğu Faisal Finans?ı
elden çıkarıyor.
Faizsiz bankacılık alanında faaliyet gösteren
Faisal Finans Kurumu?nun, bugün yapılacak genel kurulunda yeni ortaklık yapısı belli olacak.
Yapılacak genel kurulda, kurumun büyük hissesinin yabancı bir şirkete devredileceği belirtilirken,
Kombassan bu ortaklıkta bulunmayacak.
Yurtiçinde biri merkez, toplam 12 şubesi bulunan şirketin diğer yerli ortaklarının da bugün belli olacağı belirtildi.
Yurtdışında 33 ülkede,
72 uluslararasi banka ile muhabirlik anlaşması olan şirketin
Kombassan?ın yaşadığı mali sıkıntı nedeniyle satıldığı öğrenildi.
Kombassan Yönetim Kurulu Başkanı Haşim Bayram?ın,
üç yıl önce 40 milyon dolara satın aldığı
Faisal Finas?ı yeni sahibine
hangi bedelle sattığı ise açıklanmadı.
16 yıldır faaliyette
Nisan 1985?te
Türkiye?deki faaliyetine başlayan Faisal Finans,
ülkemizde
faizsiz bankacılığın öncülüğünü yaptı.
Şirket, Suudi Arabistan Kralı Fahd?ın
oğlu Prens Muhammed Al Faisal Al Suud?dan
1998 yılında Kombassan Grubu?na geçmişti.
Yurt dışına çıkmak üzere
Atatürk Havalimanı'na gelen
Kombassan Holding
Yönetim Kurulu Başkanı Haşim Bayram,
borcu nedeniyle yurt dışına çıkış yasağı olduğunu öğrenince şaşkınlık yaşadı.
Bayram, yurt dışına çıkmak üzere öğle saatlerinde geldiği Atatürk Havalimanı'nda kötü bir sürprizle karşılaştı.
Maliye'ye olan borcundan dolayı hakkında yurt dışına çıkış yasağı bulunan Bayram'ın pasaportuna el konuldu.
Yurt dışına çıkamayacağı tebliğ edilen Bayram, havalimanından ayrıldı.
KOMBASSAN'IN
PATRONU'NDAN ŞOK AÇIKLAMALAR :
BENİ ÖLDÜRMEYE ÇALIŞIYORLAR
Kombassan'ın başındaki isin Haşim Bayram,
HABERTÜRK'ün Basın Kulübü'nde
inanılmaz açıklamalar yaptı.
Bayram peşine 3 kişi taktıklarını belirterek,
"Beni öldürmek istediler.
Fabrikamı yakıp, ihtar verdiler.
Saat tam 1.13'te yaktılar,
içeride kimse yoktu.
2 hafta sonra yine aynı saatte yakmak istediler.
Arayıp,
"İbret aldın mı" diye sordular"
dedi.Bayram,
Kasım krizini kimlerin çıkardığı ile ilgili
ayrıntılı bilgiler verdi.
12 Ocak 2004 Pazartesi 00:06
ANKARA/Kombassan'ın başındaki isin Haşim Bayram,HABERTÜRK'ün Basın Kulübü'nde inanılmaz açıklamalar yaptı.
Bayram peşine 3 kişi taktıklarını belirterek,
"Beni öldürmek istediler.Fabrikamı yakıp, ihtar verdiler.2 hafta sonra yine aynı saatte yakmak istediler. Arayıp, "İbret aldın mı" diye sordular" dedi.Bayram,
Kasım krizini kimlerin çıkardığı ile ilgili ayrıntılı bilgiler verdi. Kombassan'ın başındaki isin Haşim Bayram'dan şok açıklamalar!
Bayram, HABERTÜRK'ün olay programı Basın Kulübü'nde konuştu...
İşte Kombassan Holding
Yönetim Kurulu Başkanı Haşim Bayram'ın
Basın Kulübü'nde yaptığı açıklamaların satır başları:
-Biz Türk Ticaret Kanunu'na göre kurulmuş bir holdingiz.
-KOMBASSAN'ın 623 trilyon olan cirosu,
855 trilyona çıktı.
2002'de 43.4 trilyon vergi ödedik,
2003'te bu rakam 47 trilyon oldu..
Halen 27 bin kişiye istihdam sağlıyoruz..
(2003 kârınız nedir, sorusu üzerine..)
Elbette kâr vardır. Kârsız olur mu?..
(Bayram kârı açıklamaktan kaçındı..)
-Eğer biz engelenmeseydik,
bugün 5 milyar dolar ciromuz,
100 bin istihdamımız olurdu.
-Sakıp Sabancı, "Size yapılan zulüm bize yapılsa biz bir haftada biterdik.
Siz iyi dayandınız" dedi.
-Sermayemizin büyük çoğunluğu arsa ve emlaka bağlı.
Yani büyük çoğunluğu
gayrimenkule bağlanmış durumda..
-Bizim sadece müslüman değil,
hristiyan ortaklarımız da var.
Her inançtan, her siyasi görüşten ortaklarımız var..
-Mutlaka bizi çekemeyenler var..
İspanyol bir işadamı bir gün bana dedi ki,
"Haşim Bey,
Türkiye gibi demokrasinin tam oturmadığı ülkelerde
3 güçten birine sahip olacaksın:
Ya bankan olacak, ya medyan veya mafyan.." -
BDDK,
Faisal Finans'ı elimizden aldı.
Biz orayı kanuni yollardan almıştık.
Ama bankacılık yapmamıza izin vermediler. - Başarının sırrı; yüzde 50 hayal etmek,
yüzde 25 o hayalin gerçekleşebileceğine inanmak, yüzde 25 de sebebine sarılmakak...
-Hürriyet gazetesinde yayınlanan
ve bizim ortaklarımıza gönderdiğimiz belirtilen mektubu biz
Ağustos 2002'de yolladık aslında.
Bu yeni bir haber değil.. Bir buçuk yıl önceki bir mektup.. Hatta o günlerde,
Radikal, Akşam, Zaman ve Yeni Şafak gibi gazetelerde de
"Kombassan'dan ortaklarına üç şık"
diye haber oldu.
Ortaklarımızın yüzde 80'i A şıkkını, yani
"ortaklığı sürdürmek istiyorum"u işaretledi. -
Amerika'da üst düzey bir CIA yetkilisi
bana ilginç bilgiler verdi.
"Biz dünyada 5 milyar dolara kadar müsaade ederiz. CIA bunun için kurulmuştur yani dünya ekonomisini kontrol altında tutmak için" dedi...
Bir buluşumuz vardı,
bunu ABD'ye satmak isterken görüştük..
-Yine bir grubun Avrupa temsilcisi,
Amerikalı bir işadamı bana ilginç şeyler söyledi,
2000 yılı eylül ayında..
"Dünyayı 8 aile yönetir. Ben bunlardan birinin Avrupa temsilcisiyim.
Biz yakında Türkiye'de kriz çıkaracağız.
IMF'ye hesap ettirdik.
7 milyar dolarlık kriz çıkarsa,
Türkiye batar.
Onun için 6 milyar dolarlık kriz çikaracağız.
Türkiye'nin batması işimize gelmez.
Türkiye'de banka almak istiyoruz.
Emlak, Halk ve Ziraat'le ilgileniyoruz.
Biz TELEKOM'u istiyoruz.
50 milyar dolar eder ama
biz 2-3 milyar dolara alacağız.
Hatta THY'yi alacağız.
Böylece boynunuza ipi geçerip,
ayaklarınızı yerden keseceğiz.
Şimdi Kasımda kriz var." dedi. Hemen müdürleri topladım. Bunu anlattım. "Hep nakitte kalın" diye nasihat ettim. Hiçbir surette yatırım yapmadık. -Çok değil, 1 yıl içinde hisse senetlerimizin peşine düşecek insanlar. 7 yıldır, her gelen başımıza balyoz vuruyor. SPK ile aramız yeni yeni düzelmeye başladı. -Arkama 3 kişi taktılar, öldürmeye kalktılar. Kağıt fabrikamı yaktılar. Savunma sanayi ihalesine giriyordum. Fabrikamı yakıp, ihtar verdiler. Saat tam 1.13'te yaktılar, içeride kimse yoktu. 2 hafta sonra yine aynı saatte yakmak istediler. Arayıp, "İbret aldın mı" diye sordular
Haşim Bayram, Kombassan Holding’in üzerine dört koldan gelinmesine rağmen dimdik ayakta olduğunu belirterek, “Görünen köy kılavuz istemez. 27 bin 500 istihdam ve Türkiye genelindeki 47 fabrikamızla vatanımıza hizmet etmeye devam ediyoruz”dedi.
Haşim Bayram “Bugün Allah’a şükür 80 bin kişiyle yolumuza devam ediyoruz. Eğer SPK ve hükümete talimatlar yağdıran İstanbul sermayesinin bel altı saldırılarına maruz kalmasaydık, şu anda 5 milyar dolar ihracat yapıyor ve 100 bin kişiye istihdam sağlamış olacaktık” ifadelerini kullandı.
Necmettin Çakmak
Hafta sonu Alanya’daki Kombassan Bera Otel’de düzenlenen Baykur Gıda bayi toplantısında konuşan Kombassan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Haşim Bayram, Kombassan Holding’in üzerine dört koldan gelinmesine rağmen dimdik ayakta olduğunu belirterek, “Görünen köy kılavuz istemez. 27 bin 500 istihdam ve Türkiye genelindeki 47 fabrikamızla vatanımıza hizmet etmeye devam ediyoruz” dedi.
Uzunca bir aradan sonra ilk kez basının karşısına çıkan Kombassan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Haşim Bayram çarpıcı açıklamalarda bulundu. Kombassan’ı “atom bombası”na benzeten Bayram, bazı çevrelerin bundan korktuğunu dile getirerek, güvensizlik içindeki insanları birbirlerine yaklaştırarak güçlerini birleştirmelerine vesile olduklarını ifade etti. Bayram, Kombassan’ın temellerini 1989 yılında 8 kişiyle attıklarını kaydederek, “Bugün Allah’a şükür 80 bin kişiyle yolumuza devam ediyoruz. Eğer SPK ve hükümete talimatlar yağdıran İstanbul sermayesinin bel altı saldırılarına maruz kalmasaydık, şu anda 5 milyar dolar ihracat yapıyor ve 100 bin kişiye istihdam sağlamış olacaktık.” ifadelerini kullandı.
Bor projem uygulansın, 40 günde 50 milyar dolar gelir
Haşim Bayram, Avrupa’daki bankalarda gurbetçilerin 200 milyar dolar parası bulunduğuna dikkat çekerek, “Biz bu parayı getirmek için finans kurumu kurduk. Ama o da engellendi. Benim şimdi yeni bir projem var, bu parayı getirmek için.
Eğer hükümet desteklerse,
Bor Madeni Projesi ile
yastık altında yatan paraları ülkemize getirebilirim. Hem de 40 günde, 50 milyar doları getirebilirim”
iddiasında bulundu. Bor’un petrol ve çelikten daha kıymetli bir maden olduğunun altını çizen Bayram, “Girmediği saha yok, özellikle de uzay ve otomotiv sektörleri bordan besleniyor.
Bundan sonra da bor olmadan
hiç kimse adım atamaz.
Allah da bu madeni bize vermiş. Kıymetini bilelim” diye konuştu.
Hazırladığı projenin detaylarını anlatan
Bayram, 100 milyar dolar sermayeli bir şirket kuracaklarını ve bunun yüzde 51’nin devlete, yüzde 49’nun da halka ait olacağını söyleyerek, “Devlet sermaye olarak bor yataklarını açacak. Geri kalan ise, yani yüzde 49’luk kısmı da 49 milyar dolarlık hisse senedi ile halka açılacak. Haliyle bu milli bir mesele olduğu için de Avrupa’daki Türk işçilerde yastık altında parasını devlet güvencesi olacağı ve istenildiği gibi harcanmayacağı için 40 günde buraya akıtacak.” şeklinde konuştu.
Tayyare bileti alan millet, buna da sahip çıkar!
Bayram, gurbetçilerden gelmesi hedeflenen kaynağında şart konularak harcanacağını belirterek, “Mesela 10 milyar doları değişik sektörlerin kalkınması için harcayacağız. Bir kısmını KOBİ’lere, bir kısmını hayvancılığa aktaracağız. Örneğin KOBİ’lere ‘al sana 500 bin dolar sermaye, bunu işletmenin marka olması için kullan ve beş sene içerisinde geri öde’ diyeceğiz. Aynı şekilde hayvancılık yapanlara da ‘damızlık getir, işletmeni büyüt ve 20 yılda geri öde’ diyeceğiz. Tabi bu kaynağı verirken üzerine yüzde 5 kâr payı koyacağız” görüşünü savundu.
Bayram, hisse senedi alanlarında bu projeden çok memnun olacakları öngörüsünde bulunarak, şu iddiaları dile getirdi: “Ben hesapladım; hisse senedi alan bir kişi 49 yıllığına bu projeden en az yüzde 25 kâr payı alır. Yani yılda bu parayı kazanır.
Bir de borun borsası olacak.
Böylece hissedarları da korumuş olacağız. Öyle başkalarının yaptığı gibi, ‘parayı topla, sonra da iş yapma’ olmayacak. Eğer bu projeyi hükümet kabul ederse herkes kabul eder.”
İstiklal Savaşı sırasında Türk halkının düşmanın karşısında ordunun elinde uçak bulunmaması karşısında güç birliği yaparak ‘tayyare bileti’ çıkardığını hatırlatan Gül, “Bütün illerde bu bilet satılarak güçlü bir filo kuruldu. Bizim Medine uçak filomuz çok kuvvetliydi.Bunları pek söylemezler.
O tayyare biletini maalesef ki
Milli Piyango’ya çevirdiler.
Bu millet güç bir birliği yapıp uçak aldı. Şimdi de aynısını yapar.”değerlendirmesinde bulundu.
Baykur gıda, 2007’de yüzde 20 büyüyecek
Kombassan Holding bünyesinde faaliyet gösteren Baykur Gıda, Türkiye genelinde faaliyet gösteren bayilerini Alanya Bera Otel’de bir araya getirdi. Baykur Gıda Genel Müdürü Oğuz Kaan Ekici “2005’te yüzde 36, 2006’da ise yüzde 13 büyüdük. Bu yılın ilk üç ayında ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 22 büyüme kaydettik. İnşallah bu yılı yüzde 20 büyüme oranı ile kapatacağız” diye konuştu.
Üç çuval para döktüler önüme
Almanya’nın Hamburg şehrinde bir kahvehanede otururken, yanıma Emirdağlı olduklarını söyleyen üç arkadaş geldi. Çuval içine koydukları 250 bin markı önüme döktüler. Hocam dediler; ‘bu parayı al bizim oraya fabrika kur.’ Ben bunu elbette ki kabul etmedim. Ama böyle çok insan var.
Yeter ki devlet bu işe sahip çıkarak güvence versin.
Emin olun gurbetçiler para yağdırır.
Defterlerimiz Koç ve Sabancı’dan daha iyi
Sermaye Piyasası Kurulu ile ilişkilerimiz iyiye gidiyor. Ama kesin iddia ediyorum ki, Sabancı ve Koç da dahil olmak üzere en güzel defterler bizde.
Ne var ki, bizi incelemeye gelenlerin hepsi sanki özel seçilerek gönderiliyor.
Çünkü hepsi art niyetli.
Bu arada biz Sermaye Piyasası Kurulu’nu da meşhur ettik.
Kimseyi mağdur etmedik!
Biz 13 yıldır kâr payı dağıtıyoruz. 2006’da ise vermedik. 80 bin ortağımızdan kimseyi mağdur etmedik. Mesela bizden ayrılmak isteyenlere nakit para vermesek bile gayrimenkullerimizden vererek onlarla helalleştik. Bütün bunları yapmamıza rağmen, 47 fabrikamızda 27 bin çalışanımızla bu ülke için katma değer üretmemize rağmen üzerimize geldiler.
Barbaros Hayrettin Paşa hayranıyım
Biz kadın-erkek ayrımcısı değiliz. Aksine kadına en güzel değeri veren bir inancın temsilcisiyiz. Bu yüzden de 40 milyon euro harcayarak kadınlarımızın hiçbir tacize uğramadan rahatça tatil yapmasına imkân verecek ‘akıllı otelimiz’ olan 5 yıldızlı Bera Alanya’yı hizmete soktuk. Otelimizin çatı katına kadınlar havuzu yaptık.
Otelin gemi şeklinde olması da benim Barbaros Hayrettin Paşa’ya olan hayranlığımın yansımasıdır.
Kâğıt ve inşaatta büyüyoruz
Kağıt sektörünün büyükleri arasındayız ve yeni dönemde 500 milyon dolarlık bir yatırım daha yapacağız. İnşaatta büyüyeceğiz. Özellikle de PWC yatırımlarına önem vereceğiz. Gıda şehrimizi de büyüteceğiz. Belki bilinmiyordur diye söylüyorum, örneğin Filiz, Baretta ve Selva gibi markalara fason üretimler yapıyoruz. Ayrıca Türkiye’nin makarna ihracatının yüzde 20’sini biz yapıyoruz.
Macaristan’da yeni rulman fabrikası aldık
Yakın zamanda Macaristan’da özelleştirmeden yeni rulman fabrikası aldık. Hendek’te de rulman fabrikası kurduk. Daha önce Romanya’da bir fabrika satın almıştık. Sadece orada 4 bin istihdam sağlıyoruz. Şu anda dünyada üretemediğimiz rulman yok. ABD bütün rulmanlarını bizden alıyor ve kalitemiz içinde bize ödül verdiler.
.
İslami Holdingler neden battı? 21 Nisan 2009
Bir dönem özellikle yurtdışında çalışan insanların paraları ile kurulan İslami Holdingler neden tek tek battı? Yavuz Bahadıroğlu açıkladı:
Moral FM Yorumcusu Gazeteci Yazar Yavuz Bahadıroğlu Soru Yorum programında Oktay Mahşer'in sorularını cevapladı. Bahadıroğlu, İslami sermaye ile kurulan holdinglerin neden battığını şu çarpıcı cümlelerle açıkladı:
PROGRAMI DİNLEMEK İÇİN TIKLAYIN>>>"Dindar muhafazakar insanlar bu işlere çok önceden başladı. Ancak alt yapısı olmayan bakkal defteri usulu iş yapan insanlar bu işe girdi. Yöneticilikle hiç bir alakası olmayan, ihtisası olmayan, çıraklık bile yapmamış adam bu holdinlere yönetim kurulu başkanı oldu. Arka planında insan yoktu. Biri ile tanıştım... Elllerinde abartısız 7-8 tane telefon. Çıraklığı yok eğitimi yok... Farklı alanlarda yetişmiş.. Ve bu adam yönetim kurulu başkanı... Yönetim kurulu başkanı proje adamıdır. Gezen adamdır. Nereye ne yapacağını bilen adamdır. Kafasını bir bakarsın Londra'da çıkarır bir bakarsın New York'da..."Kendisinin de yöneticilik yaptığını belirten Bahadıroğlu, yöneticiliği döneminde ilk işinin müdürlükleri lağvetmek olduğunu belirtti ve kurumun borç batağında olmasına rağmen çalışanlarına yüzde 70 zam yaptığını belirtti. Popülist davranmadığının altını çizen Bahadıroğlu yıl sonunda kar olan parayı çalışanları ile paylaştığını ve onlara kurumu ve işi sahiplenmeyi benimsettiiğini belirtti.Gündemi de değerlendiren Yavuz Bahadıroğlu, Kurtlar Vadisi'nin başrol oyuncusu Polat Alemdar için "ufak tefek eşkiya" derken Kurtlar Vadisi Irak filmi içinse "saçma sapan basit bir film.. Film bile değil.. Gladyatör'ü izlerseniz ne demek istediğimi anlarsınız" dedi.
Sn.Bahadıroğlunu dinlerim ,saygı duyarımTarihi sevdiren adamdır bize.Bu önemli konu ise;
çok yüzeysel ,birkaç şahsın kötü yönetimine bağlanacak kadar basit değildir.
Anadolu İnsanını Ayağa Kaldıracak,
diğer ülkelerede,emeğin yönetimi ve paylaşımı konusunda Model olacak bu girişim,
Ülkeyi ve insanını hem sömüren.hem ezen,hem horlayan,dışardakilere kaynakları pazarlayan(web sitemde) şahıs ve guruplarla,onların yandaşları,hükümetler,ergenekoncular,kanalıyla binbir tezgahla durdurma oyunudur.
Haşim Bayram'ı dinledim.
Bana göre Haşim Bayram, Cumhurbaşkanı'mızdan sokaktaki çöpçümüze kadar milletimizin bilmesi ve üzerinde düşünmesi gereken çok önemli açıklamalarda bulundu.
Onu, büyük bir dikkatle dinlerken, kendi kendime dedim ki: 'Avrupa Birliği'ne ve ABD'ye muhtaç olmadan
Türkiye'nin kalkınması ve çağdaş medeniyet seviyesine ulaşabilmesi için, bizim fazla değil, ikiyüz Haşim Bayram'a daha ihtiyacımız var.'
Şimdi bana soracaksınız: 'İkiyüz Haşim Bayram'ımız daha olsa, Türkiye gerçekten müreffeh ve başı dik bir ülke olabilir mi?' Haşim Bayram'ın yaptıklarını bilenler ve Onu o TV programında dinleyenler, bu soruya tereddüt etmeden 'Elbette olabilir!' diye cevap vereceklerdir.
Çalışarak okudu
HAŞİM Bayram, Kombassan Holding'in Yönetim Kurulu Başkanı. Çok akıllı, çok çalışkan, çok vatansever bir işadamı. Konyalı fakir bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiş. Diyor ki:
- Biz beş kardeşiz. Konya'da tek odalı bir evde büyüdük. Geceleri gaz lambası altında çalışıyorduk. Elektriğe, ancak üniversiteyi bitirdiğimiz zaman kavuştuk.
Konya'nın üçte biri dağ, üçte biri çöldür. İnsanımız fakirdir. Konyalı, fakirlik yüzünden hep Batı'ya veya Avrupa'ya göç etmek mecburiyetinde kalmıştır. Ben, hep çalışarak okudum. Ortaokuldayken bostan bekçiliği yaptım. Üç yıl boyunca ot topladım, karşılığında kitap alıp okudum. O yaşlarda tarihimizi çok iyi inceledim. Ve kendi kendime sordum: 'Dün neden iyi idik, bugün neden geriyiz? Boynu bükük Anadolu Türkü'nün başını dik tutmak için ne yapmak lazım?' Gördüm ki işsize iş bulmadan, üretimi artırmadan, yani yeni yeni fabrikalar kurmadan, Konya'nın ve Türkiye'nin kalkınması mümkün değildir. Fabrika ne ile kurulur? Para ve bilgi olmadan fabrika kurulabilir mi? Okudum, kimya öğretmeni oldum. Zamanla özel bir dershane açtım. Günde onsekiz saat
çalıştığım oldu. Dershane için kağıt lazımdı. 'Kağıdı dışardan alacağımıza, bunun fabrikasını Konya'ya kurarak biz üretelim' dedim.
Konya'ya ilk kağıt fabrikasını ben açtım. Sonra çok modern bir matbaa kurdum. Ambalaj sanayiini geliştirdim. Sonra, daha çok fabrika açabilmek için kolları sıvadım. Yastık altındaki paraları üretime aktarabilmek için çalmadığım kapı kalmadı. Ortak sayımızı ve sermayemizi artırmak maksadıyla Avrupa'ya gittim. Geceleri hava meydanlarında, iskemleler üzerinde yatmayı göze alarak çalıştım.
Konya'nın ve Türkiye'nin büyük davasını, önce Konyalılar'a anlattım, sonra diğer vatandaşlarımıza. Beni dinleyenler bana inandılar.
Neticede seksenbin ortağımız oldu. Sermayemiz bir milyar dolara yaklaştı. Ben bu paralarla yeni yeni fabrikalar kurdum. Bugün Türkiye'de, bu fabrikalarımızda yirmiyedibin yediyüzelli kişi çalışıyor. Seksenbeş ülkeye mal satıyoruz! ABD'de ikiyüzelliüç mağaza açtık. Yalnız ben bu çalışmalara başlarken, içerden ve dışardan pek çok ihanete uğradım! Mesela savunma sanayiine girmek istediğimizde, iki defa ölümle tehdit edildim. Konya'daki kağıt fabrikamızı iki defa yaktırdılar. Aldırmadım. Devlet, Kırşehir'de açtığı Otomobil ve uçak lastiği fabrikasını çalıştıramadı, iflas etti. Ben o PETLAS'ı görmeden satın aldım. Şimdi ordumuzun uçak lastiği ihtiyacını PETLAS karşılıyor. Bu fabrikayı geliştirmek ve üretimi daha çok artırmak istiyoruz. Fakat devlet bize yatırım ve teşvik
belgesi vermiyor.
5 bin Türk'e iş
TÜRKİYE'de bir rulman fabrikası açmak için tam on yıl başvurmadığım bakanlık ve yetkili kişi kalmadı. Bana böyle bir fabrika açmak için izin vermediler. Ben de gittim Romanya'da iflasın eşiğine gelen bir rulman fabrikası satın aldım. Bugün o fabrikada beşbin
Romanyalı işçi çalışıyor.
Soruyorum şimdi... Türkiye'de bir rulman fabrikası kurmamıza izin verilseydi, biz de beşbin işsiz Türk'ün ekmek sahibi olmasına imkan sağlasaydık çok daha iyi olmaz mıydı? Sakıp Sabancı bana dedi ki, 'Size yapılan bu büyük zulüm bize yapılsaydı, bir hafta dayanamaz yıkılır, dağılır giderdik!..'
Haşim Bayram'ın söyledikleri özetle böyle. Mesele ayan beyan ortadadır: Birileri, Kombassan'ın önünü kesmek, ortakları arasında korku yaratarak bu hayırlı kuruluşu dağıtmak, Türkiye'yi yoksul, geri, beceriksiz bir ülke durumuna sokmak istiyor. Şimdi,
Cumhurbaşkanı'mızın, Başbakanı'mızın, Bakanlarımızın ve bütün milletvekillerimizin şeref borçları şu olmalı: Türkiye'de Kombassan'ın veya Haşim Bayram gibi müteşebbis Türkler'in önünü kim kesiyor?
Kim veya kimler Kombassan'a yatırım ve teşvik belgesi vermiyor? Türkiye'yi Batı'ya muhtaç hale getirmek isteyen bu hainler kulaklarından tutulup ortaya çıkarılmalıdır. Geçen Meclis, bu düğümü çözemedi. Bu Meclis de bu ihaneti ortadan kaldırmadıkça vebal altında kalacaktır.
Gerçek gericiler, yobazlar, Atatürk ve Türkiye düşmanları, Haşim Bayram gibi gayretli işadamlarımızı çalışamaz hale getirenlerdir.
KAMUOYUNDAN GİZLENEN GERÇEKLER * Kamu oyundan gizlenen gerçekler.*
Dünya Hidrojen Enerji Bşk. Prof VEZİROĞLUNA
Türkiyede yapılanlar ile
( -Alt bölüm İst.Hidrojen Ener. Mrk-)
Kamuran İnan ın belirttiği gibi ;
En çok Hain çıkaran Ülke
(- Ülke Aleyhine Çalışan -)
Kombassan Havayollarının -Alfa Aır -
Yabancı Havayollarının Türkiye uzantılarınca ;
Komplolarla ,rakip olması engellenen,
Ucuz hizmeti engellenen
Ortaklarına para kazandırması engellenen
çalışamaz hale getirdikleri
uçaklarının hikayesi.
Havalimanında unutulan uçaklar
yeni sahiplerini bekliyor
Türkiye'nin en büyük sınır kapısı İstanbul Atatürk Havalimanı, iflas EDEN havayolu şirketlerinin uçakları ile kaza sonrası tamir edilemeyen yolcu ve eğitim uçaklarının işgaline uğradı.
Kaza yapan tonlarca ağırlıktaki yolcu ve kargo uçaklarının mezarlığı haline gelen havalimanının yöneticileri ise 1993'ten bu yana kaldırılmayı bekleyen çelik kuşların uzaklaştırılması için çaresiz bekleyişini sürdürüyor.
Türk Hava Yolları (THY) ile özel havayollarının filolarını güçlendirmesi sonucu artan hurda uçak sayısı, havalimanında zaman zaman sıkışıklığın yaşanmasına neden oluyordu. Bu sıkışıklığın içinden çıkılamaz bir sorun haline gelmesinde en büyük etken olarak batan havayolu şirketlerinin hacizli uçakları gösteriliyor.
Atatürk Havalimanı'nda yaklaşık 17 yıldır yaşanan sıkıntının çözümü konusunda bugüne kadar gerek Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürlüğü, gerekse havalimanı işletmecisi TAV Havalimanları Holding girişimde bulundu. Ancak halen devam eden davaların sonuçlanmaması yüzünden PARK yeri sorunu çözülemediği gibi bir de hurda uçaklar görüntü kirliliği oluşturmaya başladı.
DHMİ'nin verilerine göre Atatürk Havalimanı'nda, 'hacizli veya uçuş özelliğini yitirmiş' 20'ye yakın uçak bulunuyor. Buna ek olarak kaza yapan 15'e yakın özel uçak veya eğitim uçağı da Genel Havacılık Terminali'nin bulunduğu Batı 4 Apronu'nda bekliyor. DHMİ, hurdaya çıkan uçakların havalimanından uzaklaştırılması amacıyla şirketleri sürekli uyarıyor. Ancak, bu uyarılar özellikle devam EDEN davalar yüzünden sonuçsuz kalıyor. TBMM gündemine de taşınan hurda uçakların parçalanıp havalimanı dışına çıkarılması konusunda çoğu zaman gümrük mevzuatı engeli ile karşılaşılıyor. Parçalanan uçağın, bürokrasi yüzünden havalimanı dışına çıkarılması da uzun zaman alıyor.
Konuyu Ulaştırma Bakanlığı'na ileten DHMİ, öncelikle hurda uçakların parçalanması için şirketlere süre verilmesini istedi. Kurum, verilen sürede hiçbir işlem yapılmayan veya mal sahibine ulaşılamayan uçakların DHMİ tarafından kaldırılması veya icra yoluyla satışının yapılmasını talep ediyor. Seferden çekilen hacizli uçaklar, uzun yıllar havalimanının bir köşesinde bekletildiğinden tamamen hurdaya çıkıyor. Bu yüzden uçağın birçok parçası yavaş yavaş sökülerek bakımı yapıldıktan sonra diğer uçaklara monte ediliyor. MOTOR, iniş takımı, flap ve kanattaki hareketli parçalar gibi yüksek talep gören parçalar bakımı yapıldıktan sonra yüksek fiyata satılıyor.
Kullanılacak parça ve kabloların hurdaya çıkan uçaktan sökülmesinin ardından kesilme işlemi gerçekleştiriliyor. Plazma adı verilen özel aletle gövde ve kanatlar kesilerek uçaktaki alüminyum ortaya çıkarılıyor. Hurdacılar tarafından alınarak eritilen alüminyum daha sonra ağırlıklı olarak kapı ve çerçeve yapımında kullanılıyor. ZAMAN
KOMBASSAN VE TEKERLEKLİ SANDALYEDE HAŞİM BAYRAM Anadolu sermayesi olarak LANSE edilen, işletmecilik ve ekonomiden anlamayan çoğunluğun beden gücü ile kazanarak ortak oldukları KOMBASSAN ve benzeri kuruluşlar Türkiye’de idam edilmeye çalışıldı bir dönem… Herkes işin kar tarafını gördü.. Kar – Zarar ortaklığı ile iştirak ettikleri şirketlerin… Kimse zararı aklının ucundan bile geçirmedi… Hele ilk kar paylarını aldıklarında hiç ama hiç.. Bu kuruluşlar vahşi piyasa şartlarında konjonktür hazretleri de rakip firmalardan taraf olunca öcü olarak gösterildi… Para vardı… Ortaklar da… Ve hatta müşterileri de… Ama kimse Türkiye’nin ve hakim odakların bu ve benzeri Sermaye oluşumlarına yönelik bakışlarının strateji tahlilini yapmamıştı… Buna para harcamaya ne gerek vardı ki? Bu güne kadar Nargile ateşini çıplak elle alarak cigarasını yakmayan, üzerine ocaktaki kaynar çaydanlık döktürü verilince çok şaşırmıştı… KOMBSAAN bir çok ürünü, yurt dışında istihdam ettiği binlerce çalışanı ile faaliyetlerine devam ediyor… HAŞİM BAYRAM’ gelince… İrice bir insan… Şimdi tekerlekli sandalyede … Ayağa kalkabildiğinde koltuk deyneğine ihtiyaç duyuyor… Ama etrafına hakim… Yapın denilmesi gereken hususta verdiği direktif sorgulanamayacak kadar net çıkıyor ağzından… Onu yatağa düşüren ülkesi adına yaşadığı heyecanın inkıtaya uğratılması mı oldu… Yoksa oyunu kurallarına göre oynamayan rakip güçlerin hamleleri mi? Yoksa, ya da… Soru çok… Ama vakıayı aydınlatacak durum… O da aslında açıkça ortada… Haşim Bayram işlerinin başında… İstanbul CNR’ da gerçekleştirilen MÜSİAD Fuarı’nda KOMBASSN Holding’in standına iki gün üst üste gelerek bunu gösterdi. Kabına sığmayan bir insanı (bu kim olursa olsun) tekerlekli sandalyede görmek çok ağırıma gitti…
Kombassan HOLDING’in fikir babalığı ve kuruculuğunu yapan, uzun bir süre holdingin yönetim kurulu başkanlığını sürdüren Haşim Bayram iki yıl önce yapılan HOLDING genel kurulunda yönetime girememişti.
Geçirdiği beyin kanaması neticesinde tekerlekli sandalyeye mahkum kalan ve ancak koltuk değneği yardımıyla yürüyebilen Bayram’ın Kombassan HOLDING’le Anadolu’da açtığı çığır birçok eleştiriye de sebebiyet verdi.
HAŞİM BAYRAM KİMDİR?
Haşim Bayram, 1951 yılında Karaman'da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Kazım Karabekir'de, lise öğrenimini Akşehir İlköğretim Okulu ve Ankara Yüksek Öğretmen hazırlık sınıflarında tamamladı. Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi mezunu. Kimya yüksek mühendisi oldu. Kimya öğretmenliği ve sanayii bölge müdür yardımcılığı yaptı. Bazı sanayii kuruluşlarında mühendis olarak çalıştı. 1981 yılından sonra özel dershanecilikle ticari hayata atıldı. 1989 yılından itibaren, Kombassan'ın kuruluşunu başlattı. 2007’ye kadar Kombassan Holding Yönetim Kurulu Başkanlığı yaptı.
Haşim Bayram, “kar-zarar modeli”ne dayalı çok ortaklı şirket olarak arkadaşlarıyla birlikte kurduğu Kombassan Holding’e yurtdışından topladığı paralarla Türkiye kamuoyunda uzunca bir süre tartışıldı. Hakkında yüzlerce dava açıldı. Konya’da birçok defa vergi rekortmeni seçilen Bayram, 28 Şubat süreci ve 2001 krizi sonrası Kombassan Holding’in sendelemesiyle holding ortaklarının oklarına hedef seçilmişti.
12 Şubat 2006’da beyin kanaması geçiren ve uzunca bir süre şuuru kapalı şekilde Meram Tıp Fakültesi’nde tedavi gören Bayram, daha sonra kaldırıldığı İstanbul Acıbadem Hastanesi’nde de 3 ay tedavi gördükten sonra Konya’ya dönmüştü.
ANA YÜREĞİ ELMAS ANNE
Haşim Bayram açıklıyor...
05 Temmuz 2010 Pazartesi 22:58
Kombassan'ın kurucusu ve bir döneme damgasını vuran ism Haşim Bayram Yeni Meram Gazetesi'ne şok açıklamalarda bulundu.. Oğuz Akçakoca'nın sorularını yanıtlayan Bayram "helalleşmek için dönecem" d
Çoktandır aklımdaydı… Bir zamanların en meşhur, en önemli yatırımcısı… Ve ancak bir o kadar da çok eleştirilen, çoğunluğu gurbetçi binlerce insanın parasını çarçur etmekle suçlanan Haşim Bayram, şimdi ne yapıyordu?
Koca gökdelende işlerini i
dare EDEN, lüks arabalarda görmeye alışık olduğumuz Kombassan’ın kurucucu Haşim Bayram’la, Selay İşhanı’nın ikinci katında ve penceresinde satılık ilanı asılı bürosunda buluştuk. Koltukta oturmakta zorlanan, nefes darlığı çeken Bayram, sıcak ve samimi karşıladı. Yürürken kullandığı bastonu hemen koltuğunun arkasına, pek de görünmesi mümkün olmayan yere konmuş, belki de görmemiz istenmemişti.
Öğretmenlik yapan hem özelde hem de devletin çeşitli kurumlarında çalışan Bayram,
iki kez beyin kanaması ve
dört kez de trafik kazası geçirdiğini anımsattı.
Belli ki konuşmasındaki yavaşlığın sebebini açıklama ihtiyacı hissetti ve
Kombassan fikrinin nereden çıktığını şöyle anlattı:“
Şimdi tabi öğretmenlik yaptığım için yıllarca; bir sürü öğrenci yetiştiriyorduk, üniversiteyi kazanıyor, bitirdikten sonra bir iş bulamıyor.
Kurduğum dershaneden 23 bin öğrenciyi üniversiteye gönderdim ben.
En önemli neden gençlere istihdam yaratmaktı.
Kombassan’ın kuruluşunun temelinde bu vardı.
”MİLLETİ ALDATMAYACAKBİR SİSTEM HAYAL ETTİM
Herkes fabrika kurabilir, istihdam yaratabilirdi.
Bayram’ın uygulamaya çalıştığı yöntem çok daha farklıydı.
Kar-zarar ortaklığı onun dönemine kadar kimsenin aklına gelmemişti.
Olacak iş miydi, cevap verdi:
“Şimdi sen bankaya para yatırıyorsun,
ama hiçbir şeyine ortak değilsin.
Senin paranla adam köşeyi dönüyor.
Cumhuriyet ilk kurulduğunda Mustafa Kemal, baktı sermaye yok.
Devletin gücüyle… MeselaSümerbank öyle kuruldu, birçok fabrika öyle kuruldu.
Halkın toplanmış bir parası yoktu. Onun için yatırımı devlet yaptı.
Yani bizim milletimiz öyle bir millet ki dünyada eşi benzeri yok
TAYYARE BİLETİ çıkardı
Milli Piyango’nun temeli de budur.
Sonra toplanan paralarla uçak almışlar,
Yunan Harbi’nde kullanmışız. Millet görevini yapmış,
ama o paralara bir uçak fabrikası kurulmamış.Böyle örnekler çok…
Mesela Şeker Fabrikası…
Benim kayınpeder,
2 sarraf dükkanı satmış HİSSE HISSEalmış.
Ben, 3-4 sene evvel bu para kaç lira oldu diye bir sordum;
87.5 lira olmuş 207 liralık hisseler.
Yani milleti hep aldatmışlar.
Devlet de aldatmış,
özel sektör de aldatmış…
Şöyle milleti aldatmayacak,
milletin malına mülküne, karına ve zararına ortak olacağı
bir şirket kurulmaz mı diye düşündüm.
Bu düşüncemi hayata geçirdim Kombassan’ı kurmakla.
Ama tabi Türkiye’de o kadar şey (oldu) ki, adım attırmadılar bize.
(Ne yaptılar). “Yeşil Sermaye” dediler,
“İslami Sermaye” dediler… Halbuki sermayenin rengi mi olur.
Sonra 28 Şubat sürecinde başımıza gelmedik kalmadı.
Mesela SPK, nerede kötü niyetli adam varsa onları görevlendirdi,
sürekli denetlediler.
”TÜRKİYE GURBETÇİYE
HİÇ DEĞER VERMEMİŞ
Fikir güzel veya yanlış, ondan da önemlisi insanlar yıllardır alın teri akıtarak kazandıklarını nasıl olmuştu da Haşim Bayram’a vermişti?
Cevabını hep aradığım soruyu sordum:
“Benim çok talebem vardı, beni tanıyan da çoktu. İnsanlar bana inandı ve güvendi.
Şimdi Avrupa’da insanları ya camilerde bulursunuz ya meyhanelerde
Başka bir yerde bulunmaz. Berberi, bakkalı aynı yerde…
Biz milleti göndermişiz oraya, hiç kültürü olmayan insanları.
Bunların çoluğu çocuğu kaybolmuş hep.
Çocuklar dejenere olmuş; dejenere olmak zorunda.
O insanlar çocuklarını kurtarmak için çırpınmışlar.
Devlet hiç ilgilenmemiş onlarla.
Biz gidip ilgilendik onlar da bize inandı.
Şimdi, Türkiye çok zengin bir ülke.
Türkiye oradaki (gurbetteki) işçilerimize değer verseydi para sıkıntısı çekmezdi.
Çünkü vatanını seven insanlar onlar.
Ama onlara yol göstermek gerekiyor.
”Size inanmaları başka bir şey, kâr-zarar ortaklığının hele hele denenmemiş bir yöntemin başarıya ulaşacağına inanmak başka?
Sizin sistemin serbest piyasa ekonomisinde ve kapitalizmin alıp başını gittiği bir anda başarıya ulaşması nasıl mümkün olur?
“Harvard Üniversitesi’nde
bir konferans verdim.
Ekonomi profesörlerine
kâr-zarar ortaklığını ve uygulamaya çalıştığım sistemi anlattım. Orada tebrik ettiler beni ve
‘Sen bizim 100 senedir düşündüğümüzü
çok basit bir şekilde halletmişsin’ dediler.”
El Beşir Türk heyetini kapıda karşıladı. Kombassan Başkanı Haşim Bayram Beşir'e, Sudan'da yeni bir alışveriş merkezi inşaatına başlayacaklarını belirtti.
SUDAN gezimiz sırasında, Türk heyeti olarak Devlet Başkanı Ömer El Beşir ile de görüşme fırsatı bulduk. Hartum'da geçirdiğimiz 3 gün boyunca nereye gitsek bize özel eskort veren El Beşir, heyetimizi sıcak duygularla karşıladı.
Kombassan tarafından yaptırılan Afra Alışveriş Merkezi'ni ve açılışında yaşanan izdihamı değerlendiren El Beşir, "Türkiye'nin buradaki ilk ve en büyük yatırımı olan Afra'nın açılışı, Türk işadamlarının ciddi yatırımlar yapacağının işaretidir. İzdiham, ülkemde daha fazla alışveriş merkezine ihtiyaç olduğunun göstergesi. Hartum'da bunun gibi birkaç mağaza daha yapılmasını arzu ediyoruz" dedi.
Heyette bulunan AKP Milletvekili Resul Tosun aracılığı ile Başbakan Recep Tayyip selam gönderen Beşir, "Bütün Sudan halkı Başbakanınızın gelişini bekliyor" diye konuştu. Türk girişimcilerin yatırımlarını Sudan'da her zaman teşvik edeceklerini belirten Beşir, şu mesajı verdi:
"Burada hammadde çok, Türkiye'de de yetişmiş insan ve teknoloji var. Bunları birleştirebiliriz. Sudan, Türkiye'nin Afrika'ya açılan kapısı olacaktır."
TÜRKLERİ ÇOK SEVDİK Hartum'da bazı Sudanlılarla sohbet etme imkanı da bulduk. Sudanlı Emine Abdullah, "Kentimize böyle büyük bir alışveriş merkezinin yapılması kadınları mutlu etti. Herşeyin bir arada olduğu bir yere kavuştuk. Alacaklarımız için dükkan dükkan gezmeye gerek kalmadı. Türkiye her konuda bizden çok ileride. Yardım edeceklerine inanıyorum" dedi.
Muhasebeci 29 yaşındaki Halit Ahmet Ali, "Siz Türksünüz, dünya kupasındaki takımınızı izledik, Hasan Şaş vardı, saçları olmayan topçu" dedi. Sudanlı Ali; İlhan Mansız, Hakan Şükür ve kaleci Rüştü'yü de beğendiğini anlattı. Türk halkı ile Sudanlılar arasında sıcak bir kaynaşma olduğunu söyleyen Ali, "Ticari ilişkilerle yakınlığımız daha da artacak" yorumu yaptı.
Silahlı çatışmalar petrol bölgesi olan Abyei'ye kaydı 1956'da bağımsızlığın kazanılmasından bu yana Müslüman-Arap kuzeyle, Animist-Hristiyan güney arasında ihtilaf süregeldi.
1972 Addis Ababa Anlaşması ile kesintiye uğrayan iç savaş, 1983'te ülkede yaşayan ekonomik sıkıntılarla birlikte şeriatın uygulamaya konmasıyla yeniden başladı. Güney Sudan'da hükümete karşı silahlı mücadeleyi yürüten Sudan Halkın Kurtuluş Hareketi/Ordusu (SPLM/A), temel hedefleri arasında laik bir Sudan olduğunu duyurdu ve kuzeyli muhalif gruplarla Milli Demokratik İttifak (NDA) çatısı altında yer aldı. 2000 yılında Sudan'ın güneyindeki petrol bölgelerinin değerinin anlaşılmasından bu yana, çatışmalar petrol bölgelerine kaydı.
Sudan sorununun çözümü konusunda Batılı ülkeler ve bölgesel Hükümetlerarası Kalkınma Kurumu'nun (IGAD) SON yıllarda yoğunlaşan çabaları sonucunda, 2001'de Nuba Dağları bölgesinde ateşkes ilan edildi, Kenya'da IGAD şemsiyesi altında barış görüşmeleri düzenlendi. 2003 yılına kadar altı tur halinde düzenlenen barış görüşmeleri yapıldı.
Taraflar, petrol zengini "Abyei" Bölgesi üzerinde bir anlaşmaya varamadı. 17 Şubat 2004'te Kenya'da yeniden toplantı oldu. ABD başta olmak üzere uluslararası toplumun giderek daha fazla müdahil olduğu mevcut süreçle, "Barış Anlaşması"nın 2004 yılı içinde, kısa sürede sonuçlandırılması fikri ağırlık kazandı.
Konya’da birçok defa vergi rekortmeni seçilen
Bayram, 28 Şubat süreci ve
2001 krizi sonrası
Kombassan Holding’in sendelemesiyl
e holding ortaklarının oklarına hedef seçilmişti.
12 Şubat 2006’da beyin kanaması geçiren ve
uzunca bir süre şuuru kapalı şekilde
Meram Tıp
Fakültesi’nde tedavi gören
Bayram, daha sonra kaldırıldığı
İstanbul Acıbadem Hastanesi’nde de
3 ay tedavi gördükten sonra Konya’ya dönmüştü.
Konya havaalanında
koltuk değneğiyle uçaktan indikten sonra
tekerlekli sandalyeye bindirilen
ve tekerlekli sandalyeyle havaalanından çıkan
Haşim Bayram’ı
, kapıda annesi Elmas Bayram karşılayınca
Bayram gözyaşlarını tutamamıştı.
Anne Bayram ise oğlunu sakinleştirmeye çalışmıştı
FEYZULLAH ERTAŞ
HAŞİM BAYRAM’I ZİYARET ETTİ
08 Aralık 2012 Cumartesi Saat 13:46
FEYZULLAH ERTAŞ
HAŞİM BAYRAM’I ZİYARET ETTİ
İşadamı Feyzullah Ertaş 24 Kasım 2012 Cumartesi günü
Kobbassan’ın kurucusu Haşim Bayramı ziyaret etti.
Zaman zaman bu ziyareti gerçekleştiren vefakâr insan
Kombassan Holding'in kurucusu ve eski başkanı Haşim Bayram’ın hayatını kaybeden annesi toprağa verildi.
Kombassan Holding'in kurucusu ve eski başkanı Haşim Bayram'ın hayatını kaybeden annesi toprağa verildi.
Haşim Bayram'ın 85 yaşında vefat eden annesi Elmas Bayram, memleketi Karaman'ın Kazımkarabekir ilçesinde dualarla toprağa verildi. Oba Camisinde öğle namazına müteakip kılınan cenaze namazına Bayram ailesinin yanı sıra akrabaları ve ilçe halkı katıldı. Kılınan namazın ardından Elmas Bayram, ilçe mezarlığında dualarla toprağa verildi. - KARAMAN
Haşim Bayram'a acı haber!
Kombassan Holding'in kurucu Başkanı Haşim Bayram'ın babası vefat etti... işte ayrıntılar...
Kombassan Holding'in Kurucu Başkanı Haşim Bayram'ın babası Mehmet Bayram vefat etti. Mehmet Bayram'ın bir süredir Konya'da hastanede tedavi altında olduğu öğrenildi. Mehmet Bayram 5 çocuk babasıydı. Merhum Mehmet Bayram'ın cenazesinin yarın memleketi Kazımkarabekir'de öğle namazını müteakip kılınacak cenaze namazının ardından toprağa verileceği öğrenildi. Merhuma Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dileriz. memleket.com.tr
KOMBASSAN HOLDİNG’İN
KURULUŞUNDAN BAKİ KALAN
BU KUBBEDE BİR HOŞ SADÂ İMİŞ
Kombassan Holding’in kurucusu ve eski Yönetim Kurulu Başkanı Haşim Bayram ile holdingin kuruluşunda hocanın en yakınında yer alan isimlerden Mehmet Esdegel ve arkadaşları ile Bozkır Koçaş’ın yemyeşil örtüyle kaplı dağlarının zirvesinde bir araya geldik. Uğur Böceği gazetesi olarak yıllardır Konya basınının önüne çıkmayan ve hiçbir şekilde objektiflere yansımayan Haşim Hoca ve holdingin kara kutularından Mehmet Esdegel ve arkadaşlarının en SONfotoğraflarını ve bazı detayları sıcağı sıcağına sizlerle paylaşırken Konya basınında bir ilki daha gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyoruz. 1979 yılında sadece bir motoru olan ve kimya öğretmenliğinin yanı sıra üstün aklı, geniş ufku ve farklı dünya görüşü ile Konya’yı ve Kombassan’ı dünyaya taşıyan bu isimlerin hiç bir yerde yer almayan hatıralarını yayınlanmamış fotoğraf karelerini sizlerle paylaşıyoruz.
3 Kas 2021 — Haşim Bayram hoca vefat edinceye kadar kapısını çalan beş kişi yoktu.
Vefat haberi geldi yine evine gelen iki üç kişi idi. Sonra sosyal ...
Bugün yine birilerine dokunacağım ama lütfet bana fazla kızmayın.
Çünkü ne olursunuz empati yapın.
Direk ön yargılı olmayın.
Öfkeli iseniz bir an için onu bastırın.
Bu konuda o kadar çok telefon ve mesaj alıyorum ki o yüzden bunu bir vebal olarak görüyorum.
O yüzden de bugün izninizle yine rahmetli bir Haşim Hoca ile bir giriş yapalım.
…………..
Haşim Bayram hoca vefat edinceye kadar kapısını çalan beş kişi yoktu.
Vefat haberi geldi yine evine gelen iki üç kişi idi.
Sonra sosyal medyada bir HAŞİM BAYRAM EFSANESİ yayıldı.
Dahası işi 28 Şubat’a kadar götürdük.
Adı üstünde sosyal medya. Sanal medya. Gerçek olmayan medya.
Gerçek ise çok farklı idi.
Azda olsa belli bir kesim vakti zamanında istedikleri gibi holdingden paralarını alamadıkları için öfkelilerdi.
Bana yazdıklarının en kibarı “değer miydi?”
………………..
KOMBASSAN Holding ile uzaktan yakından hiçbir maddi ilişkim olmadı.
Manevi olarak ise o yıllarda Ankara’da idim. 28 Şubat öncesi idi. Hocam malumunuz bildiği gibi, aklına geldiği gibi gazetelere demeç verdiği için ortalığı allak bullak ediyor, karıştırıyordu.
Ankara’da çalışıyordum.
Kulakları çınlasın Nihat Abayhan abimiz çağırıyor Konya’ya geliyor, bende Hoca ile görüşüp basında durumu toparlamaya çalışıyorduk.
Sonra İstanbul’da çalışırken yerimiz Güneşli’de idi.
Kombassan Holdingin merkezide Güneşli’de olduğu için sık sık gider sohbet ederdik.
Ama Holdingden ne bir kuruş para aldım ne de 1 TL lik hissem vardı.
Babamın da hissesi yoktu.
Hiçbir akrabamın da hissesi yoktu.
Hala tek bildiğim inandığım ve iddia ettiğim konu HAŞİM BAYRAM bir efsane idi.
Sonra parasını alamayanlar beddua etmeye başladılar.
“Kardeşim size silah mı dayayıp paranızı aldılar?
O yıllarda 100 marka 30 markı aylık devlet vermiyordu değil mi?
Ama siz bu ballı paraya balıklama atladınız.
Holding yönetimi yanlış yaptı ise sizin güvendiğiniz inandığınız hükümetler niye hakkınızı korumadı? Korumuyor?
Bütün vebali hocaya kesiyorsunuz?
…………
Dedim ve demeye de devam ediyorum.
İki gündür Konya dışından arayanlardan birisi de BERA Holdingin eski yönetim Kurulu Başkanı, eski Bakanlardan Sayın Ali Rıza Alaboyun Bey idi.
Epey bir sohbet ettik.
Holdingin bugün yönetiminde bulunan Erol Kaya’nın, Ulvi Bezirci’nin, Osman Elvan’ın çok kaliteli insanlar olduğunu memleket ve şehir için gayret ettiklerini söyledi. Hatta “Bizim kendi içimizde bazı meselelerimiz anlaşmazlıklarımız olsa da bu arkadaşlarımız değerli insanlar Uğur abi” dedi.
Sonra Sayın Bakan taaa 90 lı yıllarda gitti ve bazı anekdotları paylaştı.
“Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan Beyin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olmasında yüzde 3 lük bir pay varsa bu pay ve gayret inan rahmetli Haşim hocanındır. O dönemde Kanal 7 ‘de büyük söz sahibi idi. Ahmet Hakan Sayın Cumhurbaşkanımızın Büyükşehir Belediye Başkanı olmasında bizzat dahli oldu.” Diyordu.
………………
Eeeee Konya için değil Türkiye için böylesine önemli bir insan öyle mi Haşim Hocam?
Peki Konya ne yaptı hocanın son döneminde?
Cenazesinde(!)
Haaa Konya’nın ne yaptığını siyasetten iş dünyasına ne yaptığını ben söyleyeyim o zaman.
Tekrar size küçük ricamı hatırlatıyorum.
Haşim hocanın sağlığında bir vesile ile hala ekmeğini yiyenlerin binde biri cenazesinde yoktu.
İki; Cumhurbaşkanımızın İstanbul Büyükşehir Başkanı olması için katkı sağlayanlardan tuttuğumuz zaman ise bugünlerde kral, paşa olanların yüz binde biri yoktu cenazede
Üüüüüüç, gerçek bomba ise ne acıdır ki bu işte;
Haşim hoca neden vefat etti?
Coronadan.
Peki coronadan vefat eden insanlarımız nasıl defnediliyorlar?
Omuzlarında taşıyarak değil mi(!)
130 kiloluk Haşim hocanın Salı iyi ki yerlere düşmedi. Haber olmadı.
(Sakın ola bana 7 gün felsefesi yapmayın.
O salın altına giren insanların tedirginliği yaşamayan bilmez)
Yahu bunun için ben biliyorum Büyükşehir’in ne güzel mini arabaları var.
Hocanın cenaze namazı kılındıktan sonra bu araçla defin yerine kadar götürülemez miydi?
…………
Ama sizde haklısınız?
Bunları kim organize edecek?
Bu detayları kim düşünecek?
Öldüğü gün bile kapısı çalınmayan hoca için kim parmağını oynatacak değil mi?
……………..
Siz yine bana bakmayın.
Bugün dünya yarın ahiret.
Kombassan Holding’ten Haşim Hocaya bir tek kulu öbür dünyada benden alacaklı değil. Şükürler olsun.
Ama benim alacağım olabilir mi?
Evet olur.
O zaman benden yana ki helali hoş olsun.
Gerisi laf-ü güzah.
ALLAH AŞKINA BİRİLERİ BİRİLERİNE DUR DESİN !
Bana Konya’da benzin motorin kuyruğu var diyeceklerini bilsem inanın yaşamazdım.
Çünkü 70 li yıllarda benzin kuyruklarını biliyorum.
Babamın arabasının kontağını açıp kapamamak için yani bir damla benzin harcamamak için pompaya kadar arabayı boşta nasıl itelediğimi hiç unutmuyorum.
Amma velakin yağmur gibi değil dolu gibi bu milletin üzerine gelen zamlardan 20 TL istifade edebilmek için Konya şehir merkezinde benzin istasyonlarında bu kuyrukları da gördüm ya.