Create Your Own Countdown

Google

   
  *** İYİLİK İÇİN KOŞANLARIN YERİ***
  Kemal ŞAHİN
 

Kemal Sahin
image
1955 yılında Konya'nın Beyşehir ilçesine bağlı Taşlıpınar köyünde doğdu. Fakir bir ailenin çocuğuydu. Konya'da tamamladığı lise öğreniminden sonra, üniversite öğrenimi için 1973 yılında Almanya'ya gitti. Aachen Teknik Üniversitesi'nde Metalurji Yüksek Mühendislik tahsilini tamaladı. 80'li yılların başında üniversite son sınıf öğrencisiyken, 5 bin mark sermaye ile ticeret hayatına atıldı. 1982'de üniversiteyi bitirdiğinde tekstil firması Santex Moden'i kurdu. Kemal Şahin, ticarete atıldıktan üç dört yıl sonra henüz 30 yaşına gelmeden mark milyoneri oldu.

Kemal Şahin'in, talebe iken kurduğu Santex Moden firması bugün 12 milletten 1000 kişinin çalıştığı bir tekstil devi oldu. Santex Moden, tekstil alanında Avurpa'da ilk 100 firma arasında 98'inci, Almanya'da ise 25'nci sırada bulunuyor. Kemal Şahin bununla da kalmadı, Türkiye'de modern entegre tekstil fabrikaları kurdu. Bugün Türkiye'deki tesislerinde 5 bin kişi çalışıyor ve Türkiye'de firması milyonlarca mark ihracat yapıyor.
 


Şahin iflasın eşiğine nasıl geldi?
 
');
Türkiye'de girişimcilere örnek gösterilen Kemal Şahin, nasıl iflasın eşiğine geldi?
04 Kasım 2008 Salı 18:03
Jale Özgentürk'ün yazısı

"Ne başarı, ne de başarısızlık tesadüf değildir. Başarılı olmak için bir şeyleri doğru, başarısız olmak için de bir şeyleri yanlış yapıyor olmanız gerekir."

Türkiye'de girişimcilere örnek gösterilen başarı öyküsüne sahip bir işadamı Kemal Şahin. Yaşam öyküsünü anlattığı "Zirvedeki Şahin" kitabında kendi yazdığı özlü sözlerinden birinde bunları söylüyor. 5 bin mark sermaye ile başladığı iş hayatında 1.5 milyar dolarlık bir grup yaratan Şahin'in başı bugünlerde dertte. Bugün 12 bin çalışan ve 46 şirketle ayakta kalmak için alacaklılarından önce davranıp iflas ertelemesi isteyen Şahin, sadece Türkiye değil dünya devi olmaya adayken nerede hata yaptı?

Bu soruya yanıt vermeden önce onun çok ünlü hikayesini hatırlamakta fayda var. Konya'nın Taşlıpınar ilçesinde 1955 yılında Osman Çavuş'la Fatma Hanım'ın yedi çocuğundan biri olarak dünyaya geldi. Çocukluk yılları yoksuklluk içinde hayvan otlatarak geçti. Bu kaderi değiştirmek gerektiğini köyün tek okuma yazma bilen kişisi babası sayesinde öğrendi. Başarılı bir öğrenci oldu. Konya Lisesi'ni bitirdi. Sonra hem Ortadoğu Teknik Üniversitesi'ni hem de Etibank'ın yurtdışı eğitim bursunu kazandı. Onun tercihi yurtdışı oldu.
 
Almanya'da iş hayatına atıldı
1973 yılında gittiği Almanya'da Aachen Üniversitesi metalürji bölümünü hem çalışıp, hem okuyarak bitirdi. 1980 yılında üniversite biterken o Türkiye'ye dönmedi ve Almanya'da kalarak 5 bin mark sermaye ile iş hayatına atıldı.

Bir bavul tişörtle ticarete başlarken sektörünü de seçmişti. 1982 yılında ilk şirketi Santex Moden'i kuran Şahin, 30 yaşına gelmeden ise mark milyoneri oluyordu.

Şahin'in başarısının perde arkasında ise 1980'li yıllara kadar içe dönük ekonomik politikalar uygulayan Türkiye ekonomisinin 24 Ocak istikrar politikalarıyla ihracata dayalı dışa açılma politikaları vardı. Türkiye, ihracatçılar ve imalatçı ihracatçılara sağladığı teşviklerle 2.9 milyar dolar olan ihracat gelirlerini artırmayı hedefliyordu. Verilen teşvikler arasında katma değer vergisi iadesi, Merkez Bankası'nın ihracatçılara sağladığı avantajlı reeskont kredileri, kur garantileri, fabrika yatırımlarına destek yer alıyordu.

İmalatçı ihracatçının seçtiği sektör ise Avrupa'nın yavaş yavaş vazgeçtiği tekstil ve hazır giyim sektörü oldu.

Ve yurtiçinde ve dışında başarı öyküleri ard arda yazılmaya başlandı. İşte Kemal Şahin'in yanı sıra Ali Akkanat, Ahmet Aydın gibi Türk girişimcileriyle böyle tanıştık. O dönemde parlayan işadamlarından Ali Akkanat, bugün hem turizm hem de tekstil alanında 5 bin kişiye istihdam sağlıyor. Faaliyetlerini başarılı bir şekilde sürdürüyor.

Ahmet Aydın ise uzaktan akrabası olduğu Şahin'den çok önce bu sıkıntıları yaşadı. Dövizli öğrenci hakkını elde ederek Almanya'ya giden Aydın, Almanya'daki ilk şirketi Intex'i kurduktan sonra inşaat sektörüne girdi. Antalya'da daha sonra Sheraton Otel olan Falez Oteli açtı. Türkiye ve Avrupa pazarlarından sonra ABD ve Uzakdoğuya da açıldı. New York ve Hong Kong'ta ofisler açan Aydın, 30 şirketli bir holding haline geldiği 1998 yılında iflas etti.

Bugün Almanya'da kendini spora vermiş sakin bir hayat yaşayan Aydın'ın iflasının arkasındaki neden de 1.5 yıl gibi kısa vadeli banka kredileriyle ölçüsüz büyümekti. O yıllarda kur politikalarının da batışını hızlandırdığını iddia eden Aydın, Almanya'da zaman zaman karşılaştığımızda kendisinin yönetim hatası olduğunu da açık yüreklilikle kabul ediyor.
 
Kurumsallaşmada yetersiz kaldı
Tekrar çok sevdiği tanımla "zirvedeki şahine" dönersek Kemal Şahin'in hataları ne?
Sektör temsilcilerine göre Şahin'in tökezlemesinin en önemli nedeni yatırımlarını çok farklı alanlara dağıtması. Yeterli fizibilite yapmadan büyüyen Şahin'in Çerkezköy'de kurduğu Avrupa Serbest Bölgesi'nde yeterince satış yapamaması. Bu arada serbest bölgelerin cazibesinin azalması.

Tekstilcilere göre Şahin'in en önemli hatalarından biri ise kurumsallaşmada yetersiz kalması ve işlerinin başında oturmaması.Sektörün çok düşük kar marjlarıyla çalıştığını, banka kredileriyle yapılan yatırımların ise ciddi maliyet getirdiğini söyleyen işadamları, yabancı alıcıların da Ürdün'e, Mısır'a yatırım yapılmasını teşvik ederek yanlış yönlendirme yaptığını öne sürüyorlar.
Şahin'in yatırımları yaparken öngörüsüz davrandığı eleştirisi haksız görünmüyor. Ancak sadece şirketler mi suçlu derseniz?

Türkiye'de ekonominin sığ olması, şirketleri ekonomik kriz dalgalarına karşı koruyacak mekanizmaların oluşturulmaması da hükümetlerin hatası.

Gelinen nokta Şahin'in başarısız olduğunu söylemeye yetmez tabii ki... Almanya'da Yılın İşadamı olan, Avrupa Onur Girişimcisi seçilen, Devlet Üstün Hizmet Madalyası alan Şahin, Almanya Başbakanı Merkel'in "20 Müthiş Türk" listesine de girdi.

Şahin, yaşadığı krizden çok endişeli görünmüyor. İflas erteleme kararı aldığı gün gittiği Almanya'nın Hamburg kentinde dün katıldığı bir toplantıda gençlere verdiği öğütler de moralinin bozulmadığınının işareti gibi:

"Avrupa tekstilinde çok iyi bir yerdeyiz. Avrupa'nın çeşitli yerlerinde 12 bin çalışanım var. Alman ekonomisine ciromla önemli bir katkı sağlamaktayım. Gelecek kuşaklara ve gençlerimize yol göstermeliyiz. Üniversitede okuyan gençlerimizin sayısı çok az. Bitirenler de iş bulamıyor. Güvenli ve sürekli organizasyonlar düzenleyerek, kalıcılığımızı kanıtlamalıyız."
 
 Tekstil sancılı döneme girdi iflas ertelememiz geçici
Yaklaşık 80 milyon YTL'si bankalara olmak üzere 150 milyon YTL civarında borcu olduğu tahmin edilen Şahinler Holding'in iflas ertelemesi Bilkont İnşaat hariç 11 şirketini kapsıyor. Mahkemenin yeminli mali müşaviri Mehmet Eser, iktisatçı Prof. Haluk Sümer ve hukukçu Metin İşsever'i kayyum olarak atadığı gruptan dün bir açıklama yapıldı.

Dünya çapında bir süredir etkili olan Amerikan kaynaklı mortgage krizinin dünyanın en büyük 150 yıllık dev bankalarının iflası veya devlet koruması altına alınmasına neden olduğu belirtilen açıklamada krizin reel sektörü ciddi şekilde etkilediği dile getirilerek şu görüşlere yer verildi:

"Mal varlıklarımız mevcut borçlarımızın 4- 5 katı olmasına rağmen, piyasadaki nakit darboğazı ve buna ek olarak; tahsilatların gecikmesi, bazı kuruluşların çeklerimizi vadesinden önce yazdırarak tahsil etmesi, tekstil sektöründe faaliyet gösteren birçok firmada olduğu gibi Şahinler Holding'i de nakit darboğazına itmiştir.

Bu noktada Şahinler Grubu'nun tekstille ilgili bazı firmaları da geçici olarak, iflas erteleme sürecine girmiştir. Burada ana amaç müşterilerimizi kaybetmemek, faaliyetlerin durmasını önlemek, ihracat programımıza devam edip, çalışan ve tedarikçilerimizi koruyarak yola devam edebilmektir."
 
 Başarı zinciri nerede kırıldı
 
* 1980'lerde ihracatı teşvik politikalarıyla yatırım başladı. Bu teşvikler zamanla kaldırıldı.
* Özkaynak olmadan kısa vadeli banka kredileriyle entegre tesisler kuruldu, hızlı büyüme yaşandı.
* 1994 ve 2001 krizleri darbe vurdu.
* Tekstil sektöründe Çin ve Uzakdoğu rekabeti başladı. Kârlılık oranları çok düştü.
* Yurtiçinde enerji ve işçilik maliyetleri arttı.
* Düşük kur, yüksek faizle finansman yapısı bozuldu.
* Antalya'da otel yatırımlarıyla yatırım alanları çeşitlendi, dağıldı.
* Kurumsallaşma ve şeffaflaşma gecikti.
 
 Yeni gözdesi inşaat sektörü
Şahinler Holding'in 46 şirketi tekstil dışında turizm, enerji, hazır yemek ve inşaat sektörlerinde faaliyet gösteriyor. Antalya'da Club Mega Saray Tatil Köyü ile turizm sektöründe faaliyet gösteren Şahinler'in tekstil yatırımları Mısır ve Ürdün'de de var. Ancak tekstildeki yatırımlarını bitiren grup son 1 yıldır inşaat sektörüne odaklanmıştı. İstanbul Beylikdüzü'nde 100 bin metrekare büyüklüğünde bir alışveriş merkezi ve üç kuleden oluşan 1 milyar dolarlık rezidans projesi grubun en büyük umuduydu.

Referans



Kemal Şahin’in ders çıkarılacak öyküsü
Kemal Şahin’in ders çıkarılacak öyküsü
 
İflas erteleme haberleri ile gündeme gelen Kemal Şahin, “Düştüğünüz yerden kalkmasını bileceksiniz” diyor
 
02 Nisan 2010 Cuma 13:07

 

İdriz Çokal'ın haberi/Para Dergisi

 
Şahinler Holding’in patronu Kemal Şahin, suskunluğunu Para dergisine bozdu. İflas erteleme sürecini anlatan Şahin, “Hiçbir şirketim iflas etmedi. Hepsi faaliyetlerine devam ediyor. Yeniden işçi alımına başladık” diyor...
KONYA’NIN Derebucak ilçesine bağlı Taşpınar Köyü’nden 1973 yılında 350 TL ile ayrılmış Kemal Şahin. Bugünse 15 ülkede tekstil, turizm, inşaat, enerji, gıda ve hizmet sektörlerinde faaliyet gösteren 25 aktif şirketi var. Avrupa Serbest Bölgesi diye devasa bir yatırımı bulunuyor.
2007 sonu itibariyle 1.4 milyar dolar ciro ve 12 bin çalışana ulaşan Şahinler Holding, 2008’de deyim yerindeyse bir “yol kazası” yaşadı. Holding, Türkiye’de faaliyet gösteren yabancı sermayeli bir banka aracılığıyla aldığı 30 milyon dolarlık kredide sorun yaşayınca, bünyesindeki şirketlerin ve tedarikçilerin geleceğini düşünerek iflasın ertelenmesi talebiyle mahkemeye başvurdu. Mahkeme de Şahinler Holding bünyesindeki 11 şirket hakkında iflasın 1 yıl süreyle ertelenmesine karar verdi. Hatırlanacağı gibi, bu gelişmeyi kamuoyuna ilk kez 2008’in ekim ayında Para dergisi duyurmuştu...
Tabii iflasın ertelenmesi demek iflas etmek anlamına gelmiyordu. Nitekim haberlerimizde de bu titizliği hep gösteriyoruz. 12 bin kişinin doğrudan istihdam edildiği bir grubun yaşaması önemliydi. Hata yapma lüksümüz yoktu. Kemal Şahin’e de gerek haberimizi hazırlarken gerekse sonrasında bu ilkemizden taviz vermediğimizi anlatmaya çalıştık. Kendisine de söz hakkı tanımak istedik. Ancak Şahin, yaşadığı bu yol kazasından sonra biz de dahil medyaya özel demeç vermemeyi tercih etti. Ta ki geçen haftaya kadar...
Kemal Şahin, iflas erteleme kararını takip eden süreçte, bu fırsatı iyi değerlendirebilmek için var güçleriyle çalıştıklarını vurguluyor. Şahin, bu kararın gerekçelerini ve bu sürede yapacaklarını iş yaptığı piyasaya, işçilerine, yöneticilerine bizzat anlatarak güven tesis etmiş. Şirketlerde radikal kararlar almış. Genel müdürlerden çalışanlara yaklaşık 2 bin kişiyle yollar ayrılmış. Bankalara olan 150 milyon TL’lik borçlar yeniden yapılandırılmış. Aradan geçen bir yıllık sürede çarklar daha sağlıklı bir şekilde dönmeye başlamış. Hatta yeni işe alımlar bile başlamış...
Röportaj esnasındaki gözlemimiz, Kemal Şahin’in bu zorlu süreci atlatıp yeniden eski neşeli günlerine döndüğü yönünde. Şahin, yaşadığı bu sıkıntılı süreci ve çıkış planlarını bütün çıplaklığıyla anlattı...
1.5 milyar dolar ciro ve 12 bin çalışanla Türkiye’nin en büyük gruplarından biriydiniz. Bu sıkıntılı süreç nasıl başladı?..
Global kriz öncesinde tekstilde zaten bazı sıkıntılar vardı. Vadeler uzamış, tahsilatlarda sıkıntı yaşanıyordu. Alacaklarımızı tahsil edemedik. Borçlu olduğumuz insanlar da vadesi gelmemiş çekleri bile tahsil etmek için bankalara gitmeye başlamıştı. 3 ay sonrasının çekleri bile tahsil edilmeye çalışılıyordu. Bir panik havası vardı. Bir de o dönemde, yabancı sermayeli bir banka 30 milyon dolarlık sendikasyon kredimizi çevirememişti. İşte asıl sıkıntı bu noktada başladı. Piyasada bu gelişmeler sonrasında dedikodular yayıldı. Her şey üst üste geldi ve bu karar için mahkemeye gitmeye mecbur kaldık.
İflas erteletme talebiniz piyasada nasıl yankı buldu? Bu süreçte neler yaşadınız?
İflas erteleme terimi genelde iflasla karıştırılıyor. Bu işin özü aslında yeniden yapılandırma. Belki iflastan korunma şeklinde kullanılsa daha yararlı olacak. Güç duruma düşmüş firmayı devlet korumaya alıyor. Burada sadece şirket değil alacaklıların da menfaati korunuyor. Herkesi koruyor. Özellikle de panik havasından koruyor. Bu kararın özellikle ABD’de çok örnekleri var. Bu aslında iyileşme potansiyeli olan, ancak ödeme sıkıntısına giren şirketi iyileştirme fırsatı sunan bir süreç. Bizim yaptığımız da aslında bu.
Bu karara piyasanın ilk tepkisi nasıl oldu?
Bu kararı öncelikle medyanın doğru anlatması gerekiyor. Haberi ilk siz yapmıştınız. Sizin haberde konu eksiksiz anlatılmıştı. Ama ardından “iflas etti” diye yazanlar oldu. Bu kararı karıştırdılar. Bu şekilde yazanları izah ettik. Düzeltme yayınladılar ama...
Piyasaya gelince... Karar sonrası hep şirketimin başında ve masamdaydım. Gelen bütün müşterilerime durumu kendim izah ettim. Fabrikaları dolaşıp çalışanlarımla toplantılar yaptım. Piyasada iş yaptığımız insanlara konuyu izah ettim ve bunun sonucunda güven tesis edildi. Piyasa gerçekten çok destek verdi.
Kaç şirketiniz var? Hepsi mahkemenin korumasında mı?
Bu konu önemli. 25 şirketimiz var. Bunların sadece 11’i bu sürece dahil. 14 şirketimiz normal faaliyetlerini devam ediyor. Hiçbir sıkıntıları yok. Hatta bazıları krize rağmen büyüdü. Bu detayı herkesin bilmesi lazım. Hiçbir şirketimiz iflas etmedi. Özellikle bunun bilinmesini istiyorum.
Peki çıkış nasıl sağlanacak? Verilen sürede durumu tamamen toparlayabilecek misiniz?
Öncelikle şunu vurgulamak isterim: Bu karar 4 yıla kadar uzatılabiliniyor. Biz şu anda ilk 1 yıllık dilim içindeyiz. Süreyi sonuna kadar kullanmayı da düşünmüyoruz. Yeniden yapılandırma ve iyileştirme projelerimiz süratle meyvelerini vermeye başladı. Toplam süreyi kullanmadan koruma kulvarını terk edeceğimize inanıyorum.
Çıkışla ilgili sorunuza gelince... Öncelikle bu süreç sonrasında oturup bir değerlendirme yaptık. Bazı şirketlerimizi birleştirerek, pazar ve ürün bazında fokus olduk. Gelecek vaat etmeyen bazı işletmelerimizi kapattık, bazı departmanları birleştirdik. Ağırlıklarımızı, fazlalıklarımızı attık. Daha dinamik, proaktif bir yapıya kavuştuk. Grubu tepeden tırnağa yeniden yapılandırdık. Genel müdüründen çalışana 2 bine yakın çalışanımızla yolları ayırdık. Bu süreç 6 ay sürdü. Bankalarla borçlarımızı yeniden yapılandırdık. Piyasaya vadesi gelmiş borçlarımızı ödedik.
Çarklar yine eski hızında dönmeye başladı mı? Yeniden yapılandırmanın meyvelerini almaya başladınız mı?
Evet, yeniden yapılandırmanın sonuçlarını almaya başladık. Edirne ve Çorlu’daki Modavizyon işletmelerimizde bu yapılanma sonrasında 600 kişiyi işe aldık. Yurtdışındaki yatırımlarımız sürdü. Ürdün ve Mısır’da 400 kişiyi işe aldık. Çarklar yeniden ve daha hızlı dönmeye başladı. Yeni alımlar yapacağız. Türkiye’de yıl sonuna kadar 500 kişiyi daha işe alacağız.
Bu süreçte ciro anlamında ne kadar küçüldünüz? Bu yıl için beklentiniz nedir?
Çalışan sayımız ve ciromuzda yüzde 20 gibi bir küçülme oldu. Çalışan sayımız 10 bine indi. Ciromuz da 1 milyar doların üzerinde. Daha önce 12 bin çalışanımız, 1.5 milyar dolara yakın da ciromuz vardı. Bu yıl çarklar daha iyi dönmeye başladığı için tekrar artışlar başladı. Yeniden yapılanma sonrasında iyileşme süreci hızlandı. 2009’un ilk yarısı kötüydü, ikinci yarı daha iyi geçti. 2010’un ilk üç ayı itibariyle geçen yılın aynı döneminin üstüne çıktık. Çok daha az kadro, işletme ve mekanla geçen yılın üzerinde rakamları yakaladık. Kayıpların bir kısmını 6 aydır telafi ediyoruz.
Tekstil dışında serbest bölge, turizm, inşaat, gıda ve enerji işleriniz vardı. Bu sektörlerde işler nasıl?
Turizm sektöründe Antalya Belek’te, 1.100 yataklı birinci sınıf tatil köyü Club Mega Saray ile faaliyetteyiz. Mega Saray, geçen yıl krize rağmen, ciro ve karlılıkta tarihi rekor kırdı. Bu otelimizi krizin ilk dönemlerinde satacaktık. 60 milyon euro da fiyat verildi. Sonra global kriz patlayınca alıcı taraf finansman sıkıntısı yaşadı ve vazgeçildi. İyi ki satılmamış. Turizmde büyümek istiyoruz. Club Mega Saray konseptini yaymak istiyoruz. Antalya’da ağırlıklı olarak sahil bölgelerinde kiralama ya da satın alma yoluyla ileriki dönemlerde yeni tesisleri devreye sokabiliriz. Merter’deki şirket merkezimizi şehir oteli haline getireceğiz. Beylikdüzü’ndeki bir arazimize de 5 yıldızlı bir otel yapmak istiyoruz. Bilkont İnşaat şirketimiz faaliyetlerine devam ediyor. İşler biraz düzlüğe çıktığında daha önce açıkladığımız konut ve AVM yatırımını yapacağız. Koreli bir şirketle yoğun şekilde görüşüyoruz.
Avrupa Serbest Bölgesi ve Teyvaş isimli yemek şirketiniz vardı. Bu şirketlerde durum nasıl?
Avrupa Serbest Bölgesi büyümesini sürdürüyor. Doluluk oranı artıyor. Yeni yatırımlar geliyor. Gruba ciddi fon sağlayan, önemli bir kuruluşumuz. Şu anda ismini açıklayamayacağım büyük bir teknoloji firmasıyla ön anlaşmayı yaptık. 400’ü mühendis olmak üzere 1.200 kişi istihdam edilecek. ASB’deki şirketler krize rağmen 2009’da da yatırımlarını sürdürdü. Dolayısıyla işletme gelirlerimiz ciddi oranda arttı. Serbest bölgedeki şirketler bu yıl 600’e yakın kişiyi işe aldı.
Teyyaş şirketimizse gıda sektöründe toplu yemek hizmeti sunuyor. Halen Şişecam, Koleksiyon Mobilya ve Kilim Grubu gibi önemli kuruluşlara hizmet veriyor. Bu alanda da büyümek istiyoruz.
Adesa’lar Vestino oldu
Şahinler Holding’in Avrupa’da faaliyet gösteren Adessa isimli bir perakende mağaza zinciri vardı. Adessa, kriz öncesinde 215 mağazaya sahipti. Kemal Şahin, Türkiye’de olduğu gibi yurtdışında da perakende sektörünün krizden etkilendiğini, bu yüzden Avrupa’da yeniden yapılanmaya gittiklerini söylüyor. Ardından da bu süreci şöyle anlatıyor:
“Almanya dışında rekabet edemeyen mağazaları kapattık. Almanya’da ise başarılı olan 75 mağazayı elimizde tuttuk. Onların adını da Vestino olarak değiştirdik. Ortanın üstü gelir grubuna yönelik fashion (moda) ürünlerin satıldığı bir konsepte dönüştürdük. Şu anda satışları gayet iyi gidiyor. Bu yeni konseptle tekrar büyümek istiyoruz.”
“Proaktif duruş, güler yüz, pozitif enerji...”
İnsan zora düştüğünde arayanı soranı azalırmış derler. Sadece kara gün dostları ararmış. İyi gün dostları ise birdenbire ortadan kaybolurmuş. Kemal Şahin’i yakalamışken, bu dönemde dostlarının arayıp aramadığını da sorduk. Kemal Şahin şu değerlendirmeyi yaptı:
“Böyle dönemlerde kimseden bir beklentim olmadı. Tabii ki bu süreçte arayan soran dostlarım oldu. Aramayanlar da oldu. Zaten herkesin bildiği gibi kimi iyi gün, kimi de kötü gün dostudur. Şahsınıza değer veren ve hep yanınızda olanlar zaten kötü gün dostudur. Bazıları da fors için, güç için yanınızdadır ve farklı davranırlar. En önemli destek, piyasada iş yaptığım ve beni iyi tanıyan insanlardan geldi. Ve tabii tüm çalışanlarım da benimle birlikte ve büyük bir özveriyle çalıştı.
Bu süreçte kimseye kırgınlığım olmadı. Hiçbir şeyi kafaya takmadım. Çok daha fazla çalıştım. Şimdi herkes bana ‘İyi görünüyorsunuz’ diyor. Herhalde hemen çökeceğimi, saçımın sakalımın birbirine karışacağını düşünüyorlardı. Baktılar ki dimdik ayaktayız. Şaşıranlar oldu tabii. Çok çalıştım ama çok daha fazla spor yaptım. Bu işi 10 bin çalışan ve inanan yöneticilerimizle el birliğiyle başardık. Pozitif enerji yaydık. Güler yüzlü iletişimimizi, açıklık ve dürüstlüğümüzü hiç eksik etmedik.”
Kriz tecrübesini de kitaplaştıracak
Kemal Şahin’in hayat hikayesi başarılarla dolu. Sıfırdan zirveye yükselen bir işadamı. Almanya’da 5 bin mark sermayeyle başladığı ve bu ülkede mühendis olarak çalışma izni alamadığı için atıldığı iş hayatında hızla zirveye tırmandı. Başarı hikayesini “Zirvedeki Şahin” ve Econ yayınları tarafından Almanya’da Almanca olarak çıkarılan “Gurbetteki Şahin” isimli kitaplarında herkesle paylaştı. Hatta Zirvedeki Şahin’in sinemaya aktarmak isteyenler bile oldu...
Kemal Şahin, yaşadığı bu süreçten de ders çıkarılması gerektiğini düşünüyor. Bu konudaki görüşleri ise şöyle: “Doğduğumda düşerek doğdum. Hep zorluklarla mücadele ettik. Dünya pazarlarında 7 düvelle mücadele ettik. Kurtlar sofrasında boğuştuk. Yenilmedik, tükenmedik. Düştük. Yine de düşebiliriz. Aslında çok da düşmedik. Önemli olan düşmemek değil; düştüğünde yeniden kalkmasını bilmek. Krizler biraz da kendinizi yenilemenizi, enerji toplamanızı sağlıyor. Krizden olgunlaşma yönünde dersler aldığımı düşünüyorum. Adam gibi adam oluyorsunuz. Biraz rahatlayayım; bir şiir kitabı projem, bir de bu süreci anlatan bir kitap çalışmam olacak inşallah.”



 
 
  *** SİZİ KUTLUYORUZ *** BUGÜN 2060465 ziyaretçi (4536686 klik) MİSAFİRİMİZ OLDUNUZ ***  
 
haberler haberler


Google Arama
Sitemde Arama
Yaşam ve İnsanlar

İstanbul Servisleri Neden Pahalı ? burakesc
Namaz Kılan Minik ile burakesc
GİMDES Helal Gıda Ramazan Buluşması burakesc
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol