Bazen “ağlamayana meme yok” ya da “isteyenin bir yüzü vermeyenin iki yüzü kara” gibi sözlerle ihtiyaç duyulan bir şeyin nasıl istenmeden elde edilemeyeceği söylenir. Acaba gerçekten bu kadar basit midir? İste ve al…
Aslında gerçekten hayat bir şeyler isteyene yanıt verir. Bir çok insan, hayallerinde kurduğu yaşamın aksine kendini kötü bir evde, parasız pulsuz yaşarken bulur. Çünkü o istememiştir ve istemediği için olmamıştır.
Gerçekten istemeyi biliyor muyuz? Ben zengin olmak istiyorum diyerek piyango bileti almak mıdır istemek? Yoksa istemenin vereceği güç ile istenilene doğru gergin bir yaydan çıkmış ok gibi hedefe ilerlemek mi?
Aslında sormayı ya da istemeyi gerçekten bilmiyoruz. Çünkü;
Cahiliz. Neyi soracağımızı bilmiyoruz. Aslında doğru soruları soranlar yanıtlara ulaşırlar. Bize gerek Milli Eğitim gerekse diğer yönetmeliklerle soru çözmeyi öğrettiler ama soru sormayı öğretmediler. Halbuki doğru soru sorabilmek bir şeyi her açıdan değerlendirebildiğiniz anlamına gelir. Bu yüzden neyi, ne zaman ve nasıl sormak gerektiğini bilmek çok önemlidir.
Sınırlı ve kesin olmayan inançlarımız var. Çocukluğumuzdan itibaren bazı şeyleri asla ve asla sorgulamadan kabullenmemiz bize öğretildi. Koşulsuz kabul edilenler soru sormayı, sorgulamayı köreltir.
Korkağız. Bir şeyler istediğimizde ya da sorduğumuzda azarlanmaktan, terslenmekten korkuyoruz. Çünkü sorduğunuz soruya yanıt vermesi gereken tarafın tahammül ya da bilgi düzeyi yeterli değilse sizi baskı ile susuturacaktır.
Özgüvenimiz yok. İstediğimiz şeyleri yapacak cesaretimiz yok. Hatta ne istediğimizi bile tam olarak bilmiyoruz.
Kör gururluyuz. Bir şeyleri bilmediğimizi başkalarının bilmesini istemiyoruz bunu gururumuza yediremiyoruz. Bilmiyor olduğumuzun anlaşılmasındansa sessizliği tercih ediyoruz.
Şimdi aklınızı başınıza devşirin!
Yani hayatınızın kontrolünü elinize alın. Eskiden gelen baskıları bir kenara bırakın, sormanıza veistemenize ngel olan her şeyi ortadan kaldırın. Hedeflerinizi ve isteklerinizi önünüze koyun ve onlara doğru ilerleyin. Eğer gerçekten isterSENiz yaparsınız. Ve sorun, isteyin. Çünkü hedeflerinize başkalarının yardımıyla ulaşabilirsiniz.
O halde “soru sorma sanatında” usta olanların ortak özellikleri nedir?
Ne istediklerini biliyorlar. Amaçları, hedefleri ve vizyonları net.
Sormaları gerektiğine inanıyorlar ve cevapların onlar için önemli olduğuna eminler.
Onlar için gereklilik olan şeylerin peşini bırakmıyorlar.
Korktuklarında üstüne gidip onu yenmeyi biliyorlar.
Her soruşlarında, sorma deneyimlerini geliştiriyor ve bir sonraki sorularında daha iyi ”soran” oluyorlar.
Cevabı alana kadar soruyorlar.
Artık soru sormaktan ve sorgulamaktan çekinmeyin. Ancak böyle kafanızdaki şeyleri netleştirebilir, bir çok şeyi anlamlandırabilirsiniz.
Aşağıdaki yazıları da beğeneceksiniz: