Güneştekin'in, Hey Gruba icra davası açtığı yatırıma Batman Valisi el attı 13 Temmuz 2009 Pazartesi 07:24 Hey Grup ve Güneştekin Şirketler Grubu'nun Batman'da ortaklaşa başlattığı, ancak ihtilaf nedeniyle duraksayan yatırım, yeni vali Ahmet Turhan'ın taraflara 'Projeyi batırmayın, yazık olur' uyarısıyla uzlaşma sürecine girildi Eski Batman Valisi Recep Kızılcık'ın teşvikleriyle Hey Grup ve Güneştekin Şirketler Grubu'nun Batman'da ortaklaşa başlattığı, ancak ihtilaf nedeniyle duraksayan yatırımda uzlaşma ümidi belirdi. Kente yeni atanan ve henüz 5 günlük vali iken masasında yatırımcı ihtilafını bulan Ahmet Turhan, sürece müdahil olarak her iki tarafa da biraz daha anlayış ve diyalog tavsiyesinde bulunup, “Bu kadar emek verilip bu aşamaya getirdikten sonra basit gerekçelerle çok net tavır sergileyip 'Bu iş bitiyor' demek memleketimiz için yazık olur” uyarısı sonuç verecek gibi gözüküyor. YATIRIM SONUÇLANACAK Hey Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Aynur Bektaş, karşılıklı olarak davalardan vazgeçip yatırımları hayata geçirecekleri mesajını verdi. Yapılan yatırıma değer biçildiğini hatırlatan Aynur Bektaş, ihtilafın giderilememesi durumunda yüzde 70'i biten fabrikayı bir tarafın satın almasıyla da sonuca gidilebileceğini söyledi. Kayseri'nin Develi ilçesi kaymakamlığından atandığını, ancak Diyarbakır-Hani ve Mardin-Midyat'ta 5 yıl çalıştığı için bölgeyi ve insanını tanıdığını vurgulayan yeni vali Ahmet Turhan, yatırımı önemli bir sürecin başlangıcı olarak tanımladı. BAŞARILI OLURSA DEVAMI GELİR Turhan, gerekçesini ise şöyle açıkladı: “Terörle mücadele sadece teröristle mücadele anlamına gelmiyor. İnsanların iş sahibi yapılması ve istihdam edilmesi, bu mücadelenin önemli noktalarını oluşturuyor. Olay sadece 140 kişilik bir istihdam konusu değil. Bu süreç başarılı olduğunda devamı gelecekti. Dışarıdan sermaye gelmesi, bölgenin geleceği için önemli sonuçlar doğuracak.” 140 kişinin çalıştığı geçici atölyenin ihtilaf nedeniyle kapalı olduğunu bildiren vali Turhan, uzlaştırma çalışmalarına devam edeceğini belirterek, "Bölgemiz için ciddi bir yatırım. Vilayet olarak yapılabilecek bir şey varsa yapacağız, ancak iki tarafın da ticari olarak ortak noktalarda buluşması gerekiyor." 6 milyon TL'lik ihtilaf çözülecek Güneştekin Şirketler Grubu ve Hey Grup, eski Batman valisi Recep Kızılcık'ın girişimleriyle Batman'da ortak tekstil yatırım kararı aldı. Her iki grup, ilk olarak özel idareden kiralanan alanda geçici bir atölye kurarak yaklaşık 200 kişiye istihdam sağladı. Geçici atölye çalışırken yaklaşık 6 milyon TL değerinde yeni ve modern bir fabrikanın da temeli atıldı. Güneştekin Şirketler Grubu, her iki grubun eşit ortak olduğu fabrika inşaatınınn yüzde 70'e yakınını tamamladığını, ancak ortağı Hey Grup'un 'yatırımdaki ortaklık payını ödemediği' gerekçesiyle Hey Tekstil'e yönelik icra takibi başlattı. Hey Tekstil ise, açıklamaların tümüyle gerçek dışı olduğunu savunarak, konuyu mahkemeye taşıyacağını açıkladı. Ancak valinin de devreye girmesiyle ortakların uzlaşma sürecine girdiği belirtiliyor. Yeni nesil valiler işbaşında Trabzon'a atanan Batman eski Valisi Recep Kızılcık tarafından başlatılan, ancak yatırımcı grupların ihtilafa düşmesi üzerine çıkmaza giren projeye yeni vali Ahmet Turhan, 'Devlette süreklilik esastır' diyerek müdahil oldu ve sahip çıktı. Henüz yeni bir vali olmasına rağmen Ahmet Turhan, eski bürokratik valilerin aksine vilayet olarak ne yapılması gerekiyorsa onu yapacakları mesajını verdi. Her iki valinin de girişimciliği ve istihdamı öncelemesi, 'Yeni nesil valiler' tanımını gündeme getirdi. Şükrullah Dolu/Yeni Şafak

YORUMLAR:

www.hiziracil.tr.gg [ 15 Temmuz 2009 Çarşamba 00:25 ]

*Girişimci Hemşehrimi Kutlarım* Durmak Yok .

Ayrntılarla üğraşırıldığında özden uzaklaşılır.
çerkeş hacıbektaş batmanda vatandaşa iş kapısı açan
girişimciler desteklenmeli.Örnekler artmalı.Büyük şehirlerdeki İşadamları memleketlerine yatırımı vefa borcu olarak görmeli.Aynı gemideyiz.

Aynur Bektaş: 'İsteyen insanları antipatik buluyorum'

Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği'nin eski Başkanı, bugünün Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı ve aynı zamanda Hey Tekstil'in Yönetim Kurulu Başkanı... Aynur Bektaş koltuğunun altına bu kadar başkanlık sığdırmış biri olarak kendini 'Arı gibi bir kadınım' diye tanımlıyor. Anadolu'ya ve kadınlara verdiği destekle Türkiye'nin örnek isimleri arasında yer alan Bektaş, yeni göreviyle 10 bin girişimci kadına ulaşmayı hedefliyor. Kadın Girişimciler Kurulu'nun başkanlık koltuğunda Türkiye'nin ilk kadın girişimcilerin biri oturuyor. İsabetli bir seçim olsa gerek... Bence de doğru bir seçim. Aldığım her görevi başarıyla sonuçlandırdım. Benim gibi bir sürü girişimci kadın var. Ben en idealiydim demiyorum ama ben çok çalışkanım. Bu kurulla başka Aynur Bektaş’lar mı yetişecek? Neler yapacaksınız? Zaten birçok Aynur Bektaş var ama bu kadınlar öne çıkmıyor. Benim niyetim 'ben yaptım, siz de yapabilirsiniz'i göstermek. Bir nevi koçluk. Var olan girişimci kadınları biraz daha cesaretlendireceğime inanıyorum. Siz de geride durup olanları seyredebilirdiniz ama aktif olmayı seçiyorsunuz. Bu sizdeki hangi özelliğe işaret ediyor? Çok çalışkanım, arı gibi bir kadınım. Biraz da çocukken bana yüklenen görevlerin çok etkisi oldu. Babam (Ali Uzuner) çok teşvik ederdi okumam için. Annemin (Melek Uzuner) de rolünü yabana atmamak lazım; çünkü o zaman kadınlar çarşıya giremezlerdi. Ben bütün bakkal, çarşı işlerini hallederdim. Sadece annemin değil tüm dul, yaşlı kadınların işlerini yaptım. Çocukluğumda bir yerde yattığımı, çok oynadığımı hatırlamam. Hayatım çarşı ve ev arasında geçti. Belki babamın erkek evlat hasretini giderdim. Çocukluktan kalma bir çalışkanlığım var. Pazar günlerim bile programlıdır. Boş oturmayı öğrenmek istiyorum ama yapamıyorum. Sürekli topluma dair bir şeyler yapma çabasındasınız... Çünkü ben mahalleyle büyüdüm. Annem çok yardımsever bir kadındı. İnsanlar ne görürse çocukken onu yapıyor. Olaylara iyi yönünden bakmak, insanlarla birlikte olmak, bana ne dememek, sorun çözmek benim yapımda var. Ama ben çalışkan insanlara yardımcı oluyorum. 'Armut piş ağzıma düş' diyenle işim olmaz. Erkekler daha cesur, 'ben erkeğim başka bir şey gerekmez' diye öne çıkabiliyor var ama kadınların korkuları var. Bende de var. Kadınların korkmadan toplum önünde yerlerini almaları lazım. Bu nasıl sağlanır? Özellikle gençlerin hiç bir şey yapamasa da derneklere, meslekleriyle ilgili birliklere katılmaları lazım. Çünkü buralarda hem kendinizi hem de başkalarını eğitiyorsunuz. Hiç kimse 'ben tamamım' diyemez; çünkü bilmediğiniz bir şeyi bilmediğinizi bilemezsiniz ki. Bilmediği bir şey hakkında bir insanı görgüsüz diye de sınıflandıramayız. Ben öğrenme isteği olmayanlara görgüsüz diyorum, çatal bıçak tutamayana değil. O yüzden kadınların evlerinden çıkıp STK'lara, derneklere katılmaları lazım. Dayanışma olmalı. İnsanların birbirlerinden en basiti yandaki komşusundan haberi yok. Ben biraz bunu aştım galiba... Peki, bu özellikleriniz sizi siyasete doğru götürür mü? Götürmüyor. Geçen seçimlerde çok sınav verdim kendi kendime. Hemen hemen bütün partilerden teklif geldi. Gördüm ki ben siyaset üstü olmuşum zaten. Bu nedenle siyaseti, sevenler, teşkilatta çalışanlar yapsın, çünkü ben bir siyasi partinin adamı olmak istemiyorum. Ben de korkuyorum, dediniz biraz önce. Erkek egemen toplumda, o yıllarda evini satıp girişimci olmak çok büyük bir cesaret örneği... Bazı arkadaşlar 'siz yapmışsınız' diye geliyor; destek oluyoruz ama başaramayabiliyor. Birini örnek alarak onun yaptığı işi aynen uygulamaya koymak yanlış. Çünkü o 17 sene önceydi, bugünün koşulları farklı. Ben bu girişimi yaparken kimseyi örnek almadım. Çok araştırdım. Çok çalışıyorum ve kendime çok güveniyorum. Çok zeki bir kadınım. 'Akıllı mıyım?' Kocamın ifadesiyle değilim. Çünkü akıl başka bir şey. Kocam da benim zekâmı kullanıyor, aklı arkadan işe sokuyor ve biz bir firmayı üç senede dev yapabiliyoruz. Başarı bana mal oluyor ama bunun arkasında eşim, çocuklarım, iş arkadaşlarım, medya var. Ne zaman ki sivil toplum hayatım başladı gördüm ki örnekler, rol modeller lazım. O zaman başarılarımı medyaya ve insanlara açtım. Anadolu sizin için çok önemli... Şu an danışmanlık yapıyorum. 'Bina yatırımı yapmayın, gidin Anadolu'ya yatırım yapın' diyorum. Yetişmiş elemanın olduğu ama çalışacak firmanın olmadığı yerlere gidilsin. En fazla yapılacak masraf 500 bin YTL. ‘Kazandıklarımı tekrar Anadolu’ya götürmek benim borcum’ diyorsunuz... Ben başarıyı öyle görüyorum da o yüzden. Bir büyüğümüz bana kızmıştı, 'Türkiye'nin başına ne geldiyse bu memleketçilik, akrabacılıktan geldi' diye. Çünkü ilk memleketime yatırım yapmıştım. Ama sonra sadece kendi memleketime değil, doğup büyümediğim yerlere de yatırım yapmayı toplumsal bir görev addettim. Batman yatırımı tam da buradan doğdu. Hey Travel'da da Anadolu gönüllüğümüz meydana çıkıyor. Kültür turlarında birinciyiz. Ben her işimi yaparken sosyal projelere önem veriyorum. Yani tek amaç para kazanmak değil. Doğduğum yerde bana bu öğretildi; vermeden hiç bir şey alamazsın. Ancak sevgi ve hizmet verirsen sevilirsin, daha fazla kazanırsın. 'OTOMOTİV İÇİMDE KALDI' İş hayatına bankacılıkla başlamışsınız, neden devam etmediniz? Bankacılıkta müşterilerimle aram çok iyiydi ama genel müdürlüğü sevmedim. Bana göre bankacılıkta yapabileceğim kariyeri yapmıştım. Müşterilerim kendi işinizi yapsanız nasıl olur, diyorlardı. Ben de onları dinledim. Tekstile ne çekti sizi? Tekstil atölyesi kurmak en ucuzuydu. Otomotiv yapmak istiyordum ama param yetmedi, hâlâ içimde kalmıştır. Oğullarıma galeri açsak, dedim istemediler. Halbuki arabalarla hiç ilgili de değilimdir. Bankacıyken çok fazla otomotiv kredisi, bireysel kredi verdim. Hatta bireysel kredi de ilklerdenim. Çok kişiye çok küçük parçalarla kredi vermek istediğimi söyledim, onlar da önümü açtılar. Bir sene sonunda zarardaki bir şubeyi kârla teslim ettim. Şimdiki adıyla leasing gibi bir projem vardı. Uygulamış olsaydım ve otomotiv yapsaydım 2008'de 500 milyon cirolardan değil de 5 milyar cirolardan söz etmiş olacaktım. Ama param yetmedi, o zaman projeme sahip çıkacak, girişimciliğimi destekleyecek biri olsaydı... Şimdi başkaları için bunu yapmaya çalışıyorsunuz... Evet... Girişimciyi destekleyen, proje yakalayan, kendinden sonraki nesle güvenen insanlar firmalarını ölümsüzleştirir. 'SAĞLIK VERİLERİM 18 YAŞ GÖSTERİYOR' Türkiye’nin en güçlü kadınları arasında gösteriliyorsunuz… Size göre güçlü olan yönleriniz neler? Çalışkanım, çok iyi bir araştırmacıyım, pazarlamacıyım. Zor günlerde çok kuvvetli oluyorum. Normal günlerde zayıf bir kadınım, duygusalım, hassasım, kırılganım. Sorunlu günlerde canavarlaşıyorum, öne çıkıyorum; kocam, oğlum ya da çalışma arkadaşlarım çözer, diyemiyorum. Zaaflarınız peki? İhtiyacı olanlara üzülüyorum. İsteyen insanlara karşı antipati duyuyorum. En zor günümde bile bunu yapmadığım için belki... Bir kötü huyum var geç kalıyorum. Bazen uçak kaçırıyorum, randevularıma geç kalıyorum. Ne kadar daha çalışmayı planlıyorsunuz? Ölünceye kadar. Benden sonrakiler ben olmadan bu işi götürecekler, ben de STK'larda devam edeceğim. Gençler önceliğim çünkü konuşamıyorlar. Anadolu'daki gençler Türkiye'ye güvenini yitirmiş. İş bulamama korkusu var. Benim işim gençlerle. Bu çalışma temposu içinde iş-özel yaşam dengenizi sağlayabildiniz mi? Çok iyi sağladım. İki oğlum da çok güzel yetişti. Kocamla birlikte çalışıyoruz ama tamamen ayrıyız, farklı birimlere bakıyoruz. Ama hâlâ kocama aşığım, çok iyi bir evliliğim var. Hafta sonlarımızı mutlaka birlikte geçiriyoruz. Çok mutlu, düzenli bir aile hayatım var bu da başarımda en büyük etkenlerden biri. Haftada üç gün spor yapıyorum. Yüzüyorum, yazları tenis oynuyorum. İngilizce hocam var, ders alıyorum. Bütün sağlık verilerim 18 yaş gösteriyor. İşleyen demir pas tutmaz, derler. Torunuma (Ali) çok zaman gidiyor. Sanırım evimi ona yakın bir yere taşıyacağım. Şartları kolaylaştırıp hayatıma devam ediyorum.