Create Your Own Countdown

Google

   
  *** İYİLİK İÇİN KOŞANLARIN YERİ***
  Yelda İPEKLİ
 


Anadolu´da Üretilir, Dünyada Tüketilir   2 Haziran 2012, Cumartesi
Stratejik Pazarlama Uzmanı/ Marka Yönetmeni: Yelda İpekli

Yepyeni bir çağdayız demek bile doğru gelmiyor artık. Tüm kavramlar, tanımlar zaman, sınır ve kalıplar toptan değişti, değişiyor.
Her şeyi yeniden tanımlamak, formatlamak ve hatta yeniden hissetmek lazım.. Geçmişte miyiz gelecekte miyiz, hangi kültürün içindeyiz, hangi coğrafi konumdayız artık bunların hiç ama hiç önemi kalmadı.
Akımların da ömürleri söylenildiği, tanımlandığı anda bitiyor bence..
Arayışlar hep yeni arayışlara, tanımlar hep tanımsızlıklara devrediyor..
Bu durumda da pazarlama, tüketici, marka, tüketim alışkanlıkları, pazar araştırmaları, iş-ürün geliştirme, kalite kuramları, zaman yönetimi gibi bildiğimiz ne varsa yeni içeriklere, tanımlara doğru yelken açtılar.
Şimdi parmak izi yaratma zamanı.
Parmak izi yaratırken 3 ana unsuru göz önünde mutlak bulundurmak gerekiyor..
Sistem ve teknoloji ile yaratılan tekdüzelikte sıkışan bireye kaçış olanağı sağlamak
Bireyselleşmenin giderek artması sonucunda kendini özel hissettirmek,
Mesaj bombardımanına uğrayan ve giderek “şüpheci ve eleştirel” bir hale gelen tüketiciye içi dolu şeyler söyleyebilmek.
Tüm algıların, tanımların, önyargıların, paradigmaların değişiminin zamanıdır. Küresel ekonomiden, globalleşmeden ve dünyanın küçük bir köy olduğundan bahsedildiğinden beri artık hiç bir şey daha önce bildiklerimiz gibi değil…
Yeni dünya düzeninden söz edilirken yalnızca ekonomik ve sosyolojik değişimleri kastetmiyoruz. Üretimden, yönetime, iletişim çeşitliliğine, tüketiciye kadar her şey yeniden tanımlanıyor. Bilgi Çağı dediğimiz günler “bilginin doğru kullanılma çağı” tanımına ulaştı bile. Üstelik Türkiye artık her anlamda ciddi bir güç olmaya doğru hızla ilerlerken biz de kendi tanımlarımıza ulaşmanın cesaretini yaşamalıyız. Türkiye; dünya üzerinde değer bulan bir MARKA olma yolunda hızla ilerliyor. Bu “ülke markasını” hızla ve heyecanla ürün/hizmet markalarına dönüştürmenin tam zamanıdır…
Unutmamalı ki, marka sadece bir ürüne verilen isim değil sadece, ülkeler, kurumlar da artık MARKA YÖNETİMİNE ihtiyaç duyuyorlar.
Globalleşme; artık yalnızca bir tanım değil şirketlerin tüm politikalarında üst başlık olacak kuşkusuz. Ürün ve hizmetlerde bir dünya pazarı oluşturabilmek için global yurttaşlar haline gelmek, ülkeler, para birimleri, diller ve adetler arasında rahatlıkla hareket edebilmek gerekiyor. Milliyet, ırk, etnisite, cinsiyet, engellilik ve dini farklılıklarıyla hepsi çeşitliliğin unsurları. Bir arada olabilme yeteneği olan şirketler, gruplar, milletler gelecek yüzyılda ekonomik başarıya ulaşacaklar. Elemanlarını çok daha geniş bri yetenek havuzundan oluşturan şirketler müşterilerini çok daha iyi anlıyabiliyorlar. Şirketlerin “çok kültürlü zeka” ya sahip olmaları globalizmin temeli ve müşteri odaklılığın simgesi haline gelecek.
Küresel Dünya ekonomisinde, üretimin değeri sahip olduğu markanın  gücü ile ölçülüyor.
Ülkemiz ise önümüzdeki 10 yıl da güçlü ekonomiler içerisinde yerini almaya hazırlanıyor.
Toplumsal özgüvenimiz hızla yükselirken, Medeniyetin yükseldiği bu topraklardan gurur duyduğumuz markaların dünyaya yön vermesi kaçınılmaz.
Nostaljik “yerli malı yurdun malı” söylemleri yerini “Anadolu'da üretilir dünyada tüketilir” e bırakmalı.
Bu çağ, insanın “insan olarak değerinin” vurgulandığı bir çağ olarak tanımlanıyor. İnsan “tüketici” tanımını aldığından beri sadece ihtiyaçlarını gidermek için değil, duygularını, düşüncelerini, hayallerini tatmin etmek için satın almaya başladı. Bu yorum şirket yönetiminde ise, aslında ülkemiz insanı için çok bildik bir tanımlamayla ifade edilebilir, “müşteri velinimetimdir”. Artık müşteri sadece üretimin yapıldığı yerdeki tüketici değil, farklı saat diliminde, farklı dil ve ırklardaki herkes velinimet. Artık bilmediğimiz hayatlara, bilmediğimiz dillere göre ürünümüzü satmak hatta sürekli satmak gibi bir hedefi günlük şirket stratejilerimiz içinde düşünmeliyiz.
En klasik tanimi ile marka; üreticinin müşterisine sunduğu bir “yaşam vaadidir”. Bu öyle bir vaad ki, rekabetten sıyrılmak, geniş pazarlara açılmak ve en önemlisi itibarlı bir karlılık için günümüz koşullarında bir gereklilik. Özellikle aile şirketlerinin devamlılığı için sihirli bir güç  MARKA OLMAK –MARKA KALMAK.
Yönetimde kurumsallaşma, üretimde kalite, fiyatlandırmada hassasiyet, iletişimde çeşitlilik ve entegrasyon, satış-dağıtım kanallarında yaratıcılık gibi ön koşulların sağlanması MARKA RUHUNA ulaşmak için yeterli değil. Zaten olması gerekenler dışında bazı kuruma özel haritaların çıkarılması ve bu bilginin amaca uygun yönetilmesi Marka Vaadini oluşturuyor.
1-Sizi siz yapan değerleriniz
Ürünü/hizmeti üreten, şirketin/kurumun öz değerleri markanın felsefesini oluşturan en önemli parmak izi. Ailenizin, çalışanlarınızın kısacası o üründe emeği olan herkesin ortak değerleri sihirli gücünüz olarak tanımlanmalı. Sadece ihtiyaç için tüketilen bir üründen bahsetmiyoruz unutmayın ki tüketicinin kalbinde yer alacak onu duygusal sistemleriyle, inanç sistemleriyle ve aidiyet duygusu ile beseleyecek bir yaşam vaadinden bahsediyoruz.
Şirket yönetiminde nesilden nesile aktarılan bu değerler unutulmamalı ki markayı yıllar boyunca sürükleyecek “harç”tır.
Bu değerleri tanımlamadan, benimsemeden ve iş yapış şekline dönüştürmeden marka’dan bahsetmek güç.
2-İnancını ve heyecanını hiç kaybetme
Hedefe kilitlenmek için öncelikli olarak doğru hedef belirlemek kaçınılmaz. Doğru hedef inancınızı, tutkunuzu, heyecanınızı ateşleyecektir. Doğru hedefi belirlemek ise masa başında yada üretim hattında oturarak mümkün değil. Vizyonu geniş tutmak, her kademede kişinin katılımını ekip ruhu ile sağlamak, rekabeti ve hatta farklı pazarları araştırmak-yorumlamak en önemlisi ürünün ruhunu yaratıcı fikirlerle beslemek hedefe kilitlenmemizi sağlayacak unsurlar.
 
3-Gündelik işlere takılıp kalma
Zaman Yönetimi en güçlü silahlardan biri. Zamanı iyi yöneten, şirketini ve doğal olarak markasını da etkin yönetebiliyor. Kesinlikle doğru iş tanımları ve doğru iş yapma modellerinin prensiplere bağlanması verimliliği arttırmak ve zamanı doğru kullanmak için gerekli çalışmalar. Her sabah yeniden doğan bir dünyada MARKA da her sabah yeni fikirlerle  yeniden değerlenmeli. Çokça duyduğumuz inovasyon, inovatif çalışmalar bir hedef değil  düşünce şekli olarak yönetimimize yansımalı.
 
4-Farklılaştırmak için hep sorgula, araştır.
Farklılaştırmak ve Konumlandırma marka yönetiminde olmazsa olmaz tanımlar. Tüketiciyi şaşırtmak, markanın, mesaj bolluğu içinden sıyrılarak hedef kitlesine ulaşabilmesi için  etkili yöntemlerden sadece biri. Mesajların net, yaratıcı ve diğer tüm pazarlama faaliyetleri ile tutarlı bir bütünlük sergilemesi tüketicinin dikkatini çekmek için kullanılabilecek en temel doğru. Tasarım da farklılık, iletişimde farklılık, üretimde farklılık, yönetimde farklılık için öncelikli olarak var olan durumun doğru tahlil edilmesi ve en önemlisi objektif olarak yorumlanması gereklidir. Bilimsel yöntemler ve doğru veriler ancak gerçek hayat verileriyle kesiştiğinde ve kullanıldığında amaca hizmet edebiliyorlar. Pazar araştırmaları sadece rekabeti anlamak için değil tüketimi doğru analiz etmek için kullanılmalı.
 
5-Tüketicini ve etkileyecek faktörleri ön gör.
Markanın hedef kitlesinin doğru tanımlanması ve bu hedef kitlenin yaşam değerlerini doğru analiz etmek son yıllarda ayrı bir uzmanlık konusu olarak karşımıza çıkıyor. Hedef  Kitlenin beklentilerini sadece bugün yada bir sezon tahlil etmek artık yeterli değil. Pazar araştrmaları, focus gruplar ve eğilimler önceden analiz edilerek tahminler verilerle destekleniyor ve şirketlerin vizyonerlerinin önüne raporlar olarak sunuluyor. Bir başka değişle; firmalar tüketicisini kendi yaratıyor. Danışmanlığını yürüttüğüm bir Avrupa Bankası her 3 ay da bir benden Türkiyede ki tüketici eğilimlerini raporlarlamamı istiyor. Buradaki yatırımlarını ve pazarlama çalışmalarını etkin yapabilmek için. Bir inşaat şirketi henüz mimari planlar çizilmeden “müşterim kim olacak ve ne isteyecek?” sorularına cevap verecek çalışmaları yaptırtıyor.
Etkin şekilde kurgulanır ve sürekliliği sağlanırsa, marka güçlü bir kurumsal kaynaktır. Finans, yatırım, personel, araştırma ve geliştirme, pazarlama, bilişim teknolojisi ve diğer kurumsal kaynaklar gibi marka da uygun bir insan kaynağına, güç merkezine, disipline, yeterli yatırım desteğine, bağlılığa ve yönetime ihtiyaç duyar. Bunlar sağlandığı takdirde Marka rekabet avantajından itibara kadar sayısız faydayı kuruma katar.
773 kez okunmuş Yelda İpekli
 

Yelda İpekli



İş geliştirme ve marka yönetim uzmanı

1967 yılında Ankara’da doğdu. İşletme eğitiminden sonra Londra Ekonomi Üniversitesi’nde (LSE) master ve doktora düzeyinde eğitimlere katıldı. ‘Kurumsallaşma-Kurumsal Kimlik/Kültür ve Algılama Yönetimi-Markalama’ konusunda iki tez hazırladı. Aldığı uzmanlık eğitimleri Stratejik Yönetim, Marka Yönetimi ve Müşteri İlişkileri Yönetimi’dir. Bu eğitimlerle bir organizasyonun kurumsallaşması sürecinden , markalaşma ve pazarlama taktiklerinin stratejik olarak geliştirilmesine ve satış faaliyetlerinin yönetimine kadar geniş bir perspektife sahip oldu. Hilton Hotel int. Londra ofisi, Conrad İstanbul, Sabancı Holding Otomotiv Grubu, Vestel beyaz Eşya, Altınyıldız/Network-Fabrika ve Beymen de Pazarlama ve Marka Yönetimi konularında üst düzey sorumluluklar aldı. Yelda İPEKLİ; 1999 yılında profesyonel hayattan ayrılarak stratejik pazarlama ve proje yönetimi konularında danışmanlık veren şirketini kurdu. Ağırlıklı olarak yabancı markaların Türkiye konumlandırmalarını yaptı. İşgeliştirme ve Marka Yönetimi konularında Türkiye dışında da bir çok ülkede Marka’ya hizmet etti.CRM instutuite of Turkey bünyesinde “müşteri ilişkileri yönetimi konusunda eğitimler verdi, uluslararası katılımcılarla konferanslar düzenledi. ‘Sektör bilgisi üç ay içersinde öğrenilir ancak tüketici bilgisi, beklentileri okuyabilmek ve stratejik olarak kurgulayabilmek pazarlamanın temelidir’ öğretisi ile iş hayatını yönlendirdi. Türkiye’nin yükselen sektörlerinde uzmanlığı ile ilgili kritik pozisyonlarda bulundu. Çalışmalarını hep ‘Müşteri odaklı’ temeller üzerinde kurgulayarak projelerini başarıya ulaştırdı. “Network Marketing” ve “One to One Marketing”konularında birçok projeyi yönetti. 2005 yılında kendi hayal projesi olan web tabanlı ‘After 9’ adlı projesini hayata geçirdi. Kuruluşundan altı ay sonra ‘After 9’, ‘Avrupa’nın En Cin İş Fikri ’ ödülünü aldı. Bu ödülden üç ay sonra projesini Hollandalı bir yatırımcıya sattı. Ödül konuşmasında bu proje ile ilgili şunları söyledi. “Web pazarlama, çağımızın en önemli araçlarından biri. Basit fikirlerden yola çıkan fakat tüketiciyle ‘birebir ilişki’ kurmayı sağlayan projeler, diğerlerinden ayrışacak ve karlı olacak. ‘After 9’ benim; altı ayda bir markanın nasıl yaratılacağını ve ne kadar büyük ve karlı bir marka olabileceğini göstermek için yarattığım bir projeydi.” Avrupanın ilk otomobil alışveriş Merkezi Autopia ve Kültür Turizm Bakanlığı Müzeler Modernizasyonu projeleri son yılın en önemli projeleriydi. Yelda İpekli’nin mesleki uzmanlığı, STRATEJİK PAZARLAMA kapsamında; proje (iş) geliştirme, müşteri ilişkileri yönetimi, pazarlama, kurumsal iletişim ve marka yönetimi olarak özetlenebilir. Turizm, otomotiv, tekstil-mağazacılık, sanat ve inşaat gibi farklı ve yükselen sektörlerde yoğun deneyim kazanmıştır. Özellikle web marketing ve bire bir pazarlama yöntemleri konusunda çalışmaları yoğunlaşmıştır. Lüks tüketim ve satın alma davranışı konusunda uzmanlaşmıştır. Tüketici odaklı çalıştığı için sektörden çok hizmet verdiği rün/şirket’in ulaşması gerektiği hedef kitle üzerinde çalışmaktadır .

Onun işi insanlara keyif satmak
 
 
'






 

Onun işi insanlara keyif satmak

Gecenin bir yarısı canınız bir şey çekerse Yelda İpekli'nin kurduğu after 9 adlı internet sitesini tıklamanız yeterli. After 9 ile Avrupa'nın 'en cin iş fikri' ödülünü kazanan İpekli'nin son projesi ise otel.

Yelda İpekli bir koltuğa 10 karpuz sığdıranlardan. İsminin önünde stratejik pazarlama, markalandırma, proje yönetimi uzmanı gibi uzayıp giden sıfatlar var. Aynı zamanda bu yıl Avrupa'nın en cin iş fikri seçilen www.after-9.com (9'dan sonra) internet sitesinin de yaratıcısı ve sahiplerinden. Akşam 9'dan sonra kuru temizlemeden içki siparişine, şoförlü araçtan bebek bezine kadar her türlü hizmeti kapınıza getiren bu internet sitesi sekiz ay önce açıldı. Ama şu an 15 bin üyesi bulunuyor. 39 yaşında olmasına rağmen bugüne kadar pek çok başarılı işlere imza atan Yelda İpekli'yle marka olmayı, Türk markalarını, yeni projelerinden Bodrum'daki Rexene Tatilinin Mekânı'nı ve yaşam felsefesini konuştuk.

- Başarılı işlerde isminizi duyuyoruz. Yelda İpekli kimdir, anlatır mısınız?
- 1967 Ankara doğumluyum. Hacettepe Üniversitesi'nde işletme okudum ve Londra'da pazarlama, marka ve kurumsal kimlik konularında üst lisans programlarına katıldım. İngiltere'de bir dönem Londra Hilton Genel Müdürlüğü'nde çalıştım. Türkiye'de Conrad Hilton, Sabancı Holding, Boyner, Altınyıldız, Vestel, Young and Rubicam gibi şirketlerde çalıştıktan sonra pazarlama konusunda hizmet veren kendi danışmanlık şirketim Oda Project Management'ı kurdum. Markalama, kimliklendirme ve proje yönetimi konusunda hizmet veriyorum. Aynı zamanda kurumsallaşmak ve kurumsal kimlik konusunda tecrübe ve eğitime sahibim.

'TÜRK KAHVESİ MARKADIR'

- Bir markalandırma uzmanı olarak Türkiye'de nelerin marka olduğunu düşünüyorsunuz?
- Türkiye'de aslında markalar var ama Türkiye'nin sosyo-ekonomik koşulları çok sık değiştiği ve dış etkenlerin etkisini yoğun hissettiği için kalıcı marka olmakta biraz daha zamana ihtiyacımız var. Ama son günlerde Mavi Jeans, Türkiye'nin çok önemli markalarından biri. Kuru Kahveci Mehmet Efendi de öyle. Özellikle İstanbul kültürünün, yaşam tarzının dünyada yavaş yavaş bir akım haline geldiğini düşünüyorum. Türk kültürüne paralel olduğu için Türk kahvesi de önemli markalardan biri olarak karşımıza çıkıyor.

- Siz after-9'ın sahibi ve fikir annesisiniz. Markalandırma dünyasından hizmet sektörüne nasıl geçtiniz?
- Kızım Larasu dünyaya geldikten sonra bir gece bezinin bittiğini fark ettim ve kendi kendime 'Nasıl stoklamam, bu saatte nereden bulacağım?,' diye sordum. Bununla beslenen bir fikir olarak ortaya çıktı after 9. Artık metropollerde insanlar evlerinde yaşamaya başladılar. Akşam sekiz, dokuzdan sonra market, nöbetçi eczane bulmak çok zahmetlidir. Bunlardan yola çıkarak after 9 kurgulandı. Sekiz ay önce ortağım Cem Akçalı ile birlikte kurduk ve sekiz ayda çok büyük bir başarı göstererek şubat ayında Avrupa'nın en cin iş fikri seçildi.

- After 9 ile daha çok lüks yaşama hitap eden bir hizmet veriyorsunuz, değil mi? - Lüks yaşam diye yola çıkmadık ama lüks bir hizmet verdiğimiz doğru. After 9'ı kurgularken hangi bölgelerde evde hayat daha yoğun diye baktık. Etiler, Levent, Ulus, Ortaköy İstanbul gece hayatının odak noktaları olmanın yanı sıra sitelerin, üniversitelerin olması nedeniyle gece evde yaşayanların yüzdesinin de yüksek olduğu bölgeler.

PREZERVATİFE TALEP ÇOK

- Lüks semt oldukları için buraları seçtiniz herhalde. Çünkü Okmeydanı, Çağlayan gibi semtlerde de hemen herkes gecesini evde geçiriyor...
- Evet biraz öyle oldu. Ama pazar araştırmaları yaptık. Bu araştırmalar, yaşam ve gelir seviyesi açısından bu bölgeleri işaret ediyordu.

- Lüks hizmet veriyorsunuz, peki siz kendiniz lüks bir yaşam sürüyor musunuz?
- Lüksün tanımı çok değişiyor bana göre. Ben lüks yaşamıyorum, kızımı da böyle yetiştiriyorum işin açıkçası. Fakat hayatı kaliteli, anlamlı ve doya doya yaşamak adına dikkatli olmaya çalışıyorum. Ataol Behramoğlu'nun bir şiiri vardır; 'Yaşadın mı yoğunluğuna yaşayacaksın, denizlere göklere karışırcasına,' diye. Ben bu tarz bir felsefeyi benimsiyorum. Zamanı kaliteli kullanmaya da önem veriyorum, çünkü artık zaman çok önemli.

- After 9 ile yaklaşık 15 bin kişiye hizmet veriyorsunuz. En çok hangi hizmetlere veya ürünlere talep geliyor?
- Meşrubatı, cipsi, kuruyemişi saymıyorum zaten, en çok bunlar isteniyor. Bunların dışında bebek ürünlerine, bir de prezervatife çok yoğun talep var.

- Bu semtlerdeki nüfus patlamasının önüne geçiyorsunuz yani...
- (Gülüyor) Bu tam gazeteci bakış açısı. Olabilir belki, bilmiyorum.

EYLEM BİLGİÇ

 


 
 
  *** SİZİ KUTLUYORUZ *** BUGÜN 2056721 ziyaretçi (4528219 klik) MİSAFİRİMİZ OLDUNUZ ***  
 
haberler haberler


Google Arama
Sitemde Arama
Yaşam ve İnsanlar

İstanbul Servisleri Neden Pahalı ? burakesc
Namaz Kılan Minik ile burakesc
GİMDES Helal Gıda Ramazan Buluşması burakesc
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol