Create Your Own Countdown

Google

   
  *** İYİLİK İÇİN KOŞANLARIN YERİ***
  Galip ÖZTÜRK.Çaycılıktan - Dünya Ulaşımına
 



Galip Öztürk: Hedefim dünya markası olmak
 
 
     
 
Metro Turizm’in yaratıcısı ve TOFED Kurucu Başkanı Galip Öztürk iddialı konuştu: “Artık sadece Türkiye için taşıma yapan değil, ulusal arenada dünya markası olarak hizmet vermeyi hedefliyoruz.”

“Küçük düşünenler, asla büyük hedeflere ulaşamazlar”
Ünlü Yunanlı Armatör Onasis’in sözlerinin doğruluğu, herkes tarafından bilinen, kabul edilen bir gerçektir. İnsanlar yaptıkları, yapacakları, ürettikleri ve geride bıraktıkları ile “efsane”leşirler.

Otobüs sektöründe, kısa sürede zirveye ulaşan Metro Turizm’in yaratıcısı, Türkiye Otobüsçüler Federasyonu’nun (TOFED) Kurucu Başkanı Galip Öztürk’le ofisinde görüştük. Genç yaşında zirveye ulaşmak, meslektaşları ve sektör çalışanları arasında adeta “efsane” haline gelen Öztürk’ün mütevazi davranışları, Karadeniz insanına has esprili konuşmaları onun “başarısı”nın bir tesadüf olmadığını kanıtlıyordu.

Karşımızda “Beynindeki enerjiyi, yüreğindeki cesaretle birleştiren” ender girişimci-işadamlarından biri vardı. Küçük hedeflerin değil, büyük hedeflerin ismiydi. “Türkiye’ye sığmayan”, şimdiden “duayen”liğe ulaşan bu genç girişimci, yeni hedefini bile belirlemişti: “Bir dünya markası olmak.”

Sektörün bu “Little Big Man”i (Küçük Dev Adam) sorularımızı büyük bir içtenlikle, deyim yerindeyse samimiyetle ve dürüstçe yanıtladı. Hiçbir şeyini gizlemeyecek kadar açık yürekli, bulunduğu yerle “havalanmayacak” kadar mütevazi cevaplar verdi.

Galip Öztürk’ün hayat öyküsü aslında bir başarı örneği. Bu günlere nasıl geldiniz?


Bir şeyler yapmak istiyorsanız nereden başlamanız gerektiğini iyi kavramanız lazım. Diyorum ki, bütün işlere iyi niyetle başlayıp, kararlı olduğunuzda sonuca ‘doğru’ gidebiliyorsunuz. İnancım da bu yönde, hayat felsefem de… Girişimcisi olduğum bütün sektörlerde bunu uyguluyorum. Başarı ve başarısızlık grafiklerime baktığımda, başarısız işler de görüyorum.

Onun için insanların kendisini tartması lazım, birde hazımla alakalı. Benim inandığım bir konuda daha iyisini bilen herkese saygı duymasını bilmelisiniz. Konu ne olursa olsun, bu sokakta ayakkabı boyayan çocuk, cadde köşesindeki bir simitçi bile olabilir. Eğer birilerini hakir görür, kıskanır, yarışmaya kalkarsanız, kendiniz olamazsınız. Hatta bir çağlayanın üzerinde bir o köşeye, bir bu köşeye kum tanecikleri gibi vurup durursunuz. Ben hep kendim olduğuma inanıyorum. Başarımın temel ilkesi insan sevgisi ve bütün değerlere saygılı olmaktan geçiyor.

Metro Turizm kısa sürede bir marka haline geldi. Otobüsçülük sektörüne nasıl girdiniz?

13 yaşındayken Samsun’dan İstanbul’a geldim. Topkapı’da bir çay ocağında işe başladım. Sonra otobüsçülüğü analiz ettim. Çünkü şoförleri, otobüsçüleri, muavinleri, firma sahiplerini yakından gözlemleyebiliyordum.

Bütün eksikleri görerek yola çıktım ve 1989 yılında otobüs firması kurmaya karar verdim. Otobüste şişe suyunun dağıtıldığı, hatta su isteyenlere ‘Bu kadar su mu içilir, tuz mu yaladın’ zihniyetinin olduğu bir dönemde değişimin başlangıç noktası oldum.

Sermayelerin toplandığı nokta olduğunuzda büyük bir sermayeyi yönetiyor oluyorsunuz. Şu anda Metro Turizm’in durumu da budur. Toplamda 100 tane arabamız varken, 900 bölgede firmalar oluşturarak, 1000 otobüs çalıştırıyorum. Metro Turizm Otobüs firmacılığının dışına çıktı, bir organizasyon şeması halini aldı. Artık Metro Turizm kendisi otobüs işletmeciliği yapmaz, bir marka ve altında Türkiye’nin yaklaşık 50 noktasında merkez barındırıyor. Kalkış noktaları ve bu kalkış noktalarının sahipleri var. Bunlar ayrı birer firma. Metro Turizm’in otobüs işleten bir firma olarak başladığı yolda, bugün geldiği nokta otobüs firmalarının işletmesini yapan bir organizasyon şeması halini almasıdır.

Ülkemizi de etkileyen global bir kriz dönemi söz konusu. Metro Turizm krizden etkilendi mi?

Hep durumumu koruyayım, yerimde kalayım mantığı insan psikolojisiyle alakalı. Krize rağmen büyüme, daha fazla hat açma, gelişim ve girişimde bulunma inancıyla hareket ettik. Bugün de bu böyle ve Metro Turizm büyüyor. Büyümeyi durdurduğumuzda organizasyon şemamızı büyütüyoruz, neticede Metro Turizm yine üretmeye devam ediyor.

Belgeli firma sayımız 35’e ulaştı. Bunu 50’nin üzerine taşıyıp, 15 milyon yolcu sayısını yakalayıp daha fazla kalite, yenilenme ve sistemli hizmet vermeyi amaçlıyoruz. 15 milyonda duracak mıyız? Hayır, Türkiye’de yılda 180 ile 220 milyon arasında yolcu taşınıyor. Bunun için hiçbir yerde durmamak lazım.

Bugün 12 milyonlardayız, 2009 hedefimiz 15 milyon. 20 milyonu yakaladığımızda da durmayacağız. Çünkü çalışmayı seviyoruz. Ama esas amacımız dünyada var olan kurumsallaşmış karayoluyla insan taşımacılığının Türkiye’de de olması.

Metro Turizm ile gelen bu başarı sizi şehir içi taşımacılığına girmeyi düşündürdü mü?

Tabi, bu konu ile ilgili yabancı ortaklarla görüşüyoruz. Belediye’nin ihaleleri ile ilgileniyoruz. Bu işe sadece Metro Turizm olarak değil, kurumsal olarak Avrupa’da iyi düzeyde hizmet veren anlayışla girmek istiyoruz. Çünkü biz şehirlerarası taşımacılık yapıyoruz, şehir içi taşımacılık daha farklı ve çağdaş bir sistem.

Bu kötü yaparız anlamına gelmiyor, bu işi halk otobüslerinden, belediyeden çok daha iyi yaparız ve daha iyi hizmet veririz, seferleri daha düzenli yaparız. Ama Avrupa’da bu işi kurumsal yapan, teknolojik olarak, bunu tek noktadan kontrol eden insanlardan da çok şeyler öğreneceğimizi düşünüyoruz. Dolayısıyla yabancı ortaklarla bu konuda işbirliği düşünüyoruz.

Galip Öztürk, otobüs sektöründe büyük bir kitleyi peşinden sürüklüyor. Ama aynı zamanda Galip Öztürk denildiği zaman insanların üzerinde bir çekince de oluşuyor. Bunun nedeni nedir?


Bir arkadaşım bu tür sorulara “Bizim şerrimiz hayrımızı koruyacak kadardır. Kimseye zararımız olmaz ve asla olmamıştır” diye cevap verirdi. Bu sözün üzerine daha fazla bir şey söylemek istemiyorum. Şöyle bir örnek vereyim. Benimle ortaklık için görüşen bir grup var. Sormuşlar, 100 kişinin 100’ü Galip Öztürk ile ortak olmayın demiş. Ama halen olmak için uğraşıyorlar. “Neden uğraşıyorlarmış halen” dedim, “Bunlar inanıyorlar” dediler. İşte aşamadığımız, başarısızlığımız, birlik olamayışımız, kurumsallaşamayışımızın nedeni birbirlerimizle uğraşıyor olmamız. 50’si tanımadan, 50’si de daha fazla büyümesin diye söylüyor. Sektörün Galip Öztürk’e saygıları vardır. O insanlar asla hiç kimseden korkmaz, saygı duyarlar.

Hakkınızda medyada bir takım olumsuz iddialar var, bu konuda ki düşünceleriniz nedir?

Yazılanları okumuyorum ama duyuyorum. Çıkar amaçlı suç örgütü ne demektir biliyor musunuz? Başkalarının haklarını gasp eden insanlara denir. Bir kişi Türkiye’de diyemez ki, Galip Öztürk birisinin hakkını aldı. Çıkar amaçlı suç örgütü hiç bir zaman okullar, camiler, hayır kurumları yaptıramaz, binlerce öğrenciye burs vermez. Yani ben böyle bir şey duymadım, görmedim. Artı çıkar amaçlı suç örgütü arkasına bu kadar kitleleri takamaz.

Yaptığınız bir konuşmada “Sektörün içinde serseri girişler var, bunları temizlememiz gerekiyor” dediniz. Burada ki “Serseri giriş” ifadesi ile hangi konuya dikkat çektiniz?

İnsanlar cezaevinin penceresinden yolcu taşıyan otobüsleri görüyor ve bu işe soyunuyorlar. Bunları durdurmamız lazım. Böyle bu işe girip de iflas eden çok insan var. Bu işe cezaevi penceresinden bakarak girilmez. İşte bu tür girişler serseri girişler, parası olan herkes, piyasayı dolandırmış, çarpmış adamdan, 30 tane arabayı alıyor ve çıkıyor diyor ki, “Türkiye’de Varan’ı, Ulusoy’u bitireceğim”. Kardeşim ya kendin ol ya da mesleği tanı öyle gel. Bilmiyor, işte serseri girişler bunlar.

Adınız birçok sosyal sorumluluk projesinde anılıyor. Bu konuyu biraz açabilir miyiz?

Ben ilk okulumu, 18 yaşında Topkapı’da çay ocağından kazandığım parayla köyüm Çarşamba’da, mahallemde yaptırdım. Çünkü biz çok uzağa, dağa kadar yürüyorduk. Bütün amacım benim gibi çocukların, fırtınada, tipide yürümemesiydi. Ama sonrasında memleketimden yine uzak kalmadım. Her zaman oradaki fakire, hastaya yardımcı olmaya çalıştım, halende çalışıyorum.

Onun dışında Van’a 3–5 TIR götürdüm, çocuklara kıyafetler, çantalar, okul malzemeleri dağıttım. 12–13 yaşına gelmiş daha sünnet olmamış çocukları köylerden topladık, sünnet törenleri düzenledik. Bunlar cebinde parası olan her insanın yapması gereken yardımlar.

Sanırım şu anda 17 okulumuz var. Ben her zaman topluma faydalı bir insan olduğuma inanıyorum ve öyle de ölmek istiyorum ama en az 100 okul yaptırdıktan sonra.

Şu anda Diyarbakır’da da bir okul projeniz var. Kuracak mısınız bu okulu?

Önümüzdeki yıl, kriz falan dinlemeyeceğim ve seçim sonrası sözleşme imzalayacağım. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’e Diyarbakır’da okul yaptırmak istediğimi söyledim. Bir turizm meslek lisesi yapmak istiyorum. Çocuk oradan aldığı diploma ile gelirse, Türkiye’nin her yerinde iş imkanı bulabilir. Bu insanlar okusalar da okumasalar da zaten Batı’ya geliyorlar. En azından insanlara hitap etmesini bilecek şekilde, topluma kazandırmış oluruz diye düşünüyorum.

Türkiye’den sonra yurtdışına da seferler düzenlemeye başladınız. Bu süreç nasıl gelişti, doluluk oranınız nedir? Yurtdışı ile ilgili yeni projeleriniz var mı?

Taşımacılık yenilik yapmak demektir. Bulgaristan’a 10–15 firma çalışıyordu. Bulgaristanlı bir ortak ile taşıma yapmaya başladık. Önce orada bir şirket kurduk ve 8–10 otobüs götürdük. 30 bin marklık, kötü, yapma, eski, Rus kültüründen kalmış 15 yıllık arabalar çalışırken, dedim ki “Biz Setra ile çalışalım. Zararı benim, kârı ortak.” Koyduk ve bugün Bulgaristan’a, Türkiye’den yapılan toplam taşımanın yüzde 50’sinden fazlasını yapıyoruz.

Mesela, Yunanistan’da hat alıp, çalışmaya başladık. Artık Yunan Konsolosluğu, Selanik’teki Konsolos, Yunanistan İçişleri Bakanlığı Türkiye’yi Metro Turizm’in kalitesiyle tanıyorlar.

Biz o insanlara kendi ülkelerinde alamadıkları, almaları imkânsız olan bir hizmeti veriyoruz. Bu hizmeti görünce insanlar sizi takdir ediyorlar ve Türkiye’ye karşı bakışları değişiyor.

Konsolosumuz, “Siz Türkiye’yi burada temsil eden en kıymetli markamızsınız” diyor. Türkiye bu kadar kaliteli oldu mu diye tebrikler alıyoruz, bu bizim için bir onur.

Metro Turizm dünya markası olmayı hedefliyor mu?

Evet, bundan sonraki amacımız bir dünya markası olmaktır. Metro Turizm olarak Türkiye’de bir markayız. Bölgesel büyüklüğümüzü tamamlayıp, Bulgaristan’da şehir içi taşımacılığa başladık, Yunanistan’da 2011’de şehir içi taşımalar açılacak, orada alt yapı oluşturuyoruz. Artık sadece Türkiye’nin içinde yerel taşıma yapan değil, nasıl Avrupalı taşımacılardan şehir içi taşıması için öğreneceğimiz çok şey varsa, bizimde şehirlerarası taşımalar anlamında çevremizdeki komşularımıza öğreteceğimiz çok şeyimiz var.

Türkiye’nin çevre ülkelerle daha fazla entegre olması adına nasıl katkımız olur konusunda çalışmalar yapıyoruz. Bu da bir sosyal sorumluluktur. Uluslararası bir taşımacılık markası haline gelmek için de, öz veriyle çalışıyoruz ama çok konuşmak değil de her zaman daha çok çalışmak, önemsediğimiz bir durum.

Ulaştırma Bakanımız Binali Yıldırım, hava ve denizin bakanı olarak anılıyor. Sizce de aynı imkanlar karayollarına sağlanmıyor mu?

Bu söylemlere katılmıyorum. Otobüsçülüğün içinde 32 yıldır varım, hiçbir bakan Sayın Binali Yıldırım kadar otobüsçü ile haşır neşir, onlardan birisi gibi olmamıştır. Hatta geçmiş dönemde babasının otobüsünde muavinlik yapmış bir bakanımız var. Otobüsçü ile iç içe, kendisi otobüsçü ve sorunlarımızla ilgili.

Onun için böyle söylemler çok haksız olur. Taşıma sistemlerinin entegrasyonları konusunda kendisine katılıyorum. Çünkü böyle bir durum sağlanması bu ülkenin yararınadır. İnsanların daha kaliteli hizmet almasını sağlar.

Uçak ve otobüs firmaları bu durumdan memnun değil, fakat bu süreç geçecek ve herkes memnun, işini yapıyor olacak.

Ucuzlayan uçak bilet fiyatları karşısında otobüs firmalarının uçak bileti satmaya başlaması ile ilgili düşünceleriniz nelerdir?

Bizde satıyoruz. Bu yılki ciromuzun 40 trilyonu uçak biletlerinden. Satış ağımız var, tren bileti olsa onu da satarız. Hatta bu konuda İDO ile de görüşüyoruz.

Ulaşımın mutlaka entegre olması gerekiyor. Ulaşım sistemleri entegrasyonu ülkenin kalkınmasına ve gelişmesine katkıda bulunacaktır. Bunun için geleceğe yapılan yatırımları desteklememiz lazım. Niye daha ucuza mal etmeyelim, satmayalım?

Kriz döneminde küçük firmalar daha fazla sıkıntı çekip, iflasın eşiğine geliyorlar. Sizce ne gibi önlemler almalılar?

İnsanımıza hizmet vermek için bir marka çatısı altında toplanılabilir. Birlik ve beraberlik içinde, duygu ve değerleri paylaşmak ülke ekonomisine katkı sağlar, sektörde kalıcılığı arttırır, kurumsallaşma yolunda daha emin adımlar arttırır.

Bu dönmelerde birbirimizi kıskanarak yok etmeye çalışmak yerine birleşmeyi seçebiliriz diye düşünüyorum. Onun için Anadolu’nun dört bir yanındaki insanlara rekabet yapmayın, para kazanın, ayakta kalın diyoruz. Cumhuriyet tarihinden bu yana hiç bir devletten destek almamış, karayoluyla taşımacılığı tek başına halletmiş tek sektörüz. Bu ülke için gururlu ve namuslu insanlarız.

Otobüs sektörünün bu kadar içinde olan biri olarak otobüs kullanıyor musunuz?

Hayatımda hiç otobüs kullanmadım. Ama otobüs kullanmayacağım diye bir ahtım olduğu için kullanmadım. Çünkü otobüs kullanmak çok zevkli ve bir zaman sonra bir hastalık haline geliyor. Eğer kullansaydım şoförlük yapardım, o zaman da büyük olamazdım.

Metin GÜÇLÜ/Şifa ŞEN
www.tasimacilar.com
 
YORUMLAR

 
TEBRİKLER...
 
Kişisel bilgilerinin görünmesini istemiyor. / 19.12.2008 19:38:51

Artık satın aldığınız otobüslere misal; SETRA ise yanında SETRA-Anadolu, SETRA-Trakya- SETRA- Karadeniz diye marka taktırsanız; NEOPLAN- Cermen, NEOPLAN-Kelt, gibi misal
 
murat tarık / 03.04.2009 11:36:36

başkanım banada yol verin ben de sizin kadar başarılı olacağıma inanıyorum bu işe 13 yaşımda babamın yanında samsun seyahatte başladım çekirdekten yetişme tabiri benim için doğrudur.saygılarımla
 
ahmet batı / 06.05.2009 23:59:29

sayın galip bey gercekten öncelikle bir emşerin ve arkadaş olarak seni tebrik ediyorum ve başarıların devamını diliyorum. galip bey eski tırakya garajında beraber bir calışmamız olmuştu. fakat daha sonra seni gercekten bir emşerin ve arkadaş olarak görmeyi arzuladım fakat sana bir türlü ulaşmam mümkün olmadı ben şu anda esenler oto garı cifte avuzlu carşıda bir klıma ve oto elektirik dükanım bulunmakta ve sana gercekten ulaşıp işlerin başarısı yönünden tebrik etmek isterdim fakat ne yazık sana sesimizi duyuramıyoruz yapmiş oldugun işlerde allatan erzaman saglık ve mutluluk dileklerimi sunuyor başarıların devamını diliyorum sen ne kadar görüşmesekte sen benim kalbimdesin saygılar sunuyor ve işlerinde başarılar diliyorum
şeref başar- samsun
 
şeref başar / 08.09.2009 17:42:52

böyle saygılı ve degerli insanlar olduğu sürece memleketimizde ne işsislik sorunu olur nede hırsızlık olayları.maşallahı var her tarafda hem yatırımını hemde hayırını eksik etmiyor allah ondan razı olsun allah yolununu açık eylesin.allah işini bol kazananlardan eylesin.
 
Kişisel bilgilerinin görünmesini istemiyor. / 13.10.2009 14:30:03

bütün herşey iyi güzel sıkılmadan usanmadan okudum neden okudum iş arıyorum ilgimi çekti röportaj okudum.yalnız anlayamadığım nokta şu son bölüm şöförlük yapsaydım büyük olmazdım denmiş bence bu çok yanlış bi cümle.küçük olmak,büyük olmak için şöförlük yapmaktan geçmez saygılarımla:
Mert Yılmaz
 
Mert Yılmaz / 06.12.2009 20:38:31

Yıllarını bu mesleğe vermiş bir emekçi olarak size defalarca bu ortamda yazdım galip bey.daha önceleri topkapı otogarı dönemlerinden tanışırız.ama büyük işin büyük derdi olur misali.size artık ulaşamıyor derdimizi iletemiyoruz.ilkokul mezunu olduğumuz için şirketinizde işe almıyorlar bizleri oysaki bizlerdik yıllar yılı bu sektöre hayat veren hep beraber.muavindik host olduk sonrada kaptan ama neye yarar.onca yıllık emeğimiz tahsil denen bir inat uğruna yok oluyor.galip bey sektörün bu kanayan yarasına merhem olursunuz diye düşünüyorum.bizlere artık iş verilsin.
 
İsmail Keser / 08.12.2009 22:52:20

Gadip beye, bu sektörde diğer yerel firmadarın ekmeğini ellerin den almayacak şekilde hareket etmesini istiyorum. Yerel firmalarla rakip değil birdeştirici olması, Metro nun daha büyük bir firma olmasını sağlar....
 
Kişisel bilgilerinin görünmesini istemiyor. / 25.01.2010 16:10:05

Galip Bey İzdüşümünüzü belirtmişsiniz ve başarılı olmanızı da bu felsefenize borçlu olduğunuzu açıkça ifade etmişsiniz bence!
sizi alçak gönüllülüğünüz ve samımıyetiniz başarınızın anahtarı olmuş çünkü:Bu gün yarını belirler Yarında öbür günü!
 
Halil ÇAKIROĞLU / 26.02.2010 11:47:42

siz onu bu yazılar ile tanıyamazsınız.onun yaptıklarına bakın.okullarına bakın.fakir ve muhtaç insanlara.hastalara,gençlere,hastanelere kamu yararına yaptıklarına bakın.aslında TBMM onur ödülü ona verilmeli.ama o ödül istemiyor ki.o alkş istemiyorki.o magazin sayfalarında görünmek bir yana yaptıklarını gazetelere reklam vermiyorki.o yardım yaparken yardım yaptığı insanların onurunu zedelememeye özen gösteriyor çünkü. Keza o hiç ama hiç geldiği yeri geçmişini unutmuyor.Onun farkı bu işte. Çünkü o GALİP ÖZTÜRK olduğunu hiç ama hiç unutmadı unutmayacakta.Ben Ayvacıklı olarak ona ilçeme yaptığı hizmetlerden dolayı şükranlarımı sunuyorum
 
Sebahattin Özbek / 27.03.2010 15:47:21

Ben 7 yıldan fazla bir süre yanında hizmet verdim hostes olarak bütün gücümle çalıştım ben ekmeğimi hakkımla kazandım fakat onlar benim emeğimi çaldılar ben sigortalı çalıştığımı zannettiğim dönemlerede maalesef sigortasız çalıştırılmışım benim 7 yıllık emeğim boşa gitti ben hiç bir şey söylemiyorum Allaha havale ediyorum onların yaptıkları bu hata yüzünden emekli olma şansım sıfır ben onlara güvendim ve hiç araştırmadım eksik primimi ödemek istediğimde gerçekleri öğrendim dünyam yıkıldı benim bakmakla hükümlü olduğum bir oğlum var sayelerinde ona hiç bir şey bırakamıycak bi emeklilik mağışı bile onun vebalini yüce yaradan haksızlık yapanlardan sorsun bu dünyada güçlü onlar fakat allah her şeyi bilen ve gören dir benimde ahiret hakkım olsun bende ahirette hesaplaşıcam onları vicdanlarıyla baş başa bırakıyorum ve asla hakkımı bana iade etmedikleri sürece de helal etmiyorum ahiret hakkım olsun çünki ben onu hak etmemiştim allah şahidim her şeyi gören ve bilene havale ediyorum sizi başkada bir şey demiyorum:::
 
Kişisel bilgilerinin görünmesini istemiyor. / 29.03.2010 02:53:49

SAYIN GALİP ÖZTÜRK,
BAŞARILARININ DEVAMINI DILER,ALLAH YAR VE YARDIMCINIZ OLSUN.
 
Fatih Aşır / 26.04.2010 21:35:14

vallahi helal olsun size galip bey sizin gibi işadamlarıda sizin gibi düşünürmü acaba size müteşekürlerimi sunuyorum...
 
Emrah Demirci / 05.05.2010 11:53:30

HAZRETİ ALİ bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum DEMİŞTİR.bende şahsım adına memleketinin çoçuklarını muassır medeniyetler seviyesine ulaştırmak için devletiyle hükümetiyle omuz omuza vererek okullar yaptırıp burslar dağıtan sizlerin kölesi olurum saygılarımla ALLAH"a emanet olun.
 
Erkan Erkol / 20.05.2010 17:31:37

ben bir çarşambalı olarak kendi memleketimden bir kişinin türkiyede söz sahibi bir firmanın başında olması ev yardım isteyen her ele el uzatmasdından cok memnunum fakat bir sıkıntı var bu sıkıntı çarşambanın sıkıntısı galip abimde biliyor olmalı bu sıkıntı büyümeden halletmemiz gerek 05426273344
 
Mustafa Kocakaya / 31.05.2010 17:19:40

Galip Bey, Allah zihin açıklığı versin. Allahım seni yolundan şaşıtmasın sizin sayenizde çoğu Ailemiz evine ekmek götürebiliyor. Allah sizden razı olsun ömrün uzun olsun gariban babası? Saygılarımla çarşambalı abimiz?
 
Gökhan TOPUZ / 29.09.2010 14:51:11














Galip ÖZTÜRK

 

Yılın İşadamı /GALİP ÖZTÜRK

1992 yılında Metro Turizm’i kurdu. Yolcu taşımacılığı sektöründe bir çok ilke imza atarak Metro Turizm’i Türkiye’nin en çok otobüs çalıştıran firması haline getirdi. Halen Metro Turizm Yatırımlar Grubu Yönetim Kurulu Başkanı ve Büyük  İstanbul Otogarı’nı işleten Büyük İstanbul Otobüs İşletmeleri A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Başkanı.

 

 

Metro Turizm Yatırımlar Grubu

Çalıştırdığı 700 otobüs ile Türkiye’nin en büyük otobüs filosuna sahip Metro Turizm, Marmara, Ege, Akdeniz, İç Anadolu ve Karadeniz bölgesine her gün ortalama 750  sefer düzenliyor. Yılda 240.000 sefer gerçekleştiriyor ve 8.500.000 yolcu taşıyor. 70 noktada 575 bilet satış acentesi bulunuyor. Grup, ulaşım, finans, medya, sigorta, turizm, kargo, ikram ürünleri ve otelcilik sektörlerindeki 29 şirkette 7.500 kişiyi istihdam ediyor. 2005 cirosu 250 trilyon TL.

 

 

Büyük İstanbul Otobüs İşletmeleri A.Ş.

Büyük İstanbul Otogarı’nın işletmeciliğini yapıyor. 2005 yılı cirosu 29 trilyon.

 

Uluslararası Anadolu ve Trakya Otobüsçüler Derneği (UATOD)

Karayolu ile uluslararası ve şehirlerarası yolcu taşımacılığı sektörünün 35 yıllık sivil toplum kuruluşu UATOD’un 2000-2005 yılında Yönetim Kurulu Başkanlığını yaptı. Firma sahibi düzeyinde 437 üyesi bulunan UATOD Büyük İstanbul Otogarını 140 milyon dolara yaptı ve işletmeciliğini Büyük İstanbul Otobüs İşletmeleri A.Ş.’ye devretti.

 

TBMM komisyonları ve Ulaştırma Bakanlığı düzeyinde aktif görevler üstlendi

Cumhuriyetin kuruluşundan beri ilk defa 2003 yılında bir yasaya kavuşan karayolu ile uluslararası ve şehirlerarası yolcu taşımacılığı sektörünün uluslararası standartlarda çağdaş hizmet verebilmesi ve gelişmesi için yasal alt yapı çalışmalarında TBMM komisyonları ve Ulaştırma Bakanlığı düzeyinde aktif görevler üstlendi.

 

Tüm Otobüsçüler ve Otobüs İşletmecileri Federasyonu (TOFED)

Türkiye genelinde sektörün yüzde 95’ini temsil eden otobüs firma temsilcilerinin ve işletmecilerinin oluşturduğu 59 dernek tarafından 2005 yılı başında İstanbul’da kuruldu ve Kurucu Genel Başkanlığına Galip Öztürk getirildi.

 

Karayolu ile uluslararası yolcu taşımacılığı sektörü:

7.5 milyar dolar yatırımı bulunan sektör, 11.377 otobüsü, 350 bin çalışanıyla 2005 yılında 95 milyon yolcu taşıyarak 3.5 milyar dolar iş hacmine ulaştı.

 

 

Bir Başarı Öyküsü:

 

Bilinmeyen yönleriyle Galip ÖZTÜRK

 

1 Ocak 1965 Ayvacık/SAMSUN doğumlu olan Galip Öztürk Topkapı Otogarı’nda 1987 yılında işveren olmayı başarabilmiş birisi. 1992 yılında Metro turizm’i kurmuş. Aradan 8 yıl geçtikten sonra, o zaman 30 yıllık bir dernek olan Uluslararası Anadolu ve Trakya Otobüsçüler Derneği ile Büyük İstanbul Otobüs İşletmeleri A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Başkanlıklarına seçildiğinde yaşı henüz 35 idi. O dernek (UATOD) Türkiye’de otobüs işletmeciliğinin beyni, şirket (BİOİAŞ) ise kalbi durumundalar.

    

 

“Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.

Dante gibi ortasındayız ömrün.

Delikanlı çağımızdaki cevher,

Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,

Gözünün yaşına bakmadan gider”

 

diye başlıyor, Cahit Sıtkı’nın ünlü şiiri. Yolun yarısını çoktan geçenler hedefledikleri noktanın çok gerisindeyken, veya bu yaşlarda birisi önemli bir kurumun başına geldiğinde, ona kıskançlıkla bakıp, “Bu genç yaşta bu görevi yürütmesi çok zor. Ağırlığının altında ezilir gider” diye düşünen bazı yaşlı başlı veya kelli felli adamlar ülkemizde bol miktarda varken, bu tür insanların; Galip Öztürk’ün tam da otuz beş yaşında Metro Turizm’i önemli bir noktaya getirdikten sonra Uluslararası Anadolu ve Trakya Otobüsçüler Derneği ve Büyük İstanbul Otobüs İşletmeleri A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Başkanı olmasını kolay hazmedilebilecek bir başarı öyküsü olarak yorumlamaları beklenemezdi.

 

Çok sözler edildi ona dair ve çok tartışıldı başarıları. Ama o, “koltuk meraklısı” olmadığını ve belirlediği hedefler doğrultusunda adım adım yürüyen sistemli bir insan olduğunu 2005 yılının ortalarına doğru, UATOD ve kendi önderliğinde kurulan TOFED Başkanlık görevlerinden ayrılarak ortaya koyduğunda 40 yaşındaydı.

 

Bugün karayolu yolcu taşımacılığı sektöründe çeşitli ve önemli kurumlar, kuruluşlar bulunuyor. Ancak, Galip Öztürk’ü sevenler ve sevmeyenler, onun eski ve yeni çalışma arkadaşları, muhalif olanlar, olmayanlar, kendisine “Otogarın başı” sıfatını yakıştırma densizliğini gösterenler dahil herkes, onun ağzından çıkacak herhangi bir lafı dikkatle takip ediyor. O konuştu mu, herkes susup, onu dinliyor. Bu özelliklere sahip olanlara da her lisanda “lider” deniliyor.

 

Otobüs işletmeciliği sektörünün lideri Galip Öztürk’le Metro City’deki Metro Şirketler Grubu’nun merkezinde, yaşama dair her şeyi konuştuk. İstedik ki, TOFED Dergisi’nin “Portreler” sayfalarına, rengarenk bir insanı konuk ederek başlayalım. Sorulmamışları biz soralım, bilinmeyenleri bize anlatsın. Klasik gazetecilik hastalıkları da zaten, özellikle bu tür özel ve çok renkli kişiliklerle gerçekleştirilen röportajlarda depreşir.

 

YENİLİKLER ADAMI

Soruyorum; “Metro Şirketler Grubu hızla büyüyüp gelişiyor. Otobüsle yolcu taşımacılığı sektörü dışında da yatırımlarınız oluyor. Artık Metro, bir şirketler grubu haline dönüştü. Siz Metro’yu kurarken bu noktayı hedeflemiş, tahayyül etmiş ve görmüş müydünüz? Cevabı, çok samimi, samimi olduğu kadar da çarpıcıydı:

 

“Metro 1992 yılının 11. ayında kuruldu. Bırakın Metro’nun kurulduğu 1992 yılını, ben 1987 yılındaki hayallerimi gerçekleştirdim. Metro Turizm bugüne dek, sektöre bir çok konuda öncülük etti. Çevresindeki firmalar örnek oldu, teşvik etti. İkramın çeşitliliği ve kalitesi, servis ağının yaygınlığı nedeniyle eleştirildim, zaman zaman. Ben insanımızın daima en fazlasını hak ettiğine inanıyorum. Bütün bu gelişmeler baktığımda, hedeflediğim yerdeyiz diyebiliyorum. Otobüs sayısı itibarıyla en yakın rakibimizden üç misli daha fazla otobüs çalıştırmaktayız. Biz aslında, bir organizasyon sistemi oluşturup, uygulamaya koyduk. Şu anda 600-700 otobüsle, yolcu taşımacılığı yapmıyor olmak gerçekten büyük ve önemli bir iş. Ama bu yapı da değişiyor. Zaten şu an itibarıyla bile, Metro Turizm kurumsallaşma yolunda önemli mesafeler kat eden, bu sektörde halka açılmaya en yakın şirket. Bilançosunu ortaya koyan istisnai bir kuruluş. Şimdi, çeşitli firmaları bünyesinde toplayan bir şirket olacağız. Kiralık otobüs çalıştırmadaki bire beş oranı, bire ikiye iniyor. O zaman yeni duruma göre kuruluşumuzu yapılandırmamız gerekiyor.

 

50 ŞİRKETLİ DEV ORGANİZASYON

30 ayrı noktada o ilin adıyla anılan Metro Turizm şirketi olarak yapılanıyoruz. Samsun Metro Turizm, Ankara Metro Turizm gibi. Tüm bu şirketler Metro Turizm Organizasyon firması altında çalışacaklar. Her firma kendi hesaplarında özerk olacak, ama hatlar, planlamaları Metro Turizm Organizasyon tarafından yapılacak. Bu organizasyona katılmak isteyen firmaları da, mali yapılarını inceleyerek bu sisteme dahil edebileceğiz. Böylece toplam 50 otobüs şirketini işleten bir organizasyon olacak Metro turizm. Bu yıl sonuna dek 20, 2007 sonunda da hedeflediğimiz rakam olan 50’ye ulaşacağız. Sonuçta, ben istikrarlı büyümeye önem veriyorum. İşimize bakıyorum. İlk hedefim, 1987’den bugüne dek, her zaman insan sevgisiyle, insana hizmet oldu. Böyle olunca da başarı arkasından geliyor. Tüm bu gelişmelerle taşıma sektöründeki vizyonumuz da değişmiş olacak. Turizm alanında gerçekleştirdiğimiz girişimler sonucunda, 700 alt IATA acentası ile uçak bileti satmaya başladık. Metro Turizm’de yukarıda açıkladığım organizasyonla beraber, Metro Turizm marketing hizmeti vermeye başlayacak. Yurtiçi, yurtdışı turları ve incentive turizm dalındaki faaliyetlerimizle, turizm alanında 2007 tarihinde 200 trilyon liranın üzerinde ciro hedefledik.”            

 

VAN ET

Galip Öztürk sorularımı yanıtlarken, bir yandan da karşısında duran borsa ekranına bakıyor, arada bir ceo telefonundan kendisine borsa hakkında sorulan soruları yanıtlıyordu. Aklıma hemen Van-Et olayı geldi. “Van Et hisselerinden sizin başkanlığınızdaki bir yönetim kurulu kurulmasına yetecek kadar hisse almışsınız, gazetelerde böyle yazıldı.  Bugüne kadar yaptığınız işlerden farklı olan bu alana girecek misiniz? Bu konuda düşünceleriniz ve planlarınız neler?” diye sordum. İşte cevabı:

 

“Bilgi tecrübe her işte çok önemli. Ama bilgiyi satın almak istihdam yaratmaktan geçer. Yani, patron ruhunu taşıyabiliyorsanız, bilgiyi satın alabilirsiniz. Bu ülkenin yetiştirdiği o kadar değerli insanlar var ki, siz yeter ki iyi bir işletme kurun, başkalarının işiyle uğraşmayın. Önünüzde duran işe sahip olun. Onun için hangi sektör olursa olsun ben o sektörün tüm teknik ayrıntılarını bilemem. Örneğin, hayatımda hiç otobüs kullanmadım. Ama otobüsçüyüm. Otobüsün nasıl kullanıldığını çok merak etmem. Çünkü ben şoför değilim. Ama iyi bir otobüs işletmecisi olduğumu düşünüyorum. İyi organizasyonlar oluşturduğumu düşünüyorum. Bu sektörde ciroda, Maret, Pınar, Van Et sıralaması var. Ama marketingde Van-Et yok. Onun için Van Et’in Yönetim Kurulu’nu herhangi bir sorun olmadan teslim alırsak Van Et’te de iyi bir organizasyon ile, çok iyi yerlere ulaşacağımıza inanıyorum. Yani İstanbul’da marketlerde Van-Et ürünlerini insanlara sunacağız. Bu konuda iddialıyız. Sektöre henüz girmeden, sektörün sorunlarıyla ilgilendim. Yüzde 70 tezgah altında üretimi olan bir sektör. AB sürecine girdiğimiz için, yine de şanslı olduğumuzu düşünüyorum. Bu süreç dünya ile bütünleşme süreci. Bu süreçte biz tezgah altı üretimin ortadan kalkacağını düşünüyoruz. Bu işi ciddi yapan, Pınar, Maret gibi, Vanet’in de ön plana çıkacağına, burada bizim organizasyon anlayışımızla Vanet’i çok iyi yerlere getireceğimiza inanıyorum.

 

ÖZTÜRK’ÜN BİR GÜNÜ

Kestirmeden soruyorum, aklımdaki soruyu: “Metro’nun Başkan Vekili ve kardeşiniz olan Talip Öztürk ile Ulaştırma Dünyası için yaptığımız bir röportajda size ‘atom karınca’ dediklerini söylemiş ve ‘Ağabeyim işine çok bağlıdır. Yemekte bile iş düşünür’ demişti. Galip Öztürk gerçekten işten başka bir şey düşünmez ve yapmaz mı? Başka uğraşı alanları yok mudur? Bir günü nasıl geçer?” Galip Öztürk sorumu şöyle cevaplandırdı:

 

“Bir defa benim çocukluğum Topkapı’da geçti. Bu sektörün içinde büyüdüm. Oradaki yaptığım iş gereği her zaman gece saat 01’den sonra eve gider, 04’ten sonra yatardım. Ticaret hayatımda zorunlu olmadığım sürece hiç 12’den önceye randevu verip, mesaiye başlamadım. 1987’den bugüne kadar olan süreçte işçi çalıştırdım. O günden bugüne dek, zorunluluğum olmadığı sürece, ben 12’den önce insanlarla görüşmedim. Sabah 09’da kalkarım. Kahvaltımı yapar, gazeteleri okurum. Saat 11 civarında işime gelirim. Sonuçta buradaki yoğunluk dereceme göre, akşama kadar iş düşünür, yapılanlar hakkında verilen bilgi ve raporları değerlendirir, yapılacaklar hakkında talimatlar veririm. Kardeşim doğru söylemiş. Buradan arabama binip eve giderken, karnımın açlığından daha çok işi düşünürüm. Benim çok sosyal bir yanım olduğu söylenemez. Çok fazla insanlarla iç içe olmayı, sosyal faaliyetlerde bulunmayı sevmem. Gereksiz sohbetlerin düşünce yeteneğimi engellediğine inanırım. Yeni bir şeyler istiyorsam, ne zaman bir şeyler üretecek olsam işte o zaman o isteklerim hakkında bilgi alacağım, üretimime katkıda bulunacak insanlarla beraber olmaya çalışırım. Böyle sosyallik olsun diye de çok kalabalık ortamlarda sohbet ortamlarında bulunmam. Bir şeyler alabileceğim ortamlarda olmak isterim. İş veya şartların getirisiyle sonuçta çevremde insansız olduğum da pek görülmemiştir. Ama zaman zaman yalnız olmayı da severim ve buna fırsat yaratmaya çalışırım.

 

YARDIMSEVER KİŞİLİĞİ

Bu cevaptan pek tatmin olmamıştım. Çünkü, Öztürk, ancak bir şeyler alabildiği insanlarla sohbet ettiğini görüştüğünü, doğrusu sohbeti ve görüşmeyi sevdiğini söylüyordu. Oysa, kendi gözlerimle iş hayatında bir çok kişiyle de görüştüğüne, bırakın onlardan bir şey almayı, onlara çok şey verdiğine şahit olmuştum. Dayanamayıp sordum: “Sizin bir de yardımsever kişiliğiniz var. İlk kez merhaba dediğiniz insanlara iş imkanı sağlamaktan başka, bir de kapınızı çalan herkese maddi manevi destek olduğunuzu biliyorum. Ayrıca doğduğunuz yere yani Samsun’a, sorumlu davranan vefalı bir hemşerisiniz. En son doğduğunuz yer olan Ayvacık Belde Belediyesi’ne yaptığınız grayder yardımı var. Ama iş hemşerilikle de bitmiyor sanırım. Bu yapınız nereden kaynaklanıyor,yardım ettiğiniz insanların size geri dönüşümü nasıl oluyor?” Sorumu sondan başlayıp cevaplandırıyor Öztürk:

 

“Ben  bir defa yardım ettiğim insanlardan asla dönüş beklemiyorum. Ben köy çocuğuyum. Kasabamız Çarşamba’da ilkokula gidiyordum. İlkokuldan sonra İmam Hatip Lisesi’ne gittim. Liseye giderken, arkadaşlarımın gazoz ile simit aldıkları ortamlarda, benim alamadığım günler oluyordu. Ama onları çok saygıyla karşılıyordum. Babaları tüccardı, esnaftı. Sonuçta onların onu hak ettiğini ama bir gün benim de bunları hak edeceğimi düşünüyordum. Çok çalışacak, ben de tüccar, esnaf olacaktım. Ama  olmayanlara mümkün olduğu kadar yardım da edecektim. O zamandaki düşüncelerim böyleydi. Yani çevremdeki insanlara yardım hayali kurduğumda 12-13 yaşlarındaydım. Bugün belki de yaşadıklarımın da etkisiyle ve çocukluğumda kurduğum hayaller doğrultusunda sadece memleketime de değil, gücümün yettiği herkese maddi veya manevi olarak yardım etmeye çalışıyorum. Ama yine de, o günlerde hayal ettiğim kadar bunu yapamadığım kanısındayım.

 

İHANETLERE TEPKİSİ

Türkçe’mize yerleşen, “Hiç bir iyilik cevapsız kalmaz” şeklinde, doğruluğu tartışılan deyim geliyor aklıma ve hem nasıl bir işadamı olduğunu öğrenmek ve hem de bu deyim doğruysa, karşılaştığı ihanetler karşısındaki tepkisini bilmek için soruyorum: “Siz kendinizi nasıl bir işadamı olarak görüyorsunuz? Çalışırken nasıl birisiniz? İnsanlara nereye kadar güvenir, nereden sonra dikkatli olursunuz? İş hayatınızda büyük ihanetler yaşadınız mı? Yaşadıysanız sizin tepkiniz ne oldu?” İşte Galip Öztürk’ün yanıtı:

 

“Yıllar önceki ihanetlere verdiğim tepki farklıydı, şimdikiler farklı. Tabii ki binlerce insanla beraber oluyorum. Benim Yönetim Kurulu Başkanlığı yaptığım şirketlerde, tanımadığım ortaklarım var. Ortaklarımdan olsun, beraber çalıştığım insanlardan olsun zaman zaman ihanetlere uğradım. Benim temel bir felsefem vardır. İnsana yatırımın kutsal olduğuna inanırım. İnsanın dünyadaki her şeyden daha değerli bir varlık olduğuna inanırım. İnsanın kötüsünün olmadığına, şartların insanları kötü yapabileceğine inanırım. Ve insanları sevmek benim temel ilkemdir. Arsızı da hırsızı da, her türlü yeteneğe sahip bir insan da, benim için değerlidir. Çünkü o insan olarak yaratılmıştır. Bugün insanlara çok pozitif bakıyorum. Olumsuzluklar veya senin sorundaki şekliyle ihanetler olduğunda, artık tepkim ondan uzaklaşmaktan ibaret oluyor. Ama kendime zarar veriyorum. Benim patronluğumun bazen insanlara hata yaptırdığını düşünüyorum. Çünkü ben özverili ve mütevazııyım. İstediğim zaman insanlar üzerinde çok iyi bir motivasyon uygulama yeteneğim olduğunu düşünüyorum. O benim elimde de değil. Bunu o insanı kullanmak için yada başka bir nedenle değil, o insana kendini yaşatma yeteneğine ulaştırmak için yapıyorum. Ama demek ki, bu samimiyetim, bu yaklaşımım bazen yanlış anlaşılıp, hatalı davranışlara neden oluyor. Ama artık, insanı iyice tanıyıp, iyi ve kötü halleriyle birlikte sevdiğim için yapılan hatalara ve hatta ihanetlere daha toleranslı olabiliyorum.

http://www.saysiad.org/portre_yil.htm











TÜRKİYE’DE BİR İLK OLACAK PROJENİN TANITIMINI GALİP ÖZTÜRK YAPTI
 
22.12.2010 10:47:56
 
A A A
 
TÜRKİYE’DE BİR İLK OLACAK PROJENİN TANITIMINI GALİP ÖZTÜRK YAPTI
 

            Metro Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Galip ÖZTÜRK Türkiye’de bir ilk olacak olan projeyi yine Ayvacık’ta uygulamaya karar verdi. Belediye başkanımız sayın Mustafa BELUR’ a projeyi anlatan sayın ÖZTÜRK ilk tanıtım toplantısını 21 aralık Salı günü Ayvacık’ın 43 köy muhtarı ve azaları ile birlikte il genel meclisi ve belediye meclis üyeleri ,Ak parti İlçe Başkanı Salıpazarı Belediye Başkanının da katılımı ile işadamı Kazım YILMAZ’ a ait Midilli restourantta yemekli olarak yaptı.

            Ayvacık’ın sosyo-ekonomik yapısını tamamen dönüşümünü ve gelişimini etkileyecek projenin tanıtımını yapan Sn Galip ÖZTÜRK yaptığı konuşmada Ayvacıklının evini tarlasını bırakıp iş için Ankaralara İstanbullara gitmesine bir çözüm olacak ve artık kendi sahip olduğu toprakları üzerinde üretip kazanmasını öğrenmeleri gerektiğini ve bunun için bu projeyi uygulama kararı aldığını belirtti .Öncelikle referandumda %96’nın üzerinde bir oranla evet diyerek bu ülkenin geleceğine karar veren ve Samsun’da birinci olan Ayvacıklılara şükranlarını belirterek konuşmasına başlayan Sayın Galip ÖZTÜRK muhtarlara köyünde mahelleleri ile şartlara uygun olan en az 5 hayvan bakabilecek vatandaşların bilgilerinin toplanarak belediye başkanımıza bildirilmesini ve böylelikle kaç hayvan talep edileceğini öğrenilmesini isteyerek kültür ırkı ve verim kalitesi oldukça üstün hayvanlarının yurt dışından getirilerek bu vatandaşlarımıza belirli bir sözleşme yapılarak verileceğini ve bu kapsamda sütlerin satılması ile elde edecekleri gelir ile hayvanların ücretinin ödeneceğini,bunun içinde süt yoğurt peynir entegre tesisimizi ivedi olarak yapacağını sütlerin evlerden süt toplama araçları ile yapılacağını ve hayvanların sağımları için her bir üreticiye sağıcı makinesi verileceğini belirten Sn Galip ÖZTÜRK muhtarlar tarafından taktir ve şükranlarını belirten konuşmaları ile sona erdi.

 
 
 






İşadamı Öztürk: Dünyada Ektiğin Seninle Gidiyor, Hayırda Yarışmak Gerek
23 Aralık 2010 / 15:49
İşadamı Öztürk: Dünyada Ektiğin Seninle Gidiyor, Hayırda Yarışmak Gerek
Metro Holding Yönetim Kurulu Başkanı Galip Öztürk, hayır ve güzellikler adına yapılan çalışmalara imkânları ölçüsünde destek vermeye devam edeceğini...
Metro Holding Yönetim Kurulu Başkanı Galip Öztürk, hayır ve güzellikler adına yapılan çalışmalara imkânları ölçüsünde destek vermeye devam edeceğini söyledi. İnşaatına bir süre önce başlanan ve hızla devam eden Canik Başarı Üniversitesi'nde incelemede bulunan Öztürk, Türkiye'de eğitim adına yola çıkan güzel insanların gayretiyle yapılan eserlerin sayısının hızla artması gerektiğine dikkat çekti.
Üniversite Mütevelli Heyeti ile Rektör Prof. Dr. Yunus Bekdemir'den çalışmalar hakkında bilgi alan Öztürk, "Türkiye'nin eğitimde dünyanın ileri ülkeleri ile yarışır duruma geleceğinden hiç şüphe duymuyorum. 16 Mayıs'ta temeli attığımız üniversite inşaatının hızla yükselmesi bizi mutlu ediyor. Güzel insanlar, eğitim adına güzel işlere imza atıyor. Dünyada maddi olarak hiçbir şey ahrete götürülmediğine göre biz de yaşadığımız coğrafyada hayır ve güzellikler adına katkı vermeye devam edeceğiz. İnşallah daha fazlasını yapmak bizlere nasip olur. Sebep olanlara bir kere daha teşekkür ediyorum." dedi.
Geçen hafta babasının ölümü nedeniyle Galip Öztürk'e taziye ziyareti için Samsun'a gelen İstanbul Bayrampaşa Belediye Başkanı Hüseyin Bürge de Canik Başarı Üniversitesi'ni ziyaret ederek, Türkiye'de omurgalı insan yetiştirmenin yolunun eğitimden geçtiğine dikkat çekti. Öğretmen emeklisi olan ve Makedonya'daki bir üniversitenin yönetim kurulu başkanlığı görevinde bulunduğunu da hatırlatan Bürge, üniversite yönetim kurulu üyelerine teşekkür etti. Bürge, Türkiye ve dünyada sözü dinlenir, itibar görecek omurgalı insanlar yetiştirmek için daha çok çalışmaları gerektiğini kaydetti.
Canik Başarı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yunus Bekdemir de eğitim anlamında Avrupa'dan geri bir tarafı olmadıklarını, 2011–2012 eğitim öğretim sezonunda hizmete girecek üniversitenin dünya ile yarışır bir kurum haline getireceklerini vurguladı.
Başarı Üniversitesi'nin inşaat alanında incelemede bulunan Öztürk ve beraberindekiler, kısa sürede büyük mesafe alınmasının verdiği memnuniyetle yönetim kurulu üyelerine teşekkür ederek, üniversiteden ayrıldı.



  YORUM

Koca koca yetkililer,ufacık baraka açılışlarına basınla giderken,böylesi eğitim kurumlarınına medyanın sessiz kalması düşündürücü.Emeği geçenleri kutlarız.hiziracil.tr













Metro Turizm Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Talip Öztürk'ün, Beykoz Görele Mahallesi Polonezköy Yolu Caddesi üzerinde bulunan 3 katlı lüks tripleks villasına cumartesi gecesi hırsız girdi. Talip Öztürk'ün yeğeni ve hizmetçisiyle birlikte bulunduğu sırada villaya giren hırsız, salonda bulunan 2 dizüstü bilgisayarı çaldıktan sonra bu kez bahçedeki Lincoln Navigator ve Hummer marka değerli ciplere gözünü dikti. Yaklaşık 350 bin dolar değerindeki B7 zırhlı 2006 model Hummer marka cipin anahtarını alan hırsız, araçta yer alan dış kapı otomatiğini kullanarak villanın bahçesinden çıktı ve kolayca kaçtı. Sabah saatlerinde uyandığında bilgisayarlarının ve aracının yerinde olmadığını fark eden Talip Öztürk hemen jandarmaya haber verdi. Olay yerine gelen jandarma ekipleri villada incelemede bulunurken, cipin plakası polise de bildirildi.
'KÖTÜ AMAÇLI KULLANILMASIN'
Pazar sabahı hırsızlık şoku yaşayan Talip Öztürk, "Bu eve taşındığımda da küçük çaplı bir hırsızlık yaşamıştım. Bilgisayarlar önemli değil ama yaklaşık 350 bin dolar değerindeki cipimin özel zırhı var. Kötü bir amaç için kullanılmasından korkuyorum" diye konuştu. Villada parmak izi çalışması yapan jandarma ekipleri, hırsız ya da hırsızların izine ulaşmak için çalışma başlattı.
MEŞHUR CİP
Çalınan cipi Türkiye 2 yıl önce şarkıcı İsmail Türüt ve söz yazarı Ozan Arif aracılığıyla tanıdı. Hrant Dink'in katil ve azmettiricilerini öven 'Plan Yapmayın Plan' adlı şarkıyı söyleyen İsmail Türüt ile şarkının söz yazarı Ozan Arif, 19 Eylül 2007 günü İstanbul Adliyesi'ne ifade vermeye çalınan Hummer cip ve 20 kişilik koruma ordusuyla gelmişti.
Erdoğan YAPIK/Sabah
 10 Kasım 2009, Salı 













 Metro Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve
 TOFED Kurucu Başkanı
Galip Öztürk’ Beyin Babası
Hacı İsmail Öztürk Beyefendiye
 Mevladan Rahmet ,
Ailesine sabır ve başsağlığı dileriz.

Abdurrahim BARIN
Gn.Bşk.
Türkiye Ulaş İş



Hacı İsmail Öztük son yolcuğuna uğurlandı
 
 
     
 

18 Aralık’ta hayatını kaybeden Metro Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve TOFED Kurucu Başkanı Galip Öztürk’ün babası Hacı İsmail Öztürk, sevenleri tarafından son yolculuğuna uğurlandı.

TOFED Kurucu Başkanı ve Metro Holding Yönetim Kurulu Başkanı Galip Öztürk’ün babası Hacı İsmail Öztürk, 18 Aralık günü hayata gözlerini yummuştu.

Hacı İsmail Öztürk’ün cenazesi Samsun'un Ayvacık ilçesine bağlı Gülpınar Köyü Camii'nde ikindi namazı sonrası kılınan cenaze namazından sonra defnedildi. Cenaze namazına Öztürk ailesinin yanı sıra Samsun Valisi Hüseyin Aksoy, Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, Emniyet Müdürü Hulusi Çelik, AK Parti Samsun milletvekilleri Ahmet Yeni, Fatih Öztürk, AK Parti Hatay Milletvekili Fevzi Şanverdi, eski milletvekilleri Mustafa Çakır, Adem Yıldız, Cemal Alişan, Tarık Cengiz, Mustafa Baş katılırken, sektör temsilcileri de Hacı İsmail Öztürk’e son görev için oradaydı.
 


TOFED Genel Başkanı Rüştü Terzi ve TOFED’i oluşturan çok sayıda derneğin başkanı, otobüs üreticisi firmalarının yetkilileri, şehirlerarası otobüs firmalarının sahipleri ve yetkilileri, çok sayıda belde belediye başkanı, oda başkanlarının yanı sıra sanatçılar da bu acı gününde Galip Öztürk’ü yalnız bırakmadı.

Hacı İsmail Öztürk son yolculuğuna büyük bir kalabalık tarafından uğurlanırken; Metro Holding Yönetim Kurulu Başkanı Galip Öztürk ve Talip Öztürk, cenaze sonrası taziyeleri kabul etti.


















www.tasimacilar.com










 
 
  *** SİZİ KUTLUYORUZ *** BUGÜN 2030978 ziyaretçi (4454688 klik) MİSAFİRİMİZ OLDUNUZ ***  
 
haberler haberler


Google Arama
Sitemde Arama
Yaşam ve İnsanlar

İstanbul Servisleri Neden Pahalı ? burakesc
Namaz Kılan Minik ile burakesc
GİMDES Helal Gıda Ramazan Buluşması burakesc
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol