|
Rixos Otellerinin sahibi Fettah Tamince'yi babası taşlayarak evden kovmuş, bir daha da eve dönmemiş
10 Temmuz 2009 Cuma 16:36
Rixos Oteller zinciri sahibi Fettah Tamince, Türkiye'nin son 10 yılda inanılmaz noktalara geldiğini belirterek, "Yakın zamanda veya uzak zamanda yakın veya uzak komşularımız arasında bizle rekabet edebilecek bir ülke yok" dedi.
Anadolu Girişimci İşadamları Derneği'nin (AGİD) davetlisi olarak 'Başarılı İşadamları Deneyimlerini Paylaşıyor' toplantısına katılmak üzere Adana'ya gelen Tamince, deneyimlerini Adanalı iş adamlarıyla paylaştı. İş adamlarına sürekli, farklı olmaları gerektiğini anlatan Tamince, ancak bu sayede başarılı olabileceklerini söyledi.
Türkiye'de işadamları için olmazsa olmaz gelişmelerin yaşandığına dikkat çeken Tamince, "Bölgeyi geziyorum. Bir çok karar verici ile beraberiz. Türkiye on yılda inanılmaz noktaya geldi. Kendi bölgemizde yakında, uzakta bizle rekabet edebilecek, alt yapıya, markalara, iş gücüne, müteşebbise sahip olabilecek bir başka ülke yok. Bütün bu artılarıyla Türkiye bölgenin en önemli merkezidir. Buna yakın komşularımız İran, Irak, Suriye, Yunanistan; uzak komşularımız, Kafkaslar da dahil. Bu ülkelerin arasında en şanslı dinamik ve doğru alt yapıya sahip ülke Türkiye. Müteşebbisimizin kendini önemli vizyon koymalı, biz bu ülkelere hamallık yapmaya, mavi yakalar götürmeye talep olmayacağız. Bu ülkelere donanımımızı, tecrübemizi, bilgimizi satacağız." diye konuştu.
Rusların zengin olduğunu, ancak Türkiye'nin 10 yılda sahip olduğunun yüzde birine sahip olmadıklarına işaret eden Tamince, "Bizim çok iyi potansiyelimiz var. Komşularımızdan en iddialı ülke olan Rusya'dan iyiyiz. Kriz var, moral bozukluğunu yaşıyoruz ama Türkiye hiç bir ülkenin sahip olmadığı bir imkana sahip, o da bölgesindeki konumu ve gücü." diye konuştu.
Amerikalıların ve İngilizlerin çok iyi yaptığı fikir ve organizasyon satmayı Türkiye'nin de yapması gerektiğini vurgulayan Tamince, buna kendi işinde de şahit olduğunu belirterek şu örneği verdi: "İşin yüzde 95'ini Türkiye'de yaptırıyorum ama paranın yüzde 5'sini veriyorum. Yüzde 5'ini İngilizlere yaptırıyorum paranın yüzde 95'ini alıyorlar. İngiliz mühendis geliyor bir proje, konsept hazırlıyor işin yüzde 95 parasını alıyor. Bizim artık hamallık yapmamamız lazım."
Önümüzdeki yıllarda hizmet sektörünün öneminin daha da artacağına dikkat çeken Tamince, "Çukurova'da tarım çök önemli, yurt dışında komşularımıza tarımı nasıl yönlendirebiliriz ? Bunu düşünmeliyiz. Önce vizyonu koyarsınız, bunu yapabilecek insanları bulursunuz, arkasından para gelir. En iyi otel işletmeciliği, seyahat acenteciliği, tarım, hastane bizden sorulmalı. Eğitim konusunda yatırım yapacağız, hem para kazanacağız hem ülkemize hizmet edeceğiz, hem de onlara hizmet edeceğiz." ifadelerini kullandı.
Adanalıların Tarsus projesine sahip çıkmasını isteyen Tamince, "Burada tahsisler çıktığında dönemin Turizm Bakanı Erkan Mumcu'ya burada vizyon proje koyun burası bölgenin merkezi olsun' dedik. Taklitçiliği sevdiğimiz için geleneksel yöntemlerle yapıyoruz birçok işi. Tarsus çok özel bir proje gibi olmalı, tamamıyla bölgeye hitap edecek proje olmalı. Ben turizmin Antalya'ya neler kazandırdığını biliyorum. Bu projeye sahip çıkın. Bölge istihdamı içinde çok önemli orası. Tarsus projesini zorlarsanız Adana'ya büyük iyilik yapmış olursunuz." şeklinde konuştu.
Daha sonra kendi hikayesini anlatan Tamince'nin hayatı, 1985 yılında Antalya'daki akrabalarından aldığı bir mektupla gelen fotoğrafla değişmiş. "Resmi görünce dünyada böyle bir yer var mı bu bir cennet mi diye düşündüm." diyen Tamince, o günleri şöyle anlattı, "Eksi 35 derece soğuğun yaşandığı Van'ın Çaldıran ilçesindeyim. Kapımızın önünde biriken karların altından tünel kazarak okula gidiyoruz. Okula gidene kadar belinizden aşağısı buz tutuyor. Fotoğrafı aldığımda ben buraya mutlaka gitmeliyim dedim."
BABASI TAŞLA EVDEN KOVMUŞ
Babasının manifaturacılık yaptığını aktaran Tamince, yaz tatilinde kuzeniyle köylere manifatura satmaya gittiğini, bu sırada köylülerin hepsinin 'hasat zamanı değil para yok, kışın hayvanları satarız hasat sonrasında veririz" dediğini ve hiç satış yapamadığını anlattı. Daha sonra köylülerde değiş-tokuş yaparak bütün malları peynir, yün, yağ ve hayVan karşılığında verdiklerini aktaran Tamince, "Eve geldim bütün malları hayvanlarla değiştirdiğimi duyunca babam beni eve sokmadı. Taşlarla kovaladı, o gece eve giremedim. Ertesi gün mal pazarında hayvanları sattık ve babamın beklediğinden çok para kazandık. Bir daha eve dönmedim. Antalya'ya kaçtım. Çaldıran'dan 24 saat otobüsle yolculuk sonrasında fotoğrafta gördüğüm Antalya'ya ulaştım." dedi.
Bu olayın hayatının dönüm noktası olduğunu ifade eden Tamince, 1985 yılında Antalya'daki yakınlarının yanına yerleşmiş. Bir akrabasının 3 tekerlekli el arabasıyla kiraz alarak seyyar satıcılığına başlayan Tamince, Antalya'daki ilk yıllarında yaşadıklarıyla ilgili şunları aktardı: "Akşama kadar Antalya'nın bir tarafından girdim öbür tarafından çıktım. Çok iyi satış yaptım. Ertesi gün yine malları aldık Doğu Garajı'nıın yanına geldik, satış çok iyi gezmeye gerek yok. Bir süre sonra herkes arabasını aldı kaçtı, ben ne olduğunu anlamaya kalmadı iki beyaz şapkalı adam geldi. İlk kez hayatımda orada zabıta gördüm. O zaman anladım vergi kontrolörlerinin neler yaptığını. Arabayı ve teraziyi zor kurtardım. Akşam seyyar satıcılığını noktaladık."
Fettah Tamince, liseye devam ederken dayısının halı mağazasında 'turiste halı satmaya' başlamış. Liseyi bitirdiği yıl bir arkadaşıyla Almanya'ya halı satmaya gittiğinde başından geçenleri anlatan Tamince, bir araca 17 halı koyarak Almanya'nın yolunu tuttuklarını kaydetti. Tamince o günleri ise şöyle anlatıyor: "Bir tanıdığın aracılığıyla tanıştığımız bir otomotivcinin yanına halı satmaya gittim. Kendisiyle karşılaştığımda araba almak istediğimi söyledim. Bir araba beğendim 41 bin 500 Mark tuttu. Alman bana 'bir halı alırım 40 bin mark da para alırım' dedi. Kabul ettim halıyı getir deyince 'ben de halı çok var evinize hangisi uyarsa onu vereyim' dedim. Sonra adamın evine gittim. Eşine halıları gösterip evin her tarafına bütün halıları serdim. Eşi halıların tamamını almak isteyince otomotivci bu kez bana 'iki araba alır mısın ?' diye sordu. Benim için dönüm noktalarından biri de bu olaydır."
Tamince, ardından, 1994 yılında mücevher satmak için Antalya Kemer'de mağaza açtıklarını dile getirdi. Tamince, "1995'te de Rus turist gelmeye başladı. Rusya'da da mücevher mağazası açtık. Ruslar bizim bölgemizde odaklanınca da turizmin diğer alanlarına yayıldık. Gayrimenkule girdik, turistlere ikinci evi satma, villa ve konut geliştirme işlerine girdik. 1999'da da ilk otelimizi kurduk. Onu da bir arkadaşa villa satmaya çalışırken yarım kalmış bir oteli alarak yaptık." diye konuştu.
Rixos Otellerinin sayısının 13'e ulaştığını, toplam 7 bin odalı 13 otelde, 50-60 otelin yaptığı ciroya sahip olduklarını kaydeden Tamince, ''Hiç kimse vizyonunu cebindeki para ile sınırlamamalı" uyarısında bulundu.
Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Federasyonu (TUSKON) Yönetim Kurulu Üyesi ve AGİD Başkanı Ahmet Coşkun da program sonunda Tamince'ye üzerine resmi dokunan bir halı hediye etti. Seyhan Otel'deki toplantıya Vergi Dairesi Başkanı Serdar Aksoy, Defterdar Tamer Utkucu, Adana Ticaret Borsası Başkanı Mustafa Çalışkan, iş adamları ve davetliler katıldı.
|
