Sn.Ahmet KIRTOK un
Önder EREN le
Ropörtajı.
Son olarak
eTohum‘da tekrar Önder Eren ve TakasMerkezi.com ismi
karşıma çıkınca kendisi ile tanışmam gerekiyordu ve geçen hafta karşılıklı birer email ile tanıştık.
Bu blogu yazmaya başladığımda da belirttiğim gibi uzun yıllardır yurtdışında olmamdan dolayı ve çok yoğun çalışma tempomdan dolayı Türkiye’de internet sektöründe neler oluyor çok takip edemedim. Geçen sene Türkiye’de Genç Girişimciler Kulübü’nde verdiğim
konferanstan sonra Türkiye’de internet ve girişimcilik sektörünü yakından takip etmeye ve elimden geldiğince destek olmaya karar vermiştim. Bu nedenle Önder Eren gibi girişimci insanlar ile tanışıp sohbet etmek bana mutluluk veriyor.
Önder Eren ile email trafiğinden sonra Skype’da buluşup bir röportaj yapmak için randevuleştik. New York saati ile perşembe akşamı 23.40′da başlayan görüşmemiz, çok sıcak bir sohbet, fikir alışverişi ve ardından röportaj derken sabah 4′ü geçerken bitti.
Önder Eren’e ayırdığı vakit, samimi cevapları ve anlayışı için teşekkür ederek röportaja geçiyorum.
TakasMerkezi.com Kurucusu Önder Eren Röportajı
Ahmet Kırtok : Önder merhabalar, öncelikle tatil hazırlığı öncesi yoğun programında bana vakit ayırdığın için teşekkür ederim. Türkiye’de internet sektöründe birçok kişi seni yakından tanıyor, ancak ben ve benim gibi seni tanımayan insanlar için bize kendine bahseder misin?
Önder Eren : İ.Ü. Bilgisayar Mühendisliği mezunuyum. Amacim İ.Ü.’de okurken iş hayatına girebilmekti. 1996 yılında iş hayatıma, üniversite 1. sınıftayken 4 arkadaş bilgisayar satan bir firma ile başladık. İlk firmamızın adı 3LINES Computer idi. Bilgisayar ve donanım satışı ve teknik servis üzerine çalışıyorduk.
Ahmet Kırtok : Peki 3LINES Computer neden devam etmedi?
Önder Eren : Hem bu isin kar marjinin dusuklugu hem de donanim sektorunde ticari anlamda gelecek gormedigim icin ilgi alanim olan animasyona kaydim. Arttek adli Istanbul’da bir firmada stajer olarak animasyon yapmaya basladim. Arttek’te Silicon Graphics üstünde
Flint (compositing yazilimi ) ve
Power Animator (3d animasyon yazilimi) uzerine calismaya basladim.
Arttek’de çalışırken programların İngilizce manuellerini okuyup anlayabilmek için iyi İngilizce bilmem gerektiğini anladim. İngilizcemi geliştirme için çalışırken best vocabulary adlı İngilizce öğrenmeyi kolaylaştıran bir program da yazdım.
Ahmet Kırtok : Tam bir girişimcilik örneği. Konu her ne olursa olsun bir proje üretmek zorundayız değil mi Peki Arttek’teki staj döneminden sonra neler yaptın?
Önder Eren : Arttek’teki stajer modum çok kısa sürdü malesef. Ama ben 3D animasyon üretmek ve programcılık bilgimi animasyona entegre ederek çok farklı açılımlar yapmak istiyordum. Bu süreçte 2.sınıfı bitirmiştim ve Arttek’teki gibi, bir çalışma tarzı olarak değil, resmi olarak yazılım veya donanım stajı yapmam gerekiyordu. Bunu fırsat bilip tüm televizyonları telefonla aradım.
Televizyonlar mühendislik öğrencilerine pek sıcak bakmıyorlardı ve genelde radyo – televizyon öğrencilerini kabul ediyorlardı ki bu da bence çok hatalı bir yaklaşım çünkü inovasyon daha çok farklı disiplinleri kesiştirmeye hevesli insanlar tarafından yaratılır. Sonuçta hiçbiri görüşmeye bile çağırmadılar çeşitli bahanelerle. Ben de adını sık sık duyduğum Zenger Teknik Donatım’ı aradım. Orada stajım kabul oldu ve çok değerli bir insanla Mimar-Mühendis Yılmaz Zenger’le tanıştım.
Staj olduğu halde 2. gün bir akşam yaptığımız uzun ve zevkli sohbetten sonar bana iş teklif etti. Öğrenciydim ve bugünün yaklaşık 1000 YTL’sini bana “derslerimi aksatmayacak ve benim belirleyeceğim şekilde bir çalışma metodu” için teklif etti. Müthiş bir sevinçle kabul ettim. Orada çok şey öğrendim ama kendi işimi yapma isteği artık heyecanlandırıyordu beni ve bir animasyoncu bir arkadaşım ile beraber “Dijital Fikirler New Media” adlı kendi şirketimi kurdum.
Zenger’de çalışırken (yaklaşık 1 sene) sadece animasyon değil, video editing, compositing işleri de yapıyordum ve hobi olarak weble de ilgilenmeye balamıştım. Bu ilgi şirkete dönüşünce ağırlıklı olarak web projeleri almaya başladık. Tesadüflerle Siemens Business Services ile bağlantı kurduk ve onların web tasarım çözüm ortağı olduk bir nevi. BP başta olmak üzere büyük işler yapmaya başladık.
Ahmet Kırtok : Peki o yıllarda internet çözümleri sunmak zor olmuyor muydu? Çünkü internet sitelerinin sayfa başına fiyatlandırıldığı bir dönemden bahsediyoruz. İnternet sitesi yapıyoruz dediğimiz zaman benim de bilgisayarımın hard diski bozuk, bir bakar mısın diye ricalar geliyordu çevremizden.
Önder Eren : İstersen o yıllarda internet siteleri yapmak ve web çözümleri sunmanın ne kadar zor ve bilinmeyen bir meslek dalı olduğunu bir örnek ile anlatayım. Sanko Holding’in web sitelerini yaptırmak için bir arayışta olduğunu duyduk. Ben ve ortağım Dijital Fikirler New Media Şirketi olarak Sanko’da bir toplantı ayarladık.
O yıllarda büyük şirketlerin ve holdinglerin bilişim direktörleri genelde alaylı oluyordu ve bir proje görüşmesine gittiğimiz zaman işi alana kadar genelde bilgisayar mühendisi olduğumuzu söylemezdik. Aynı şekilde Sanko’da bir toplantı ayarlandı, biz kendimize güvenimiz tam bir şekilde hazırlıklarımızı yaptık ve toplantı için Sanko merkezine gittik.
Toplantıda karşımızda yine alaylı, yaşı oldukça büyük bir bilişim direktörü beklerken sektreteri olan ve yaşça çok genç Cengiz Bey diye birisinin odasına geçtik. Biz iki genç, takım elbise ve uzun saçlarımızla, bütün heyecanımızı kapıda bırakarak toplantıya girdik. Cengiz Bey bize kendinden çok emin bir şekilde anlatın bakalım gençler nedir bu internet sitesi olayı diye konuya girince, biz de gayet kendimizden emin bir şekilde neler yapabileceğimizi anlattık.
Proje çok büyüktü, çünkü Sanko Holding bünyesindeki birçok şirket için web sitesi yapılması gerekiyordu. Cengiz Bey bize bir proje ile başlayalım sizi önce bir deneyelim dedi. Çünkü sektör çok yeni idi ve şirketler de tam olarak ne istediklerini, bir internet sitesinde neler olması gerektiğini bilmiyorlardı. Ben de tabi ki, kaşılıklı birbirimizi tanımamız önemli, biz de sizi denemiş oluruz dedim. Kendisi bir kahkaha atarak cevabıma karşılık verdi ve biz Sanko’dan ilk işimizi bu şekilde almış olduk.
Bu hikayeyi bu kadar ayrıntılı anlatmamın sebebi ise Cengiz Bey’in Sanko Yönetim Kurulu üyelerinden Cengiz Konukoğlu olduğunu toplantıdan sonra öğrenmemiz oldu.
Ahmet Kırtok : Çok güzel bir anı. Eminim kendinize olan güveniniz Sanko’nun sizi tercih etmesinde sebep olmuştur. Peki Sanko ilk projenizi beğenip size daha çok iş verdi mi?
Önder Eren : Sanko Holding, Sanko Pazarlama, Sanko Sigorta, Daewoo (Sanko Otomotiv), Sani Konukoglu Hastanesi gibi Sanko Holding’e bağlı olan birçok şirketin internet sitelerini yaptık. Ayrıca Sanko Menkul için Mavidisket Disket Emir Programı adlı bir yazılım da hazırladık.
Ahmet Kırtok : Peki Dijital Fikirler New Media daha sonra neler yaptı?
Önder Eren : Sanko dışında başka projelere de imza attıktan sonra ortağımla anlaşmazlıklardan dolayı Dijital Fikirler New Media projemize nokta koyduk. Girişimcilik ve iş hayatımda benim için önemli dersler çıkardığım bir tecrübe oldu Dijital Fikirler New Media ve ortaklık.
Ahmet Kırtok : Ortağınla yollarınız ayrıldıktan sonra sen neler yaptın?
Önder Eren : 2000 yılında halen devam etmekte olan şirketim
Mavi Kelebek‘i kurdum. Piyasaya birçok iş yaparak başladık. 2004 yılına kadar Mavi Kelebek olarak birçok projeye imza attıktn sonra 2004 yılında 3dworld irc kanalından tanıştığım
Emre Şan adlı arkadaşım aracılığı ile farklı bir sektörde tecrübe edinme şansım oldu. 2004 yılında bir sene Start TV’de çalıştım.
Ahmet Kırtok : Peki Star TV’de neler yaptın?
Önder Eren : Star TV’de Virtual Studio üzerinde sanal dekor tasarım ve programlanabilir dekor uygulamaları (hava durumu, seçim vb.) konularında çalıştım ve daha sonra da departman şefliği yaptım.
Ahmet Kırtok : Peki Star TV’den ayrıldıktan sonra?
Önder Eren : 2005′ten itibaren tamamen Mavi Kelebek üzerine çalışıyorum. 2007 yılında büyük bir proje aldığımız için, benimle birlikte 10 kişiye çıkmış bir ekibimiz oldu.
Ahmet Kırtok : Gelelim TakasMerkezi.com projenize. İlk olarak böyle bir proje nasıl aklınıza geldi?
Önder Eren : Bir müşterimiz için hazırladığımız bir barter yazılımı sayesinde bu sektörü yakından inceleme fırsatı bulduk. Barter yapısı gereği kurumlar arası bir iş modeli idi .Bizim inovasyonumuz ise “neden bu model kişiler arasında olmasın?” noktasında oldu.
Yurt dışında farklı takas ve benzeri siteler olmasına rağmen
TakasMerkezi.com modelinde bir site karşımıza çıkmadı. İyi bir ön araştırmadan sonra TakasMerkezi.com projesi üzerine çalışmaya karar verdik.
Ahmet Kırtok : Peki TakasMerkezi.com’u hiç bilmeyen birisi olarak bana, bu siteyi nasıl kullanabilirim, anlatabilir misin?
Önder Eren : Aslında modelin yapısı gereği sistemin içine girdiğinizde biraz karışık geliyor. Zaten yaşadığımız en ciddi sıkıntı da bu oldu. Yani internet kurtları haricinde sıradan internet kullanıcıları anlamakta zorlanıyor.
En basit tabirle anlatmak gerekirse; ihtiyacınız olmayan ürünleri satışa koyuyorsunuz fakat para ile değil puan ile değer biçiyorsunuz ve bunlar açık arttırma ile satıldığında kazandığınız puanlarla da yine sadece site içerisinden istediğiniz ürünü alabiliyorsunuz.
Detayına inmeden anlamanın en pratik yolu da ihtiyaç olmayan bir iki ürünle (kitap, dvd gibi) sistemi denemek olabilir. Ne zaman ki bir ziyaretçi örneğin sattığı bir kitabın karşılığında okumadığı bir kitap veya izlemediği bir dvd alırsa işte o zaman sisteminin nasıl bir boşluğu doldurduğunu da anlayacaktır.
Ahmet Kırtok : Takasmerkezi.com’u şu anda piyasada olan Türkçe takas sitelerinden ayıran ve farklı kılan nedir (eğer varsa)?
Önder Eren : Takas yapısı gereği ilkel bir ticaret modelidir. Dünyada üretimin ve nüfusun fazla olmadığı, yerleşik düzenin bu kadar komplike hale gelmediği dönemlerde fazlasıyla ihtiyacı da görmüştür ama zamanla sıkıntılar baş göstermiş ve ticaretin ve ekonominin gelişimi için farklı bir enstümana ihtiyaç duyulmuştur. Paranın icadı da bunların sonucudur. Aslında para da ilkel bir metoddur fakat icat olduğu dönemlerde şu anki gibi bir bilişim altyapısı yoktu dünyada.
Şu anda belki de bir sonraki enstrümana (elektronik para) geçme arifesindeyiz. Kredi kartları bunun zeminini hazırlamaya başladı bile. Takas modelini uygulayan sitelerle en büyük farkımız bu. Bizim sistemimiz bilgi ve internet çağına uygun bir model. Takas ise zaten terk edilmiş bir sistem. Net üzerinde de olsa tutmayacaktır bu sebeple. Çünkü en büyük dezavantajı bir işlemin gerçekleşebilmesi için, sizin takaslamak istediğiniz ile almak istediğiniz ürünün tam zıttı taleple de birinin olması gerekmektedir.
Üstelik takas sonucu almak istediğiniz şeyin vermek istediğiniz ile denk bedellerde olması lazım. Bir kitap ile playstation portable’ı takaslayamazsınız.
TakasMerkezi.com’ da ise yine tek bir kitabı satarak playstation portable alamazsınız belki ama okuduğunuz 10 kitap, izlediğiniz 10 dvd, eski bir gameboy advance satıp kazandığınız puanlarla playstation portable alma ihtimaliniz var.
Site ismi vermek gerekirse Türkiyede
takasta.com elle tutulur tek takas sitesi. Dünyada en bilineni ise (2’ye 2, 3’e 3 takasları da olanaklı kılan)
swaptree.com’dur.
Türkiyede 2-3 tane daha var belki ama içlerinde 2-3 ürün ancak var ve terk edilmiş durumdalar. Dünyada ise yaklaşık 70-80 tanesini bizzat inceledim. Genelde tüm takas sitelerinde gördüğüm sıkıntıları hemen hemen hepsinde gözlemledim.
Ahmet Kırtok : Takasmerkezi.com‘un yurtdışına açılma planları var mı? Varsa bize biraz bundan bahseder misin?
Önder Eren : Fikrin ilk aklımıza geldiği andan şu ana kadar her zaman yerel sitemiz olacak olan
takasmerkezi.com ile birlikte yabancı siteyi de planladık.
Bunun için kurumsal kimliğini de hazırladık ve domain olarak ta
WhatSwap.com ‘u seçtik. Domaindeki
what’s up? çağrışımı web 2.0 projelerindeki samimi isim seçimi trendi adına çok uygundu. Şansımıza da bırakılmış bir domaindi, kaçırmadık.
İş modeli rahatlıkla tüm dünya ülkelerine adapte edilebilecek bir model olduğu ve c2c olduğu için de aslında adapte edip yeni kanallar açmak çok zor görünmüyor. Whatswap.com ile Kuzey Amerika ve Avrupa Birliği için 2 site düşünüyoruz baştan beri. Fakat geldiğimiz nokta itibarı ile önce ihtiyaç duyduğumuz saha deneyimini takasmerkezi.com ve Türkiye’de yapmak kararı aldık.
Burada daha dar ve daha zor bir kitle ile doğru adımları atar ve bu tecrübeyi kazanırsak, global pazarda işimiz daha kolay olacaktır düşüncesindeyiz. Ve tabi ki dünyayı hedefleyen bir vizyonun da bu hedefe uygun iş ortakları ve sermaye ile desteklenmesi gerektiğini görüyoruz.
Bu yüzden de kısa bir süre içerisinde Türkiye’de yatırım arayışına başlayacağız. Global arenada tecrübeli bir risk sermayesi şirketi ile ihtiyaç duyduğumuz destek ve danışmanlığı da sağlamış oluruz diye düşünüyoruz.
Ahmet Kırtok : Önder, öncelikle senin gibi girişimci birisiyle tanıştığıma çok memnun oldum, umarım bundan sonra Takasmerkezi.com ve yeni projelerinin başarı hikayelerini sıkça duyarız. Son olarak Kirtok.com okuyucularına ve genç girişimci arkadaşlara söylemek istedeğin birşeyler var mı?
Önder Eren : Ben de seninle tanıştığıma çok sevindim Ahmet. Daha önce denkleşmemiş olmamızı bile kayıp olarak görüyorum (aynı fakülte binasında okuduğumuzu da düşünürsek) ama bundan sonra daha sık görüşeceğimize de eminim.
Girişimci arkadaşlara söylemek istediklerime gelince; inandığınız bir fikri hayata geçirmeden önce çok araştırın, çok düşünün ve çok danışın ama zaman da kaybetmeden karar verip harekete geçin. Harekete geçtikten sonra da bir süre kulaklarınızı tıkayın.
Büyük heveslerle karaladığınız logonuzu hayatında photoshop açmamış, en ufak bir grafik altyapısı olmayan insanların acımasızca eleştirmesine, koala kadar tembel insanların sizi frenlemeye çalışmasına, siteniz yayına geçtiğinde bismillah demeden gelecek botnet ataklarına, sosyal ağlar içerisinde o sosyal ağların google tarafından iyi indexlendiğini bilen kötü niyetli insanların acımasız ve yıkıcı eleştirilerine (ne de olsa sizi aratanlar bunları da okuyacaktır) hazırlıklı olun.
Bunlardan motive olacak, hırslanacak şekilde hazır olmazsanız emin olun özellikle de Türkiye’de yıkılmanız ve bezmeniz çok kolay olacaktır.
Ve kesinlikle sadece Türkiye’yi düşünerek hayallerinize gereksiz limitler koymayın, büyük düşünün, büyük hayal edin. Her şeyi elinizden alabilirler ama hayallerinizi siz teslim etmedikçe kimse alamaz. Hayalleriniz olduğu sürece, her düştüğünüzde bir kere daha kalkacak gücü bulacaksınız emin olun.
Bu güzel söyleşi için teşekkür ediyorum.
Ahmet Kırtok : Ben de çok teşekkür ediyorum, başarılarının devamını diliyorum.