Malum risklerimizden dolayı kurum ve kuruluşlarımızın KBRN hazırlıklarını bölgede gidip yerinde gözlemledik ve aklımıza bazı hususlar takıldı ve aşağıdaki soruyu sorma gereği hissettik...
Muhtemel ve mevcut risklerinden dolayı, geçen günlerde güney sınır bölgemizdeki şehirlerimize yaptığımız 2 gezide, bazı kurum/kuruluşlarımızın KBRN müdahale altyapılarını kurmaya çalıştıkları ve bunları yaparken de belirli standartlara riayet etmeksizin personel, ekipman ve altyapılarını akledebildikleri çerçevede tesis etmeye çalıştıklarını gözlemledik... Bu noktada şu soru geliyor aklıma; malumunuz KBRN ajanları kitlesel yaralanmalara neden olur. Yani yaralı sayısı 5-10 değil, yüzler ve binlerle ifade edilir.
Bizim bu güne kadar ulusal/uluslar arası yaptığımız çalışmalarda; ayaktan gelen bilinci açık yaralı/temaslılar için en az 3-3,5 dk, sedye ile gelen bilinci açık yaralı/temaslılarda 7-8 dk, sedye ilen gelen bilinci kapalı yaralı/temaslılarda 8-10 dk da tam bir arındırma yaptığımızı gözlemledik. En profesyonelimiz ancak bu kadar hızlı ve tam bir arındırma yapabiliyorken; çadır tipi arındırma sistemlerinde sedye ve ayaktan gelen temaslıların arındırması yapılırken, 1 yaralı-temaslıyı arındırmak için ne kadar süre yeterlidir?
Çadır tipi arındırma sistemlerini nerede ve nasıl kullanabiliriz? Kitlesel yaralanmalarda uluslarlarası bir kitlesel arındırma yöntemi elbette mevcut ve biz bunları öğretiyoruz ancak sizlerin önerisi nedir? Söz konusu bölgemizdeki kurum/kuruluşların hazırlıkları ve müdahale altyapı hazırlıkları doğru ve yeterli midir? Nasıl olmalıdır? Katkı ve paylaşımlar için şimdiden teşekkürler...
Yorumunuz için teşekkürler Abdurrahim BARIN.
Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
KİMYASAL BİYOLOJİK RADYOLOJİL VE NÜKLEER TEHLİKELER (KBRN) GENEL RİSK / TEHDİT DEĞERLENDİRMESİ
KBRN silah ve maddeleri ile bu nitelikteki zararlı atıkların barış, kriz ve savaş dönemlerinde; devlet veya devlet dışı aktörler ve teröristler tarafından kullanılması ve asimetrik etkiler oluşturması, taşıma kazaları ve kaçakçılık sonucu yayılması, KBRN unsurunu bünyesinde bulunduran enerji ve sanayi tesisleri ile araştırma kurumlarında oluşabilecek kaza ve sızıntılar nedeniyle, insan sağlığı ve çevreye zarar verebilecek teknolojik afetler meydana getirmesi riski Ülkemizin jeopolitik konumundan dolayı her zaman vardır. Ayrıca bölgemizde mevcut ve çıkabilecek çatışma ve savaşlarda da KBRN silahların kullanılması riski bulunmaktadır. ABD Dışişleri Bakanlığı verilerine göre, dünyanın en büyük dördüncü kimyasal silah stoku Suriye’de bulunmaktadır. Suriye ordusunda halen önemli miktarda sinir ve yakıcı gaz stokları bulunmaktadır.
Soğuk savaş döneminin sona ermesinden sonra etnik ve milliyetçi akımlardan kaynaklanan bölgesel çatışmalar, globalleşme ve buna bağlı olarak uluslar arası ekonomik çekişmeler ile tekno-ekonomik yakınlaşmalar, uluslararası terörizm, nükleer ve radyoaktif madde kaçakçılığı gibi konular, uluslararası güvenlik gündemini ve günümüzün tehdit faktörlerinin doğasını oldukça etkilemiştir.
Günümüzde konvansiyonel askeri tehdit, yerini çok yönlü riskler ve asimetrik tehditlere bırakmıştır. Kitle İmha Silahları (KİS) da günümüzde başlıca en büyük asimetrik tehdit unsurudur. Toplu ölümlere sebep olan “Kitle İmha Silahları” ilk olarak nükleer, biyolojik ve kimyasal harp maddelerini akla getirmektedir. Günümüzde buna radyoloji olgusunun eklenmesi ile KBRN kavramı oluşturulmuştur. Ayrıca endüstrinin yoğun olduğu yerler ile endüstriyel madde taşıyan araçların geçtikleri güzergahlardaki meskun mahaller, her zaman için endüstriyel kaza riski ile karşı karşıyadır.
KBRN maddeler ile bu maddeleri içeren kaynakların üretimi, nakliyesi, ithalatı ve ihracatı ile ülkemizden transit geçiş yapan bu nitelikteki maddeler de önemli bir risk oluşturmaktadır. Ayrıca bu gibi çift kullanımlı (sanayide ve kitle imha silahı yapımında kullanılabilen) maddelerin ülke sınırlarımızdan geçişi de ayrı bir ulusal ve uluslar arası hukuksal sorundur.
Endüstride, bilimde ve değişik alanlarda kullanılan radyoaktif kaynakların depolanması ve korunması konusuna bazı ülkeler tarafından gereken dikkatin gösterilmemesi nedeni ile çevresel ve hayati tehlike içeren olaylarla karşı karşıya kalınma riski bulunmaktadır. Bu tür kaynakların teröristlerce ele geçirilebilecekleri ve radyolojik riski düşük olmakla beraber konvansiyonel bir patlayıcı ile birleştirilerek yapılabilecek “Kirli Bombalar” ile radyoaktif kirlilik meydana getirebilecekleri unutulmamalıdır. Bu tür örneklerle geçmişte ve yakın zamanda karşılaşılmıştır.
Ayrıca son yıllarda ucuz ve kolay elde edilebilen zehirli endüstriyel maddelerin terörist amaçlı kullanımı konusunda artan bir risk görülmektedir. Askeri ve politik hedeflere ulaşmak, askeri lojistik akışı ve harekatı yavaşlatmak, büyük nüfus merkezlerinin alt yapısını çalışmaz hale getirerek paniğe yol açmak gibi amaçlarla kullanılabilen zehirli endüstriyel maddeler muhtemel kullanımındaki belirsizlik ile asimetrik bir tehdit oluşturulmaktadır.
Var olan bütün kısıtlama ve yasaklama çabalarına rağmen, özellikle kimyasal ve biyolojik silahlar gelişmiş ülkelerin yanı sıra, totaliter rejimle yönetilen ve terörizme destek veren ülkeler tarafından, diğer ülkelere karşı güç göstergesi, konvansiyonel silahlardaki zafiyeti dengeleme unsuru ve bir şantaj silahı olarak üretilmeye, geliştirilmeye ve stoklanmaya devam edilmektedir. Son yıllarda kimyasal ve biyolojik harp maddelerinin kullanımı; öldürücü etkisinin yüksekliği, üretilmelerindeki ucuzluk, ileri teknoloji gerektirmemeleri, kullanıldıklarında tespit edilmelerindeki zorluk ve toplum üzerinde oluşturacağı panik etkisi nedeni ile konvansiyonel silahlara göre teröristler için avantajlı bir duruma gelmiş ve bir terörist saldırıda kullanılabilme olasılığı artmıştır. İnsanlık dışı bazı kullanımlarının yakın zamanlarda (Gazze / Filistin, ABD, Bosna-Hersek, Kuzey Irak ve Japonya’da) görülmesi bu ajanların ne derece etkili olabileceğinin göstergesi olarak karşımıza çıkmaktadır.
Fakirlerin atom bombası olarak da adlandırılan biyolojik savaş maddelerine duyulan ilgi, bu alanda gün geçtikçe daha fazla gelişme kaydedilmesine neden olmaktadır. 1 km².’de aynı etkiyi göstermek üzere hazırlanan konvansiyonel silah için 2000 dolar, nükleer silah için 800 dolar, kimyasal silah için 600 dolar gerekiyorken, biyolojik silah için ise sadece 1 dolar yeterli görülmektedir. Biyolojik ve kimyasal silahların kolay ve ucuz bir şekilde üretilebildikleri bilinmektedir. Özellikle kimyasal silahlar, kullanıldıkları bölgelerde birkaç dakika içinde etkisini göstermekte, kısa süre içinde müdahale edilememesi durumunda korkunç etkiler yaratarak, kitlesel ölümlere neden olabilmektedir.
Bazı ülkelerin terörizme destek vermeyi sürdürmeleri ve önemli ölçüde KBRN silahlara ve teknolojilerine sahip olmaları, teknolojik gelişmelere paralel olarak kitle imha silahları ve füzelerin nitelik ve nicelik bakımından giderek daha etkin hale gelmeleri neticesinde bu silahlarının yaygınlaşması ve kontrol dışı kullanıcıların eline geçmesi olasılığı ile günümüzde KBRN tehdidinin başta Türkiye olmak üzere bölge güvenliğini tehdit etmektedir.
ÜLKEMİZDEKİ MEVCUT DURUM:
Ülkemizde KBRN risk ve tehditlerine karşı savunma ve korunma konusunda uzun süredir değişik kurum ve kuruluşların bünyesinde özverili çalışmalar başlatılmasına rağmen, kurumların mevcut mevzuatında görevi bütünleştirici hükümlerin olmaması ve kurumsal olarak yapılan girişimlerle de amaca uygun yeni bir mevzuat çıkarılamaması nedeniyle gerek mevzuat yönünden, gerekse kurumsal yönden yapılanma 2012 yılına kadar tamamlanamamıştı.
Ancak; KBRN tehdit ve tehlikelerine karşı alınacak önlemler ve yapılacak hizmetleri yürütmekle görevli bakanlık, kamu ve özel sektör kurum ve kuruluşları, valilikler, üniversiteler ve askeri birlikler ile sivil toplum kuruluşları ve gönüllülerin tehlike öncesinde yapılması gereken planlama ve hazırlık çalışmaları, tehlike sırasında ve tehlike sonrasında acil müdahale ve iyileştirme faaliyetlerine ilişkin işbirliği, koordinasyon ve karşılıklı yardımlaşma esaslarını kapsayan, 3 Mayıs 2012 tarihli ve 28281 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren “Başbakanlık AFAD (Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı) KİMYASAL, BİYOLOJİK, RADYOLOJİK VE NÜKLEER TEHLİKELERE DAİR GÖREV YÖNETMELİĞİ” bu alandaki büyük bir karmaşayı ortadan kaldırmıştır.
Bu Yönetmelik; yurt içinde veya dışında meydana gelip ülkemizi etkileyebilecek olan KBRN tehdit ve tehlikelerine karşı halk sağlığının ve çevrenin korunması, can ve mal kaybının en aza indirilmesi için gerekli tedbirlerin aldırılması amacıyla ilgili bakanlık, kamu ve özel sektör kurum ve kuruluşları, valilikler, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve gönüllüler ile sivil asker işbirliği çerçevesinde Türk Silahlı Kuvvetlerinin tehlike öncesi, tehlike sırası ve sonrasına ilişkin görev ve sorumluluklarını belirlemektedir.
Söz konusu yönetmeliğe göre; tüm ilgili kurum / kuruluşların 1 yıl içerisinde (03 Mayıs 2013’e kadar) kendi KBRN yönergelerini hazırlayarak, personel eğitimlerini yapması ve görevleriyle ilgili ihtiyaç duydukları ekipmanları tedarik etmesi gerekmektedir.
Bu kapsamda; KBRN erken uyarı, tespit ve analiz ile personel ve yönetici eğitimleri konusunda ulusal anlamda kısıtlılıklar bulunmaktadır. Ekipmanın çoğunluğu yurt dışından temin edilebilmektedir. Radyoaktivite ölçümü ile ilgili TAEK’in ürünü bulunmaktadır. KBRN koruyucu tam yüz maskesi ve kimyasal filtre MKE tarafından üretilmektedir. Arındırma sistemleri belirli oranda yerli olarak üretilebilmektedir. TUBİTAK tarafından kişisel arındırma kiti üretilmektedir. Ancak; erken uyarı ve kişisel koruyucu kıyafetler konusunda yerli üretimde problemler bulunmaktadır. Koruyucu kıyafetlerin yerli üretimi ile ilgili çalışmalar devam etmektedir. Eğitimler ise; AFAD Başkanlığı’nın Eğitim Merkezinde AFAD personeline temel eğitimler verilmektedir. Aynı zamanda TSK KBRN Okul Komutanlığı’nda da temel ve ileri seviyede eğitimler verilmektedir. Sivil Toplum Kuruluşu olarak ise sadece Acil ve Afet Derneği (ACAT) tarafından hem temel, hem ileri ve uzman eğitimleri uluslar arası sertifikasyonla verilmektedir. ACAT’ın ulusal anlamda yaptığı KBRN temel ve uzmanlık eğitimleri bu güne kadar 20’nin üzerindedir. Eğitmen grubunda uluslar arası konuyla ilgili kurumların baş eğitmenlerinin de bulunduğu güçlü bir ekibi bulunmaktadır. Temel eğitimler 4 gün iken, uzman eğitimleri 14 gün sürmektedir.
ACAT EĞİTMENLERİNCE VERİLEN SERTİFİKALI KBRN ve ENDÜSTRİYEL KAZALARA MÜDAHALE EĞİTİMLERİ
|
SIRA NO
|
EĞİTİM PROGRAMININ ADI
|
1
|
KBRN Temel Eğitimi
|
2
|
KBRN Temel Eğitici Eğitimi
|
3
|
KBRN İleri Seviye-Uzman Eğitimi
|
4
|
KBRN İleri Seviye-Uzman Eğitici Eğitimi
|
5
|
KBRN SAR (Arama ve Kurtarma)
|
6
|
Toplu Koruma ve Dekontaminasyon / Arındırma Eğitimi
|
7
|
Terörist Ataklarda Sağlık Müdahale Organizasyonu Eğitimi
|
8
|
Endüstriyel Kazalara Müdahale Temel Eğitimi
|
9
|
Halka Yönelik KBRN Eğitimi
|
10
|
Öğrencilere KBRN Eğitimi
|