Türk basınında bir ilk. Mehmet Paksu, ilk kez SMS yoluyla sorularınıza cevap veriyor.
'SIRDAŞ' kimseye anlatamadığınız dertlerinize derman olmaya devam ediyor.
Yazarımız Mehmet Paksu; Sorularınızı yanıtlıyor ve sorunlarınıza çözüm üretiyor.
Soru ve sorunlarınız için; İsterseniz mpaksu@bugun.com.tr adresine mail gönderin
İsterseniz 3418'e SMS yollayın SIRDAS yaz boşluk bırak mesajını yaz 3418’e gönder
Mehmet Paksu, Türk basınında bir ilki gerçekleştiriyor ve SMS'le sorularınıza cevap veriyor....
Geçtiğimiz salı günkü yazımızda, evlilik kader midir, dua kaderi değiştirir mi,duanın kader üzerindeki etkisi nasıl olabilir, "duamızla kaderimizi nasıl değiştirebilir miyiz" konusunu işlemiştik.
Özet olarak, kaderi değiştirecek bir şey varsa, o da duadır, gerçeği üzerinde durmuştuk. Yazılarımız gazetede büyük bir okuyucu kitlesi tarafından merakla okunurken, bu arada gazetenin internet sayfasında da takip ediliyor.
Özellikle yurt dışından önemli sayıda bir okuyucu potansiyelinin mevcut olduğunu gözlemledik. Sözünü ettiğimiz yazımıza Amerika'da yaşayan bayan bir okuyucum başından geçen önemli bir olayla katılımda bulundu. Evet, dua kaderi nasıl değiştiriyormuş? “Bilerek hiçbir günah işlemedim” Bugünkü (Salı) yazınız "Dua ile kaderimizi değiştirebilir miyiz?" başlığını taşıyor. Beyefendi, ben elli senedir Amerika'da yaşayan iki uyruklu, Müslüman bir Türk hanımıyım.
"Bilerek hiçbir günah işlemedim"
diyebilirim, ama dinimiz hakkında bilgim sadece babaannemden duyduklarım. Büyük bir çiftliğimiz var. Şahane. Geçen sene, içinden otoban geçecekti. Avukat tuttum. Bir gün yanında birisini daha getirdi ve "Bu bey benim ortağım" dedi.
Ortağının gözü bizim yerimizde, yalnız yolda değil. Mahkemedeyiz. Adam bana allem etti, kallem etti, aceleye getirdi yol ile beraber toprağa da imza attırmış ve bundan sonra satılacak her karış topraktan 1/3 (üçte bir) payı bunlar alacaklar. Dünyanın neresine gitsem yine de paylarını alacaklar. Mahkeme "Evet" dedi ve işi onayladı. Ben gece farkına vardım. Sabah olunca "Kontratı feshedelim" dedim, ama imkânsız. Bu günahtan korkmayan heriflerin gözü parada, pulda ve bizim toprağımızda.
“İmza attın, her şey bitti”
"Olmaz" dediler. "Sen imza attın her şey bitti. Bundan sonra satacağım her karış topraktan alacağın paranın 1/3 (üçe biri) bize gelecek." Bu firma bulunduğumuz şehrin en büyük firması ve 15 avukat çalışıyor. Oraya buraya gittim, koskoca şehirde hiçbir avukatı bunlara karşı çıkmadı, işimi almadı.
Chicago'ya kadar 2.5 saatlik yola gittim, oradaki meşhur avukat da "Sen benim paramı ödeyemezsin, çok pahalı olur sana" dedi ve işimi almadı. Benim gayem, avukatların yalanlarla benden imzamı aldıklarını ispat etmemdi, yalnız yol için, toprak satımı için olmadığını ispatlamaktı. Hiçbir avukat bu iki meşhur avukata karşı gelemedi. Gözlerim kuruyuncaya kadar ağladım. Uykum yok, iştahım yok, hayatım alt üst. Dünya yüzünde yaşayan hiç kimse bana yardım etmiyor, paraya pula da baktıkları yok avukatların. Çünkü karşıdaki firma çok zengin, çok kuvvetli ve 15 kişilik büyük bir toplum. Yalnız kaldım.
“Ya Rabbi, yol göster!”
Bir gece, yataktayım. "Allah'ım!" dedim. "Mademki bu gece ilahi gecelerden biri deniliyor. Hz. Muhammed'in göklere çıktığı gece imiş. Eğer hakikaten mübarek gece ise bunu bana bildir. Ve ben öyle zeki değilim, hayalen değil, sözle bildir Ya Rabbi, yol göster, ne yapayım da, şu iki gâvurun günahını yüzlerine vurdurayım?" Uyuyamadım, yataktan kalktım, oturma salonuna geldim, hep ağlıyorum. Aaaa! Köşede, yerde duran telefonda, şarj alan cep telefonumda yanan sönen ışık gördüm.
"Kimdir bu gece yarısı?" diye merakla açtım. Taa uzaktaki bir eyaletten yüzünü bile görmediğim bir mektup dostu. Hatırımı soruyor. "Neyin var?" derken sesimin ağlamaklı olduğunu fark etti. Anlattım. Mahkemeden ve avukatlardan bahsettim. Aldıkları kararla hayatım boyunca beni mahvettiklerini söyledim. Bana, "Mademki hiçbir avukat bu işi almıyor, kendin yapsana!" dedi.
“Duanın mucizesine nasıl olur da inanmayız?”
Ve iki dakika evvel ettiğim duanın sesli cevabını verdi. Beş dakika önce yatakta "Mademki bu gece ilahi bir gecemizmiş, öyle ise ya Rabbi bana bunu göster hakikaten ilahi mi? Ve çok bunaldım, bana ne yapacağımı sözle bildir" dedim. Ve ertesi gün işimi kendim hazırladım, mahkemenin resmi kâğıtlarını kendim yazdım, mahkemeyi feshettiler.
Tekrar ele alındı ve her şey benim lehime döndü, kurtuldum. İşte dua bu! Duamla Amerika'nın en büyük, hem de olmuş, bitmiş mahkemesini feshettirdim. En kuvvetli iki avukatın aldığı kararın hatalı olduğunu buranın en büyük gazeteleri yazdı. Allah'ımın büyüklüğünü beş dakika içinde gördüm. Nasıl olur da duanın mucizesine inanamayız? İşte ben buradayım ve ispatı hazır. Dualarımla Amerikan mahkemesini feshettirdim
(Rumuz: Sarıçiçek)