Geniş maddi olanak sahibi, liseden arkadaşım olan bir işadamıyla konuşuyordum. “Herkes dış görüntüme bakıp bana imreniyor ama ben, onların dıştan görüp imrendikleri şeylerin içinde mutlu değilim. Sabah şoför kapımı açıyor, arabaya biniyorum. Bir tek saniyem boş geçmeden aklım, fikrim, tüm benliğim işle meşgul, durup dinlenmeden koşuşturuyorum. Ben meşgul olmak istemesem bile gelen her telefon, her haber işin içine çekip, götürüyor. Konumum gereği giyimin, kuşamın, evin arabanın en pahalısını kullanıyorum. Fakat son zamanlarda anladım ki kullanmak ayrı, tadını almak ayrı şeylermiş. Yoğun iş yaşamı nedeniyle, değil kullandığım şeylerin, yaşamın tadını dahi kaybettim” dedi. “Son zamanlarda başka insanları mutlu etmek için karşılık beklemeden bir şeyler yaptın mı?” diye sordum. Biliyordum ki o gençlik günlerinden beri yalnızca kazanmaya odaklanmıştı..
Vermek, paylaşmak, başkaları için bir şeyler yapmak, hiç onun işi değildi.
Allah evreni akıl almaz güzellik ve zenginlikte nimetlerle doldurmuştur ve her şeyi kullarının yararlanması için yaratmıştır. Allah’ın tüm kulları için yarattığı şeyleri birileri teker teker sahiplenip başkaları ile paylaşmadan ve başkalarının yararı için kullanmadan tutarlarsa, bu nimetler o insanların hasisliği nedeniyle hedeflerine ulaşamadan duruyorlar demektir.
***Tanrının verdiği nimetlere
teşekkür etmenin ***
ve onları gerçek hedeflerine ulaştırmanın
*tek yolu *
onları
***başka insanlarla paylaşmaktır.***
Allah kendinde mevcut tüm yüce niteliklerle bizi donatarak ve kalbimizi de sınırsız sevgisiyle doldurarak bu dünyaya göndermiştir. Bizim görevimiz içimizde mevcut bu tanrısal nitelikleri dışa yansıtmak,
içimizde ve dışımızda Allah’ın varlığını ve bize verdiği görevleri hissederek yaşamaktır.
Sahip olduğumuz her şey
Allah’ın bir lütfudur.
***Onlara sahip olunca biz neler yapıyoruz, nasıl değerlendiriyoruz diye
görmek ve imtihan etmek için
bize emanet edilmiştir.***
Eğer verdiklerinin hepsine siz,
kendiniz sahiplenmeye çalışır,
hiç kimseye
bir şey vermeden
ve paylaşmadan,
her gün serveti biraz daha büyütme telaşı içinde yaşarsanız
sahip olduğunuz şeylerin esiri haline gelirsiniz
. Sahip olduğunuz şeyler size sahiplenir.
Önemli olan, sahip olduğunuz şeylerin, malın, mülkün, paranın bağlılığı ve bağımlılığı altına girmeden yaşayabilmektir.
Onları kendinizin ve insanlığın gelişimi, ilerlemesi için kullanmak,
***hayır ve hizmet yolunda
hiçbir karşılık beklemeden
harcamak ve paylaşmaktır. ***
*Böyle yaparsanız imtihanı kazanırsınız.*
***Sahip olduğunuz her şey size huzur verir***.
***Allah,
O’nun istediği yolda harcadığınız için
gücünüzü ve mutluluğunuzu artırır.***
***Kazancınıza bereket katar.***
Yaşadığınız huzurlu ve bereketli hayat
***zihninize açıklık,
bedeninize sağlık getirir.***
***Allah’ın size kısmet ettiği her şey
sizin bakış açınıza göre
bir sonuç doğurur ve
değer ifade eder.
*******Hayır, hizmet ve sevgi hedeflerseniz
HUZUR
hep BİRİKTİRMEYE, sahiplenmeyeçalışırsanız
KORKU, endişe ve huzursuzluk bulursunuz.*******
Ayrıca Allah’ın kısmet ettiği para ile kumar oynayabilirsiniz, uyuşturucu kullanabilirsiniz, kiralık katil tutabilirsiniz veya burs dağıtabilir, okul yaptırabilir, muhtaçlara şifa sağlayabilirsiniz. Para yalnızca bir kağıttır.O sizin gösterdiğiniz hedefe göre sevgiye, sevince, sağlığa, korkuya, nefrete, felakete neden olabilir.
Sanmayınız ki elinize geçen her şeyi hemen verin, dağıtın demek istiyorum. Demek istediğim;
Allah’ın kısmet ettiği şeylere saygı duyunuz, Ticaret yapınız, para kazanınız, sanayi kurunuz ama hepsinin
içinde mutlaka
sevgi,
adalet,
dürüstlük
bulunsun.
***Paraya sahiplenmeyi değil, kazanmayı ve
*******Allah’ın dilediği yolda sarf etmeyi hedefleyiniz.*****
Siz Allah’ın bu dünyadaki elçisisiniz,
sahip olduğunuz harcadığınız, verdiğiniz ve paylaştığınız her
şeyi size
Allah vermiştir.
Emanetçisi olduğunuz bu şeyleri başka insanlara verirken kendinizi, yani egonuzu aradan çekiniz.
Verdiklerinizle karşıdaki insan üzerinde güç oluşturmaya,
ona egemen olmaya,
ezmeye çalışmayınız.
Onuru ile oynamayınız,
büyüklük taslamayınız,
aranıza sevgiden başka hiçbir bağlantı koymayınız.
Teşekkür
dahil
hiçbir karşılık
beklemeyiniz.
Sizin yolunuza çıkıp hayır ve hizmet yapmanıza olanak sağladıkları için
hizmet ettiğiniz insanlara karşı
şükran duyunuz.
Verdiğiniz hiçbir şey için
-acaba alan muhtaç mıydı ve
yaptığım hayır gerçek yerine ulaştı mı?
diye endişe duymayınız.
Eğer siz kalp huzuru içinde ve inanarak verdiyseniz,
sizin işiniz bitmiştir.
Artık sorumluluk karşı tarafa geçmiştir.
***Sahip olduğunuz hiçbir şeye sonsuza dek sahip olabilme olasılığınız yoktur.***
***Nesilden, nesile geçen ve
geçtiği her nesli
mutlu eden servet ise
tarih boyunca
hemen hemen
yok gibidir.***
***Hepimiz bize emanet edilen canın,
bedenin
malın,
paranın
emanetçisiyiz.***
*******Ya emaneti bize teslim edenin dilediği yolda kullanır
SAĞLIĞA
HUZURA
MUTLULUĞA
KAVUŞURUZ.
. Veya istemediği yollarda kullanır,
VERMEDEN
PAYLAŞMADAN
SAHİP OLMAYA ÇALIŞIR
,KORKUYA
STRESE
,HUZURSUZLUĞA
ULAŞIRIZ.
BİRDAHA DÜŞÜNMEK İSTERMİSİNİZ ?
KARAR SİZİN.
HAYDİ BEYAZ BİR SAYFA AÇALIM HAYATA.
1992 James Nachtwey, ABD
Somali'de bir anne, kıtlık sonucu ölen çocuğunun cansız bedenini kaldırıyor