Create Your Own Countdown

Google

   
  *** İYİLİK İÇİN KOŞANLARIN YERİ***
  Yaşam Savaşmı-Yardımlaşmamı ?
 




 

 

 

Bir zamanlar, birbirine bitişik iki çiftlikte yasayan iki erkek 
kardeş vardı. Günlerden bir gün bu iki kardeş arasında bir 
anlaşmazlık baş gösterdi. İki kardeş arasında o zamana değin ilk kez  
görülen anlaşmazlık, giderek büyüdü ve kardeşler arasında ayrılığa 
neden oldu. İki kardeş, birbirlerine yalnızca küsmekle kalmadılar
,

 
 
 
 

 

yıllardır ortaklaşa kullandıkları tarım makinelerine değin sahip 
oldukları tüm araç gereçlerini ve mal varlıklarını da ayırdılar. Küçük  
bir yanlış anlama sonucu başlayan anlaşmazlığı izleyen ayrılık, 
giderek büyüyen bir uçuruma dönüştü ve en sonunda yerini, karşılıklı 
kullanılan hoş olmayan sözlere bıraktı. Bunun arkasından da 
beklenenler oldu ve kardeşler arasında önce şiddetli bir kavga, sonra  
da ürkütücü bir sessizlik yaşanmaya başladı.

 
 
 
 

 

Bir sabah, bu iki kardeşten büyüğünün kapısına bir usta geldi. Elinde 
büyük bir marangoz çantası vardı. Ev sahibinden geçici bir iş 
istedi : 
 
- - "Yapılacak ufak tefek bir işiniz varsa, size  
yardımcı olmak isterim", dedi. "Elimden hemen her iş gelir. Birkaç 
gün çalışırım, işi bitiririm." Büyük kardeşin aklına o an bir "iş" 
geldi.

 
 
 
 

 

- - "Evet, sana göre bir işim var" dedi ve küçük  
kardeşinin çiftliğini işaret etti. "Şu derenin karşısındaki çiftlik, 
komşumundur. Daha doğrusu, benim küçük kardeşime aittir o çiftlik. 
Geçen haftaya dek benim çiftliğimle onun çiftliği arasında bir otlak 
vardı. Sonra o, buldozeriyle oraya ırmak bendi yaptı ve şimdi 
aramızda, otlak yerine, çiftliklerimizi birbirinden ayıran bir dere 
var." İş isteyen adam, büyük kardeşin söylediklerini dikkatle 
dinledikten sonra sordu :

 
 
 
 

 

- - "Benden ne yapmamı istiyorsunuz?" dedi. Büyük 
kardeş önce kuşkusunu, sonra da kararını açıkladı : 
 
- - "Kardeşim bunu, bana acı vermek için yapmış 
olabilir", dedi. "Fakat şimdi ben, onun yaptığından daha büyük bir  
şey yapacağım." Bunları söyledikten sonra adamı aldı, ahırların olduğu 
yere götürdü ve duvarın dibinde yığılı duran kütükleri gösterdi. 
"Senden, bu kütükleri kullanarak, iki çiftlik arasında üç metre 
yükseklikte bir çit yapmanı istiyorum" , dedi. "Kaç gün çalışırsan 
çalış, nasıl yaparsan yap ama bana öyle bir çit yap ki, gözlerim 
kardeşimin çiftliğini artık görmek zorunda kalmasın".

 
 
 
 

 

İş arayan usta,  
başını salladı: 
 
- - "Sanırım durumu anladım, efendim", dedi. "Şimdi 
bana çivilerin, kazma küreğin yerini gösterin ki hemen işime 
başlayayım. 
 
Büyük kardeş ustaya kazma, küreğin ve çivilerin olduğu yeri  
gösterdikten sonra, alışveriş yapmak için kasabaya gitti. Usta ise, 
tüm gün boyunca ölçerek, keserek, çivileyerek sıkı bir biçimde 
çalışmaya koyuldu. Akşam güneş batarken o işini bitirmiş,

 
 
 
 

 

 

çiftlik 
sahibi büyük kardeş ise alışverişini tamamlamış, kasabadan dönüyordu.  
Çiftliğe gelir gelmez ustanın yaptıklarına baktı ve şaşkınlıktan 
gözleri, yuvalarından fırlayacakmış gibi açıldı. Karşısında, 
yapılmasını istediği çit yoktu ama, derenin bir yakasından öteki 
yakasına uzanan görkemli bir köprü vardı. Biri kendi çiftliğinin  
toprağına, öteki küçük kardeşinin çiftliğinin toprağına oturtulmuş 
sağlam iki ayak üzerinde, yanlarındaki korkuluklarına varıncaya dek 
tüm ayrıntılarıyla yapılmış ve tam anlamıyla "usta işi" denilecek 
kusursuzlukta bir köprü uzanıyordu. 

 
 
 
 

 

 

Büyük kardeş, hâlâ geçmeyen şaşkınlığıyla bu köprüyü seyrederken, 
karşıdan birinin geldiğini gördü. Dikkatle baktığında gelen kişinin, 
komşusu, yani küçük kardeşi olduğunu anladı. Kardeşi, kollarını iki  
yana açmış olarak köprünün karşı ucundan kendisine doğru yürüyordu :
 

 
 
 
 

 

 

- - "Benim sana karşı yaptığım bunca haksızlığa ve 
söylediğim bunca kötü sözlere karşın sen, bu köprüyü yaptırarak ne 
denli iyi ve ne denli büyük bir insan olduğunu gösterdin", dedi  
ağabeyine. "Şimdi bir büyüklük daha yap ve sen de kollarını açarak 
bana gel..."

 
 
 
 

 

 

Köprünün iki ucundan ortaya doğru yürüyen kardeşler, köprünün 
ortasında bir araya geldiler ve özlemle kucaklaştılar. Büyük kardeş  
bir ara arkasına baktığında, çantasını toplayıp, oradan ayrılmakta 
olan ustayı gördü.

 
 
 
 

 

 

- - "Gitme, dur, bekle?" diye seslendi ona. "Sana 
yaptıracağım birkaç iş daha var, çiftliğimde..." Usta gülümsedi :  
 
- - "Ben buradaki işimi tamamladım, gitmem gerek", dedi 
ve ekledi : "Yapmam gereken daha çok köprü var..."

 
 
 
 

 

 

 
 
"Köprüleri kurabilecek gücünüz hiç eksik olmasın, Köprüleri 
kurduktan sonra da, yıkılmaması için sık sık bakımını yapın, yani 
sevdiklerinize zaman ayırın, o köprü yoluyla sık sık gönüllerini 
ziyaret edin."

 


 
  *** SİZİ KUTLUYORUZ *** BUGÜN 1939454 ziyaretçi (4240513 klik) MİSAFİRİMİZ OLDUNUZ ***  
 
haberler haberler


Google Arama
Sitemde Arama
Yaşam ve İnsanlar

İstanbul Servisleri Neden Pahalı ? burakesc
Namaz Kılan Minik ile burakesc
GİMDES Helal Gıda Ramazan Buluşması burakesc
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol