Create Your Own Countdown

Google

   
  *** İYİLİK İÇİN KOŞANLARIN YERİ***
  101 lik Delikanlı Pamuk Hoca
 





























İki padişah, 11 cumhurbaşkanı gördü  
 
Önce bir maşallah deyin çünkü haberin kahramanı Ali Yıldırım, tam 101 yaşında. 1909 yılında Bebek'te dünyaya gelmiş





Süleymaniye Medresesi'nin son mezunlarından. 'Pamuk Hoca' olarak nam salan Yıldırım, hâlâ vakit namazları için camiye gidiyor. Sabah namazlarında bile. Ama Süleymaniye ve Beyazıt gibi tarihî camilere gittiğinde hüzünlendiğini söylüyor. Çünkü şimdi hiçbiri hayatta olmayan arkadaşlarını hatırlıyor.
Yeni yılın ilk günlerini yaşadığımız şu soğuk ve karlı zaman dilimi Ali Yıldırım için çok ayrı bir anlam taşıyor. Çünkü ömrünün bir asrını, geçen yılla birlikte geride bıraktı, şimdi ikinci asrının ilk günlerini yaşıyor. Yıldırım, 101 yaşında. Maşallah gücü kuvveti yerinde. Haftanın iki günü evinin yakınlarındaki Saraç Doğan Camii'nde öğle ve ikindi namazlarından önce vaaz veriyor. Davet edildiği başka camilere de gidiyor. İzne ayrılan imamların yerine seve seve kürsüye çıkıyor. 1978'de emekli olduktan sonra Diyanet İşleri Başkanlığı'na gönüllü vaizlik için başvurmuş. O zamandan beri cami cami dolaşıyor. Cemaat ak sakalından dolayı ona "Pamuk Hoca" diyor.
Pamuk Hoca, 1909 yılında İstanbul Bebek'te dünyaya gelmiş. Dedesi Kafkasya muhaciri bir imammış. Babası da Fatih Medresesi'nden mezun bir imam. O da Süleymaniye Medresesi'nde eğitim görmüş. Buranın son mezunlarından.
Sadettin Kaynak'tan ezan dersi aldım
Pamuk Hoca'nın yaşını soranlara yakınları; "2 padişah, 11 cumhurbaşkanı gördü" cevabını veriyor. Kendisi de "Asırlık bir çınar gibi hissediyorum." diyor zaten. Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinin ve Cumhuriyet'in kuruluşunun tanıklarından. Anlatıla anlatıla bitirilemeyen eski İstanbul Ramazanlarını yaşamış. "Eskiden her camide farklı makamlarda namaz kıldırılırdı, Süleymaniye Camii'nin müezzini öyle bir ezan okurdu ki duyan aşka gelirdi. Medreselerde fıkıh, hadis yanında uzay bilimleri, tıp, fen, halk bilimi ve musiki dersleri alırdık. Ben de Sadettin Kaynak'tan ezan dersi almıştım. Ama sesim çok güzel değil." diyor. Abdurrahman Gürses ve Halil İbrahim Çanakkale gibi tanınmış hocaların arkadaşı Ali Yıldırım. Bu sebeple tarihi camilere gittiğinde, şimdi hayatta olmayan dostlarını hatırlayıp duygulandığını söylüyor.
Yıldırım, 1936 yılında Yahya Efendi Camii'nde imam olarak göreve başlamış. "Biraz sapa bir yerde, yerleşim yerlerine uzak. O yüzden her şeyden uzak kaldım." diyor. Hırsızlardan korktuğu için camiyi ve türbeyi bırakıp bir yere gidememiş. Zaten ömrü boyunca İstanbul'dan üç kez, o da hacca gitmek için ayrılmış.
55 yaşına kadar evlenmemiş Pamuk Hoca. Neyse ki cemaatinden biri hocaya "Evlenmeyi düşünmüyor musunuz?" diye sormuş da eşiyle tanışmasına vesile olmuşlar. Tekirdağ'da yaşayan eşinin anne ve babası Yıldırım'ın deyimiyle "doğal olarak" yaşlı olduğu için çekinmişler. Ama hanım teyze, hocayla tanışınca evlenmek istemiş. Aralarında 26 yaş var.
En çok su böreğini ve demli çayı seviyor
Şimdi İstanbul'da Aksaray'da emeklilik ikramiyesiyle aldığı evde, çok sevdiği eşiyle birlikte yaşıyor. 3 çocukları var. Bir kızı hemşire, diğeri öğretmen. Oğlu ilahiyat mezunu ama ticaretle uğraşıyor.
Karısına mutfakta yardımcı olan centilmen bir eş Pamuk Hoca. Sabah kahvaltılarını o hazırlıyormuş. Köftelerinin lezzeti konusunda da oldukça iddialı. Güzel pilav yaptığını söylüyor. Eşi ise sulu yemekleri iyi pişirirmiş. Pamuk Hoca demli çayı ve su böreğini çok seviyor.
Böyle dinç 101'lik delikanlıyla karşılaşınca uzun ömrünün sırrını sormadan edemedik. Psikolojik bir formülü var: "Evvel Allah diyeceksin. Dünya işlerini kafana takmayacaksın. Olmuş-olmamış, kırılmış-dökülmüş, yapamadım-edemedim kaygılarını at arkaya. Böyle yaparsan çok yaşarsın. Yoksa yapamadım-edemedim diye içine dert eder, üzülürsen yaşayamazsın. Kalbini iyi muhafaza edeceksin. Ben daha bir tek aspirin içmedim. Benim de başım, ayağım ağrıyor. Kalkar abdest alırım, iki rekât namaz kılar, Allah'a dua ederim: 'Ya Rabbim bu hastalığı sen verdin, beni imtihan ediyorsun, şifasını da sen ver.' Allah'tan umudunuzu kesmeyin."
Pamuk Hoca'yı dinlerken gözlerinizi kapatırsanız 35-40 yaşlarında biri konuşuyor sanırsınız. O kadar dinç, gür ve heyecanlı bir ses tonu var.
"Atatürk'ü ölümünden birkaç gün önce Hırka-i Şerif Camii'nde gördüm"
Ali Yıldırım, Türkiye'nin en karışık dönemlerinde İstanbul'da saray ve kışla yakınlarında bir camide görev yapmış. Ama bu dönemlere dair pek konuşmuyor. "Ben hiçbir zaman vaazlarımda siyaset konuşmadım." diyor. Hayatı boyunca en çok zorlandığı dönem, Türkçe ezan zorunluluğunun olduğu zamanlarmış: "Çok şükür hiç Türkçe ezan okumadım. Benim camim küçüktü. Çevrede daha büyük camiler vardı. O yüzden okumadığım anlaşılmadı. Ama büyük camideki hocalar çok zorluk çektiler." Yıldırım, Mustafa Kemal Atatürk'ü 1938 yılının Ramazan ayında Fatih'te görmüş. Ramazan ayı olduğu için şartlarını zorlayarak Hz. Muhammed'in hırkasının bulunduğu Hırka-i Şerif Camii'ne gitmiş. Tesadüfe bakın ki, Atatürk de yaveri ve şoförüyle buraya gelmiş. O da caminin imamıyla birlikte Atatürk'e eşlik etmiş. Camiye yürüyerek giren Atatürk rahatsızlığı sebebiyle yaveri ve şoförünün kollarında çıkmış. Yıldırım, 'Kısa bir süre sonra da vefat etti.' diyor. ZAMAN
GÜLİZAR BAKİ
22 Ocak 2010, Cuma




 
  *** SİZİ KUTLUYORUZ *** BUGÜN 1923199 ziyaretçi (4211404 klik) MİSAFİRİMİZ OLDUNUZ ***  
 
haberler haberler


Google Arama
Sitemde Arama
Yaşam ve İnsanlar

İstanbul Servisleri Neden Pahalı ? burakesc
Namaz Kılan Minik ile burakesc
GİMDES Helal Gıda Ramazan Buluşması burakesc
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol