Create Your Own Countdown

Google

   
  *** İYİLİK İÇİN KOŞANLARIN YERİ***
  KIZ İSTEME
 


Kız isteme töreninde, damadın kahvesine dökülen baharat hakkında ne düşünüyorsunuz?




Kız İsteme Töreni Ritüelleri | Altınbaş Life





Kız İsteme Merasimi Nasıl Olmalı | Kız İsteme Nasıl Olur

























Gönül Teyzenin heyecanı büyük:
Biricik oğlu üniversiteden bir kız sevmiş.
Gelin alıyor yani.

Oğlu,
“Anne, seninle bir kız tanıştıracağım” deyince Gönül Teyze;
“Oğlum, kıza alıcı gözle,
bu kız bize uyar mı?
Bundan, gelin, evlad, hanım, anne olur mu, diye mi bakayım?

Yoksa sen kararını vermişsin de
bize gelin bu işi kotarın mı diyorsun?” diyor.

Oğlan,
“Ben baktım anne. Siz isteyiverin yeter” diyerek;

bir kez daha gençliğin kibrinin ve cehaletinin, anne-baba tecrübesinin
“bedelsiz”bilge yoldaşlığının kıymetini
görmeyi engelleyen
bir miyopluğa neden olduğunu ilan ediyordu.


Beyefendi rahmetli olduğundan beri bu işler teyzenin üzerine kalmış durumda.

Ana-oğul gidilip tek başına kız istenmez ki. Akrabalarından başka büyükler var ama

onun aklında bizim beyefendi var.

Hem “Dili zikirli olanın,
duası makbul olur” diyor,

hem de “istemeye hayırlı biri aracılık ederse belki evlilik de hayırlı bir yola girer de bereketini görürüm” diye ümit ediyor.

Beyefendinin birine
“HAYIR” dediği vaki değil.
Elbette evin müdavimlerinden
Gönül Teyzenin ricası da geri çevrilmiyor.

Biz de,
beyefendinin getirilip götürülmesi ve mihmandarlığı işine talip oluyoruz.


Geceden yağan çamurlu yağmur,
arabayı kum torbasına benzetmiş.
Erkenden arabayı oto yıkamacıya bırakıyorum ve yıkamacıyı,
“Kız istemeye gidecek.
Aman bizi mahcup etmeyesin” diye
sıkı sıkı tembihliyorum.

Akşam,
ezanının hemen ardından gıcır gıcır araba ile Beyefendinin evinin önündeyim. 

Beyefendi
yenge hanımla birlikte geliyor ve
arabaya biniyorlar.

Hayli yol aldıktan sonra
yan koltukta oturmakta olan Beyefendinin

ayaklarını yere basmadığını

fark ediyorum.
Dizlerini karnına doğru çekmiş ayakları havada gidiyor.

Efendim,
-bir problem mi var, niçin basmıyorsunuz?

Oto yıkamacının,
hem paspasın nemini alsın
hem de işletmenin reklamı olsun diye
paspasın üzerine yaydığı
reklam kâğıdını göstererek:

-Kâğıt insanoğlunun bir nevi haysiyetidir,

-onunla birlikte ilimler inkişaf etmiştir.

-Harfler de,
Aziz Kudret’in ismini ifade etmek gibi
birçok kıymetli işe aracılık ederler.

-“Onların üzerine basmak nezaketsizlik olur” demişti büyüklerimiz.
-Biz öyle gördük, öyle öğrendik, diyor.

-Efendim, kâğıdı alalım oradan!

-Lütfen zahmet etmeyin.
Biz arabaya
kız isteme merasimine gitmek için bindik,

sizin düzeninizi değiştirmek için değil, diyor.

Şaşkınlıktan tepki veremiyorum.
Zaten az kalmış olan mesafenin bitimi ile geldiğimiz kız evinin önünde,
beyefendi arabadan inince
yarım saat önce alelade,
hiçbir kıymeti olmayan
kâğıt parçası olarak baktığım reklamı

bu sefer saygı ile katlayıp kenara koyuyor ve Beyefendinin peşine takılıyorum.

Kız babası
apartmanın kapısında bizi karşılıyor.
Yukarı çıkıyoruz.
Gelin evi, sıradan bir Türk Ailesinin evi.
Belki biraz daha hallice.

Gelinin akrabaları bizi bekliyor.
İçeri alınıyoruz.
Genişçe bir salonda,
hoşbeşin ardından mahallenin geçmişine dair bir sohbet açılıyor.

Vakit biraz geçince artık gözler

-“Hadi, vakit geldi. Kız isteme başlasın”
diye ima ederek bakmaya başlıyor.

Beyefendi de kendisinden beklenen vazifenin zamanı geldiğini fark ederek;

-Sebebi ziyaretimiz diye başlıyor
ve kısa bir konuşma ile


=“ kerimeniz hanım ile oğlumuzun
izdivacına talibiz”=
diyor.

Ben
“Eyvah, unuttu!” diyerek
Beyefendiye doğru eğilip sessizce:

=“Allah’ın emri, peygamberin kavli”
diye fısıldıyorum.

Ev ahalisinden biri daha,
dudaklarının arasından
aynı kelimeyi kaçırıyor.

Ancak Beyefendi hiç oralı olmayıp
konuya devam ediyor.

Az sonra gelen kahvelerle kalabalık hareketleniyor ve konu unutulup gidiyor.


Evden vedalaşıp çıkıyoruz.

Tanıyanların malumudur,
Beyefendi sorulmayınca söylemez.
Arabaya binince fırsat bulup;

-Efendim adettendir,
kız isterken

=“Allah’ın emri, peygamberin kavli” =

ile istenir.
-Siz bunu tercih etmediniz.
-Heyecanınıza geldi de unutturuldunuz mu? Yoksa bir sebebe binaen mi? Diyorum.


=Gelin hanım ve damat adayı beyefendide

=ne Allah’ın emrinin
ne de Peygamberin kavlinin
ciddiye alındığına dair bir emare göremedik.=


-Allah’ın emrini de
Hz Peygamberin kelamını da
onları ciddiye almayanlara teklif edip, kıymetlerini düşürmemek gerekir kanaatindeyiz.

-Bunlar kıymetsiz süprüntü şeyler değil ki; onları ciddiye alsın, almasın
herkesin önüne getirelim.


-Ne yazık ki Müslümanlar
Ayet-i Kerimeleri ve Hz. Peygamberin hadislerini alışkanlık haline getirip
çocuk manisi imiş gibi her yerde ağızlarına alabiliyorlar. Onları ciddiye almıyorlar.

-Ciddiye alsalar,
onlarla hiç bir ünsiyeti olmayanların önünde onların adeta ayağa düşürülmesine
müsaade ederler mi?

Ve ilave ediyor:

-Ciddi olmamız lazım, ciddi.

-Ciddi olmak
insanın kendisini ciddiye almasıdır.

Kendi dinini, kendi fikrini, kendi kutsalını ciddiye almayanın

dinini,fikrini, kutsalını

başkaları ciddiye alır mı?

-Ciddiyetsiz adamı kimse ciddiye almaz,
elâlemin maskarası olur, gider


A.Hakan ÇAKICI

 


 
  *** SİZİ KUTLUYORUZ *** BUGÜN 1922380 ziyaretçi (4209600 klik) MİSAFİRİMİZ OLDUNUZ ***  
 
haberler haberler


Google Arama
Sitemde Arama
Yaşam ve İnsanlar

İstanbul Servisleri Neden Pahalı ? burakesc
Namaz Kılan Minik ile burakesc
GİMDES Helal Gıda Ramazan Buluşması burakesc
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol