Annemi de babamı da sevmiyorum, hep ağlıyorum
Merhaba Mehmet Amca, Halam okuyunca gördüm bu gazeteyi. Herkes seninle dertleşiyor. Ben de dertleşmek istedim. Ben 12 yaşındayım. Hep ağlıyorum artık. Derslerim kötü gidiyor. Çok yalnız hissediyorum bazen. Hep odamda duruyorum, bilgisayarımla vakit geçiriyorum daha çok...
Biz üç kardeşiz. İki tane erkek kardeşim var. Biri 8 yaşında, en küçüğümüz 4 yaşında, o çok yaramaz. Annem evden gitti. Babamın başka bir kadınla görüştüğü ortaya çıktı, annem boşandı. Ben o zaman 10 yaşındaydım. Babam bizi anneciğime vermedi. Dayımlar da bizi istemedi. Anneciğimi bazen görüyorduk, ama artık görmek istemiyorum. Çünkü bir adamla evlenecekmiş. Çok üzülüyorum. Ben anneciğimi çok özlüyorum, hep ağlıyorum.
Kardeşlerim de hep ağlıyor. Bazen babam da ağlıyor. Balkonda sigara içerken ağladığını görüyorum. O zaman acıyorum, ama en çok ona kızıyorum. Çünkü hep onun yüzünden, bir de o kadının yüzünden. O kadınla görüşmeseydi annem gitmezdi. Babam çok özür diledi, barışmak istedi, ama annem geri dönmüyor.
Babam "Evlenme başkasıyla" dedi, ama annem dinlemiyor. Geri dönmüyor. Mehmet Amca, neden dönmüyor? Sence bizi sevmiyor mu? Babamı hiç sevmiyorum artık. Annemi de artık sevmek istemiyorum. Çünkü o bize geri gelmiyor, ama gene de kalbim seviyor.
(Rumuz : Büşra)
Mehmet Paksu cevaplıyor
HAYAT SENİ YORMUŞ
Ah değerli Büşracığım, keşke binlerce kalbim olsa da, onların her birinden sana hem baba, hem de anne sevgisi versem... Önce adını değiştirdiğim için özür dilerim. Gazetecilikte böyle şeyler olur. Bağışla, olur mu? Mail adresin bende saklı zaten...
Bu mektubu senden başka binlerce insan okuyacak, ama senin durumunda olanlara da senin aracılığınla yardımcı olayım istedim...
Üç tane kızım var, ama senin gibi bir kızımın daha olmasını çok isterdim. Bir yandan babana olan muhabbetin, diğer yandan anneciğine olan sevgin ve senden ablalık bekleyen iki kardeşin...
Hayat seni yormuş ki, kurtuluş yolu olarak bilgisayarınla vakit geçirmeye çalışıyorsun. Gel, seninle bu gün bir karar alalım da, şu karmakarışık hale gelmiş olan yaşantını bir yerlerden başlayıp düzeltelim, ne dersin? Beni eğer amcan olarak kabul edersen, bana "Mehmet Amca" de, bundan sonra... Ama "Mehmet Amca"nın da senden istekleri olsun, tamam mı?
SENDEN 4 ŞEY İSTİYORUM
Yazayım mı senden istediklerimi bir amca olarak?
1)Büyükler çok hata yaparlar. Sonra pişman olurlar. Sonra yine hata yapar, sonra yine pişman olurlar. Onların işini anlamak çok zordur. Senden istediğim şey şu: Büyükleri kendi haline bırak. Onlar döner, dolaşır, durur, her şeyi yoluna koymasını bilirler. Tamam mı?
2)Büyüklerin yaptığı yanlışlardan dolayı çok defa çocuklar kendini mutsuz hissederler. Bak, tıpkı senin gibi... Sanki hataları yapan senmişsin gibi, nasıl da mutsuzluklar içine düşmüşsün. Halbuki yanlış yapan da sen değilsin ki, suçlu da sen değilsin... O halde sen, başkalarının yanlışını kendi yanlışın olarak sırtında taşımaktan vazgeç... Anlaştık mı?
3)Seninle anlaşmamız gereken bir başka konu da, senin ablalığın hakkında... Bak, senden küçük iki kardeşin var. Onların senin sevgine ve ilgine çok ihtiyaçları vardır şimdi. Sen bilgisayarın arkasında uğraşır dururken, senden sevgi bekleyen kardeşlerini ihmal ettiğini düşünmelisin. Onlara sevgini doyasıya ver ki, yarın onlar da senin gibi güçlü ve yardımsever olsunlar.
4)Son anlaşma maddemiz ise okulun hakkında... Derslerin kötü gittiğini söylemişsin. Okulların kapanmasına az bir zaman kaldı, gel bu son haftada bari okulda yeniden enerjik olalım. Herkes şaşırsın, "Büşra, sana ne oldu? Mutluluk ilacı mı içtin yoksa" desinler...
MUTLULUK REÇETESİ
Ama kimseye söyleme Mehmet Amca'nın sana mutluluk reçetesi verdiğini ve senin amcan olduğumu kimsecikler öğrenmesin tamam mı? Son bir şey daha söyleyeyim de öyle veda edeyim sana. Sen anne babanın seni sevip sevmediğinden şüphe etmişsin ya, sakın aklından çıkartma ki, çocuğunu sevmeyen hiçbir anne yoktur.
Hele ki babalar kızlarını çok çok severler. Ama insan bazen içine düştüğü zor durumların acısı ile çocuklarına çok yönelemezler, kendi dertleri ile uğraşırlar. Ama bu demek değil ki, annen ya da baban seni sevmiyorlar... Aklının bile ucundan geçirme böyle bir şeyi...
Şu an onlar birinci maddede yazdığım şeylerle meşguller, sen onları kendi hallerine bırak, seninle yaptığımız anlaşmaya uymaya bak... Anlaştık mı Büşra?
(Bu yazıda değerli katkı ve yardımlarından dolayı Pedagog Adem Güneş Bey'e çok özel teşekkürler ediyorum.)
Bugün