Melih Arat
Melih Arat; 21.Yüzyıl İçin Yönetim, Yönetimin Yazılı Olmayan Kuralları, Yönetimin Geleceği, Değişimin Liderleri, Kalitenin Seyir Defteri, 7. Vites, Sıra Dışı Yaşam Becerileri, El Yazısındaki Sır ve Okumayı Hızlı Öğreniyorum isimli kitapların yazarı; KalDer tarafından yayımlanan Öğrenen Organizasyonlar isimli kitabın eş yazarıdır. Kitaplarının yanı sıra radyo programları da hazırlayan Arat, Türkiye�de radyolarda yönetim konulu programlar (Değişim ve Yönetim; Bilgi Çağında Yönetim Programları) yapan ilk kişidir.
Arat, ayrıca ABD Hükümeti�nin Küreselleşme ve İş Dünyası programı için Türkiye�den davet edilen tek kişidir. Söz konusu program çerçevesinde önemli şirketlerde incelemelerde bulunmuş; Amerika�nın önemli üniversitelerinde kısa süreli eğitimler almıştır. Kalite Derneği�ne de 6 yıl Danışmanlık yapan Arat, Dokuz Eylül Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi�nde yüksek lisans sertifika öğrencilerine Öğrenen Organizasyonlar ve Teknoloji Yönetimi dersleri vermektedir. Arat�ın yayımlanmış makalelerinin sayısı birkaç binin üzerindedir. Melih Arat düzenli olarak Sabah, Milliyet, Finansal Forum, Dünya (Avrupa Baskısı) ve Zaman gazetelerinin insan kaynakları sayfalarına makale ve köşe yazıları yazmıştır/maktadır. Ayrıca KalDer�in Önce Kalite, Akbank�ın Akgüvercin, Human Resources dergilerine düzenli olarak makale yazmaktadır. Melih Arat, değişik yönetim danışmanlığı şirketleriyle işbirliği halinde danışmanlık ve seminer hizmetleri de vermektedir. MBA, Girişimcilik Okulu, Sıra Dışı Yaşam Becerileri programlarının mimarı ve sunucusudur. Uzmanlık alanı kişisel gelişim, iş stratejileri, kurumsal öğrenme ve yaratıcılıktır.
İstanbul Üniversitesi�nde Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü�nü bitiren Melih Arat, Dokuz Eylül Üniversitesi�nde MBA yapmış ve aynı üniversitede Amerikan Kültürü ve Edebiyatı Doktora programına devam etmiştir. Ayrıca New York Üniversitesi�nin Girişimcilik ve Yönetim Sertifika Programı�nı birincilikle tamamlamıştır.
|
|
Ömer'in ciddi bir odaklanma sorunu vardı. Ders çalışmak istiyor; ama ders çalışmaya oturunca hemen dikkati dağılıyor; aklına başka şeyler geliyordu. Bu durumun sonucu pek parlak değildi. |
Sınavlar iyi gitmiyordu. Hep yüksek not alan Kerem isminde bir sınıf arkadaşı vardı. Bir gün Kerem'e 'ders çalışmaya nasıl odaklandığını' sordu. Kerem de şaşırtıcı bir cevap verdi: "Ders çalışmayı oto yıkamacılardan öğrendim." Ömer şaşırmış bir şekilde "Nasıl yani?" dedi. Kerem anlatmaya başladı: "Ben altıncı sınıftayken hemen her öğrenci gibi ders çalışmaya odaklanamıyordum. Bana sıkıcı geliyordu. Bir gün babamla arabayı yıkatmaya gittik. Araba yıkamacıları dikkatlice izledim; önce arabayı hızlıca ıslattılar. Arabanın suları henüz üzerindeyken fırça ve sabunla bütün her yerinin üstünden geçtiler. Sonra tekrar hızlıca suyla duruladılar. Arabanın içini de elektrik süpürgesiyle alıp sildiler. Sonunda arabanın kaportasını da silerek pırıl pırıl hale getirdiler. Bütün işlem 25-30 dakika kadar sürdü. Çok kısa bir ara verip bir sonraki arabayı yıkamaya başladılar. Bütün bunları yaparken ne sıkılmış görünüyorlardı; ne de şikayetçi.
Sana komik gelebilir ama acaba ders çalışmaya oto yıkamacılar gibi yaklaşılabilir mi diye düşündüm. Sonra bunun akla yatkın bir fikir olduğuna kanaat getirdim. Evde dersi otuzar dakikalık bölümler halinde çalışacaktım. 30 dakika için kendime bir kitap bölümü ya da bir kitap bölümünün yarısını hedef seçecektim. Diyelim 20 sayfalık bir kitap bölümü seçtim çalışmak için. Önce arabayı ıslatır gibi, bu 20 sayfayı hızlıca baştan sona gözden geçiririm. Ardından aynı bölümü biraz daha yavaş dikkatlice, her satırın altından elimi hızla geçirerek okurum. Ama arabayı sabunlarken nasıl hiçbir yeri atlamıyorsam, bu aşamada da hiç atlamadan okurum.
Bir hızlı okuma seminerine katılmıştım. O kursta da eğer metni okumadan önce şöyle hızlıca bir gözden geçirecek olursak, esas okumada daha iyi bir anlama sağlayacağımızı söylemişlerdi. Oto yıkama tekniğini, ders çalışmaya uygulayınca aynı şey oluyordu. Hızlı okuma kursunun hocası Tuba Turgut'un söylediği çok ilginç bir şey daha vardı. Birçok insan yavaş okuyunca daha iyi anladığını zanneder. Tam aksine bir metni hızlı bir şekilde dört kez okursanız, neredeyse o metni ezberlersiniz. Oto yıkama yaklaşımıyla da olan buydu. Önce hızlıca metni gözden geçir (arabayı ıslat), ardından dikkatli ve satır atlamadan ama yine hızla oku (arabayı sabunla), ardından yine hızlıca metni baştan sona gözden geçir (arabayı durula), en sonunda yine metni dikkatlice baştan sona bir kere daha ama biraz daha yavaş bir şekilde oku (arabayı sil). Bütün bunları yaptığımızda metni dört kez ama hızlı bir şekilde okumuş oluyoruz.
Bu yöntemle bende odaklanma sorunu hiç kalmadı. Çünkü aklım yapacağım işin aşamalarında oluyordu. Üstelik bu iş uzun da sürmüyor. 30 dakika sonunda bırakıyorum. Eğer daha önce biterse daha önce bırakıyorum. Ardından küçük bir mola ve sonra yine çalışmaya devam. Arabayı iyi ve hızlı yıkayanlar iyi bir bahşiş alırlar. Benim de bahşişim sınav notlarım oluyor. Sınav notlarım iyi gelince ben de mutlu oluyorum, kendime güveniyorum ve bu başarımın sürmesini istiyorum. Benim sırrım bu."
Ömer: "Çok komik. Bir oto yıkamacısından ders çalışma tekniği öğrenilebileceğini rüyamda görsem inanmazdım. Ama anlaşılan o ki işe yarıyor." m.arat@zaman.com.tr
|
27 Aralık 2009, Pazar |
|